Ümit vermek ve umudu kırmak

nurullah_01

New member
Yaşlı adam, bir konfeksiyon mağazasına ait vitrine uzun uzun

baktıktan sonra, ilerideki yeşillikte oynayan çocukların en zayıfına dönerek:

Küçüüük!... diye seslendi. Bana biraz yardımcı olur musun?

Çocuk, hafta sonlarında yaptıkları misket oyununu ilk defa kazanmış

olmasına rağmen arkadaşlarını bırakıp geldi. 7-8 yaşlarındaydı ve

üzerindeki elbiseler, "tek kelimeyle" dökülüyordu. Yaşlı adam, çocuğun

saçlarını okşadıktan sonra :

Vitrindeki elbiseyi giymeni istemiştim, dedi. Bakalım üzerine uyacak mı?

Çocuk, bu teklifi ilk önce şaka sandı. Ama adam son derece ciddiydi.

Onunla birlikte mağazaya girerken, ilk önce rüyâda olup olmadığını, daha

sonra da şimdiye kadar yeni bir elbise giyip giymediğini düşündü.

Genellikle ailedeki büyük çocuğa alınan veya komşular tarafından verilen

giyecekler, elbiselerin ona dar gelmesiyle birlikte ortanca kardeşe kalır,

birkaç sene sonrada dizleri aşınmış veya delinmiş vaziyette kendisine

yamanırdı. Ama her zaman "hasta" dedikleri babasının ne kadar zor para

kazandığını bildiğinden, bu işe bir kere bile itiraz etmemişti.


Şimdi ise, ilk defa yeni bir elbisesi olacaktı. Üstelik de bayrama üç

gün kala... Çocuk, yaşlı adamın gösterdiği elbiseleri giydiğinde,

büyümüş olduğunu ilk defa farketti. Çizgili kadifeden yapılmış pantolon,

bacaklarının ne kadar uzun olduğunu ortaya koyarken, yeni ceketi de

omuzlarını iyice geniş göstermişti. Fakat hepsinin üzerine giydiği kaban bir

başkaydı ve artık üşümeyecekti. Çocuk, biraz önce kazandığı misketleri

onun cebine bıraktığında, iyice keyiflendi. İrili ufaklı misketler,

gayet derin olan ceplerin bir köşesinde kalmıştı.

Demek ki herbir cep, en az elli misket alabilirdi.

Yaşlı adam, çocuğu sağa sola döndürdükten sonra, elbiselerin

paketlenmesini istedi. Ve iş tamamlandığında, tezgâhtara dönerek:

"Elbiseleri torunuma alıyorum" dedi.

Kendisine sürpriz yapacağım için, onları bu çocuğun üzerinde denedim.

İkisinin de boyu falan aynı da ..

Çocuk, bir anda beyninden vurulmuşa döndü ve ne diyeceğini bilemedi.

Ama artık büyüdüğüne göre, bir şey belli etmemeliydi.

Aynaya son bir defa baktıktan sonra, üzerindekileri yavaşça çıkartarak bir

kenara fırlattığı eskileri giydi.

Adam, elbiselerin torununa uyacağından emindi.

Yaptığı hizmet için çocuğa bir ciklet parası vermek istediğinde, onu yanında

göremedi. Haylaz velet, belli ki bu işten sıkılmıştı.


Çocuk, arkadaşlarının yanına döndüğünde, bir kenara çekilerek onları

seyretmeye koyuldu.

Ve bütün ısrarlara rağmen oyuna katılmadı.

Arkadaşları: "Niçin oynamıyorsun?" diye sordular.

En güzel misketleri sen kazanmıştın.

Çocuk, inci gibi yaşlar süzülen gözlerini arkadaşlarından kaçırmaya

çalışırken: Misketlerim, bu elbiselere yakışmayacak kadar güzeldi, dedi.

Bu yüzden onları, bayramlık kabanımın cebine sakladım
 
gerçekten çok önemli bir konu paylaşım için rabbim razı olsun ..izninizle küçük birşeyde ben yazmak istiyorum ..
sanıyorum ruhul beyan tefsirinde şöyle bir söz vardı ''kim birinin ümidini kırarsa ahirette yaradan da o kişinin ümidini kırar'' ilim tahsil edenlerden biri bu sözü okuduğunda tam anlamını kavrayamaz ve hocasına bu sözün tam olarak ne söylemek istediğini sormaya gider ve avludan içeriye girdiğinde selam verir fakat hocası elinde ekmek avlunun bir kenarında bir kelp e ekmeği yedirmektedir verdiği selamın karşılığını alamaz bununda hikmeti vardır diyerek beklemeye başlar nihayet hocası elindeki ekmeği yedirmeyi bitirmiş ve talebesinin selamını almıştır..aklına sormak istediği soru gelir tam soracağı esnada hocası evladım eminim şöyle diyorsun ''içeriye girdim slm verdim fakat hocam selamımı almadı oysa alması gerekiyordu niçin hemen almadıda daha sonra aldı'' diye soruyorsun dedi ..evladım sen içeriye girdiğinde ben bu kelp e yemek yediriyordum ve bu kelp belliki günlerdir aç selam vermek için, hgeldin demek için sana dönseydim olaki kelp '' acaba elindeki ekmeği bana yedirmekten vaz mı geçecek'' düşüncesiyle ümitsizliğe düşebillirdi halbuki ben ona ekmeği elime alıdğımda çoktan ümid vermiştim ..değil bir insana bir hayvana bile ümit verip ardından ümitsizliğe sürüklemek ümidini kırmak çok büyük bir vebaldir onun için tefsirde şöyle bir ibare geçer ''kim birine ümid verip onun ümidini kırarsa Allahta onun ümidini kırar'' der öğrenmek istediği cevabı gayet açık bir şekilde anlamıştır ....
selam ve dua ile....
 
Rabbim kimseyi umutsuz bırakmasın...güzel bi paylaşımdı kardeş yüreğine sağlık...
 
neredeyse ağlayacağım...
insan hiç mi düşünmez!!!
çocuk sevindirmek o kadar kolay ki oysa....
yazık... çok yazık...
taşlaşmış kalpten sana sığınırım Ya Rab!!!
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks