1-ÜNİVERSİTELERİN İSLAMİ MÜCADELE İÇERİSİNDEKİ KONUMU NEDİR?
İslami mücadele şartlar ne şekilde olursa olsun , asla üniversitelere dönük çalışmalardan geri kalmamalıdır. Bir topluluğun içerisinde bulunan müslüman, o topluluğun niteliği ne kadar düşük olsa bile, bulunduğu ortamın ıslahına yönelik bir projenin temsilcisi olmakla mükelleftir. Belli bir kimliğin taşıyıcısı konumundaki müslüman öğrenci, tevhidi duyarlılığını ve şahitlik vazifesini her zaman ve zeminde göstermek yükümlülüğündedir. Bu amaçla üniversite öğrencilerini hedef alan projeler üretmeli ve bu gibi alanlarda örgütlenme becerisini gösterebilmelidir. Müslüman öğrenciler mücadelelerini sadece üniversite alanlarında sınırlı tutmayıp, üniversite dışında da bazı kullanılabilir alanlar açabilmeli ve ilgilendikleri insanları bu alanlara çekebilmelidirler. Yapılacak faaliyetler kampüs sınırlarına hapsedilmeyip, yapılamayan bir çok iş, sözünü ettiğimiz diğer faaliyet alanlarında icra edilmelidir. Hayatın boşluk kabul etmeyeceği gerçeğinden hareketle, sosyalleşme ve sosyalleştirme çabaları bir çok alana dağıtılmalı ve belli bir örgütlülük içinde bir çok önemli boşluk kararlılıkla doldurulmalıdır.
Bu anlamda üniversiteler, müslüman öğrencinin vahiy tarafından şekillenen tevhidi kimliğinin şahitliğini yapabileceği en uygun ortamlardandır. Bu nedenle asla boş bırakılmaya ve terk edilmeye gelmez.
2-ÜNİVERSİTELERDE YAPILACAK FAALİYET TÜRLERİ NELER OLABİLİR?
Üniversitelerde yapılacak faaliyetleri belli başlıklar altında değerlendirmemiz gerekmektedir.
A-MÜSLÜMAN ÖĞRENCİNİN KENDİSİNİ GELİŞTİRMEYE YÖNELİK OKUMALARI
Müslüman öğrenci hayatı boyunca bir Kur’an talebesi olduğu bilincini asla yitirmemelidir. Vahyin canlı ve güncel şahitliğini yapabilmeli ve bu hususta düzenli ve nitelikli okumalarda bulunmalıdır. Bu amaçla müslüman öğrenci:
I-Karşılaştırmalı meal okumaları yapmalı ve bunu mutad olarak sürdürmelidir
II-Tefsir usulü, hadis usulü, fıkıh usulü v.b gibi usuli konular hakkında az sayıda ama önemli kaynaklardan araştırmalar yapmalıdır.
III-Peygamberin (s.a) hayatını ve yapmış olduğu şerefli mücadalesini yeteri kadar bilmeli ve doğru bir peygamber tasavvuruna sahip olmalıdır ve Resulullah’ın (s.a) nasıl bir metodolojiyi benimsediğini, vahyin ışığında etraflıca analiz edebilmelidir.
IV-Kur’ani kavramları, yine Kur’an’ı kaynak alarak derinlemesine tahlil etmelidir.
V-İslami mücadele tarihi içerisinde Islahat hareketlerine katkıda bulunan, ivme kazandıran şahsiyetleri, yaşadıkları dönemin tarihi ve sosyal şartlarını göz önünde bulundurarak araştırmalıdır.
VI-Yaşadığımız bu topraklardaki “tevhidi uyanış” çizgisinin bu güne kadar yaşadığı süreci iyi bilmeli, milli-muhafazakar-devletçi-mezhepçi bir İslam algısının nelere mal olduğunu ve neler kaybettirdiğini, bu anlayışa kimlerin ve neden destek olduğunu, buna karşı duran ve yeniden dirilen vahiy merkezli Tevhidi bilincin nasıl ve ne emeklerle bugüne geldiğini iyi araştırmalıdır. Tarihini bilmeyen bir neslin, geleceği de olamaz.
VII-Kendine ait bir kütüphane kurmaya başlamalı, kitapla olan ilişkisini yoğun şekilde sürdürmelidir. En azından bir disiplin ile ilgili aktif-güncel bilgi sahibi olabilmeli ve bu konudaki gelişimi için emek sarf etmelidir. Öğrencilik yıllarında kitaplarla kurulan samimi dostluk, hayatın ilerleyen dönemlerinde de devam eder.
VIII-Her gün en azından bir gazete okumaya gayret etmeli, aylık birkaç dergiyi arkadaşları ile birlikte takip etmelidir. Gündeme müdahale etmek, taraf olmak, dünyadaki ve ülkedeki gelişmelere kayıtsız kalmamak bir müslümanın en asli vazifelerindendir.
B-İLKELİ ve SAMİMİ BİR DURUŞ SERGİLEMELİDİR.
İlkeli olmak, hayatın her anını vahye göre biçimlendirme gayretidir. Süreç ne şekilde işlerse işlesin, muvahhid asla çizgisinden sapmamalıdır. Göstereceği samimi ve tavizsiz örneklik , onun sürdüreceği tebliğin ilk ve en önemli aşamasıdır. İyi bilmelidir ki ; bu tavizsiz ve samimi duruş Kur’an’dan beslendikçe ve yalpalamadıkça mutlaka kendisine muhatap bulacaktır.
C-DİĞER ÖĞRENCİLERLE YATAY İLİŞKİ KURABİLMELİDİR.
Müslüman öğrenci, muhatabı olan öğrencilerle ilişkiye geçmek için bazı imkanlar geliştirmeli ve bir çok zeminde onlarla diyalog çabaları içine girmelidir. Tüm öğrencilerle görüşme imkanını zaten bulamayacaktır, bu nedenle kendince belirlediği bazı pratik ölçüler dahilinde; duyarlılık sahibi ve nitelikli öğrencilerle temasını güçlü tutmalı, onları vahye çağırmalıdır. Sadece bir uyarıcı olduğunu sürekli hatırda tutmalı, hidayetin Allah’ın takdiri olduğu gerçeğini unutmamalıdır. Bu bilinçle yoğun bir şekilde tebliğine devam etmeli, ama başarısızlık halinde de moral bozukluğuna uğramamalıdır.
D-ÜNİVERSİTE İÇİNDE KULLANABİLECEĞİ ARAÇLARI DEVREYE SOKMALIDIR.
Bulunduğu fakülte bünyesinde imkan varsa öğrenci toplulukları / öğrenci kulüpleri v.b gibi araçları kullanarak kitleye ulaşmaya çabalamalıdır. Ya da bu gibi alanlar açıp duyarlılık sahibi öğrencilerle ilişkisini güçlendirmeye çalışmalıdır.
E-ÜNİVERSİTE DIŞINDAKİ İMKANLARI YOĞUN OLARAK KULLANMALIDIR
Müslüman öğrencinin mücadelesi sadece kampüs alanıyla sınırlı değildir. Çünkü hayat bir öğrenci için dışarıda da devam etmektedir. Üniversitedeki İslami mücadelesini dışarıda da sürdürmeli ve sürekli hareket halinde olmalıdır. Esnafla, işçiyle, halkla irtibat kurabilmeli, kendisine yakın bulduğu bir yapılanmanın gönüllü bir parçası olmalıdır. Vahyin şahitliğini dışarıda da gösterebilmelidir. Dışarıda parçası olduğu örgütlülüğün var olan imkanlarını üniversitedeki mücadelesi için kullanabilmelidir. Üniversite ve üniversite dışı yaşam arasında dinamik bir köprü işlerliğinde olmalıdır.
3-ÜNİVERSİTELERİ VE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİ İLGİLENDİREN GENEL SORUNLAR NELERDİR?BUNLARA YÖNELİK TAVRIMIZ NE OLMALI? FARKLI ÇEVRELERLE BU HUSUSLARA İLİŞKİN İTTİFAK İMKANLARINI NASIL DEĞERLENDİRMELİYİZ ?
- Bir üniversiteli için , üniversiteye adımını attığı andan itibaren yaşayacağı en büyük sıkıntı; YÖK’ün belirlediği çok ağır şartlar altında öğrencilik yapması olacaktır. Çünkü YÖK zihniyeti; düşünmeyen, soru sormayan, toplumsal hassasiyet taşımayan, sadece okulda alacağı eğitimle yetinen bir öğrenci modeli istemektedir. Bunun aksine hareket edenlere, üniversite yaşantısı adeta bir zindana dönüştürülür. Bu nedenle müslüman üniversitelilerin, üniversite içerisindeki İslami mücadeleleri, sadece YÖK’ün anlık uygulamalarıyla sınırlı kalmayıp, temelde YÖK’ün kurumsal kimliğine dönük olmalıdır. YÖK’ün cuntacı zihniyetin bir eseri, özgürlükler önündeki en büyük engellerden biri olduğu söylemleştirilip, keskin ve muhalif bir tavırla eylemliliklere konu edilmelidir
- Sosyal bir devlette, eğitim ve öğretimin parasız olması gerekmekteyken, üniversitelerde uygulanan yüksek kayıt tutarları ve yıllık harçlar, bir çok öğrencinin üniversite yaşantısını daha başlamadan bitirmektedir. Müslüman gençlik adil olmayan bu uygulamalar karşısında sessiz kalmamalıdır.
- Bir çok üniversite bünyesinde öğrencilerin sosyalleşmesi amacıyla yapılandırılan kulüp tarzı öğrenci birlikteliklerinden, siyasi duyarlılık sahibi öğrenciler faydalanamamaktadır. Ya da bir şekilde bu kulüplerde örgütlenen ve çalışmalarda bulunan öğrenciler, sırf düşüncelerinden dolayı cezalandırılmaktadırlar. Bu durum İslami duyarlılık sahibi öğrenciler için de sıkıntı oluşturmakta, bu gibi imkanlar onlara da kapalı tutulmaktadır. Bu sosyal alanların tüm öğrencilerin kullanımına açık bulundurulması için mücadele edilmelidir.
- Kampüslere yerleştirilen sivil polislerin ve muhbirlerin kampüsleri terk etmeleri için uğraşılmalı, bu amaçla yaygın öğrenci platformları kurulmalıdır.
- Üniversitelerin şirketlere peşkeş çekilmesi, kantinlerin, yemekhanelerin, fotokopi merkezlerinin ve üniversite içi işletmelerin işletmeciler elinden alınıp, üniversite yönetimleri tarafından şeffaf bir şekilde işletilmesi ve elde edilen gelirin, ihtiyaç sahibi öğrencilere yardım olarak dağıtılması gerekmektedir. Bu amaçla gerekirse üniversitelerdeki bu işletmeler yoğun olarak boykot edilmeli ve diğer öğrenciler de bu boykot için teşvik edilmelidir.
- Fakülte bünyelerinde kurulan sosyal yardım amaçlı vakıfların dağıttığı bursların adil bir biçimde dağıtılması istenerek, burslarla fakülte yönetimlerine yandaş çekme çabaları kınanmalıdır.
Yukarıda belirtilen hususlar hakkında müslüman öğrenciler, gerekirse diğer farklı ideolojik kesimlerin temsilcileri olan öğrencilerle ittifak içinde olabilmelidirler. Ama bu ittifak belli ilkeler ve ortak amaçlar için yapılmalı, taraflar birbirlerinin hassasiyetlerine dikkat etmelidirler. Zaten üniversite yönetimlerinin de istediği, kamplaşmış kutuplarda bulunan öğrencilerin birbirlerine kırdırılıp zayıflatılmalarıdır. Öğrenciler bu gibi tuzaklara karşı uyanık olmalı ve zulme karşı ortak bir muhalif tavır sergileyebilmelidirler.
Kardeşlerim unutmayınızki :ZULME RIZA ZULÜMDÜR.
İslami mücadele şartlar ne şekilde olursa olsun , asla üniversitelere dönük çalışmalardan geri kalmamalıdır. Bir topluluğun içerisinde bulunan müslüman, o topluluğun niteliği ne kadar düşük olsa bile, bulunduğu ortamın ıslahına yönelik bir projenin temsilcisi olmakla mükelleftir. Belli bir kimliğin taşıyıcısı konumundaki müslüman öğrenci, tevhidi duyarlılığını ve şahitlik vazifesini her zaman ve zeminde göstermek yükümlülüğündedir. Bu amaçla üniversite öğrencilerini hedef alan projeler üretmeli ve bu gibi alanlarda örgütlenme becerisini gösterebilmelidir. Müslüman öğrenciler mücadelelerini sadece üniversite alanlarında sınırlı tutmayıp, üniversite dışında da bazı kullanılabilir alanlar açabilmeli ve ilgilendikleri insanları bu alanlara çekebilmelidirler. Yapılacak faaliyetler kampüs sınırlarına hapsedilmeyip, yapılamayan bir çok iş, sözünü ettiğimiz diğer faaliyet alanlarında icra edilmelidir. Hayatın boşluk kabul etmeyeceği gerçeğinden hareketle, sosyalleşme ve sosyalleştirme çabaları bir çok alana dağıtılmalı ve belli bir örgütlülük içinde bir çok önemli boşluk kararlılıkla doldurulmalıdır.
Bu anlamda üniversiteler, müslüman öğrencinin vahiy tarafından şekillenen tevhidi kimliğinin şahitliğini yapabileceği en uygun ortamlardandır. Bu nedenle asla boş bırakılmaya ve terk edilmeye gelmez.
2-ÜNİVERSİTELERDE YAPILACAK FAALİYET TÜRLERİ NELER OLABİLİR?
Üniversitelerde yapılacak faaliyetleri belli başlıklar altında değerlendirmemiz gerekmektedir.
A-MÜSLÜMAN ÖĞRENCİNİN KENDİSİNİ GELİŞTİRMEYE YÖNELİK OKUMALARI
Müslüman öğrenci hayatı boyunca bir Kur’an talebesi olduğu bilincini asla yitirmemelidir. Vahyin canlı ve güncel şahitliğini yapabilmeli ve bu hususta düzenli ve nitelikli okumalarda bulunmalıdır. Bu amaçla müslüman öğrenci:
I-Karşılaştırmalı meal okumaları yapmalı ve bunu mutad olarak sürdürmelidir
II-Tefsir usulü, hadis usulü, fıkıh usulü v.b gibi usuli konular hakkında az sayıda ama önemli kaynaklardan araştırmalar yapmalıdır.
III-Peygamberin (s.a) hayatını ve yapmış olduğu şerefli mücadalesini yeteri kadar bilmeli ve doğru bir peygamber tasavvuruna sahip olmalıdır ve Resulullah’ın (s.a) nasıl bir metodolojiyi benimsediğini, vahyin ışığında etraflıca analiz edebilmelidir.
IV-Kur’ani kavramları, yine Kur’an’ı kaynak alarak derinlemesine tahlil etmelidir.
V-İslami mücadele tarihi içerisinde Islahat hareketlerine katkıda bulunan, ivme kazandıran şahsiyetleri, yaşadıkları dönemin tarihi ve sosyal şartlarını göz önünde bulundurarak araştırmalıdır.
VI-Yaşadığımız bu topraklardaki “tevhidi uyanış” çizgisinin bu güne kadar yaşadığı süreci iyi bilmeli, milli-muhafazakar-devletçi-mezhepçi bir İslam algısının nelere mal olduğunu ve neler kaybettirdiğini, bu anlayışa kimlerin ve neden destek olduğunu, buna karşı duran ve yeniden dirilen vahiy merkezli Tevhidi bilincin nasıl ve ne emeklerle bugüne geldiğini iyi araştırmalıdır. Tarihini bilmeyen bir neslin, geleceği de olamaz.
VII-Kendine ait bir kütüphane kurmaya başlamalı, kitapla olan ilişkisini yoğun şekilde sürdürmelidir. En azından bir disiplin ile ilgili aktif-güncel bilgi sahibi olabilmeli ve bu konudaki gelişimi için emek sarf etmelidir. Öğrencilik yıllarında kitaplarla kurulan samimi dostluk, hayatın ilerleyen dönemlerinde de devam eder.
VIII-Her gün en azından bir gazete okumaya gayret etmeli, aylık birkaç dergiyi arkadaşları ile birlikte takip etmelidir. Gündeme müdahale etmek, taraf olmak, dünyadaki ve ülkedeki gelişmelere kayıtsız kalmamak bir müslümanın en asli vazifelerindendir.
B-İLKELİ ve SAMİMİ BİR DURUŞ SERGİLEMELİDİR.
İlkeli olmak, hayatın her anını vahye göre biçimlendirme gayretidir. Süreç ne şekilde işlerse işlesin, muvahhid asla çizgisinden sapmamalıdır. Göstereceği samimi ve tavizsiz örneklik , onun sürdüreceği tebliğin ilk ve en önemli aşamasıdır. İyi bilmelidir ki ; bu tavizsiz ve samimi duruş Kur’an’dan beslendikçe ve yalpalamadıkça mutlaka kendisine muhatap bulacaktır.
C-DİĞER ÖĞRENCİLERLE YATAY İLİŞKİ KURABİLMELİDİR.
Müslüman öğrenci, muhatabı olan öğrencilerle ilişkiye geçmek için bazı imkanlar geliştirmeli ve bir çok zeminde onlarla diyalog çabaları içine girmelidir. Tüm öğrencilerle görüşme imkanını zaten bulamayacaktır, bu nedenle kendince belirlediği bazı pratik ölçüler dahilinde; duyarlılık sahibi ve nitelikli öğrencilerle temasını güçlü tutmalı, onları vahye çağırmalıdır. Sadece bir uyarıcı olduğunu sürekli hatırda tutmalı, hidayetin Allah’ın takdiri olduğu gerçeğini unutmamalıdır. Bu bilinçle yoğun bir şekilde tebliğine devam etmeli, ama başarısızlık halinde de moral bozukluğuna uğramamalıdır.
D-ÜNİVERSİTE İÇİNDE KULLANABİLECEĞİ ARAÇLARI DEVREYE SOKMALIDIR.
Bulunduğu fakülte bünyesinde imkan varsa öğrenci toplulukları / öğrenci kulüpleri v.b gibi araçları kullanarak kitleye ulaşmaya çabalamalıdır. Ya da bu gibi alanlar açıp duyarlılık sahibi öğrencilerle ilişkisini güçlendirmeye çalışmalıdır.
E-ÜNİVERSİTE DIŞINDAKİ İMKANLARI YOĞUN OLARAK KULLANMALIDIR
Müslüman öğrencinin mücadelesi sadece kampüs alanıyla sınırlı değildir. Çünkü hayat bir öğrenci için dışarıda da devam etmektedir. Üniversitedeki İslami mücadelesini dışarıda da sürdürmeli ve sürekli hareket halinde olmalıdır. Esnafla, işçiyle, halkla irtibat kurabilmeli, kendisine yakın bulduğu bir yapılanmanın gönüllü bir parçası olmalıdır. Vahyin şahitliğini dışarıda da gösterebilmelidir. Dışarıda parçası olduğu örgütlülüğün var olan imkanlarını üniversitedeki mücadelesi için kullanabilmelidir. Üniversite ve üniversite dışı yaşam arasında dinamik bir köprü işlerliğinde olmalıdır.
3-ÜNİVERSİTELERİ VE ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİ İLGİLENDİREN GENEL SORUNLAR NELERDİR?BUNLARA YÖNELİK TAVRIMIZ NE OLMALI? FARKLI ÇEVRELERLE BU HUSUSLARA İLİŞKİN İTTİFAK İMKANLARINI NASIL DEĞERLENDİRMELİYİZ ?
- Bir üniversiteli için , üniversiteye adımını attığı andan itibaren yaşayacağı en büyük sıkıntı; YÖK’ün belirlediği çok ağır şartlar altında öğrencilik yapması olacaktır. Çünkü YÖK zihniyeti; düşünmeyen, soru sormayan, toplumsal hassasiyet taşımayan, sadece okulda alacağı eğitimle yetinen bir öğrenci modeli istemektedir. Bunun aksine hareket edenlere, üniversite yaşantısı adeta bir zindana dönüştürülür. Bu nedenle müslüman üniversitelilerin, üniversite içerisindeki İslami mücadeleleri, sadece YÖK’ün anlık uygulamalarıyla sınırlı kalmayıp, temelde YÖK’ün kurumsal kimliğine dönük olmalıdır. YÖK’ün cuntacı zihniyetin bir eseri, özgürlükler önündeki en büyük engellerden biri olduğu söylemleştirilip, keskin ve muhalif bir tavırla eylemliliklere konu edilmelidir
- Sosyal bir devlette, eğitim ve öğretimin parasız olması gerekmekteyken, üniversitelerde uygulanan yüksek kayıt tutarları ve yıllık harçlar, bir çok öğrencinin üniversite yaşantısını daha başlamadan bitirmektedir. Müslüman gençlik adil olmayan bu uygulamalar karşısında sessiz kalmamalıdır.
- Bir çok üniversite bünyesinde öğrencilerin sosyalleşmesi amacıyla yapılandırılan kulüp tarzı öğrenci birlikteliklerinden, siyasi duyarlılık sahibi öğrenciler faydalanamamaktadır. Ya da bir şekilde bu kulüplerde örgütlenen ve çalışmalarda bulunan öğrenciler, sırf düşüncelerinden dolayı cezalandırılmaktadırlar. Bu durum İslami duyarlılık sahibi öğrenciler için de sıkıntı oluşturmakta, bu gibi imkanlar onlara da kapalı tutulmaktadır. Bu sosyal alanların tüm öğrencilerin kullanımına açık bulundurulması için mücadele edilmelidir.
- Kampüslere yerleştirilen sivil polislerin ve muhbirlerin kampüsleri terk etmeleri için uğraşılmalı, bu amaçla yaygın öğrenci platformları kurulmalıdır.
- Üniversitelerin şirketlere peşkeş çekilmesi, kantinlerin, yemekhanelerin, fotokopi merkezlerinin ve üniversite içi işletmelerin işletmeciler elinden alınıp, üniversite yönetimleri tarafından şeffaf bir şekilde işletilmesi ve elde edilen gelirin, ihtiyaç sahibi öğrencilere yardım olarak dağıtılması gerekmektedir. Bu amaçla gerekirse üniversitelerdeki bu işletmeler yoğun olarak boykot edilmeli ve diğer öğrenciler de bu boykot için teşvik edilmelidir.
- Fakülte bünyelerinde kurulan sosyal yardım amaçlı vakıfların dağıttığı bursların adil bir biçimde dağıtılması istenerek, burslarla fakülte yönetimlerine yandaş çekme çabaları kınanmalıdır.
Yukarıda belirtilen hususlar hakkında müslüman öğrenciler, gerekirse diğer farklı ideolojik kesimlerin temsilcileri olan öğrencilerle ittifak içinde olabilmelidirler. Ama bu ittifak belli ilkeler ve ortak amaçlar için yapılmalı, taraflar birbirlerinin hassasiyetlerine dikkat etmelidirler. Zaten üniversite yönetimlerinin de istediği, kamplaşmış kutuplarda bulunan öğrencilerin birbirlerine kırdırılıp zayıflatılmalarıdır. Öğrenciler bu gibi tuzaklara karşı uyanık olmalı ve zulme karşı ortak bir muhalif tavır sergileyebilmelidirler.
Kardeşlerim unutmayınızki :ZULME RIZA ZULÜMDÜR.