Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
Aylık dergi...
- Konbuyu başlatan ekreme
- Başlangıç tarihi
Türkiye, seçim sonuçlarının netleşmesiyle birlikte, sürekli hatırlattığımız “savaş süreci”ne ilk adımını atarak girdi. Bu seçim, Anadolu İslâm İhtilâli’nin hız ve kuvvet kazanmasına vesile olacak Allah’ın izniyle… Bereketli olsun!
Bu seçimlerde AKP değil, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde saldırıya maruz kalan başörtüsü oy almıştır.
Bu seçimde AKP değil, namaz kılan çocuklar oy almıştır.
Bu seçimde AKP değil, e-muhtıralarda saldırılan başörtülü kızlarımız oy almıştır.
Bu seçimde AKP değil, beş yaşındaki Kur’an Kursu talebesi çocuklarımız oy almıştır.
AKP’nin seçim zaferini bir de, Kuzey Irak’a yapılması düşünülen askerî operasyona evlatlarını yollamayı istemeyen halkın korkusuna bağlamalıyız; bu hakikat!
Bu seçimde açılan sandıklar, “Laiklik harcı”nın bittiğini, Atatürk’ün partisi CHP faşizminin sonunu ilân etmiştir. Cumhuriyet gazetesinde çizilen, başörtüsüne “domuzca” saldıran karikatürü hatırladınız… Ruhlarının harcında bulunan şeyin ne olduğunu kapaktaki resime bakarak anlayabilirsiniz!
AKP’ye gösterilen teveccüh, Tayyip ve kadrosunun şahsiyetinden dolayı değil, Allahsız ulusalcılığın Anadolu halkını düşman bilip hakir görmesinden ötürüdür. AKP’nin oy patlaması “bu iş din bahsi oldu” diyen halkımızın laiklere olan hışmının kuvvetindendir.
Haftalık BARAN dergisi’nin 28. sayısında şu ifadelere yer veriliyordu: “Daha önceki sayılarımızda da defalarca izah ettiğimiz gibi, samimi, saf, masum halk kitlelerinin AKP’ye gösterdiği ilgi mürtedlerin şahsından ziyade 80 yıldır Kemalist oligarşiye duyulan tepkidendir.”
İktidardaki idarecilerin fikri ne olursa olsun halkın daima kendine has, his ve sezgileri vardır. Seçim sonuçlarıyla ortaya koyulan hınçlı tepki, AKP’nin bu hıncın altında ezilmesine yol açacaktır.
Halkın iktidara meyli, kadının erkeğine olan meyline benzer. Sahiplenme duygusu! AKP’de bu halkı, onun inançlarını ve değerlerini sahiplenecek yürek yoktur!
Bu açık ve net olarak cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarında görüldü. AKP’iler sıkıştı mı, ya merdivenleri üçer beşer atlayıp kaçar veya ilk rastladığı köşeden sapar!
“Düşmanına karşı nefret duygusu olmayan ondan korkar” der Dostoyevski… Ne kadar doğru! AKP’de halkın nefretini gösterebilecek en basit siyasi şahsiyeti temsil kabiliyeti yoktur. Onlar korkularının esiri olmuş, halkın nefretini cepheden karşılayamayan laiklerin aldığı siyasi-sosyal tedbirlerden imkân ve varlık bulmaktadır.
Onlarda bir kin ve nefret varsa bu, “pazarlıksız İslâm!” diyenlere karşıdır. Bu sözün sahibi de biziz… İBDA!
AKP’liler, Özal modeli bir parti olduklarını sık sık söyler. Buyrun size Özal modeli: ANAP dönemi İzmir B.şehir Bld. Bşk. Burhan Özfatura şöyle demişti: "Biz ANAP’taki muhafazakârlar, Yahudi dükkânındaki Besmele gibiydik.”
Aynen AKP’nin esas aldığı model de budur bugün!
Meclis iki partiliyken, Cumhurbaşkanlığı seçimini anayasada değişikliğe giderek halledemeyen AKP, şimdi dört partili bir meclisi karşısında buldu. Parti yönetimi bu vaziyeti, dört parçaya bölünmüş refleksiyle karşılayacak!
Buradan krizin derinleşerek devam edeceği sonucunu rahatlıkla çıkarabiliriz.
Geçen sayımızda ilk kısmını verdiğimiz Sayın Temel Demirer’in röportajının ikinci ve son kısmını bu sayımızda ilgilerinize sunuyoruz.
1 Ağustos 1984… İBDA’nın kuruluş tarihi!
1 Ağustos 2007! Mücadeleye devam, hedef iktidar!
Miraç ve Berat kandilleriniz mübarek olsun!
İntikam hissiniz daim olsun!
Bu seçimlerde AKP değil, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde saldırıya maruz kalan başörtüsü oy almıştır.
Bu seçimde AKP değil, namaz kılan çocuklar oy almıştır.
Bu seçimde AKP değil, e-muhtıralarda saldırılan başörtülü kızlarımız oy almıştır.
Bu seçimde AKP değil, beş yaşındaki Kur’an Kursu talebesi çocuklarımız oy almıştır.
AKP’nin seçim zaferini bir de, Kuzey Irak’a yapılması düşünülen askerî operasyona evlatlarını yollamayı istemeyen halkın korkusuna bağlamalıyız; bu hakikat!
AKP’ye gösterilen teveccüh, Tayyip ve kadrosunun şahsiyetinden dolayı değil, Allahsız ulusalcılığın Anadolu halkını düşman bilip hakir görmesinden ötürüdür. AKP’nin oy patlaması “bu iş din bahsi oldu” diyen halkımızın laiklere olan hışmının kuvvetindendir.
Haftalık BARAN dergisi’nin 28. sayısında şu ifadelere yer veriliyordu: “Daha önceki sayılarımızda da defalarca izah ettiğimiz gibi, samimi, saf, masum halk kitlelerinin AKP’ye gösterdiği ilgi mürtedlerin şahsından ziyade 80 yıldır Kemalist oligarşiye duyulan tepkidendir.”
İktidardaki idarecilerin fikri ne olursa olsun halkın daima kendine has, his ve sezgileri vardır. Seçim sonuçlarıyla ortaya koyulan hınçlı tepki, AKP’nin bu hıncın altında ezilmesine yol açacaktır.
Halkın iktidara meyli, kadının erkeğine olan meyline benzer. Sahiplenme duygusu! AKP’de bu halkı, onun inançlarını ve değerlerini sahiplenecek yürek yoktur!
Bu açık ve net olarak cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmalarında görüldü. AKP’iler sıkıştı mı, ya merdivenleri üçer beşer atlayıp kaçar veya ilk rastladığı köşeden sapar!
“Düşmanına karşı nefret duygusu olmayan ondan korkar” der Dostoyevski… Ne kadar doğru! AKP’de halkın nefretini gösterebilecek en basit siyasi şahsiyeti temsil kabiliyeti yoktur. Onlar korkularının esiri olmuş, halkın nefretini cepheden karşılayamayan laiklerin aldığı siyasi-sosyal tedbirlerden imkân ve varlık bulmaktadır.
Onlarda bir kin ve nefret varsa bu, “pazarlıksız İslâm!” diyenlere karşıdır. Bu sözün sahibi de biziz… İBDA!
AKP’liler, Özal modeli bir parti olduklarını sık sık söyler. Buyrun size Özal modeli: ANAP dönemi İzmir B.şehir Bld. Bşk. Burhan Özfatura şöyle demişti: "Biz ANAP’taki muhafazakârlar, Yahudi dükkânındaki Besmele gibiydik.”
Aynen AKP’nin esas aldığı model de budur bugün!
Meclis iki partiliyken, Cumhurbaşkanlığı seçimini anayasada değişikliğe giderek halledemeyen AKP, şimdi dört partili bir meclisi karşısında buldu. Parti yönetimi bu vaziyeti, dört parçaya bölünmüş refleksiyle karşılayacak!
Buradan krizin derinleşerek devam edeceği sonucunu rahatlıkla çıkarabiliriz.
Geçen sayımızda ilk kısmını verdiğimiz Sayın Temel Demirer’in röportajının ikinci ve son kısmını bu sayımızda ilgilerinize sunuyoruz.
1 Ağustos 1984… İBDA’nın kuruluş tarihi!
1 Ağustos 2007! Mücadeleye devam, hedef iktidar!
Miraç ve Berat kandilleriniz mübarek olsun!
İntikam hissiniz daim olsun!
Baran dergisi...
Baran dergisi...
http://www.samanyoluhaber.com/index.php?khide=1&ghide=1&hid=65018&sec=35
Baran dergisi...
http://www.samanyoluhaber.com/index.php?khide=1&ghide=1&hid=65018&sec=35