Abdullah el-Necdi
New member
ALLAH ILE KUL ARASINDA ARACI VAR MIDIR ?
Davetci kardesimin, Seyhü'l-Islam Ibn Teymiyye'den yaptigi nakilde, Imam'in, "aracilar" telakkisinin, biri hak digeri batil, iki anlami olabilecegini söyledigini görüyoruz. "Aracilar"dan kasit, eger, Allah'in dinini bizlere teblig eden peygamberler ise, bu tür bir aracilik, haktir ve her müslüman, bu aracilari kabul eder. Yok eger "aracilar"dan kasit, Allah'in kudretinde olan islerde O'ndan baska müessir ve kendisine yönelinebilecek merci tanimak ise, bu anlamda bir aracilik, süphesiz batildir ve Imam'in belirttigi üzere, bu, en büyük sirk olur. Hak olan aracilik, ancak "teblig"dedir ve peygamberlere mahsustur. Bu konuda ayrintili bilgi edinme ihtiyacinda olan kardeslerime, Tevhid Yayinlari'ndan cikan "Ibn Teymiyye Külliyati"nin, "Istigase ve Tevessül" konusuna tahsis edilmis olan birinci cildini okumalarini tavsiye ediyorum. Seyhü'l-Islam, orada meseleyi, Kur'an ve sahih Sünnet isiginda tüm boyutlari ile ele alip incelemis, bu konuda egrilige sapanlarin delillerini de cürütmüstür.
Batil olan aracilik telakkisinin, iki vechesi vardir;
1 - Istigase'de (yardim dilemede),
2 - Tevessül'de (vesile edinmede).
1 - Istigase'de :
Allah'dan baskasina el acip dua ederek, manevi yardim, medet, himmet, hidayete sevk, dalaletten hifz, nimeti celb, müsibeti def, rizik, sifa, sefaat gibi, sadece Allah'in kudretinde olan seyleri, Allah'dan baskasindan istemek, bu hususlarda Allah ile kullar arasinda aracilar olduguna inanmak, yukarida da belirtildigi gibi, Allah'a uluhiyyetinde sirk kosmaktir. Bunu irtikab eden, tevhid ile iliskisini koparmis ve Islam'dan siyrilmis demektir. Asagidaki ayet ve hadisler, muvahhid mü'minin, sadece Allah'dan istigasede bulunabilecegine, aksi taktirde Allah'a ortak kosulmus olacagina delildir;
- "Allah'dan baskasina el acip dua etmez, O'na hic kimseyi ortak kosmazlar" ( ... )
- "O halde sakin Allah ile beraber bir baskasina kulluk edip yalvarma. Sonra azab edilenlerden olursun" ( Suara - 213 )
- "Mescidler Allah'indir. Öyle ise Allah'a yalvarirken bir baskasini katmayin"( Cin - 18 )
- "De ki : Ben ancak Rabbime yalvaririm ve O'na kimseyi ortak kosmam" ( Cin - 20 )
- "O'na kulluk et ve O'na dayan" ( Hud - 123 )
- "Yalniz O'na tevekkül eder ve yalniz O'na yönelirim" ( Hud - 88 )
- "Kafirlerin hosuna gitmese de, dini yalniz O'na halis kilarak, sadece O'na dua edin" ( Gafir - 14 )
- "De ki : Allah'i birakip da kendilerinde birsey var zannettiklerinizi cagirin. Onlar sizden herhangi bir sikintiyi gideremez ve degistiremezler" ( Isra - 56 )
- "Onlarin yalvardiklari bu varliklar, Rabblerine, hangisi daha yakin olacak diye vesile ararlar. O'nun rahmetini umarlar ve azabindan korkarlar. Cünkü Rabbinin azabi, sakinilacak bir azabtir" ( Isra - 57 )
- "Yalniz Rabbine yönelip, O'ndan iste" ( Insirah - 8 )
- "Yalniz Sana kulluk eder ve yalniz Senden yardim / medet dileriz" ( Fatiha - 5 )
- Hz.Peygamber, Ibn Abbas'a söyle demistir; "Diledigin zaman Allah'dan dile. Yardim istedigin zaman Allah'dan iste. Karsilasacagin seyler hakkinda kalem kurudu. Bütün yaratiklar, Sana bir zarar vermek üzere birlesseler, Allah'in yazdigindan baskasi dokunmaz. Yarar vermeye calissalar, Allah'in yazdigindan baskasini Sana ulastiramazlar" ( Tirmizi-Kiyame-59, Ahmed b. Hanbel-1-293-303-307 )
- Yine söyle buyurmustur; "Benden istigasede bulunulmaz. Ancak Allah'dan istigasede bulunulur" ( Ebu Davud-Sünnet-19, Taberani-el-Mucemu'l-Kebir )
Istigasenin hükmünü bildiren bu ayet ve hadisler, Allah ile kullari arasinda bu anlamda bir "araci" kabul etmenin, sirk oldugunu acikta ortaya koyuyor. Allah, söyle buyuruyor;
- "Biz ona (kulumuza), sah damarindan daha yakiniz" ( Kaf - 16 )
- "Kullarim Sana Benden soruyorlar. Ben onlara yakinim. Dua edenin duasina icabet ederim" ( Bakara - 186 )
2 - Tevessül'de :
"Allah'im, filan hakki icin Senden istiyorum" seklinde, ölmüs veya hazir bulunmayan birinin (peygamberler, salih kullar) duasi ve sefaati olmaksizin zati vesile edinilerek yapilan dua. Bu, ne sahabeden, ne tabiundan, ne tebe-i tabiundan rivayet edilmeyen, bid'at bir tevessül seklidir. Bunun, dinde saglam hicbir dayanagi yoktur. Dinde dayanagi olan mesru tevessül ise;
1 - Salih bir zatin duasi ile tevessül,
2 - Iman ve salih amel ile tevessül,
3 - Allah'in isim ve sifatlari ile tevessül
1 - Birinci sekil mesru tevessül; hayatta olan peygamberin veya salih bir kulun, bir kimse icin dua etmeyi ve sefaatci olmayi kabul etmesi halinde, o kimsenin, Allah'dan, onlarin bu dua ve sefaatleri vesilesi ile istemesidir. Bu tür bir tevessülün dindeki dayanaklari, asagidaki ayet ve hadislerdir. Allah, söyle buyuruyor;
- "Eger onlar, kendilerine zulmettikleri zaman sana gelip Allah'dan bagislanma dileseler ve resul de onlar icin istigfar etse idi, Allah'i ziyadesi ile affedici, esirgeyici bulurlardi" ( Nisa - 64 )
- Enes b. Malik rivayet ediyor; "Kitlik oldugunda, Ömer b. Hattab, Abbas b. Abdulmuttalib ile istiska eder ve 'Allah'im, (hayatta iken) resulün ile tevessül ederdik, bize yagmur ihsan ederdin. Simdi de Sana, resulünün amcasi ile tevessül ediyoruz, bize yagmur ver' derdi" ( Buhari-Istiska-3, Fedailü'l-Ashabü'n-Nebi-11 ) Muaviye b. Ebu Süfyan'in, Yezid b. Esved el-Curasi ile, onun duasi ile tevessül ettigi de mervidir.
- "Kuraklik aninda bir a'rabi, Hz.Peygamber'e gelerek 'Ey Allah'in resulü, mallar helak oldu, caresiz kaldik, Allah'a dua et de bize yagmur versin' dedi. Bunun üzerine Resulullah dua etti ve cok gecmeden yagmur yagdi" ( Buhari-Istiska-6-7-9-12, Müslim-Istiska-8 )
- Osman b. Huneyf rivayet ediyor; "A'ma bir zat, Resulullah'a gelip 'Benim icin dua et' dedi. Hz.Peygamber 'Istersen sabret, bu, senin icin daha hayirlidir' buyurdu. A'ma 'Hayir, dua et' deyince, Hz.Peygamber, ona güzelce abdest almasini ve su duayi okumasini emretti; 'Allah'im, rahmet peygamberin Muhammed ile Sana yöneliyor, Senden istiyorum. Ya Muhammed, hacetimi yerine getirmesi icin Rabbime seninle yöneldim. Allah'im, onun benim hakkimdaki sefaatini (duasini) kabul eyle' " ( Tirmizi-Deavat-119 )
- Temimogullari kabilesini temsilen Hz.Peygamber'e gelen heyet üyelerinden Telib anlatiyor; "Resulullah'in huzuruna vardim ve 'Ya Resulullah, benim icin istigfar buyur' dedim. 'Allah senin icin dua etmeme izin verdigi zaman dua ederim' buyurdu. Allah'in diledigi kadar bir süre bekledikten sonra, beni cagirdi, elini yüzüme sürdü ve 'Allah'im, Telib'i bagisla, ona rahmet eyle' buyurdu" ( Taberani, Ibn Sa'd-7/42, Ayrica bak: Kandehlevi-Hayatü's-Sahabe-C.4.-S.75 )
- Esir b. Cabir anlatiyor; "Hz.Ömer, Üveys el-Karani'ye 'Benim icin istigfar et' dedi. Üveys 'Sen Resulullah'in arkadasi iken, ben nasil senin icin istigfar ederim' diye sordu. Bunun üzerine Hz.Ömer 'Ben Resulullah'dan dinledim; 'Tabiunun en hayirlisi Üveys denilen adamdir. Sizden her kim ona yetisirse, kendisi icin magfiret dilemesini istesin' buyurdu' dedi" ( Ibn Sa'd-6/163, Ayrica bak: Kandehlevi-Hayatü's-Sahabe-C.4.-S.62 )
Bu nakillerden de anlasildigi üzere, peygamberler ve salih kullar ile yapilan tevessül, onlarin giyabinda ve zatlari vesile edinilerek degil, hazir bulunarak, ettikleri dua vesilesi ile yapilirsa ancak mesrudur. Aksi taktide Hz.Peygamber "Üveys'e yetisenler, ondan, kendileri icin dua etmesini istesinler" buyurmaz ve sahabe, giyabinda Üveys ile tevessül ederdi. Telib de, Resulullah'a hic müracaat etmez, dogrudan onunla, zati ile tevessül ederdi.
2 - Ikinci sekil mesru tevessül; bir kimsenin, imani ve salih amellerini vesile edinerek Allah'dan istemesidir. Bunun da dinde dayanaklari mevcuttur. Asagidaki ayet ve hadisler, tevessülün bu türünün mesruiyyetinin delilleridir. Allah buyuruyor;
- "(Söyle derler) Ey Rabbimiz, dogrusu biz 'Rabbinize iman edin' diye inanmaya cagiran bir cagirici isittik ve iman ettik. O halde ey Rabbimiz, bizi bagisla, kötülüklerimizi affet, canimizi iyilerle beraber al" ( Al-i Imran - 193 )
- "Biz iman ettik. Öyle ise bize magfiret et, bize rahmet et. Sen merhametlilerin en merhametlisisin" ( Mü'minun - 109,110 )
- "Ey Rabbimiz, Senin indirdigin seye iman ettik ve resulüne tabi olduk. Öyle ise bizi sahidlerle beraber yaz" ( Al-i Imran - 53 )
- Hz.Peygamber söyle buyurdu; "Eski dönemlerde üc kisi, yagmurdan kacip bir magaraya siginmislardi. Magaranin kapisi, bir sarsinti ile kayalarin düsmesi sonucu kapandi. Iceride mahsur kaldilar. Her ücü de, isledikleri salih ameller ile tevessül ederek, Allah'dan, magaranin agzinin acilmasini diledi. Ilki; 'Ya Rabbi, birgün süt sagmis, anne ve babama icirmek icin yanlarina gitmistim. Uyumuslardi. Ben, elimde süt ile sabaha kadar onlarin basinda beklemistim. Eger bu amelimi sirf Senin rizan icin yapmis isem, bizi bu dertten kurtar' diye dua etti. Ikincisi; 'Ey Rabbim, birgün amcamin kizi benden borc para istemisti. Ona zina etmeyi teklif etmistim. O da yanasmisti ki, ben bu niyetimden vaz gectim. Eger bunu Senin rizan icin yapmis isem, bize yardim et' seklinde Allah'a yalvardi. Ücüncüsü de; 'Ey Allah'im, benim yanimda calistirdigim bir isci vardi. Hakkini almadan gözden kayboldu. Uzun zaman ugramadi. Sonra gelip hakkini istediginde, su gördügü koyun sürüsünün ona ait oldugunu söyledim. Inanmadi. Sonra ona, onun emeginin bu zaman icerisinde bu miktari buldugunu söyledim. Sevine sevine koyunlari aldi, gitti. Eger bunu Senin rizan icin yapmis isem, bizi bu sikintidan kurtar' diye dua etti. Nihayet bu üc kisi, magaranin kapinin acilmasi ile kurtuldular" ( ... )
Bu ayet ve hadisler, iman ve salih ameller ile tevessülün de, mesru oldugunun kanitidir. Iman ve salih amel ile tevessül, bu "kavli" tarzin disinda, bir de "fiili" olarak anlasilabilir. Seriat'a uymak, emir ve nehylere riayet etmek, feraiz ve nevafili eda etmek, fiili tevessül anlamina gelir.
- "Ey mü'minler, Allah'dan korkun ve O'na yaklasmak icin vesile arayin" ( Maide - 35 )
- Bir kutsi hadisde, Allah, söyle buyuruyor; "Kulum Bana, farzlari eda etmekle yaklastigi gibi hicbirseyle yaklasamaz. Nafilelerle de Bana yaklasmaya devam eder. Nihayet onu severim. Sevince de, onun gören gözü, isiten kulagi, yürüyen ayagi, tutan eli gibi olurum. Benimle görür, Benimle isitir, Benimle yürür, Benimle tutar..." ( ... )
3 - Ücüncü sekil mesru tevessül; Allah'in güzel isim ve sifatlarini vesile edinerek Allah'dan istemek. Bunun dindeki dayanaklarini, Hz.Peygamber'in yaptigi su gibi dualar olusturur;
- "Allah'im, yalniz Sana hamd ile Senden istiyorum. Sensin ihsani bol olan, yerleri-gökleri yoktan var eden. Ey celal ve ikram sahibi, ey ezeli ve ebedi diri, ey mükemmel tedbir eden, dogmamis-dogurmamis olan, esi-benzeri bulunmayan, herkezin Sana muhtac oldugu samed olmakligin ile Senden istiyorum. Zatina verdigin tüm isimlerle Senden istiyorum" ( Tirmizi-Deavat-99 )
- "Allah'im, yalniz Senin ilah olduguna, ortagin bulunmadigina, dogmayan-dogurmayan olduguna, esi-benzeri olmayan yegane samedin Sen olduguna sehadet ederek Senden istiyorum" ( Tirmizi-Deavat-82, Nesai-Cenaiz-117, Ibn Mace-Dua-10 )
Bunlar, tevessülün, bid'at olmayan, dinde dayanaklari bulunan mesru üc türüdür. "Filan hakki icin Senden istiyorum" seklindeki bid'at tevessülü, dört imam da onaylamamis, buna iliskin "Kimsenin Allah üzerinde bir hakki olamaz" denmistir. Hanefi fukahasinin görüsünün de bu oldugu, el-Kuduri'nin "Serhü'l-Kerhi" adli eserinde yazilidir (mekruhlar bölümü). Bu baglamda Ali el-Kari'nin "Fikh-i Ekber Serhi"nin (Cagri Yayinlari) 257.sayfasina da bakilabilir. Veya Imam Ibn Teymiyye'nin, adi gecen Külliyat'inin konu ile ilgili birinci cildine.
Davetci kardesimin, Seyhü'l-Islam Ibn Teymiyye'den yaptigi nakilde, Imam'in, "aracilar" telakkisinin, biri hak digeri batil, iki anlami olabilecegini söyledigini görüyoruz. "Aracilar"dan kasit, eger, Allah'in dinini bizlere teblig eden peygamberler ise, bu tür bir aracilik, haktir ve her müslüman, bu aracilari kabul eder. Yok eger "aracilar"dan kasit, Allah'in kudretinde olan islerde O'ndan baska müessir ve kendisine yönelinebilecek merci tanimak ise, bu anlamda bir aracilik, süphesiz batildir ve Imam'in belirttigi üzere, bu, en büyük sirk olur. Hak olan aracilik, ancak "teblig"dedir ve peygamberlere mahsustur. Bu konuda ayrintili bilgi edinme ihtiyacinda olan kardeslerime, Tevhid Yayinlari'ndan cikan "Ibn Teymiyye Külliyati"nin, "Istigase ve Tevessül" konusuna tahsis edilmis olan birinci cildini okumalarini tavsiye ediyorum. Seyhü'l-Islam, orada meseleyi, Kur'an ve sahih Sünnet isiginda tüm boyutlari ile ele alip incelemis, bu konuda egrilige sapanlarin delillerini de cürütmüstür.
Batil olan aracilik telakkisinin, iki vechesi vardir;
1 - Istigase'de (yardim dilemede),
2 - Tevessül'de (vesile edinmede).
1 - Istigase'de :
Allah'dan baskasina el acip dua ederek, manevi yardim, medet, himmet, hidayete sevk, dalaletten hifz, nimeti celb, müsibeti def, rizik, sifa, sefaat gibi, sadece Allah'in kudretinde olan seyleri, Allah'dan baskasindan istemek, bu hususlarda Allah ile kullar arasinda aracilar olduguna inanmak, yukarida da belirtildigi gibi, Allah'a uluhiyyetinde sirk kosmaktir. Bunu irtikab eden, tevhid ile iliskisini koparmis ve Islam'dan siyrilmis demektir. Asagidaki ayet ve hadisler, muvahhid mü'minin, sadece Allah'dan istigasede bulunabilecegine, aksi taktirde Allah'a ortak kosulmus olacagina delildir;
- "Allah'dan baskasina el acip dua etmez, O'na hic kimseyi ortak kosmazlar" ( ... )
- "O halde sakin Allah ile beraber bir baskasina kulluk edip yalvarma. Sonra azab edilenlerden olursun" ( Suara - 213 )
- "Mescidler Allah'indir. Öyle ise Allah'a yalvarirken bir baskasini katmayin"( Cin - 18 )
- "De ki : Ben ancak Rabbime yalvaririm ve O'na kimseyi ortak kosmam" ( Cin - 20 )
- "O'na kulluk et ve O'na dayan" ( Hud - 123 )
- "Yalniz O'na tevekkül eder ve yalniz O'na yönelirim" ( Hud - 88 )
- "Kafirlerin hosuna gitmese de, dini yalniz O'na halis kilarak, sadece O'na dua edin" ( Gafir - 14 )
- "De ki : Allah'i birakip da kendilerinde birsey var zannettiklerinizi cagirin. Onlar sizden herhangi bir sikintiyi gideremez ve degistiremezler" ( Isra - 56 )
- "Onlarin yalvardiklari bu varliklar, Rabblerine, hangisi daha yakin olacak diye vesile ararlar. O'nun rahmetini umarlar ve azabindan korkarlar. Cünkü Rabbinin azabi, sakinilacak bir azabtir" ( Isra - 57 )
- "Yalniz Rabbine yönelip, O'ndan iste" ( Insirah - 8 )
- "Yalniz Sana kulluk eder ve yalniz Senden yardim / medet dileriz" ( Fatiha - 5 )
- Hz.Peygamber, Ibn Abbas'a söyle demistir; "Diledigin zaman Allah'dan dile. Yardim istedigin zaman Allah'dan iste. Karsilasacagin seyler hakkinda kalem kurudu. Bütün yaratiklar, Sana bir zarar vermek üzere birlesseler, Allah'in yazdigindan baskasi dokunmaz. Yarar vermeye calissalar, Allah'in yazdigindan baskasini Sana ulastiramazlar" ( Tirmizi-Kiyame-59, Ahmed b. Hanbel-1-293-303-307 )
- Yine söyle buyurmustur; "Benden istigasede bulunulmaz. Ancak Allah'dan istigasede bulunulur" ( Ebu Davud-Sünnet-19, Taberani-el-Mucemu'l-Kebir )
Istigasenin hükmünü bildiren bu ayet ve hadisler, Allah ile kullari arasinda bu anlamda bir "araci" kabul etmenin, sirk oldugunu acikta ortaya koyuyor. Allah, söyle buyuruyor;
- "Biz ona (kulumuza), sah damarindan daha yakiniz" ( Kaf - 16 )
- "Kullarim Sana Benden soruyorlar. Ben onlara yakinim. Dua edenin duasina icabet ederim" ( Bakara - 186 )
2 - Tevessül'de :
"Allah'im, filan hakki icin Senden istiyorum" seklinde, ölmüs veya hazir bulunmayan birinin (peygamberler, salih kullar) duasi ve sefaati olmaksizin zati vesile edinilerek yapilan dua. Bu, ne sahabeden, ne tabiundan, ne tebe-i tabiundan rivayet edilmeyen, bid'at bir tevessül seklidir. Bunun, dinde saglam hicbir dayanagi yoktur. Dinde dayanagi olan mesru tevessül ise;
1 - Salih bir zatin duasi ile tevessül,
2 - Iman ve salih amel ile tevessül,
3 - Allah'in isim ve sifatlari ile tevessül
1 - Birinci sekil mesru tevessül; hayatta olan peygamberin veya salih bir kulun, bir kimse icin dua etmeyi ve sefaatci olmayi kabul etmesi halinde, o kimsenin, Allah'dan, onlarin bu dua ve sefaatleri vesilesi ile istemesidir. Bu tür bir tevessülün dindeki dayanaklari, asagidaki ayet ve hadislerdir. Allah, söyle buyuruyor;
- "Eger onlar, kendilerine zulmettikleri zaman sana gelip Allah'dan bagislanma dileseler ve resul de onlar icin istigfar etse idi, Allah'i ziyadesi ile affedici, esirgeyici bulurlardi" ( Nisa - 64 )
- Enes b. Malik rivayet ediyor; "Kitlik oldugunda, Ömer b. Hattab, Abbas b. Abdulmuttalib ile istiska eder ve 'Allah'im, (hayatta iken) resulün ile tevessül ederdik, bize yagmur ihsan ederdin. Simdi de Sana, resulünün amcasi ile tevessül ediyoruz, bize yagmur ver' derdi" ( Buhari-Istiska-3, Fedailü'l-Ashabü'n-Nebi-11 ) Muaviye b. Ebu Süfyan'in, Yezid b. Esved el-Curasi ile, onun duasi ile tevessül ettigi de mervidir.
- "Kuraklik aninda bir a'rabi, Hz.Peygamber'e gelerek 'Ey Allah'in resulü, mallar helak oldu, caresiz kaldik, Allah'a dua et de bize yagmur versin' dedi. Bunun üzerine Resulullah dua etti ve cok gecmeden yagmur yagdi" ( Buhari-Istiska-6-7-9-12, Müslim-Istiska-8 )
- Osman b. Huneyf rivayet ediyor; "A'ma bir zat, Resulullah'a gelip 'Benim icin dua et' dedi. Hz.Peygamber 'Istersen sabret, bu, senin icin daha hayirlidir' buyurdu. A'ma 'Hayir, dua et' deyince, Hz.Peygamber, ona güzelce abdest almasini ve su duayi okumasini emretti; 'Allah'im, rahmet peygamberin Muhammed ile Sana yöneliyor, Senden istiyorum. Ya Muhammed, hacetimi yerine getirmesi icin Rabbime seninle yöneldim. Allah'im, onun benim hakkimdaki sefaatini (duasini) kabul eyle' " ( Tirmizi-Deavat-119 )
- Temimogullari kabilesini temsilen Hz.Peygamber'e gelen heyet üyelerinden Telib anlatiyor; "Resulullah'in huzuruna vardim ve 'Ya Resulullah, benim icin istigfar buyur' dedim. 'Allah senin icin dua etmeme izin verdigi zaman dua ederim' buyurdu. Allah'in diledigi kadar bir süre bekledikten sonra, beni cagirdi, elini yüzüme sürdü ve 'Allah'im, Telib'i bagisla, ona rahmet eyle' buyurdu" ( Taberani, Ibn Sa'd-7/42, Ayrica bak: Kandehlevi-Hayatü's-Sahabe-C.4.-S.75 )
- Esir b. Cabir anlatiyor; "Hz.Ömer, Üveys el-Karani'ye 'Benim icin istigfar et' dedi. Üveys 'Sen Resulullah'in arkadasi iken, ben nasil senin icin istigfar ederim' diye sordu. Bunun üzerine Hz.Ömer 'Ben Resulullah'dan dinledim; 'Tabiunun en hayirlisi Üveys denilen adamdir. Sizden her kim ona yetisirse, kendisi icin magfiret dilemesini istesin' buyurdu' dedi" ( Ibn Sa'd-6/163, Ayrica bak: Kandehlevi-Hayatü's-Sahabe-C.4.-S.62 )
Bu nakillerden de anlasildigi üzere, peygamberler ve salih kullar ile yapilan tevessül, onlarin giyabinda ve zatlari vesile edinilerek degil, hazir bulunarak, ettikleri dua vesilesi ile yapilirsa ancak mesrudur. Aksi taktide Hz.Peygamber "Üveys'e yetisenler, ondan, kendileri icin dua etmesini istesinler" buyurmaz ve sahabe, giyabinda Üveys ile tevessül ederdi. Telib de, Resulullah'a hic müracaat etmez, dogrudan onunla, zati ile tevessül ederdi.
2 - Ikinci sekil mesru tevessül; bir kimsenin, imani ve salih amellerini vesile edinerek Allah'dan istemesidir. Bunun da dinde dayanaklari mevcuttur. Asagidaki ayet ve hadisler, tevessülün bu türünün mesruiyyetinin delilleridir. Allah buyuruyor;
- "(Söyle derler) Ey Rabbimiz, dogrusu biz 'Rabbinize iman edin' diye inanmaya cagiran bir cagirici isittik ve iman ettik. O halde ey Rabbimiz, bizi bagisla, kötülüklerimizi affet, canimizi iyilerle beraber al" ( Al-i Imran - 193 )
- "Biz iman ettik. Öyle ise bize magfiret et, bize rahmet et. Sen merhametlilerin en merhametlisisin" ( Mü'minun - 109,110 )
- "Ey Rabbimiz, Senin indirdigin seye iman ettik ve resulüne tabi olduk. Öyle ise bizi sahidlerle beraber yaz" ( Al-i Imran - 53 )
- Hz.Peygamber söyle buyurdu; "Eski dönemlerde üc kisi, yagmurdan kacip bir magaraya siginmislardi. Magaranin kapisi, bir sarsinti ile kayalarin düsmesi sonucu kapandi. Iceride mahsur kaldilar. Her ücü de, isledikleri salih ameller ile tevessül ederek, Allah'dan, magaranin agzinin acilmasini diledi. Ilki; 'Ya Rabbi, birgün süt sagmis, anne ve babama icirmek icin yanlarina gitmistim. Uyumuslardi. Ben, elimde süt ile sabaha kadar onlarin basinda beklemistim. Eger bu amelimi sirf Senin rizan icin yapmis isem, bizi bu dertten kurtar' diye dua etti. Ikincisi; 'Ey Rabbim, birgün amcamin kizi benden borc para istemisti. Ona zina etmeyi teklif etmistim. O da yanasmisti ki, ben bu niyetimden vaz gectim. Eger bunu Senin rizan icin yapmis isem, bize yardim et' seklinde Allah'a yalvardi. Ücüncüsü de; 'Ey Allah'im, benim yanimda calistirdigim bir isci vardi. Hakkini almadan gözden kayboldu. Uzun zaman ugramadi. Sonra gelip hakkini istediginde, su gördügü koyun sürüsünün ona ait oldugunu söyledim. Inanmadi. Sonra ona, onun emeginin bu zaman icerisinde bu miktari buldugunu söyledim. Sevine sevine koyunlari aldi, gitti. Eger bunu Senin rizan icin yapmis isem, bizi bu sikintidan kurtar' diye dua etti. Nihayet bu üc kisi, magaranin kapinin acilmasi ile kurtuldular" ( ... )
Bu ayet ve hadisler, iman ve salih ameller ile tevessülün de, mesru oldugunun kanitidir. Iman ve salih amel ile tevessül, bu "kavli" tarzin disinda, bir de "fiili" olarak anlasilabilir. Seriat'a uymak, emir ve nehylere riayet etmek, feraiz ve nevafili eda etmek, fiili tevessül anlamina gelir.
- "Ey mü'minler, Allah'dan korkun ve O'na yaklasmak icin vesile arayin" ( Maide - 35 )
- Bir kutsi hadisde, Allah, söyle buyuruyor; "Kulum Bana, farzlari eda etmekle yaklastigi gibi hicbirseyle yaklasamaz. Nafilelerle de Bana yaklasmaya devam eder. Nihayet onu severim. Sevince de, onun gören gözü, isiten kulagi, yürüyen ayagi, tutan eli gibi olurum. Benimle görür, Benimle isitir, Benimle yürür, Benimle tutar..." ( ... )
3 - Ücüncü sekil mesru tevessül; Allah'in güzel isim ve sifatlarini vesile edinerek Allah'dan istemek. Bunun dindeki dayanaklarini, Hz.Peygamber'in yaptigi su gibi dualar olusturur;
- "Allah'im, yalniz Sana hamd ile Senden istiyorum. Sensin ihsani bol olan, yerleri-gökleri yoktan var eden. Ey celal ve ikram sahibi, ey ezeli ve ebedi diri, ey mükemmel tedbir eden, dogmamis-dogurmamis olan, esi-benzeri bulunmayan, herkezin Sana muhtac oldugu samed olmakligin ile Senden istiyorum. Zatina verdigin tüm isimlerle Senden istiyorum" ( Tirmizi-Deavat-99 )
- "Allah'im, yalniz Senin ilah olduguna, ortagin bulunmadigina, dogmayan-dogurmayan olduguna, esi-benzeri olmayan yegane samedin Sen olduguna sehadet ederek Senden istiyorum" ( Tirmizi-Deavat-82, Nesai-Cenaiz-117, Ibn Mace-Dua-10 )
Bunlar, tevessülün, bid'at olmayan, dinde dayanaklari bulunan mesru üc türüdür. "Filan hakki icin Senden istiyorum" seklindeki bid'at tevessülü, dört imam da onaylamamis, buna iliskin "Kimsenin Allah üzerinde bir hakki olamaz" denmistir. Hanefi fukahasinin görüsünün de bu oldugu, el-Kuduri'nin "Serhü'l-Kerhi" adli eserinde yazilidir (mekruhlar bölümü). Bu baglamda Ali el-Kari'nin "Fikh-i Ekber Serhi"nin (Cagri Yayinlari) 257.sayfasina da bakilabilir. Veya Imam Ibn Teymiyye'nin, adi gecen Külliyat'inin konu ile ilgili birinci cildine.