Yöneten ve yönetilenlerin iyice birbirinden ayrıldığı bu dönemde orta sınıf nerdeyse yok denecek kadar azdır. Eserdeki maddi ve manevi dünya arasındaki çelişmelerin başlıca noktasını da bu oluşturmaktadır. Dostoyevski bu çelişkileri de dikkate alarak kendisiyle ve çevresiyle uyuşmayan, toplumsal eşitsizliklere karşı büyük bir nefret duyan, dürüst, düşünen, aydın bir gencin çok yönlü bir portresini çizer. Suç ve Ceza’nın psikolojik analizinin tüm bu ayrıntılar içinde kendini bulmaya çalışan yüzü Raskolnikov dünyasında can bulmuştur. Okul masraflarını karşılayamayacak kadar fakir bir öğrencinin yaşayacağı binlerce mutluluğa, kendi yarattığı dünyasında alınan kararları sayesinde, bir kötülük yaparak erişmesi fikri ve bu kötülüğün de, kendince, kötülük olmadığını ileri sürerek eyleme geçirmesi üzerine oluşan kurgu güçlü karakterlerle pekiştirilmiştir.
Elbette olay bir tek Raskolnikov üzerinde dönmez. Raskolnikov’un çevresindekilerle birlikte yaşadıkları sayesinde Erdem ve Yaşam Dostoyevski’nin güçlü kalemiyle analiz edilirken, paranın kazandıracağı saadet üzerinde de durulur. Her yolun Roma’ya çıkacağı kitabın başından beri belirlidir; ancak yaşamda ulaşılmak istenenin, erdeme kavuşmak için kullanılan araçların neler olacağının ve hatta tüm bunlardan ziyade, yaşamın amacının ne olması gerektiği son derece güçlü karakterlerle anlatılır