T
Tanyeri
Guest
Zevkle okuyacağınızı umuyoruz.
Yanılmadınız, aynen öyle okuduk.
Allah razı olsun.
Zevkle okuyacağınızı umuyoruz.
Merhaba Arkadaşlar:
islamcı nın yazdıklarına sonuna kadar katılıyorum. Hadisi ayetle eş değer tutanlar, kurana uygun olmayan davranışları sünnet diye diretenler zaten bu hadisler yüzünden çelişkiye düşmüyor mu? O kadar çok çelişki varki, hangisi ayıklayıp hangisini temizleyeceksiniz. Ben kendimce şöyle düşünüyorum. Bunu hadis ve sünneti redetmek olarak sakın algılamayın. Ben islamın muazzez peygamberinin Kurana aykırı tek bir hareket etmediğini, tek bir söz söylemediğini düşünüyorum. Çünkü Kuranın koruyucusu Allah, ancak hadisler için bu söz konusu değil. Üstelik biraz tarih bilgisi olanlar çok iyi bilir, hadisler peygamberimizin vefatından çok yıllar sonra kaleme alınmış, şüpheli sözlerdir. Bu yüzden tek ve güvenilir kaynak olarak Kurana bakmalı, hadis ve sünneti bu kaynak çerçevesinde inceler ve uygularsak, Allahın bizden istediklerini yerine getirme gayretlerimiz amacına ulaşır diye düşünüyorum.
Yukarıda bazı hadislerle örnek veren arkadaşımız ibrahimi, umarım o da en kısa zamanda durumunu düzeltir, tek kaynak olan kurana sığınır ve onun ışığında nelere itibar edip etmeyeceğine, Allahın hepimize verdiği en büyük nimet olan aklı sayesinde doğru yolu bulur diyorum.
Hepiniz Allaha emanet olasınız...
arkadaşlar bizden önce nice kavimler gelip geçmiştir. kuran indikten sonraki kavimlerden bahsediyorum. onlar açık yakalamaya çalışmış olsa gerekki bu ayetler vuku bulmuş.
yanlış anlamışsın bekir kardeş. ben aradıklarını söylüyorum. aramasalardı bu ayetler inmezdi demek istiyorum. aramışlarki bu ayetler indi.
ruşen kardeşim uyardığın için teşekkür etmek istiyorum. kelime oyunları yapıldığını söylediğin içinde teşekkür etmek istiyorum.
bu arada peygamberimiz lanet okumaz kurana göre konuşuyorum.
İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever. (maide 13)
İşte, verdikleri sözlerini bozmaları sebebiyledir ki onları lanetledik, kalplerini de kaskatı kıldık. Kelimeleri yerlerinden kaydırarak (tahrif edip) değiştiriyorlar. Akıllarından çıkarmamaları istenen şeylerden önemli bir kısmını da unuttular. (Ey Muhammed!) İçlerinden pek azı hariç, onların daima bir hainliğini görüyorsun. Yine de sen onları affet ve aldırış etme. Çünkü Allah iyilik yapanları sever. (maide 13)
evet ruşen kardeşim teşekkür ediyorum. dediğin gibi beni israil için inmiştir ayet. ve yahudilerin ne yaptıklarının ve yaptıkları zulüm karşısında bile peygamberimizin affetmesi gerekliliği var.
ayette ne diyor. dediğimiz sözleri yerlerini değiştirip saptırmaya ve anlamlarını değiştiriyorlar diyor. sen bunların böyle yaptığını bildiğin halde onları affet diyor.sen bunları affeden kişinin kendi kavmini lanetlemesini doğru bulur musun? peygamberimiz hiçbir zaman lanetleyen olmamıştır. o sadece Allah(c.c.) emrine uymuştur.
birde ayetler sadece bir kişiye değil binlerce kişiye iniyor. okuyup ders almaları için. beni israil ve onun gibi milyonlarca insanada ders oluyor. selametle.
Allah razı olsun kardeşim, Kuran'a göre konuşmak güzeldir. bu ayet-i kerime verdikleri sözlere riayet etmeyen Beni İsrail hakkında inmiştir. Kuran'da da bir çok ayet-i kerimede sözlerine, ahdlerine hiç bir şekilde riayet etmeyen Beni İsrail'den bahsedilir,Zaten Maide suresini başından itibaren okursan konunun Beni İsrail'le ilgili olduğunu anlayacaksın.Rabbimiz bu ayet-i kerimeyle Peygamber Efendimize yahudiler karşısında takınması gereken tumuma dikkat çekmiştir. Hatta Peygamber Efendimize bir yahudi kadın suikast düzenlemiş, Peygamber Efendimiz bu ayet-i kerimeye istinaden kadını affetmiştir.
Öncelikle paylaşımda ki nezaketinden dolayı kutluyorum seni ruşen kardeşim.Bir hukukçu olarak fikri karşıtlığın insana muhabbete engel olamayacağını saygılı üslubunla ortaya koyuyorsun.Tebrikler
Mesajını okurken aklıma şu takıldı şayet biz ayetleri yada bütün olarak sureleri falana inmişti filana inmişti düşüncesi ile ele alırsak öncelikle Kur'an ın çağlar üstü bir Furkan olma özelliğine gölge düşmezmi?Bu yaklaşım KUR'AN ın son noktasının konularak kıyamete kadar insanlığa hitab etme misyonuna engel olmazmı? Böyle bir yaklaşım yani her toplum ve kavme özel ayetler ve sureler inmiştir yaklaşımı Kıyamete kadar vahyin devamı gereğini doğurmazmı? Yoksa olaya şöylemi yaklaşmalıyız ? Evet bu ayetler Beni israil oğullarına inmiştir ama onların şahsında tüm insanlığa kıyamete kadar aynı ve benzeri durumlarda yol gösterici olmak kaydıyle.Efendimize düzenlenen suikastte sergilenen tavrın önümüzde durması efendimizin Rahmet ve şefkat peygamberi olması yanında bizler içinde müşahhas bir örnek teşkil etmekte değilmidir? Kısaca KUR'AN a müslümanın yaklaşımı peygamberi bir metod ve Rabbani bir yönelişle olmalı değilmidir? Kurduğum cümleler soru kipinde olduğu için üzerine alınma değerli kardeşim.Mesajı okuyan bütün kardeşlerim bu soruları kendine sormalı ve cevapları nefislerinde verebilmeli diye düşündüğüm için bu tarz bir üslubu benimsemenin doğru olacağını düşündüm.Allah ın c.c rahmet ve bereketi sizlerle olsun.Dua ile
Bir tefsir okurken diyorki, şu ayet mekkli müşriklerin şu olayına hitaben nazil oldu, şimdi diyelimki aklı kıt biri dese ki ben mekkeli müşrik değilim, bu ayet beni bağlamaz, bu düşünceye kim engel olabilir. Böyle ayırımlar biraz tehlike arzediyor bana göre, bu yüzden tek kıstasımız kuran olmalı ve kuranın evrensel olduğunu, her çağa, her topluma, her akıla hitap ettiğini aklımızdan çıkarmamamız gerekir düşüncesindeyim.Nezaket ve saygı karşılıklı iletişimde temel ilkemizdir. Bu ve benzeri platformlarda ortak bir sinerjimiz oluyor, bilgilerimiz, düşüncelerimiz karşılıklı bir mizan etrafında dönmekte. İnsan her şeyden önce saygı duyulması gereken eşref-i mahluktur ki, saygı ve edeb olmadan hiç bir şey yapılamayacağını düşünüyorum.İnsanları sırf bizimle aynı fikirde değil diye aşağılamak, hakaret etmek hoş değil. İnsan ne olursa olsun saygı duyulmaya layıktır.Önemli olan karşıdaki insanın iyi niyetine inanmak, art niyetli olmadığı noktasında şüple göstermemektir..
Bu sözlerinize kesinlikle katılıyorum...
Kuran-ı Kerim elbette zaman ve mekan sınırı olmayan (nesh kavramını burada saklı tutuyorum.) Parantezi açarsanız ne demek istediğinizi daha iyi anlayacağım..
ilahi bir mesajdır ki, Kuran'daki her ayet sadece indiği zamanda değil, kıyamete kadar geçerli olacaktır.İlahi nur, dünya döndükçe geçerli olacaktır. Kuran'ın bir mantığı vardır. Bu mantığı kavramak ise ihlasla olur. Mesela Hz. Ömer ( r.a.) peygamberimiz vefat ettikten sonra mut'a nikahını yasaklamak gibi, teravih namazının cemaatle kılınması gibi kararları olmuştur, .... muta nikahı ile ilgili kuranda bir ibare yok, ayrıca teravih namazı ile ilgili de bir ibare yok, konu birde bu yönden değerlendirilmelidir diyoru....
işte onun zamanında yaşayan sahabeler.... sahabelere bakalım ancak tek kıstasımız kuran olmalıdır diyorum...
Hz.Ömer (r.a.) hakkında " O Kuran mantığını anlamış birisi, onun fetvasına karşı olmaktan Allah'a sığınırım " demişlerdir. işte Hz.Ömer ( ra.a.) bizlere birer örnektir. İşte o büyük insan Kuran mesajını idrak etmişti, gecenin bir vaktinde şamdanını değiştiren saik de işte buydu. Bu nedenle her müslüman birer Hazreti Ömer olmalıdır, onun izlediği yolu izlemelidir.
Kuran'ı anlamak sadece meal okumakla olmaz. Kuranla yoğrulmuş bir hayatı benimseyen kişinin hadis ilmini sindirmesi gerekli. ..... bahsettiğiniz ilimde kuranla çelişen bir sürü rivayet varsa ve bu rivayetlerine bazılarına birileri sahih birileri değil diyorsa, bu sahih ya da değil mantığı kime göre değil ya da sahih bu düşünülmeli ve bu yüzden tek kıstas kuran olmalı diyorum...
Zira her ayetin inmesinde sebebler vardır, belirli olaylar olmuştur, sorunlar olmuştur, Rabbimiz bu vesileyle ayetlerini indirmiştir.İşte o vesileleri, şartları öğrenince Kuran'ı daha iyi anlarız. Zaten tefsirlerde bu konulara çok önem verildiğini de görmekteyiz. Demek ki, başlı başına olmasa da, o sebeb ve şartlar, ayetleri anlamamızda bize
yardımcı olur.
Bir tefsir okurken diyorki, şu ayet mekkli müşriklerin şu olayına hitaben nazil oldu, şimdi diyelimki aklı kıt biri dese ki ben mekkeli müşrik değilim, bu ayet beni bağlamaz, bu düşünceye kim engel olabilir. Böyle ayırımlar biraz tehlike arzediyor bana göre, bu yüzden tek kıstasımız kuran olmalı ve kuranın evrensel olduğunu, her çağa, her topluma, her akıla hitap ettiğini aklımızdan çıkarmamamız gerekir düşüncesindeyim.
Çok özel not: Bu sitede yeni olduğum için renkleri nasıl kullanacağımı, yazı düzeni vs inanın bilmiyorum, hoşgörünüze sığınarak yapabildiğim kadarıyla dümdüz yazdım, özür dilerim arkadaşlar.
Hepiniz Allaha emanet olasınız...
Sevgili ruşen-alp:
Peygamberin hangi sünnetine savaş açmışlar, bunu biraz açıklarmısın lütfen...
Hepiniz Allaha emanet olasınız...
Şimdi kardeşim evvela şunu söylemek istiyorum, tek kıstasımız elbette KURAN, bir insanın hayatına yön verecek olan ve güzel bir finalle bitirecek olan kılavuz Kuran-ı Kerimdir. Bizler hiç bir zaman bunun aksini savunmadık, önemli olan Kuran'ın gösterdiği yolda ilerleyebilmektir. Jenaretörleri açarak, ışık hüzmelerinden nasiplenmektir.Kuran-ı anlamak , idrak edebilmek. Kuran-ı Kerim'i bir bütün halinde kabul edebilmek, Rasulullah'ın yolunda ilerleyebilmektir. Yalnız kardeşim şeytan insana sağdan da yaklaşırmış, yalnız Kuran deyip, Rasullullah'ın sünnetine savaş açanlar var. Rabbim bizleri sırat-ı müstakimden ayırmasın.
We get it, advertisements are annoying!
Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.