Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Düğünlerimiz ....

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
Aile yuvası, Müslümanın bir saadet merkezi, sırlarını gizlediği bir hane, kendisini pek çok günah ve kötülüklerden koruyan bir sığınaktır. Bundan dolayı bu ocağın ilk kuruluş safhalarında dikkatli olmak, tam bir İslâmî şuur içinde hareket etmek büyük bir ehemmiyet taşımaktadır.

Aile yuvası, bir binaya benzer. Bir binanın temeli ne kadar sağlam olursa, o binanın hayatı o kadar devamlı ve uzun olur.

Düğün merasimlerini İslâmın umumi haram ve helâl esasları çerçevesinde düşünmek gerekir. Çünkü evlenecek kimselerin yaşadığı çevre şartlan, örf ve âdetler çeşitlidir. Bunları teker teker tahlile tâbi tutup ayıklamak çok güç olacağından bu merasimlerde aranacak vasıf, İslama zıt olmamasıdır.

Sünnette belirtildiğine göre, nikâhta aranan şartlardan birisi ilân edilmesidir. Böyle; bir ilân meşru evlilikle gayr-i meşru münasebetleri birbirinden ayırır. Bu hususu Peygamber Efendimiz (a.s.m.) "Bu evlenme işini ilân edin, halka duyurun"(1), buyurarak tavsiye etmiştir.

Hangi erkeğin hangi kızla, kimin oğlunun kimin kızıyla evlendiğini çevreye duyuran vesileler ve evlilik merasimi olan düğünün açıktan, çevrenin geleneklerine göre İslâmî çerçevede kalmak kaydıyla birtakım eğlence ve şenliklerin yapılması bu "duyurma" işini gerçekleştiren şeylerdir.

Zaten düğünler birer sevinç ve sürür günüdür. O gün herkes sevinçlidir, neşelidir. Bu sevinç, bazen birtakım eğlence ve oyunlarla süslenerek dile getirilir. Fakat bu oyun ve eğlencelerdeki ölçü nasıl olmalıdır? Söylenecek türkü ve şarkılarda, oynanan oyunlarda mübahlık ve haramlık ölçüsü nedir?

Esas itibariyle, bizzat kendisi güzel olsa da, dinen yasak olan bir fiilin işlenmesine sebebiyet veren hareket, haramdır. Makamla söylenen sözlerde, oyun ve eğlencelerde haram olan unsurlar bulunuyorsa ona göre hüküm alır.

Hatta bunun içindir ki, sırf nikâhı ilân etmek maksadıyla davul, zurna ve boru gibi musikî âletlerinin düğünlerde çalınabileceğine cevaz verilmektedir. Davul ve zurna bazı yerlerde olduğu gibi kahramanlık türküleri ve mehter marşlarının söylenmesine eşlik edince meşru çerçevede, kalmış bulunmaktadır. İnsanın şehevî duygularına hitap etmediği için mubah sayılmaktadır. Fakat bugünkü düğünlerde davul-zurnanın eşliğinde yapılan merasimlerde gayr-ı meşru unsurlar karıştığından, onlar da haliyle haram yolda kullanılmaktadır. Bunun için de çalınmasına ruhsat verilmemektedir.

Düğünlerde ve sair zamanlarda mûsikî eşliğinde oynanan oyunlara gelince, bunun da birtakım şartlan vardır.Bir kere çalınan âlet ve söylenen parçalar belli çerçevede kalmalıdır. Bunun yanında oyun tutan kimseler yalan ve kötü sözler söylememeli, başkalarına gösterilmesi haram olan organlarını açmamalı, kadınlar kendilerine nâmahrem olan erkeklerin yanında oynamamalıdır. Oyun esnasında bunlardan birisi olursa, o haram sınıfına girer.
İmam Gazalî, düğün, bayram ve şenlik günlerinde erkeklerin kendi aralarında oyun tertip etmelerinde, raks etmelerinde bir mahzurun olmadığını kaydederek, ancak kadınların erkekler karşısında oynadığı oyunun haram olduğunu söyler.

Bunun için düğünlerde kadınlar kendi aralarında, yabancı bir erkek olmadan oynayıp eğlenebilirler. Aynı şekilde erkekler de meşru ölçüler çerçevesinde eğlenip oynayabilirler. Bu şekilde oynamak mubah olduğu gibi, onları seyretmek de mubahtır. Bütün bunlar tamamen ihtiyarîdir, kişinin arzu ve inisiyatifine bırakılmalıdır. "Düğün sahibidir,yakınıdır" diye mecbur tutulmamalıdır.

Düğünler, sünnetteki tavsiyelere uyularak, İslâmın nezahet ve temizliği çerçevesinde yapılırsa aynı zamanda güzel bir örnek olur. Çünkü evlilik gibi ebedî bir hayat arkadaşlığının temeli, geçici, dünyevî heveslerin, çürük ve bâtıl âdetlerin üzerine kurulmamalıdır. Buna hassasiyet gösterecek Müslümanların artması, aynı zamanda umûmî bir belâ gibi düğün merasimlerimize musallat olmuş örf, âdet ve millî geleneklerimize ters hareketlerden bizi milletçe kurtaracaktır.

Unutulmamalıdır ki, güzel örneklerin artması nispetinde şikâyetçi olduğumuz kötülüklerin önü alınacaktır. Yoksa hem şikâyetçi olup, hem de nefsimizi tesirinden kurtaramazsak,yanlışlıkların önü alınmaz.

1)Buhari, Nikah, 48.

Kaynak : Mehmet Paksu,Sorularla İslamiyet
 

Azra

New member
Katılım
15 Mar 2007
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Yaş
35
Konum
istanbul
çok güzel bi yazı herkez okumalı bence.
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
ALLAH razı olsun.. zaten buyakını diyerek zorlamalar öldürüyor adamı:mad:
adetler bilmem neler, bazen işin cılkını çıkarıyor yAW.. kadınlara vermeyecen düğün organizasyonunu.onlar bilmez:D:D şaka şakaa.

selametle..
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
ALLAH razı olsun.. zaten buyakını diyerek zorlamalar öldürüyor adamı:mad:
adetler bilmem neler, bazen işin cılkını çıkarıyor yAW.. kadınlara vermeyecen düğün organizasyonunu.onlar bilmez:D:D şaka şakaa.

selametle..
eğer bu işi kadına verirsen sizlerde taktir edersinizki, kadın zerafeti temsil eder ve fıtratı gereği zerafete önem verir bu nedenle isterki düğün şatafatlı olsun, erkekse zerafet bilmez işin özüne bakar erkek için sade olsada olur olmasada olduğundan işin ayarı sağlanması için düğün gibi organizasyonun erkeğe bırakılması taraftarıyım.
 
H

hüma-gül

Guest
Bencede kadinlar daha detayci erkekler öyle degilller.Daha yüzeysel yaklasiyolar böyle seylerde.Bencede ikisininde biseyler katmasi gerek.
 

mhmt

New member
Katılım
7 Kas 2006
Mesajlar
2,965
Tepkime puanı
715
Puanları
0
bence organizenin başında erkek olmakla beraber iki tarafında katkılaır olmalıdır tabiki.. kadınalrında, yapıması gerektiği halde erkeğin görmediği noktaları göreceği taraftarıyım..

selametle..(kadınlara ölüüüüüüüm:D)
 
H

hüma-gül

Guest
Tabiki kadinlar hep erkeklerin göremediklerini görürler zeten dedikya kadinlar detaycidir.Bence basda kadinlar olmali cünkü ozaman daha güzel olur dügün.:p Dügün dügüne benzer ozaman.

selametle(erkeklere ölüm):D
 

gulya

New member
Katılım
20 Ocak 2007
Mesajlar
743
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
38
Allah razi olsun.guzel paylasimdi gercekten
 

Azra

New member
Katılım
15 Mar 2007
Mesajlar
2,212
Tepkime puanı
13
Puanları
0
Yaş
35
Konum
istanbul
neeeeeeeeeeee kadınlara ölümmü kadınlar olmasa erkekler bişey yapamaz!!!
 

Asya

New member
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,020
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ýstanbul
kadınlar her şeyi organize etsin erkeler sadece parasını ödesinler.yormayalım onları.
 
Þ

þehadet

Guest
rose2kt4vy5xh2qe.gif
ALLAH RAZI OLSUN
 

leyla

New member
Katılım
6 Ara 2006
Mesajlar
209
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
36
çok teşekkür edriz seyfullah bey . ben size bir şey sormak istiyorum benim düğünüm yakın e biliyorsunuz kına yakılır kızlara ve arkasından oyun olur. ama dediğiniz gibi kadınlar kendi aralarında olcak ama benim hocam kendisi çarşaflı oyunlu müzikli olursa gelmem kınana dedi.söylediğine göre eskiden peygamberimiz zamanında def varmış onla eğlence olurmuş şimdiki defler bile zilliymiş müzikle oynamak doğru değilmiş gelecek nesil çürük yarasız olurmuş bunun gibi seyler söyledi bende korktum açıkçası doğrusu nedir acaba? kadınlar kendi aralarında oynması müzik eşliğinde doğru değilmidir? cevaplarsanız sevinirm.teşekkürler.....
 

Asya

New member
Katılım
27 Eyl 2006
Mesajlar
1,020
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Konum
Ýstanbul
sizin hocanız aşırı takva olanı söylemiş herhalde leyla hanım.
 

seyfullah putkýran

New member
Katılım
30 Eyl 2005
Mesajlar
5,807
Tepkime puanı
205
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Ruhlar Aleminden
Web sitesi
www.tevhidyolu.net
çok teşekkür edriz seyfullah bey . ben size bir şey sormak istiyorum benim düğünüm yakın e biliyorsunuz kına yakılır kızlara ve arkasından oyun olur. ama dediğiniz gibi kadınlar kendi aralarında olcak ama benim hocam kendisi çarşaflı oyunlu müzikli olursa gelmem kınana dedi.söylediğine göre eskiden peygamberimiz zamanında def varmış onla eğlence olurmuş şimdiki defler bile zilliymiş müzikle oynamak doğru değilmiş gelecek nesil çürük yarasız olurmuş bunun gibi seyler söyledi bende korktum açıkçası doğrusu nedir acaba? kadınlar kendi aralarında oynması müzik eşliğinde doğru değilmidir? cevaplarsanız sevinirm.teşekkürler.....

Müslüman milletimizin frenk ve ecnebî âdetlerinden uzak törenleri ve merasimleri vardır. Kına gecelerinde eğlenirler, düğünlerde eğlenirler, bayramlarda eğlenirler, muhtelif sevinç günlerinde eğlenirler; mutluluklarını, sevinçlerini ve kıvançlarını böylece paylaşırlar. Ama her eğlence için çizdikleri bir yol da vardır milletimizin. Kültürlerini, âdet ve geleneklerini, örf ve törelerini bir müstakim tarz ile, Allah’ın râzı olacağı ölçüler içinde biçimlendirmişler ve meşrûiyet kazandırmışlardır. Vahiy çizgisidir bu meşrûiyet ölçüsü. Milletimizin dem ve damarlarına işlemiş vahiy çizgisi, her adımda kendi rengini belli etmiş ve ağırlığını ortaya koymuştur.

Ancak frenk âdetleri ve ecnebî örfü kültürümüzün aklını başından aldığı günden beri kına gecelerimizde, düğünlerimizde, bayramlarımızda nasıl eğleneceğimizi, nasıl güleceğimizi, nasıl ağlayacağımızı, sevgimizi ve acımızı nasıl paylaşacağımızı unutmaya başladık biz. Aklımız karıştı. Ayaklarımız dolaştı. İçimizden hassasiyet sahipleri çıkıyor şükürler olsun; düşünüyor, bu böyle gitmez diye, gitmemeli diye; soruyor, gündeme getiriyor; en azından tartışılsın istiyor. Gidişâttan rahatsız oluyor besbelli. Çünkü şimdi biz neredeyse mefâhirimizden utanır olduk, övünç kaynaklarımızdan mahcubiyet duyar olduk. Eğlence de orta yerde, müzik de orta yerde, oyun da orta yerde icrâ edilir oldu şimdi. Kadın erkek... Allah ne verdiyse... Çağdaşlaştık ya!

Oysa bundan milletçe endîşe duyuyoruz aslında. Ahlâkın pây-i mal olmasından ıstırap duyuyoruz. Edepsizliklerden rahatsız oluyoruz. Fitneden ve haddini bilmez davranışlardan acı duyuyoruz.
Bu defa da bu endişemiz, dînimizin izin verdiği biçimi var mı yok mu demeden, eğlenceyi top yekûn kestirip atmamıza neden oluyor. Ağzımız yanmış çünkü; yoğurdu üfleyerek yiyoruz. Eğlenceye kapı açtık mı, insanlar ölçüyü kaçırıyorlar ve haram-helâl çizgisini birbirine karıştırıyorlar; ok yaydan çıkıyor bir kere, hâyâ ve utanma duygusu kayboluyor. Bâri eğlenmeyelim, diyoruz. Dînimizin müsaade ettiği ölçüleri bilsek bile, bütün eğlencelerden el etek çekiyoruz.

Oysa eğlence yok değil dînimizde. Dînimiz eğlenceye kapalı değildir, gülmeye ve oynamaya da kapalı değildir. Dînimiz ahlâk ve edep dışı davranışlara kapalıdır. Dînimiz iffetsizliklere, arsızlıklara, hayâsızlıklara kapalıdır. Dînimiz utanma duygusunun kalkmasına kapalıdır. Utanma duygusu kalkarsa, “Utanmazsan dilediğini yap!” buyuran Peygamber Efendimizi (asm) nasıl idrâk edeceğiz? İnsanın haramları işlerken “utanmaması”, haram işlemekten daha vahimdir. Asıl bundan korkmalıdır. Onun için ne yapıp edip, utanma duygusunu kaybetmemelidir.

Gelelim meşru eğlencenin yapılabilirliğine: Ebu Ümâme (ra) vefât ettiği zaman üç kızını Peygamber Efendimiz (asm) vesayeti altına almıştı. Hazret-i Âişe’nin (asm) terbiyesinde bulunan bu üç kızdan biri olan Fâriga’nın (ra), Ensar’dan Nebit ibn-i Câbir (ra) ile düğünlerinde Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Yâ Âişe! Hani sizin def çalıp şiir söyleyen şarkıcınız yok mu? Böyle eğlenceler Ensar’ın hoşuna gider.” (1)

Yine bir bayram günü millî oyunlarını ve rakslarını icrâ eden Habeş’li kadınları gören Allah Resûlü (asm), Hazret-i Âişe’nin (asm) seyretmesine müsaade buyurmuştur. (2)

Nitekim düğün, nişan, kına, bayram gibi sevinç günlerinde, aile içinde olmak kaydıyla, def ve çalgı çalınmasının ve kadınların ve çocukların eğlenmelerinin cevazı hususunda ulemâ ittifak halindedir. Binâenaleyh, düğünlerde, nişanlarda, kına gecelerinde ve muhtelif sevinç günlerinde kadınların, âile içinde veya mazbut ve kapalı alanlarda kendi aralarında müzik eşliğinde eğlenmelerinde bir sakınca yoktur.

Dipnot:
1-Buhârî, Nikah, 1811;
2-Aynî, Umdetü’l-Kârî, 3/358.
 
Üst Alt