Uydurma hadis nerden anlaşılır?

islam gücü

New member
Uydurma hadîs nasil anlasilir?
Peygamber efendimizin vârisleri, vekîlleri olan âlimlere olan i'timâdi sarsmak için, Ingilizler asirlardir, Islâm âlimlerinin kitaplarinda uydurma hadîs olabilecegini telkîn etmeye çalismislar, bunda da oldukça basari sagladiklari, bir çok genci zehirledikleri anlasilmaktadir. Bir müctehid, baska bir müctehide hatâ ettin demez. (Ictihâd ictihâd'la nakzedilemez) [Mecelle m.16)
Dört mezhebde birbirinden farkli hükümler vardir. Fakat hiçbiri, digerini sapiklikla, hatâ etmekle ithâm etmemistir. Çünkü hadîs-i serîflerde buyuruluyor ki: (Âlimlerin farkli ictihâdlari, mezheblere ayrilmalari rahmettir.) [Beyhekî]
Hanefî ve Hanbelî'de gusülde agzin içini yikamak farz iken, Mâlikî ve Sâfiî'de farz degildir. Bunun için mezhebin birine dogru, ötekine yanlis denemez.
Her müctehidin bir hadîsten hüküm çikarmasi farklidir. Bir müctehidin sahîh dedigi bir hadîse, baska bir müctehid mevdû' diyebilir.
Muhaddis mevdu derse
Hadîs ilminde müctehid bir âlim, bir hadîse mevdû' derse, diger müctehidler buna sahîh diyebilir. Çünkü mevdû' diyen müctehid, bir hadîsin sahîh olmasi için lüzûm gördügü sartlari tasimiyan bir hadîs için, "Mezhebimin usûlünün kâidelerine göre mevdû'dur" der. Ya'nî bu sözün hadîs oldugu bence anlasilamamistir, der. Yoksa, "Bu söz, Peygamber efendimizin sözü degildir" demek istemez. Ayni hadîs için baska bir müctehid sahîhtir diyebilir. Sahîh oldugunu söyleyen müctehid ötekine, "Peygamber efendimizin bu sözüne nasil mevdû' dersin?" demedigi gibi, öteki de, "Bu uydurma söze sen nasil hadîs diyebilirsin?" demez. Diyelim ki, Süyûtî ve Zehebî gibi hadîs âlimleri, Imâm-i a'zâm ve Imâm-i Gazâlî hazretlerinin sahîh dedigi bir hadîse mevdû' dese, o hadîs, ancak bu iki zâta göre mevdû' sayilir. Hadisi bildiren imâmlara göre yine sahîhtir. Fakat Aclûnî, hadîs imâmlarinin bildirdigi hadîs-i serîflere mevdû derse, o hadîs mevdû olmaz.Peygamber efendimizin, mu'cize olarak gelecekten haber veren birçok hadîs-i serîfleri vardir. Bunlarin çogu çikti. (Uydurma hadîs çoktur, Kur'ân okuyalim) diyenlerin de çikacagini bildirerek buyurdu ki:
(Bir zaman gelir, beni tekzib edenler çikar. Söyle ki, kendisine benden bir hadîs söylenince, "Resûlullah böyle sey söylemez. Bunu birak, Kur'ândan söyle" der.) [Ebû Ya'lâ]
Eger herkes Kur'ân-i kerîmden hüküm çikarabilseydi, hadîs-i serîflere, Eshâb-i kirâma ve âlimlere ihtiyâç kalmazdi. Onun için Allahü teâlâ da, Peygamber efendimiz de âlimlere uymamizi emrediyor. Imâm-i Rabbânî hazretleri buyurdu ki:
(Hadîs-i serîflerle amel etmek, bize câiz olmaz. Mezhebimizin hükmüne aykiri gibi görülen hadîs-i serîfler, âlimlerin sözlerini reddetmek için delil ve senet olamaz.) [Müj.Mek. 312]
Muhammed Hadimî hazretleri buyuruyor ki:
(Dindeki dört delil, müctehidler içindir. Bizim için delil, mezhebimizin bildirdigi hükümdür.
Çünkü bizler, âyet ve hadîsten hüküm çikaramayiz. Mezhebin bir hükmü, âyete, hadîse uymuyor gibi görünse de yanlis degildir. Bunun için tefsîr ve hadîs okumamiz uygun olmaz.) [Berîka s.94]
Uydurma hadis nakli
Imâm-i Gazâlî gibi büyük âlimlerin kitaplarinda uydurma hadîs oldugunu söyleyen Aclûnî' ve M.Semseddin Sehâvî Peygamber efendimizin ana-babasina kâfir diyen Aliyyül kâri ve benzerlerinin sözlerine aldanarak, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarina dil uzatmak ve onlarin kitaplarinda uydurma hadîs var demekten sakinmalidir. Hiç bir Ehl-i sünnet âliminin kitabinda uydurma hadîs olmaz.
Islâm âlimleri, hadîs uydurmanin ve uydurulmus hadîsi nakletmenin vebâlinin büyüklügünü bildikleri için, Allahtan çok korktuklari için, tek kelime ile sâlih âlim olduklari için kitaplarina uydurma hadîs almazlar. Asagidaki hadîs-i serîfler hadîs âlimlerinin kitaplarindan alinmistir.
(Benden duydugunuz âyet ve hadisi teblig edin! Benî Isrâil'den bildirdiklerimi de söyleyin! Yalniz bana bilerek yalan isnat eden Cehennemdeki yerine hazirlansin!) [Buhârî]
(Iftirâcilarin en büyügü, söylemedigim bir sözü, bana isnat edip nakledendir.) [Beyhekî]
(Söylemedigim sözü, hadîs olarak bildiren veya Ku'âni kendi re'yi [görüsü] ile tefsîr eden, Cehennemde azâb görecektir.) [Tirmizî]
Bu hadîs-i serîfleri nakleden ve bilen bir âlim, nasil olur da kitabina uydurma hadîs alabilir? Yoksa uydurma hadîsi bilemiyecek kadar hâsâ câhil miydiler?
 
Bekir kardeş kilitli olan aynı konulu yazısında, uydurma hadislerin kutubi sittede bulunmadıklarını beyan eylemiş,
Bu yazıdaki hadislerin hangisi kutubi sitteden peki,
Şunu da söyleyim, bendenizde buharinin ve müslimin orjinal arabça baskısı mevcut, piyasadaki çevrilerde bulunan yüzlerce hadis bile orjinalinde mevcut değil, ya da, orjinalinde olduğu halde çevrilerde bulunmayanlar mevcut..
Belli ki, bu hadis mefhumu birilerinin keyfine kalmış bir iş gibi görülmüş,
Buhari 1 milyondan eleye eleye kitabını oluşturmuş, çevri yapanlar kafalarınayatmayanı elemiş, peki, bir hadisin encamı eğer insan keyfine muhtaçsa, bu durumda hadisin AKAİDE delil olma durumu nasıl açıklanır.
Bekir kardeş biraz daha ileri gidip, hadis inkarcılarını KAFİR ilan edivermiş,
Ben İMANIN ŞARTLARI bahsinde HADİSLERE İMAN maddesi görmedim, tamam, Peygamberlere iman var ama Peygamber ile Hadis aynı şey demek değildir.
Ben, Peygambere inanıyorum, hadis diyeverilen şeylerin Peygambere aitliliğine inanmıyorum, bu durumda kafir mi olmuş oluyorum,
Ki, hiçbir mezhep imamı ve alim, hadislere imansızlığı KÜFÜR olarak yorumlamamışlardır.
 
Sayın Çapanoğlu

Kütüb-i Sitte, meşhur altı sahih hadis kitabıdır. Hadis mecmualarının en sahihleri kabul edilen; Buhârî ve Müslim'in el-Câmiu's-Sahih'leri ile Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî ve ibn Mâce'nin Sünen'leridir. Bu hadis kitapları derinden derine ilmi incelemeler ile yazıldığından meşhur olmuştur. Ravileri ve senetleri oldukça muhkemdir. Hiç hata yoktur, hiç eksik yoktur şeklinde bir beyanda bulunmaktan akıl sahibi insan imtina eder. Ancak ve ancak lafzen dahi eksikli olabilen bazı hadislerin veya zayıf hadislerin bile mana yönü ile Kur'an a ters gelmediği görülür ve bu yüzden reddedilmez. Ancak UYDURMA hadis başka bir şeydir...

Hadis kitaplarında, sonradan çevir, dizgi ve baskı esnasında yapılmış hata ve eksikleri kimsenin savunması mümkün değildir.

Peygamber Efendimiz (sav) in Hadis ve Sünnetini reddeden, onları dikkate almayan ve emir, delil saymayan kişiler hakkında şahsen tekfirde bulunmuş değilim ama bu kişilerin tekfir edilemez anlamı çıkmaz. Hüküm muhakkak ki Allah (cc) ındır.

Siz Sayın Çapanoğlu, bilirsinz ki İmanın şartları içinde Peygamberlere iman etmek vardır ve Peygambere iman etmek demek, Kur'an da da belirtildiği gibi O'nun emrine uymaktır. Bu nedenle bir başka madde olarak HADİSE İMAN maddesine gerek yoktur. Bu nedenle Peygambere iman eden, O'nun emrine de iman eder.

Ama siz, eğer, ben bu nakledilen sözlerin hiç birinin Peygamber Efendimize ait olamayacağını söyleyerek bu yol izlemek, bir mantık geliştirmek istiyorsanız, kalbinizi bilen Allah (cc) katındadır sizin hükmünüz, biz bir şey demeyelim buna...

Yani biz var olan deliller çerçevesinde bu Hadislerin Peygamberimizden nakline inanır ve amel ederiz, siz etmezsiniz. Herkes netice olarak kendinden mesuldur. Allah herkesi hidayete erdirsin deriz...
 
Sayın Çapanoğlu

Kütüb-i Sitte, meşhur altı sahih hadis kitabıdır. Hadis mecmualarının en sahihleri kabul edilen; Buhârî ve Müslim'in el-Câmiu's-Sahih'leri ile Ebu Davud, Tirmizi, Nesâî ve ibn Mâce'nin Sünen'leridir. Bu hadis kitapları derinden derine ilmi incelemeler ile yazıldığından meşhur olmuştur. Ravileri ve senetleri oldukça muhkemdir. Hiç hata yoktur, hiç eksik yoktur şeklinde bir beyanda bulunmaktan akıl sahibi insan imtina eder. Ancak ve ancak lafzen dahi eksikli olabilen bazı hadislerin veya zayıf hadislerin bile mana yönü ile Kur'an a ters gelmediği görülür ve bu yüzden reddedilmez. Ancak UYDURMA hadis başka bir şeydir...

Hadis kitaplarında, sonradan çevir, dizgi ve baskı esnasında yapılmış hata ve eksikleri kimsenin savunması mümkün değildir.

Peygamber Efendimiz (sav) in Hadis ve Sünnetini reddeden, onları dikkate almayan ve emir, delil saymayan kişiler hakkında şahsen tekfirde bulunmuş değilim ama bu kişilerin tekfir edilemez anlamı çıkmaz. Hüküm muhakkak ki Allah (cc) ındır.

Siz Sayın Çapanoğlu, bilirsinz ki İmanın şartları içinde Peygamberlere iman etmek vardır ve Peygambere iman etmek demek, Kur'an da da belirtildiği gibi O'nun emrine uymaktır. Bu nedenle bir başka madde olarak HADİSE İMAN maddesine gerek yoktur. Bu nedenle Peygambere iman eden, O'nun emrine de iman eder.

Ama siz, eğer, ben bu nakledilen sözlerin hiç birinin Peygamber Efendimize ait olamayacağını söyleyerek bu yol izlemek, bir mantık geliştirmek istiyorsanız, kalbinizi bilen Allah (cc) katındadır sizin hükmünüz, biz bir şey demeyelim buna...

Yani biz var olan deliller çerçevesinde bu Hadislerin Peygamberimizden nakline inanır ve amel ederiz, siz etmezsiniz. Herkes netice olarak kendinden mesuldur. Allah herkesi hidayete erdirsin deriz...


Bakın,
Sıkıntınız meseleleri ayırtedemeden kabullenişinizde,
Demek, Peygamberlere iman aynı zamanda hadislere iman manasına geliyor, öyley mi?
Peki öyle diyelim,
Bakara süresinin son iki ayetinde Rabbimiz, PEYGAMBERLERE İMAN'ın ardından, Peygamberlerin arasının ayrılmaması şartını da koymuştur,
Yani, Tüm peygamberlere eşit iman etmeyen mü'min değildir.
Öyleyse, Peygamberlere iman aynı zamanda Hadislere iman manasına da geliyorsa,
Neden İbrahim, İsmail, Musa Nebi'nin hadisleri ıskalanırken, tek peygamberin hadislerine iman, imanın şartına daih edilsin,
Hiristiyanlar İsa, Yahudiler Musa'dan başka nebiyi kabul etmeyince küfre giriyor da..
Müslümanlar da aynı hastalığa tutulup, Peygamberler arasında ayrım yapıyorsa, diğerlerinden farkları nedir?
Bir babayiğit çıkıp tüm Nebi'lerin hadislerini ortaya çıkarıp, adaleti sağlarsa amenna..
Tabi, Kur'anın diğer kitapların hükmünü ortadan kaldırdığı kıyasıyla, sizde hadislerin diğer hadislerin hükmünü kaldırdığı iddiasında değilseniz.. Ki, Kur'an koruma altına alınmış bir kitaptır, koruması olmayan kitapların bu şansı bulunmamakta maalesef..
 
Bakın,
Sıkıntınız meseleleri ayırtedemeden kabullenişinizde,
Demek, Peygamberlere iman aynı zamanda hadislere iman manasına geliyor, öyley mi?
Peki öyle diyelim,
Bakara süresinin son iki ayetinde Rabbimiz, PEYGAMBERLERE İMAN'ın ardından, Peygamberlerin arasının ayrılmaması şartını da koymuştur,
Yani, Tüm peygamberlere eşit iman etmeyen mü'min değildir.
Öyleyse, Peygamberlere iman aynı zamanda Hadislere iman manasına da geliyorsa,
Neden İbrahim, İsmail, Musa Nebi'nin hadisleri ıskalanırken, tek peygamberin hadislerine iman, imanın şartına daih edilsin,
Hiristiyanlar İsa, Yahudiler Musa'dan başka nebiyi kabul etmeyince küfre giriyor da..
Müslümanlar da aynı hastalığa tutulup, Peygamberler arasında ayrım yapıyorsa, diğerlerinden farkları nedir?
Bir babayiğit çıkıp tüm Nebi'lerin hadislerini ortaya çıkarıp, adaleti sağlarsa amenna..
Tabi, Kur'anın diğer kitapların hükmünü ortadan kaldırdığı kıyasıyla, sizde hadislerin diğer hadislerin hükmünü kaldırdığı iddiasında değilseniz.. Ki, Kur'an koruma altına alınmış bir kitaptır, koruması olmayan kitapların bu şansı bulunmamakta maalesef..

Sizin bu kadar sığ düşünebileceğinizi tahmin etmiyordum.

Soralım Sayın Çapanoğlu...

Biz, bütün gelmiş geçmiş Peygamberlere gelen emirlere mi uyacağız?

Eğer öyle olsaydı Kur'an neden nazi edildi?

Hz. Musa'nın (selam olsun) kavmine inen ahkamla, Hz. Muhammed (sav) in kavmine inen ahkam aynımıdır?

Ve daha nice nice sorular?...

Siz sorun siz cevaplayın sayın Çapanoğlu...
 
Bakın,
Sıkıntınız meseleleri ayırtedemeden kabullenişinizde,
Demek, Peygamberlere iman aynı zamanda hadislere iman manasına geliyor, öyley mi?
Peki öyle diyelim,
Bakara süresinin son iki ayetinde Rabbimiz, PEYGAMBERLERE İMAN'ın ardından, Peygamberlerin arasının ayrılmaması şartını da koymuştur,
Yani, Tüm peygamberlere eşit iman etmeyen mü'min değildir.
Öyleyse, Peygamberlere iman aynı zamanda Hadislere iman manasına da geliyorsa,
Neden İbrahim, İsmail, Musa Nebi'nin hadisleri ıskalanırken, tek peygamberin hadislerine iman, imanın şartına daih edilsin,
Hiristiyanlar İsa, Yahudiler Musa'dan başka nebiyi kabul etmeyince küfre giriyor da..
Müslümanlar da aynı hastalığa tutulup, Peygamberler arasında ayrım yapıyorsa, diğerlerinden farkları nedir?
Bir babayiğit çıkıp tüm Nebi'lerin hadislerini ortaya çıkarıp, adaleti sağlarsa amenna..
Tabi, Kur'anın diğer kitapların hükmünü ortadan kaldırdığı kıyasıyla, sizde hadislerin diğer hadislerin hükmünü kaldırdığı iddiasında değilseniz.. Ki, Kur'an koruma altına alınmış bir kitaptır, koruması olmayan kitapların bu şansı bulunmamakta maalesef..

kimse onların hadislerini inkar etmiyor egerki onların söylemiş hadisleri varsa biz bunu kabul ediyoruz fakat iftira ve yalan dolan ve söylenmemiş olan sözleri söylemiş gibi gösterilen sözlere karsıyız ve kabul etmeyiz gelelim peygamberlerin arasındaki fark olayını kuranda her peygamber esit olarak sevilir bazıları bazılarından üstündür bunuda kuran söylüyor egerki peygamberlere iman edilmişse getirdigine söyledigene itaat edilecegini söylüyor hatta karsı çıkıldıgına azap gelecegini söylüyor bütün peygamberlerin hadislerini ortaya çıkaracak kimse yoktur çünkü nasıl ALLAH ın ayetlerini yok ettiyseler zamanında onların sözlerini yok etmişlerdir fakat kuran nın söyledigi gibi onlar sadece ALLAH çagırırlar ve söyledikleri bütün sözler vahi iledir suan peygamber s.a.v söylemiş oldugu sözler kuran tersmidir hayır degildir çünkü egerki ters bir şey olsaydı direkt azap gelirdi ve peygamberligin bir anlamıda kalmazdı çünkü kuranda peygamber s.a.v söylemiş ve yapmış oldugu sözlerin ayetlerle deteklendigini görürüz ve sunuda söylemek isterimki her söz hadis degildir
 
Sizin bu kadar sığ düşünebileceğinizi tahmin etmiyordum.

Soralım Sayın Çapanoğlu...

Biz, bütün gelmiş geçmiş Peygamberlere gelen emirlere mi uyacağız?

Eğer öyle olsaydı Kur'an neden nazi edildi?

Hz. Musa'nın (selam olsun) kavmine inen ahkamla, Hz. Muhammed (sav) in kavmine inen ahkam aynımıdır?


Ve daha nice nice sorular?...

Siz sorun siz cevaplayın sayın Çapanoğlu...

Bu ayetler ne demek istiyor acep, bekir kardeş,
Açıklarsan sevinirim..




[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]- (Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın. 35/43

- Bu,) Allah'ın öteden beri sürüp giden sünnetidir. Sen Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın. 48/23

- (Bu,) Daha önceden gelip-geçenler hakkında (uygulanan) Allah'ın sünnetidir. Allah'ın sünnetinde kesin olarak bir değişiklik bulamazsın. (33 / 62)
[/FONT]
 
Bu ayetler ne demek istiyor acep, bekir kardeş,
Açıklarsan sevinirim..




[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]- (Hem de) Yeryüzünde büyüklük taslayarak ve kötülüğü tasarlayıp düzenleyerek. Oysa hileli düzen, kendi sahibinden başkasını sarıp-kuşatmaz. Artık onlar öncekilerin sünnetinden başkasını mı gözlemektedirler? Sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın ve sen, Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir dönüşüm de bulamazsın. 35/43

- Bu,) Allah'ın öteden beri sürüp giden sünnetidir. Sen Allah'ın sünnetinde kesinlikle bir değişiklik bulamazsın. 48/23

- (Bu,) Daha önceden gelip-geçenler hakkında (uygulanan) Allah'ın sünnetidir. Allah'ın sünnetinde kesin olarak bir değişiklik bulamazsın. (33 / 62)
[/FONT]

Sayın Çapanoğlu
Ayetlerde bahsi geçen " Allah'ın Sünneti" Kur'ani bir terimdir. Siz bunun ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz...

Ama isterseniz ben size başka ayetler hatırlatayım da içinizdeki kuşkular yok olsun...

Hac 67: Biz, her ümmete, uygulamakta oldukları bir ibadet tarzı gösterdik. Öyle ise onlar (ehl-i kitap) bu işte seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine davet et. Zira sen, hakikaten dosdoğru bir yoldasın.

Casiye 28: O gün her ümmeti, diz çökmüş görürsün. Her ümmet kendi kitabına çağırılır, (onlara şöyle denilir.) "Bu gün, yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız!"

Selam ve selametle
 
Sayın Çapanoğlu
Ayetlerde bahsi geçen " Allah'ın Sünneti" Kur'ani bir terimdir. Siz bunun ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz...

Ama isterseniz ben size başka ayetler hatırlatayım da içinizdeki kuşkular yok olsun...

Hac 67: Biz, her ümmete, uygulamakta oldukları bir ibadet tarzı gösterdik. Öyle ise onlar (ehl-i kitap) bu işte seninle çekişmesinler. Sen, Rabbine davet et. Zira sen, hakikaten dosdoğru bir yoldasın.

Casiye 28: O gün her ümmeti, diz çökmüş görürsün. Her ümmet kendi kitabına çağırılır, (onlara şöyle denilir.) "Bu gün, yaptıklarınızla cezalandırılacaksınız!"

Selam ve selametle

Ben bu ayetleri, dünya kuruldu kurulalı Allah'ın kanunlarında bir değişimin olmadığını gözler önüne sermek için vermiştim ki sizin sorunuz bu doğrultuda idi,
Verdiğiniz ayetler ise konumuz ile hiç te alakalı değildir, neden böyle bir cevap vreme ihtiyacı hissettiniz anlamış değlim doğrusu
 
Bakın Sayın Çapanoğlu, aşağıda alıntılanan yazınızda ne sormuşsunuz.




Neden İbrahim, İsmail, Musa Nebi'nin hadisleri ıskalanırken, tek peygamberin hadislerine iman, imanın şartına daih edilsin,

Yani diyorsunuz ki, Hz. Muhammed (sav) ın hadisleri varsa diğer Peygamberlerin de Hadisleri var. Neden onların Hadislerine de uymuyoruz, neden birbirinden ayırd ediyoruz Peygamberleri?

Biz de demişiz ki, Hz.Muhammed (sav) ın ümmetine verilen mükellefiyetler ile, evvelkilerin mükellefiyetlerleri farklı farklıdır. Bizi Hz. Muhammed (sav) in Hadisleri ilgilendirir. Diğer Peygamberlere iman ve Hadislerine iman konusunda bir zaafiyetimiz yok. Ancak Onların Hadisleri ile amele ihtiyaç yok. Neden yok? Sebebi verdiğim Ayetlerdir.

Bu nedenle de sizin alıntıladığınız " Allah (cc) ın sünnetinde bir farklılık bulamazsınız" mealindeki ayetlerin, bu konu ile alakası olmadığını, lakin değişik ümmetlere, değişik mükellefiyetler yüklendiğini gösteren Ayetler verilmiştir ki, neden sadece Hz. Muhammed (sav) in Hadislerinin bizi ilgilendirdiğini anlayasınız...

Bilmem anlatabildim mi?..
 
Kurana bakarak anlaşılır.Kuran Furkandır yani doğruyu yanlıştan ayırandır.ayraçtır.Peygamber Efendimiz S.A.S riyazi salihinin önyüzündü Birgün benim hadislerim tartışma konusu olacaktır Kurana bakınız benim sözüm Kurana aykırı olamaz

Bizler boş lakırdılarla zaman kaybetmeyip Hadisi Kuranla karşılaştırmalıyız.İlmimiz yetmiyorsa Ulul Elbab seviyesinde Yani manevi işaretler alabilen Allah dostlarından öğrenmeliyiz
 
Bır hadisin uydurma yada sahih oldugunu anlamak icin Kurani Kerime bakmak lazim. Rabbimiz biz Kuran da hic bir seyi eksik birakmadik buyurmaktadir. Eger hadise uygun bir ayet yoksa o hadisin dogrulugu suphelidir.
Allah razi olsun.
 
"Benden sonra size çok hadis rivayet edilecektir. Size, benden bir hadis rivayet edildiğinde, onu Allah'ın Kitab'ına arz edin. Eğer ona uy­gun ise kabul edin ve biliniz ki o bendendir. Ona muhalif olur ise, onu reddedin ve biliniz ki ben ondan beriyim," [1][228] Serahsî, Usûl, I, 364, 365.
 
"Benden sonra size çok hadis rivayet edilecektir. Size, benden bir hadis rivayet edildiğinde, onu Allah'ın Kitab'ına arz edin. Eğer ona uy*gun ise kabul edin ve biliniz ki o bendendir. Ona muhalif olur ise, onu reddedin ve biliniz ki ben ondan beriyim," [1][228]Serahsî, Usûl, I, 364, 365.

Bu Hadis sahihmidir, Allah'ın Kitabına arz ettiniz mi bu Hadisi, ne diyor Kitap?
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks