Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
Batir Allah'im Batir!
- Konbuyu başlatan ahmet yasin
- Başlangıç tarihi
Neml Suresi 80 Sen, ölülere işittiremezsin. Eğer dönüp giderlerse, sağırlara da çağrıyı duyuramazsın.
Ahh canım kardeşim, Allah Peygamberine bile, SEN ÖLÜLERE İŞİTTİREMEZSİN diye hitap ederken, bizim evvelakıllılar nasıl oluyorsa asırlık ölülere duyurabiliyor, onları imdada çağırabiliyorlar.. Dmek ki bunların hamurunda Peygamberüstü (haşa) bir maya var!.. Başka nasıl izah edilebilir ki bu zırva.. Allah feraset sahibi olanlardan eylesin
Bakın, hiddetli değilim diyorsunuz ama, her kelimeniz patlamaya hazır bomba gibi, inanın kendinize ve sağlığınıza bir zarar vereceksiniz diye adınıza korkar oldum, asıl siz sağlıcakla kalın, sağlık önemli bir nimettir çünkü..
Batır Allah'ım batır sevgili Mustafa İslamoğlu'nun Hilal Tv'de aracı koymak ile ilgili sohbetinde bu anlayışı sembolize eden bir öyküydü,görüyorumki gerçeklik payı varmış!
Eee Türkiye Gazetesi Evliyalar Ansiklopedisini kendine kaynak edinenlere bizim söyleyeceğimiz bir şey yok diyemiyeceğim var adını siz koyun!
- - - - boşluğu siz doldurun!
Eee Türkiye Gazetesi Evliyalar Ansiklopedisini kendine kaynak edinenlere bizim söyleyeceğimiz bir şey yok diyemiyeceğim var adını siz koyun!
- - - - boşluğu siz doldurun!
sevgili kardeşim Kurana göre tabiat farz
mürşid farz
mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır
Abenim canım kardeşim
isra 71
ayet diyorki sizi imamlarınızla çağıracağım
diyen ALLAH EMREDEN ALLAH MÜRŞİDİ FARZ KILAN ALLAH SENSE ALLAHIN HÜKÜMLERİNE ÇAĞIRIYORUM DİYORSUN
MÜRŞİDİ İNKAR EDİYOSUN
MÜRŞİDE TABİ OLMAK ONUN ÖNÜNDE EĞİLMEK NEFSDE ZOR GELİR
AMA KOSKOCA FATİH E ZOR GELMEMİŞ Kİ AKŞEMSEDDİN HZ LERİNE TABİ OLMUŞ
SEN FATİH KADAR VARMISIN
KOSKOCA SELİMİN AMACI NEYKİ BU ZAMANA NE ANLATMAK İSTİYORKİ MÜRŞİDİNİN AYAĞININ ÇOMURUNA BULANMIŞ HIRKASININ BAŞ UCUNA KONMASINI VASİYET OLARAK EMRETMİŞ
HACI BAYRAM VELİ 2NCİ MURATA NASIL OLUYORDA OĞLU FATİHİN İSTANBUL U ALACAĞININ MÜJDESİNİ SENELER ÖNCE VERMİŞ
YUNUS TAPTUK EMRE YE NASIL NASIL AŞIK OLMUŞ
MEVLANAYI YETİŞTİREN ŞEMS TİRMİZİ KİM
ABENİM CANIM KARDEŞİM BUNLARI GÖRMEMEK İÇİ,N KÖR OLMAK LAZIM
PEYGAMBER EFENDİMİZ S.A.V.MİN VARİSLERİ KIYAMETE KADAR VAR OLACAK HER DEVİRDE HER MİLLETTE
OSMANLI DERKİ KENDİSİ MUHTACI HİMMET BİR DEDE
(YANİ KENDİSİ BİR MÜRŞİDİN HİMMETİNE MUHTAC)
GAYRİYE NASIL HİMMET EDE
(BAŞKASINA NASIL HİMMET ETSİN)
MÜRŞİDİ ALLAH TAHİN EDER DİYANET DEĞİL
KİM ALLAH A ULAŞMAYI DİLEMEZ VE SABIRLA VE NAMAZLA KENDİSİNİN ALLAH A ERMESİNE VESİLE OLACAK PEYGAMBER S.A.V. VARİSİNİ ALLAH A SORMAZSA GİDECEĞİ YER EBEDİ CEHENNEMDİR
NE YAPARSA YAPSIN
İSLAM BUDUR
TESLİMDİR
ALLAH A TESLİM
PEYGAMBERİNE TESLİM
MÜRŞİDİNE TESLİM
abenim biricik kardeşim
Mürşid farzdır diyor kuran
Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır
kanun bu
bir Allah dostunun eteğinde el öpmek eğilmek nefse zor gelir
iblis de o yüzden kovuldu
İSRA-71: Yevme ned’û kulle unâsin bi imâmihim, fe men ûtiye kitâbehû bi yemînihî fe ulâike yakreûne kitâbehum ve lâ yuzlemûne fetîlâ(fetîlen).
O gün bütün insanları, (Allah’ın tayin ettiği) imamları ile çağırırız. O zaman kitabı sağdan verilen kimseler, böylece kitaplarını okurlar. Ve (onlara) zerre kadar zulmedilmez (haksızlığa uğratılmaz).
tabiat farzdır Allah ın kuranda ki emirleri üzerimize farzdır
LOKMAN-15: Ve in câhedâke alâ en tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutı’humâ ve sâhibhumâ fîd dunyâ magrûfen vettebi’ sebîle men enâbe ileyy (ileyye), summe ileyye merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn (ta’melûne).
Bilgin olmayan bir şey hakkında, şirk koşman için seninle mücâdele ederlerse, ikisine de itaat etme! Ve dünyada onlara güzellikle sahip ol. Bana yönelenlerin (ruhunu Bana ulaştırmak üzere yola çıkaranların) yoluna tâbî ol. Sonra dönüşünüz Banadır. O zaman yaptığınız şeyleri size haber vereceğim.
delaletteki lere Allah a ulaşmayı dilemeyenlere mürşidini göstermez Allah onlara mürşid tahin etmez
KEHF-17: Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden). Ve güneşin doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah’ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah’a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.
bunlar onlarca ayetten bir kaçı
senelerdir baktığını iddia eddiğin kuranın ayetleri
iyi incele inşaalah
Mürşid farzdır diyor kuran
Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır
kanun bu
bir Allah dostunun eteğinde el öpmek eğilmek nefse zor gelir
iblis de o yüzden kovuldu
İSRA-71: Yevme ned’û kulle unâsin bi imâmihim, fe men ûtiye kitâbehû bi yemînihî fe ulâike yakreûne kitâbehum ve lâ yuzlemûne fetîlâ(fetîlen).
O gün bütün insanları, (Allah’ın tayin ettiği) imamları ile çağırırız. O zaman kitabı sağdan verilen kimseler, böylece kitaplarını okurlar. Ve (onlara) zerre kadar zulmedilmez (haksızlığa uğratılmaz).
tabiat farzdır Allah ın kuranda ki emirleri üzerimize farzdır
LOKMAN-15: Ve in câhedâke alâ en tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutı’humâ ve sâhibhumâ fîd dunyâ magrûfen vettebi’ sebîle men enâbe ileyy (ileyye), summe ileyye merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn (ta’melûne).
Bilgin olmayan bir şey hakkında, şirk koşman için seninle mücâdele ederlerse, ikisine de itaat etme! Ve dünyada onlara güzellikle sahip ol. Bana yönelenlerin (ruhunu Bana ulaştırmak üzere yola çıkaranların) yoluna tâbî ol. Sonra dönüşünüz Banadır. O zaman yaptığınız şeyleri size haber vereceğim.
delaletteki lere Allah a ulaşmayı dilemeyenlere mürşidini göstermez Allah onlara mürşid tahin etmez
KEHF-17: Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden). Ve güneşin doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah’ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah’a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.
bunlar onlarca ayetten bir kaçı
senelerdir baktığını iddia eddiğin kuranın ayetleri
iyi incele inşaalah
Ne diyorsun sen ya yemin ediyorum hiç bir şey anlamıyorum ...Şunu artık açıkça söylemek istiyorum....Biz kur'anı kerime inanıyor ve önem veriyoruz...Kur'anı kerimi anlayıp dinimizi sağlam bir şekilde öğrenebilmek için fıkıh kitaplarındanda destek alarak asıl kitabımız kur'anı anlamaya çalışıyoruz
Ya NASIL HİDDETLİ OLMAM YA DELİRTME BENİ....EVET BOMBAYIM VARMI Bİ DİYECEĞİN...SİZ ÇIKMIŞSINIZ İSLAMİYETİ YAYAN İNSANLARA DİNİ TAM YAŞAYAMAYANLARA YARDIMCI OLAN DERS VEREN İNSANLARA HAKARET EDİYORSUNUZ...NEFES ALDIĞIM MÜDDETÇE ASLA LAF ETTİRTMEM BÜYÜK ZATLARA...BİZİM İNANCIMIZ SİZİNKİYLE AYNI FARKLI OLAN BİR TARAFI BİZ EVLİYALARA SAYGI GÖSTERİYOR VE DEĞER VERİYORUZ...SİZ DİNE HİZMET ETMİŞ İNSANLARA SAYGI GÖSTERMİYORSUNUZ ARAMIZDAKİ FARK BU
bir gemi hikayeside benden olsun...
zamanın ahvalinde bir papz yolculuk ediyor, bu papz kibirli bişey ama ve gemiye biniyor. bir zaman geçince fırtına çıkıyor ve gemi bu fırtınada yaralanıyor , ve batmaya başlıyor . ve kaptan herkes can yeleğini giymesini söylüyor herkes giyerken papaz ben giymiyorum bir kaptana uyucak değilim, beni Rabbim kurtarır diyor... vel hasılı kelam herkes yeleniği giyip hemen gemideki yedek sandala biniyor papaz diyor ben binmem Rabbim beni kurtarır, diyo rgiden gidiyor bir papaz birde gemi kalıyor ama gemi hala batmakta görevliler dayanmıyor daha büyük bir gemi yolluyorlar , ama papaz bunuda red ediyor Rabbim beni kurtarır diyor , sonra görevliler dayanamıyor birde balaonla gidip ip sarkıtıyorlar son olarak, o onuda red ediyor gidin beni Rabbim kurtarıcak... derken papaz boğulur...sonra papaz mahşerde yakınır.. Rabbim seni okadar bekledim neden yardım etmedin neden benim boğulmama izin verdin diyince bir ses;
Ey kulum o sandali, gemiyi, balonu kimin yolladığını zannediyosun?
evet sevgili kardeşlerim buda benden size bir gemi hikayesi , Ya rabbim kimi zaman vesioleleri siz e yollar onlar sizi uyarırı ama kul sanki ilahi bir el beklercesine onu red eder, ama hakikatten uzak olan kul hakikat içinde zannedip boğulur Rabbim bize yolladığı vesilelerden yararlanmayı , ve hakkta zannedip boğulanlardan olmamayı nasip etsin...
5/MAİDE-35: Yâ eyyuhellezîne âmenûttekûllâhe vebtegû ileyhil vesîlete ve câhidû fî sebîlihi leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Ey âmenû olanlar!!! Allah’a karşı takva sahibi olun ve O’na ulaştıracak vesileyi isteyin. Ve O’nun yolunda cihad edin. Umulur ki; siz felâha erersiniz.
35:37. Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.
Allah a emanet olsun sevgi değer kardeşlerim...
Seyfullah senin anlattığın hikaye ile Ayşegül'ün anlattığı hikaye birbirine zıt. Senin hikayendeki vesileler meşru. Papaz efendi Allah'ı ve Allah'ın yardımını doğru algılayamamış. Ayşegül'ün hikayesinde ise papaza uzanmayan "ilahi el" nasılsa uzanıyor! Abdurrahman b Abdullah isimli biri her nasılsa bulunduğu yerden herhangi bir vasıtaya binmeden bir anda gemiye geliyor. Oradaki insanların yapamadığını tek başına yapıp bir anda vasıtasız kayboluyor. Demek ki bu şahıs "ilahi" güçlere sahip biri.
İnsanın tehlikeli anlarda Allah'ın yarattığı meşru vesilelere tutunmasında hiçbir problem yok (hasta iken ilaç içmek, doktora gitmek, denizde boğulmak üzere iken sahildeki ya da denizdeki birinden yardım istemek, ya da atılan can yeleğini giymek vs). Problem, bizden haberi olmayan birinin bizi duyacağına, göreceğine inanmak, onun vasıtasız olarak bize ulaşacağına ya da yardım edeceğine inanmak. Bizi her halimizle yalnızca yegane Rabbimiz Yüce Allah görebilir.
Selamlar!
S
Evet, lafızperestlik bir hastalıktır; fakat bilinmez ki hastalıktır.
Lafızperestlik nasıl bir hastalıktır; öyle de, suretperestlik, üslupperestlik ve teşbihperestlik ve hayalperestlik ve kafiyeperestlik hem hikayeperestlik birer hastalıktır. Şimdi -bu devirde- sayılanların hepsi, ifratla, tam bir hastalık ve manayı kendine feda edecek derecede bir maraz olmuştur. Hatta bir zarif bir söz söylemek adına veya kafiyenin hatırı için, veya anlatmak istediklerini anlatabilme adına gerçekle alakasız hikayeler uydurmaya, edepte edepsizlik etmeye devam ediyorlar.
Evet, lafı süslemeli, fakat manada doğallık istemek şartı ile. Ve mananın görünüşüne haşmet vermeli, fakat mealin iznini almak şartıyla. Ve üsluba parlaklık vermeli, fakat bunu yapanın yeteneği müsait olmak şartıyla. Ve benzetmelere parlaklık vermeli, fakat taleb edilen,açıklanmak istenilen konunun münasebetini göze almak ve rızasını tahsil etmek şartıyla. Ve hayale akıcılık ve şaşaa vermeli, fakat hakikati incitmemek ve ağır gelmemek ve hakikate misal olmak ve hakikatten yardım istemek şartıyla gerektir.
Şimdi tamamen uydurma olan bir hikaye ile hakikatleri bina etmye çalışmanın hiç bir yerine mantık girmemiştir. Beyhudedir.
vesselam
Lafızperestlik nasıl bir hastalıktır; öyle de, suretperestlik, üslupperestlik ve teşbihperestlik ve hayalperestlik ve kafiyeperestlik hem hikayeperestlik birer hastalıktır. Şimdi -bu devirde- sayılanların hepsi, ifratla, tam bir hastalık ve manayı kendine feda edecek derecede bir maraz olmuştur. Hatta bir zarif bir söz söylemek adına veya kafiyenin hatırı için, veya anlatmak istediklerini anlatabilme adına gerçekle alakasız hikayeler uydurmaya, edepte edepsizlik etmeye devam ediyorlar.
Evet, lafı süslemeli, fakat manada doğallık istemek şartı ile. Ve mananın görünüşüne haşmet vermeli, fakat mealin iznini almak şartıyla. Ve üsluba parlaklık vermeli, fakat bunu yapanın yeteneği müsait olmak şartıyla. Ve benzetmelere parlaklık vermeli, fakat taleb edilen,açıklanmak istenilen konunun münasebetini göze almak ve rızasını tahsil etmek şartıyla. Ve hayale akıcılık ve şaşaa vermeli, fakat hakikati incitmemek ve ağır gelmemek ve hakikate misal olmak ve hakikatten yardım istemek şartıyla gerektir.
Şimdi tamamen uydurma olan bir hikaye ile hakikatleri bina etmye çalışmanın hiç bir yerine mantık girmemiştir. Beyhudedir.
vesselam
Allah'u Teala şeytana da bazı güçler vermiştir...Bu ilahi bir güçmüdür?...Haşa...BuAllah'ın taktiridir...Düşmanına bazı güçler verdiyse rabbim dostlarınada bir takım güçler verebilir...Bu ona zor değildir...Peygamber efendimiizinde bazı güçleri mevcuttu...Allah ona'da vermiştir...Misal Peygamber efendimizi bıçaklayacakları zaman peygamber efendimiz düşmanlarının gözü önünde dışarıya çıkıp gitmiştir ve düşmanları onu görememiştir...
Allah cc. bizi sebepler dairesinde sınav etmektedir ama dilediğindede sebepleri ortadan kaldırır.Bu O nun için zor değil aksine çok kolaydır
İbrahim 22: İş hükme bağlanıp-bitince, şeytan der ki: 'Doğrusu, Allah, size gerçek olan va'di va'detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtacak değilim, siz de beni kurtacak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acı bir azab vardır.'
Allah hiçbir insana olağanüstü bir güç vermemiştir. Her insan Allah'ın yasalarına tabidir. Üstteki ayette de şeytanın ağzından bir itiraf nakledilir; zorlayıcı bir gücü olmadığına dair. Maalesef peygamberlerin de öyle olağanüstü bir güçleri yoktur. Hepsi beşerdir ve beşerin tabi olduğu yasalara tabidir. Hepsine selam olsun!
Selamlar!
sizin kaybolma dediğin bizim tayyi mekan dediğimiz şey , ve bunu Rabbime isyan eden şeytana bile verimişken bu denle basit bir iş Rabbimin velisi için çok daha kolaydır. bu sebeple okadar şaşırtıcı bir olay değil bir ikincisi ve ilahi bir özellik dğeil tayyi mekan bir mekandan başka bir mekana ışınlanma gibi bir durum ki ilha olan varlık mekandan münezehtir bu sebebeple tayyi mekan ilahi bir özellik değildir, yalnız kadir mutlağın izniyle gerçekleşir. ve buda Rabbimin kullarına veridği bir özelliktirki bu iştede vesile vardır. oda veli ile Rahman arasındaki münasebet ve velinin duasıdır. yani vesile hep vardır...
chamdali' Alıntı:
Bakara Suresi
60 »« Musa (çölde) kavmi için su istemişti de biz ona: Değneğinle taşa vur! demiştik. Derhal (taştan) oniki kaynak fışkırdı. Her bölük, içeceği kaynağı bildi. (Onlara) Allah'ın rızkından yeyin, için, sakın yeryüzünde bozgunculuk etmeyin, dedik.
72 »« Hani siz bir adam öldürmüştünüz de onun hakkında birbirinizle atışmıştınız. Halbuki Allah gizlemekte olduğunuzu ortaya çıkaracaktır.
73 »« "Haydi, şimdi (öldürülen) adama, (kesilen ineğin) bir parçasıyla vurun" dedik. Böylece Allah ölüleri diriltir ve düşünesiniz diye size âyetlerini (Peygamberine verdiği mucizelerini) gösterir.
Maide Suresi
110 »« Allah o zaman şöyle diyecek: "Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene (verdiğim) nimetimi hatırla! Hani seni mukaddes ruh (Cebrail) ile desteklemiştim; (bu sayede) sen beşikte iken de yetişkin çağında da insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı (okuyup yazmayı), hikmeti, Tevrat ve İncil'i öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan, kuş şeklinde bir şey yapıyordun da ona üflüyordun, hemen benim iznimle o bir kuş oluyordu. Yine benim iznimle anadan doğma körü ve alacalıyı iyileştiriyordun. Ölüleri benim iznimle (hayata) çıkarıyordun. Hani İsrailoğullarını (seni öldürmekten) engellemiştim; kendilerine apaçık deliller (mucizeler) getirdiğin zaman içlerinden inkâr edenler, "Bu, apaçık bir sihirden başka bir şey değildir" demişlerdi.
DEMEKKİ ALLAH'IN İZNİ İLE OLUYORMUŞ!!!!
Allah'ın iznini,kudretini delil olarak gösteremezsiniz çünkü O'nun gücü her şeye yeter!
İlk anlatılan hikayede aracılık var şirk olan,ikinci hikayede ise sebeb-sonuç ilişkisi var.Ama siz aklınızı tasavvuf gerçeklerinin emrine verenler aradaki farkı farkedemezsiniz!Aklını tasavvufa,mürşidlere teslim edenler tefekkür edemezler!
İlk anlatılan hikayede aracılık var şirk olan,ikinci hikayede ise sebeb-sonuç ilişkisi var.Ama siz aklınızı tasavvuf gerçeklerinin emrine verenler aradaki farkı farkedemezsiniz!Aklını tasavvufa,mürşidlere teslim edenler tefekkür edemezler!
Yazılarınız neden hiç mantıklım değilde suçlayıcı...Allah onlarada belli güçler vermiş işte niye kabul etmiyosun hayır inkar inkar nereye kadar?
