Acizane bir soru!

Değerli Arkadaşım,

9. Ayette yerin 2 günde yaratıldığı söyleniyor. Yerin 2 günde(birim) yaratıldığının net olduğu bu ayette açıkça belirtiliyor.

10. Ayette ise, içindeki yaratıklar için gerekli tüm besinlerin ve koşulların düzenlenmesi ise dört gün(birim)aldığı söyleniyor. Buna şöyle de diyebiliriz. Yer saf olarak 2 günde (birim) yaratılmıştır. Ama şekilllenmesi ve rızıklarla donatılması 4 gün(birim) almıştır.

Ayrıca, Yaratılışın "günleri" zaman dilimlerini simgeler. Kuran'a göre zaman göreli bir boyuttur. Dünyanın oluşum evrelerini açıklayan bilimi de incelersek, dünyanın uzun bir sürede bugünkü halini aldığı ortaya çıkar. Dünya ilk halinde henüz şekillenmemiştir de.Zamanla şekillenmiştir. Yaratıcı bu bilimsel gerçeği de, kur'an da anlatmıştır. Ama görene.

11. Ayette, Tüm galaksiler ve içindekiler, Tanrı'nın koymuş olduğu fiziksel yasalara uydukları, üstü kapalı bir biçimde vurgulanmıştır. Ayette geçen duman halinde kelimesinden bunu anlayabiliriz. Bilimsel olarak yer başlangıçta kordu, ateşti. Ateşten duman çıkar. Ve zamanla bu kor normale döndü.

12. Ayette, göğün 2 günde(birim) yaratıldığı söylenmektedir. Yer ve gökün ayrı ayrı yaratıldığını söyleyen bir anlam ayetlerden çıkmamaktadır. Yani ikiside aynı anda, 2 günde(birim) yaratılmış olabilir. Ama 11. ayetteki 'isteyerek ve istemeyerek' gelin ifadesinden de ikisinin de bitmiş olduğu anlaşılıyor. Aynı anda da bitmiş olabilirler.

Diğer ayetlerde evrenin 6 günde yaratıldığı söylendiğine göre, yer ve gök aynı anda yaratılmışlardır demektir. Bu ayetlere bakılarak 8 günde bitmiştir diyenler, sanırım, biri bittikten sonra öbürü bitmiş gibi bir mantık yürüttüler.

ayetlerin astronomi ile alakalı açıklanması mümkün olduğuna göre, ayetlerin ilm-i kıraat, ilm-i beyan, ilm-i hadis ile de açıklanması daha bir layıkdır...

"başkasının aklıyla hareket etmem, kuran alimlerinden nakil getirmem" inadında olanlar, astronomlardan delil getirip ayetlere mana verirken yalnızca soğuk düşen ifadelerle ortada kalıyorlar...

ne diyim? stephan hawking'i gazaliye tercih edip açıklama yapmak ne denli istikametli ise... seyredip izliyoruz....

Sayın pusula,

Madem ki sizin alimler çok iyi açıklamışlar, buyrun siz, onların açıkladığı şekilde açıklayın. Gazali ne yorum yapmış bu konuda, buyrun aydınlatın bizi. Soruyu soran da kendisi karar versin.

ben bişey diyemeeeeeeem

burası ciddi bir forum ve siz bu forumda ifade özgürlüğünü kullanarak zaten döktürdünüz... Gazali, Semerkandi, Tahtavi, Nursi vs ulema bu açıklama karşısında ne desinler??? bakın dinleyin...

bişey duyabiliyor musunuz? hayır... ses yok.
bişey okuyor musunuz? hayır... okuma yok.
bişey paylaşıyor musunuz? hayır... laf çok, üstüne almak yok...

yaaa işte böle olunca siz konuşup siz dinliyorsunuz. alimlerimiz gittiler burada değiller, yüksek meclislerde ilmi münazaralar yapıyorlar...

siz artık ne deseniz o dinlenecek. artık rakipsizsiniz... din sizsiniz... siz konuşan Kur'ansınız... döktürün gitsin...

Ben ne dinim , ne de konuşan Kur'an. Amacım, İlla insanlar benim dediklerimi dinlesinler değil. İnsanlar aklını, mantığını kullansınlar. Kur'anı bohçalardan çıkarıp, Ölülerin arkasından okumaktan vazgeçip, anlamak için okusunlar. Din adına hüküm koyma yetkisini, yalnızca Allah'a özgülesinler. Din adamlarından, şeyhlerden , evliyalardan, türbelerden vs. medet ummasınlar. Dinle ilgili bir sorunları olduğunda, açıp Kur'ana baksınlar, ilmihal kitaplarına değil. Kur'anın bize yeterli olduğunu ve de Kur'an da olmayan bir konuda Allah'ın bizi serbest bırakmak istediğini anlasınlar. Amacım, insanlara bir nebze de olsa bunu gösterebilmek. Çok mu kötü bir amaç?

Günlerin Toplamı


Birinci Soru: Allah Teâlâ, yeri iki günde yarattığını belirtmiş ve bahsettiği bu üç şeyi de, diğer dört günde ıslah ettiğini belirtmiş, daha sonra da, gökleri iki günde yarattığını ifade buyurmuştur. Böylece bu günlerin toplamı sekize baliğ olmuştur. Ancak ne var ki O, diğer ayetlerinde, gökleri ve yeri altı günde yarattığını ifade etmiştir. Böylece, bir tenakuz ortaya çıkar. (Ne dersiniz?)

Bil ki alimler buna şu şekilde cevap vermişlerdir: "Yeryüzünde, yeryüzündekilerin azıklarını, ilk iki gün ile birlikte dört günde takdir etmiştir" şeklinde olup, bu tıpkı, bir kimsenin, "Basra'dan Bağdat'a on günde, Kûfe'ye de, onbeş günde gittim" demesi gibidir. Bu son cümlesi ile Basra-Bağdat ve Bağdat-Kûfe mesafelerini kastederek böyle söylemiştir. Yine bir kimsenin başka bir kimseye, "Ben sana, bir ayda bin; iki ayda da, binler(ce lira) verdim" deyip, "bin"i, "binler" ifadesinin içine; "ayı"ı da, "aylar" ifadesinin içine sokması, onun içinde mütalaa etmesi gibidir. [31]

fahrettin razi.....ilgili ayetlerin tefsiri...

Bu Müphemliğin Hikmeti


İkinci Soru: Cenâb-ı Hak, yeri iki günde yarattığını belirtmiştir. Binâenaleyh, şayet O, geriye kalan bu üç şeyi de diğer İki günde yaratmış olduğunu belirtmiş olsaydı, durum karışık ve yanılgıdan da İyice uzak olmuş olurdu. Öyleyse niçin Cenâb-ı Hak böylesi bir sarih ifadeyi terketmiş de, bu mücmel sözü getirmiştir?

Cevap: Cenâb-ı Hakk'ın, "arayanlar için, dört günde, müsavi..." İfadesinde, O'nun, "Ben bu üç şeyi iki günde yarattım..." demesinden daha kuvvetli bir mana vardır. Zira O, "Ben bu üç şeyi iki günde yarattım" demiş olsaydı, bu söz, o iki günün, bütünüyle o işlerle dopdolu olarak geçirilmiş olduğunu ifade etmezdi. Çünkü Arapça'da, o işin o iki günü kaplamadığı, almadığı halde, "Ben bu işi iki günde yaptım.." denebilir. Ama, Cenâb-ı Hak, yerin yaratılmasından bahsedip, bu şeyleri yaratıp, bundan sonra, "arayanlar için, tam dört günde..." buyurunca, , bu dört günün, herhangi bir fazlalık ya da noksanlık olmaksızın, o işlerle dopdolu geçmiş olduğuna delâlet etmiştir. [32]


a.g.e.

ayrıca eskiden:
kuranda anlatıldığına göre yer ve gök bitşikti.
ALLAH(C.C)
şöyle buyuruyor(enbiya suresi30.ayet)
30 - O kâfir olanlar, görmediler mi ki, göklerle yer bitişik bir halde iken biz onları ayırdık. Hayatı olan her şeyi sudan yarattık. Hâlâ inanmıyorlar mı?
buyrun şu linkten bakın


http://www.kuranikerim.com/melmalili/enbiya.htm

Kur'an Ehli' Alıntı:

Ben ne dinim , ne de konuşan Kur'an. Amacım, İlla insanlar benim dediklerimi dinlesinler değil. İnsanlar aklını, mantığını kullansınlar. Kur'anı bohçalardan çıkarıp, Ölülerin arkasından okumaktan vazgeçip, anlamak için okusunlar. Din adına hüküm koyma yetkisini, yalnızca Allah'a özgülesinler. Din adamlarından, şeyhlerden , evliyalardan, türbelerden vs. medet ummasınlar. Dinle ilgili bir sorunları olduğunda, açıp Kur'ana baksınlar, ilmihal kitaplarına değil. Kur'anın bize yeterli olduğunu ve de Kur'an da olmayan bir konuda Allah'ın bizi serbest bırakmak istediğini anlasınlar. Amacım, insanlara bir nebze de olsa bunu gösterebilmek. Çok mu kötü bir amaç?

Genişletmek için tıkla ...

bu ne kadar eksik bir düşüncedir böyle. bu sözü savunanlar Kur'an'ı hiç okumuyorlar herhalde. yada işlerine geleni okuyorlar. yada anlamıyorlar mı? böyle bir mantıkla yaklaşıldığında yeryüzünde bir milyar müslüman varsa bir milyar islam olur. çünki herkes, madem ki Kur'an'da olmayan meselelerle ilgili serbestiz, o zaman ben böyle yaparım, ben böyle yorumluyorum der çıkar. tevhid olmaz, cemaat olmaz.

59 Haşr (7)
"... Bir de peygamber size her ne emir verirse onu tutun, yasakladığından da sakının ve Allah'tan korkun; çünkü Allah, cezalandırması çetin olandır."

Genişletmek için tıkla ...

eğer bu ayeti okuyupta düşünürseniz, Allah'ın insanları peygambere her konuda itaat etmeye çağırdığı, hatta itaati FARZ kıldığı görülür. Kur'an'ın bir çok ayetinde peygambere itaat emrediliyor.