1- 28 BASAMAKLIK İSLAM MERDİVENİ
1 - Basamakta olaylan yaşıyoruz
Bakara-216
Kutibe aleykumul kitâlu ve huve kurhun lekum, ve asâ en tekrehû şey’en ve huve hayrun lekum, ve asâ en tuhıbbû şey’en ve huve şerrun lekum vallâhu ya’lemu ve entum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Ve savaş, o sizin için kerih olsa da (hoşunuza gitmese de) üzerinize farz kılındı. Hoşlanmayacağınız bir şey olur ki; o sizin için bir hayırdır. Seveceğiniz bir şey olur ki; o sizin için bir şerrdir. Ve (bütün bunları) Allah bilir, siz bilmezsiniz.
2- Basamakta olayları değerlendiriyoruz, davranış biçimlerine göre Allah bizi seçiyor.
Şura-13
Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
Dîni ikame edin ve fırkalara ayrılmayın.” diye dîn olarak Nuh’a vasiyet ettiğimizi, sana vahyettiğimizi, İbrâhîm’e, Musa’ya ve İsa’ya vasiyet ettiğimizi, sizin için de (Allah) şeriat kıldı. Müşriklere, kendilerini davet ettiğin şey (Allah’a ulaşmayı dilemek) ağır geldi. Allah, kimi dilerse onu Kendisine seçer ve Kendisine yöneleni, O’na (Kendisine) ulaştırır.
3-Basamakta Allah'a ulaşmayı diliyoruz
Rum 31
Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (O’na ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.
Bakara 256
Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lenfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun).
Dînde zorlama yoktur. Andolsun ki; irşad (hidayet yolu; Allah’a ulaştıran yol), gayy (dalâlet yolu; şeytana, cehenneme ulaştıran yol)dan açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. O zaman; kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olursa) (Allah’a ulaştıran yolu tercih ederse), artık andolsun ki; o, (Allah’tan) kopması mümkün olmayan (sağlam bir kulba) urvetül vuskaya (mürşidin eline) (tutunup) yapışmıştır. Allah SEMÎ’un ALÎM’dir.
Ankebut 5
Men kâne yercû likâallâhi fe inne ecelallâhi leât(leâtin), ve huves semîul alîm(alîmu).
Kim Allah’a mülâki olmayı (hayattayken Allah’a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah’ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah’a ulaşacaktır). Ve O, en iyi işiten, en iyi bilendir.
4- Basamakta Allah rahim esmasıyla tecelli ediyor.
Yusuf-53
Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûı illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun).
Ve ben nefsimi ibra edemem (temize çıkaramam) çünkü nefs mutlaka sui olanı (şerri, kötülüğü) emreder. Rabbimin rahim esmasıyla tecelli ettiği (nefsler) hariç. Muhakkak ki Rabbim mağfiret eden (günahları sevaba çevirendir), rahîm (rahmet nurunu gönderen, rahmetiyle nefsleri tezkiye ve tasfiye eden)dir.
5. Basamakta 1.Furkan, 1.ihsan kişinin gözlerindeki hicab-ı mesture alınıyor, 2.furkan, 2. ihsan basar hassasının üzerindeki gışavet alınıyor.
İsra-45,46
Ve izâ kara’tel kur’âne cealnâ beyneke ve beynellezîne lâ yu’minûne bil âhıreti hicâben mestûrâ(mestûren).
Sen Kur’ân’ı kıraat ettiğin (okuduğun) zaman, seninle ahirete (ölmeden evvel Allah’a ulaşmaya ve kıyâmet gününe) inanmayanlar arasına hicab-ı mesture kıldık (gözlerinin üzerine, görmelerini engelleyen bir perde koyduk).
Ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve izâ zekerte rabbeke fîl kur’âni vahdehu vellev alâ edbârihim nufûrâ(nufûren).
O’nu (Kur’ân’ı), fıkıh (idrak) etmelerine karşı, (fıkıh edemesinler diye) kalplerinin üzerine (idrak etmeyi engellemek için) ekinnet ve onların kulaklarına vakra (işitme engeli) kıldık. Ve sen Kur’ân’da Rabbinin tekliğini zikrettiğin zaman, nefretle arkalarına döndüler.
Enfal 29
Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi).
Ey âmenû olanlar, Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir.
Enam 36
İnnemâ yestecîbullezîne yesmeûn(yesmeûne), vel mevtâ yeb’asuhumullâhu summe ileyhi yurceûn(yurceûne).
(Davete) ancak işitenler icabet eder. Ve Allah, ölüleri (ölü olan kulaklardaki işitme hassasını, ölü olan kalplerdeki fuad hassasını, ölü olan gözlerdeki görme hassasını) diriltir. Sonra ona döndürülürler. (Hayatta iken, ruhu mürşid eliyle Allah’a döndürülür.)
Neml 81
Ve mâ ente bi hâdîl umyi an dalâletihim, in tusmiu illâ men yu’minu bi âyâtinâ fe hum muslimûn(muslimûne).
Ve sen, körleri dalâletlerinden (çevirip) hidayete erdiremezsin. Sen, ancak âyetlerimize inananlara işittirebilirsin. İşte onlar, teslim olanlardır.
Enam-46
Kul e reeytum in ehazallâhu sem’akum ve ebsârekum ve hateme alâ kulûbikum men ilâhun gayrullâhi ye’tîkum bih(bihî), unzur keyfe nusarriful âyâti summe hum yasdifûn (yasdifûne).
(Ya Muhammed müşriklere) de ki: “Gördünüz mü? (aczinizi anladınız mı?) Şâyet Allah sizin işitme hassanızı ve görme özelliğinizi alsa ve sizin kalplerinizi mühürlese, Allah’tan başka hangi ilâh onları size (geri) getirir?” Bak, âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz! Sonra onlar yüz çeviriyorlar.
6. Basamakta 3. furkan, 3. ihsan kişinin kulaklarındaki vakra alınıyor, 4.furkan, 4. ihsan semi hassası üzerindeki mühür açılıyor.
Enam-46
Kul e reeytum in ehazallâhu sem’akum ve ebsârekum ve hateme alâ kulûbikum men ilâhun gayrullâhi ye’tîkum bih(bihî), unzur keyfe nusarriful âyâti summe hum yasdifûn (yasdifûne).
(Ya Muhammed müşriklere) de ki: “Gördünüz mü? (aczinizi anladınız mı?) Şâyet Allah sizin işitme hassanızı ve görme özelliğinizi alsa ve sizin kalplerinizi mühürlese, Allah’tan başka hangi ilâh onları size (geri) getirir?” Bak, âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz! Sonra onlar yüz çeviriyorlar.
İsra-45,46
Ve izâ kara’tel kur’âne cealnâ beyneke ve beynellezîne lâ yu’minûne bil âhıreti hicâben mestûrâ(mestûren).
Sen Kur’ân’ı kıraat ettiğin (okuduğun) zaman, seninle ahirete (ölmeden evvel Allah’a ulaşmaya ve kıyâmet gününe) inanmayanlar arasına hicab-ı mesture kıldık (gözlerinin üzerine, görmelerini engelleyen bir perde koyduk).
Ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve izâ zekerte rabbeke fîl kur’âni vahdehu vellev alâ edbârihim nufûrâ(nufûren).
O’nu (Kur’ân’ı), fıkıh (idrak) etmelerine karşı, (fıkıh edemesinler diye) kalplerinin üzerine (idrak etmeyi engellemek için) ekinnet ve onların kulaklarına vakra (işitme engeli) kıldık. Ve sen Kur’ân’da Rabbinin tekliğini zikrettiğin zaman, nefretle arkalarına döndüler.
7. Basamakta 5.furkan, 5. ihsan kalbin mührü açılıyor, 6.furkan, 6. ihsan kalbdeki ekinnet alınıyor, 7.furkan 7.ihsan ekinnetin yerine ihbat konuyor.
Enam-46
Kul e reeytum in ehazallâhu sem’akum ve ebsârekum ve hateme alâ kulûbikum men ilâhun gayrullâhi ye’tîkum bih(bihî), unzur keyfe nusarriful âyâti summe hum yasdifûn (yasdifûne).
(Ya Muhammed müşriklere) de ki: “Gördünüz mü? (aczinizi anladınız mı?) Şâyet Allah sizin işitme hassanızı ve görme özelliğinizi alsa ve sizin kalplerinizi mühürlese, Allah’tan başka hangi ilâh onları size (geri) getirir?” Bak, âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz! Sonra onlar yüz çeviriyorlar.
Hac-34
Ve li kulli ummetin cealnâ menseken li yezkurûsmallâhi alâ mâ razakahum min behîmetil en’âm(en’âmi), fe ilâhukum ilâhun vâhıdun fe lehû eslimû ve beşşiril muhbitîn(muhbitîne).
Ve Biz, bütün ümmetler için (kurban konusunda aynı) usulleri tayin ettik ki, onlara (Allah’ın) rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine Allah’ın ismini zikretsinler (Allah’ın ismi ile kurbanları kessinler). O halde, sizin ilâhınız tek bir ilâhtır. Öyleyse O’na teslim olun! Ve muhbitleri müjdele.
Hac-54
Ve li ya’lemellezîne ûtul ılme ennehul hakku min rabbike fe yu’minû bihî fe tuhbite lehu kulûbuhum, ve innallâhe le hâdillezîne âmenû ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun (irşad makamının, resûlün, nebînin) söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, ona îmân etmeleri, onların kalplerinin onu, (Allah’ı) idrak etmesi (kalplerinden ekinnetin alınıp yerine ihbat sistemi konarak kalplerin mutmain olması) içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) mutlaka Sıratı Mustakîm’e hidayet edendir.
8.Basamakta 8. ihsan Allah kişinin kalbine ulaşıyor
Tegabün-11
Mâ esâbe min musîbetin illâ bi iznillâh(iznillâhi), ve men yû'min billâhi yehdi kalbeh(kalbehu), vallâhu bi kulli şey'in alîm(alîmun).
Allah izin vermedikçe, kimseye bir musîbet isabet etmez. Kim Allah'a âmenû olursa, Allah onun kalbine ulaşır. Ve Allah, herşeyi bilir.
9.Basamakta 9. ihsan Allah kişinin kalbini Allah'a çeviriyor
Kaf-33
Men haşiyer rahmâne bil gaybi ve câe bi kalbin munîb(munîbin).
Gaybte Rahmân’a huşû duyan ve (Allah’a) dönük bir kalple (Allah’ın huzuruna) gelenlerdir.
10. Basamakta 10. ihsan kişinin göğsünden kalbine nur yolu açıyor
Enam-125
Fe men yuridillâhu en yehdiyehu yeşrah sadrehu lil islâm(islâmi), ve men yurid en yudıllehu yec’al sadrehu dayyikan haracen, ke ennemâ yassa’adu fîs semâi, kezâlike yec’alûllâhur ricse alâllezîne lâ yu’minûn(yu’minûne).
Artık Allah kimi hidayete erdirmeyi dilerse onun göğsünü teslime (İslâm’a) açar. Kimi dalâlette bırakmayı dilerse, onun göğsünü semada yükseliyormuş gibi daralmış, sıkıntılı yapar. Böylece Allah, mü’min olmayanların üzerine pislik (azap, darlık, güçlük) verir.