Türkler islamiyetten önce şamanist degillerdi!! -1-2-

birader sen ne saçmalıon ya
onlar iranlılardan geçme adetler



Yani Iranlilarda vardida Orta asyadakilerde yoktu....


Bakiniz ben birakin Türk olmayi ben asigim bu millete.Cünki Ben Türkcüyüm,Turanciyim ama her seyden önce ben bir Hanifim.Yani yanlis anlasilmasin diye acikliyorum tekrardan,Insanlar arasinda ayrim yapmam kafatasci degilim Irkimin üstünlügünü asla savunmam(Eskiden olsa baska)Asigim cünki gercekten sevecegim cok seyi tasiyor kendi karekterinde.Ama bu demek degilki Islam öncesi Bunlar Tehvid dinindendiler?Samansa samandir ne degisir?Yani o zaman saman olan sonra temiz bir Müslüman olamazmi?Yani diger milletler analarindan Müslümanmi dogdular?Biz hec bari Resule karsi hec savasmadik.Gerci Islam ülkelerine karsi savaslarimiz oldu ama normalde devlet isi ben karismam o yönünede.
 
Arnavut....oldugunu iyi biliyorum hatta siirlerinde Arnavutluk yaniyor kalk baba kal diye bir serseniste bulunuyorsu degilmi?Yanlisim varsa düzelt..

Yok hayır kendisi Türk Milliyetçisi, bunda zerre kadar şüphemiz yok da, büyük istiklal şairi kan anlayışına bağlı bir milliyetçilik anlayışından uzak, kültüre bağlı ,islami değerleri taşıyan büyük bir üstad.
Türk tarihinde böyle değerlerimiz oldukça fazladır, Türk olmadığı Türkten daha çok milliyetçi, mesela Sokullu...Kendisi bir devşirmedir fakat ilk defa Turan anlayışını ortaya atmıştır, Orta asyadaki Türkler'le birleşmeyi hedeflemiştir.
Böyle örnekleri çok sayabiliriz.
 
40 Sayısı
Şaman inanışına göre ruh fizikî bedeni 40 gün sonra terk etmektedir. Türk destanlarında kırk sayısı çok yer alır ve kırk yiğitler, kırk kızlar epeyce geçer. Manas destanında olduğu gibi, Dede Korkut hikâyelerinde kırk yiğitler görülmektedir. Hikâyelerde ve masallarda kırk gün ve kırk gece düğünler, kırk haremiler, kırk satır ve kırk katır çok geçer.40 sayısı da totemcilik döneminden kalma bir inanıştır.
Allah’ın Kitabı’nda kesinlikle böyle bir bilgi yokken, bu şaman inanışlarının uzantısı olarak Allah’ın dininde böyle bir uygulama varmış gibi göstererek ölümün ardından 40 gün geçtikten sonra Kur'an ve Mevlit okutma âdetleri türemiştir.
Ne ilginç ki başta da belirttiğim gibi Şamanizm Dünya’nın bir çok farklı coğrafyasına taşındığından; sadece İslam adına değil diğer dinlerde de şamanizmin etkisinde kalarak din adına, olmayan kutsallar türetme alışkanlığı gelişmiştir.
Hıristiyanlar'ın paskalyaya 40 gün oruç tutarak hazırlanmasının, Ayasofya kilisesinin zemin katında 40 sütununun ve kubbesinde de 40 penceresi olmasının kökeninde o devirlerden kalma şaman veya totem gelenekleri yatar.
MEZARTAŞI
Şaman, âyin sırasında yardımcı ruhlarını kullanmaktadır. Ölülerin, âilenin vefat etmiş büyüklerinin, eski Şamanlar'ın ruhlarının, ormanın, suyun ve yerin yardımcı ruhlarının da Şaman'a yardım ettiği kabûl edilir. Ölen büyüklerin ruhlarının çoğalması sonucu bu ruhların en kıdemlisinin ruhların başına geçeceğine ve bunun da diğerlerinin yardımı ile Şaman'a yol göstereceğine inanılır. Kuş biçiminde düşünülen bu ruhlar Şaman'a gökyüzüne yapacağı yolculukta yardımcı olmaktadırlar. Toplumda ulu kabûl edilen kişilerin ölümünden sonra ruhlarından medet ummak mezarları kutsamış ve bu yerler medet umulan yerler hâline gelmişlerdir.
Günümüzde mezar, türbe, yatır ve benzeri yerlerin ziyareti ve bunlardan medet umulması da bu inanç sisteminin devamı olarak, Allah’ın dininin temel değerlerine tamamen aykırı biçimde ortaya çıkmış ve aksine daha da ileriye gidilerek bu dinin bir değeri gibi insanlara yutturulmaya çalışılmıştır.
Göktürkçe'de ve Uygurca’da "ruh" için can anlamına gelen "tın" sözcüğü kullanılıyordu. Bu aynı zamanda "soluk" demekti. Ölüm, soluğun kesilmesi, ruhun bedenden ayrılıp uçması biçiminde düşünülüyordu. Bu yüzden de bâzen "öldü" yerine "uçtu" denilmektedir. Ruhları öbür dünyaya göç eden ataların, orada rahatsız edilmemeleri, iyi yaşamaları gerektiğine inanılırdı. Bu nedenle Eski Türkler’de mezarları gizleme geleneği yoktur, aksine özellikle büyüklerin özel mezarları yapılıp, üzerlerine bir yapı (bark) yapılmış, barkın iç duvarları ölünün yaşarken katıldığı savaş sahnelerini gösteren resimlerle süslenmiştir. Ayrıca mezarın veya mezar yapısının üstüne Balballar dikilmiş, sıradan kişilerin mezarlarına da, belirli olması için tümsek biçimi verilmiştir.
Arap dünyasında mezar taşı yoktur. Ölünün toprakla bütünleşmesi ve zaman içinde kaybolması istenir. Kutsanması yasaktır. Mezarlara taş dikilmesi ve bu taşın san'at eseri hâline getirilecek kadar süslenmesi İslam coğrafyasında sadece Anadolu’da görülmektedir. Şaman geleneğinin devamı olarak Anadolu’da mezarlara ölenlerin sevdiği eşyalar bile konmaktadır. Gelin ve genç kızların mezarları tel ve duvaklarla süslenmektedir.
İşte Arap dünyasında mezar taşı yokken, mezarları kutsal görmek din adına suç olarak görülürken aynı dinden olduklarını söyleyen Türklerin nasıl olup da mezarları kutsal görerek medet umduklarının asıl sebebinin şaman dinini tam olarak terk etmemelerine rağmen, şamanizme ait inanışları İslam’ın kriterleri gibi göstermelerine dayandığı görülmektedir.
İÇKİ
Şamanlar (kamlar), tanrılar ve koruyucu ruhlar için arak (rakı) saçı saçarlar, bu kansız kurban sayılır. Oysa İslâm’da içki içilmesi kesinlikle yasaklanmıştır. Eski Türk kültüründe içki içilmesi yaygın bir gelenektir. Özellikle düğünlerde ve mutlu günlerde müzik eşliğinde içki içilmesi geleneği vardır. İçki Şaman âyinlerinin de vazgeçilmez bir parçasıdır.
Türkler içki geleneklerini, din adına gerekli bir ritüel olarak lanse edememiş, içki geleneğini İslam a göre yanlış bir davranış olduğunu kabul ederek sürdürmüşlerdir.
Aslında, içki geleneğinin diğer; türbe, mezar, kutsanması, bazı sayılara, nesnelere kutsallık, yakıştırma davranışları yanında masum daha doğrusu daha dobra kaldığı açıktır. Yani en azından diğer örneklerdeki gibi; türbe, mezar, mum, 40 çıkması, Kuran ın musikili okunması… gibi dinde olmayan şeyleri, Allah öyle istemiş gibi inanıp, insanları buna inandırmaya çalışmak yanında oldukça masum kalmaktadır. Çünkü içki içen değil, Allah hakkında, din hakkında uydurma şeylere inanan ve bunları yayan en büyük, affedilmez suç içindedir.
16/116 Dillerinizin yalan yere nitelendirmesi dolayısıyla şuna helal, buna haram demeyin. Çünkü Allah'a karşı yalan uydurmuş olursunuz. Şüphesiz Allah'a karşı yalan uyduranlar kurtuluşa ermezler.NAZAR
Anadolu’da halk arasında "nazar inancı" çok yaygındır, bunun önüne geçmek için "nazar boncuğu", "deve boncuğu", "göz boncuğu" v.s. gibi boncuklar takanlar bunların kendilerini koruyacağına inanırken aslında eski Türk Şaman inançlarını sürdürüyorlar. Yine, istenmeyen bir olay duyulduğunda tahtaya el ile tokmak gibi üç kere vurulması da, kötülükten korunmak, kötü ruhların duymasını önlemek amacına yönelik eski bir Şaman inanışıdır.
KURŞUN DÖKME

Kurşun Dökme de Şaman geleneklerinden kalan bir âdettir. Şamanlar bu ritüele "Kut Dökme" anlamına gelen "Kut Kuyma" adını vermişlerdi.


herşeye araplar demişsin
din arapların dini mi ki
din bütün insanların dini
hem
mezar yapılmasını yanlış olduunu söylüosun öyleyse Peygamberin mezarı ne?
hem
sen hiç Kabe de namaz görmedin mi tecvid le okunuyor Kuran
snn araplar dediklerin de vahhabiler ki
bu ayrı bir konu
 
bu söylenenlerin hiç biri delil değildir
nitekim
türkler merdiven altından geçmek iyi değildir derler
şimdi Türklerin eski dini.... Mısırlıların dinimiydi eski mısır teslisine mi inanıyorlardı diyemeyeceğimiz gibi
türklerin arasında 13 rakkamını uğursuz diye kabul edenler var
şimdi bu delildir türkler islamdan evvel hıristiyandır diyemediğimiz gibi
misalleri çoğaltmak mümkündür
yukarıdaki batıl inançlarda türklerin şaman olduğuna delil değildir..

muzik şaman olduğuna delil imiş
bütün dünya şaman o zaman

mezar türbe ziyareti delil değildir
Allah kabe denilen mezar gibi bir yerdemidir ki herkes orayı ziyaret eder
araplar şamanimiydi o zaman

islamda doğrusu şu kabe bir adrestir
işte ölen insan içinde mezar bir adrestir
islam mezar ziyaretlerini yasak etmemiştir
islamda büyük insanların şefaat hakkı vardır onların mezarlarına ziyarete gidilir
onlardan yardım istenebilir....

aa yok öyle bir şey bu ayetleri görmemiş deme
onlar görüldü incelendi onun üzerine yazıldı
metin mete



Ya kardes sen gercekten cok komiksin,Sadece muhalif olacagim diye ne kadar sacma yaz yaziyorsun.Ama diger söylediklerini yani su sefaat meselesini baska bir konu basligiyla acarsan bizimde yazacak ayetlerden beyyinemiz vardir Insallahu Teala.Allahin ayetimi tükenir...
 
herşeye araplar demişsin
din arapların dini mi ki
din bütün insanların dini
hem
mezar yapılmasını yanlış olduunu söylüosun öyleyse Peygamberin mezarı ne?
hem
sen hiç Kabe de namaz görmedin mi tecvid le okunuyor Kuran
snn araplar dediklerin de vahhabiler ki
bu ayrı bir konu


Allahima cok sükürler olsunkí O Vahabi dediginizki mezhepliler o mezari kutsamaniza engel olmak icin her yerini kapamislar yoksa telli babaya dönerdi..Konuyu ya tam okumuyorsun yada önyargiyla hemen cevap yazmaya kalkiyorsun.Bakin Mezarlarin yapilisi bir tarafa onlari hemen bir ziyaret yerine cevirmek icin düzenlemek bir baska konu olur degilmi?Arablar diyorum cünki onlarda bizdeki gibi mezar düzmek yok yani hemen kaybolmasi hedeflenmis..Onlar Vahabi Mezhepli(Hanbeliyiz diyorlar)Siz sünni mezheplisiniz sanirim...
 
Yok hayır kendisi Türk Milliyetçisi, bunda zerre kadar şüphemiz yok da, büyük istiklal şairi kan anlayışına bağlı bir milliyetçilik anlayışından uzak, kültüre bağlı ,islami değerleri taşıyan büyük bir üstad.
Türk tarihinde böyle değerlerimiz oldukça fazladır, Türk olmadığı Türkten daha çok milliyetçi, mesela Sokullu...Kendisi bir devşirmedir fakat ilk defa Turan anlayışını ortaya atmıştır, Orta asyadaki Türkler'le birleşmeyi hedeflemiştir.
Böyle örnekleri çok sayabiliriz.



Hayir ben milliyeti konusunda demistim,Yoksa Milliyetciliginden asla süphe etmedigimiz gibi Kendisinin Hanifligindende süphemiz yoktur(Daha sonralari tabiki)
 
Allahima cok sükürler olsunkí O Vahabi dediginizki mezhepliler o mezari kutsamaniza engel olmak icin her yerini kapamislar yoksa telli babaya dönerdi..Konuyu ya tam okumuyorsun yada önyargiyla hemen cevap yazmaya kalkiyorsun.Bakin Mezarlarin yapilisi bir tarafa onlari hemen bir ziyaret yerine cevirmek icin düzenlemek bir baska konu olur degilmi?Arablar diyorum cünki onlarda bizdeki gibi mezar düzmek yok yani hemen kaybolmasi hedeflenmis..Onlar Vahabi Mezhepli(Hanbeliyiz diyorlar)Siz sünni mezheplisiniz sanirim...


Bakınız. İslam öncesi mezarı yüksletirlerdi diyorsunuz. Araplarsa kaybolması için uğraşırlar diyorsunuz. Öyleyse neden Peygamberinmezarı kaybedilmiyor. Hem
Sünni Mezhepler
Hanefi
Şafi
Hanbeli
Maliki değil mi
Vahhabilik için hanbeli demişsiniz. ben yanlış mı anlamışım, yoksa yanlış bir bilgim mi var. Admin den ve forum sakinlerinden de imlalarım için özür diliyorum.
 
Yani Iranlilarda vardida Orta asyadakilerde yoktu....


Bakiniz ben birakin Türk olmayi ben asigim bu millete.Cünki Ben Türkcüyüm,Turanciyim ama her seyden önce ben bir Hanifim.Yani yanlis anlasilmasin diye acikliyorum tekrardan,Insanlar arasinda ayrim yapmam kafatasci degilim Irkimin üstünlügünü asla savunmam(Eskiden olsa baska)Asigim cünki gercekten sevecegim cok seyi tasiyor kendi karekterinde.Ama bu demek degilki Islam öncesi Bunlar Tehvid dinindendiler?Samansa samandir ne degisir?Yani o zaman saman olan sonra temiz bir Müslüman olamazmi?Yani diger milletler analarindan Müslümanmi dogdular?Biz hec bari Resule karsi hec savasmadik.Gerci Islam ülkelerine karsi savaslarimiz oldu ama normalde devlet isi ben karismam o yönünede.


bakınız benim için insanların Müslüman olmadan önceki hallerinin bir önemi yok. Ben de turancıyım ama faşist değilim. Üstünlük ancak takva ie olur bilirim. Hatta şu milliyetçilik konusunda kurttan türediğini söylenler bile oluyor ki çok zoruma gidiyor.
Ama şunu herkes bilir ki.
İran zmanaında çok güçlü olduğu içinTürkler de İran kültüründen etkilenmiştir ve Türklerin bozulmasına sebep olmuştur bu. Türkler haniftier ve zamanla sapıttılar. Bunu demeye çalışıyorum.
 
bakınız benim için insanların Müslüman olmadan önceki hallerinin bir önemi yok. Ben de turancıyım ama faşist değilim. Üstünlük ancak takva ie olur bilirim. Hatta şu milliyetçilik konusunda kurttan türediğini söylenler bile oluyor ki çok zoruma gidiyor.
Ama şunu herkes bilir ki.
İran zmanaında çok güçlü olduğu içinTürkler de İran kültüründen etkilenmiştir ve Türklerin bozulmasına sebep olmuştur bu. Türkler haniftier ve zamanla sapıttılar. Bunu demeye çalışıyorum.


Bakimiz buna hic bir kanít yoktur yani hanif olduklarina.Gerci oguz kitabeleri Kadiri Mutalak olan yaratici"OGUN"dan bahseder ama bu dahi Oguzun(Hatta ben kendi sahsi olarak Oguzun belkide bir Resul oldugu görüsündeyim) kendi görüsümü yoksa Milletin görüsümü bilinmiyor.Nerden gelirse gelsin degisim ve sapitma aynidir degismez ama Islamla birlikte gecmis o döneme aid oldugu icin böyle konulari yok hanifti demek ne kadar doru.Hatta Namik Kemal Zeybek Resul Muhammedin türk oldugunu dahi iddia etmistir hatta cok detayli delillerde sunmus ben göremedim ama öyle diyorlar ne derece saglamdelil bilemiyorum.Kendim olarak gurur duyuyorum Irkimdan ama insan insandir hepsini seviyorum ve Kardes kabul etmisim...
 
Bakimiz buna hic bir kanít yoktur yani hanif olduklarina.Gerci oguz kitabeleri Kadiri Mutalak olan yaratici"OGUN"dan bahseder ama bu dahi Oguzun(Hatta ben kendi sahsi olarak Oguzun belkide bir Resul oldugu görüsündeyim) kendi görüsümü yoksa Milletin görüsümü bilinmiyor.Nerden gelirse gelsin degisim ve sapitma aynidir degismez ama Islamla birlikte gecmis o döneme aid oldugu icin böyle konulari yok hanifti demek ne kadar doru.Hatta Namik Kemal Zeybek Resul Muhammedin türk oldugunu dahi iddia etmistir hatta cok detayli delillerde sunmus ben göremedim ama öyle diyorlar ne derece saglamdelil bilemiyorum.Kendim olarak gurur duyuyorum Irkimdan ama insan insandir hepsini seviyorum ve Kardes kabul etmisim...

Kardeş tamam işte aynı şeyi söyülüyoruz.
Zaten her kavme Peygamber gönderilmiş.
ve Türkler de demek ki çok derinden inanmışlar ki
başlarındakiler sapıttırsa bile halkın inancının büyük kısmı Hak yolda olmaya devam etmiş.
Ben bu olayı bir Türk olarak değil. Tarihi inceleyen bir insan olarak değerlendiriyorum.
 
Kardeş tamam işte aynı şeyi söyülüyoruz.
Zaten her kavme Peygamber gönderilmiş.
ve Türkler de demek ki çok derinden inanmışlar ki
başlarındakiler sapıttırsa bile halkın inancının büyük kısmı Hak yolda olmaya devam etmiş.
Ben bu olayı bir Türk olarak değil. Tarihi inceleyen bir insan olarak değerlendiriyorum.



Mutabik kaldigimiz icin cok mutlu oldum,Ama yine söylüyorum Islamdan önceki Türkleri kutsamak veya Hanif olarak nitelemek oldukca mübalaga edilmis bir anlam tasir.Cünki bir diger konu Oguzdan önceki Türk Tarihi bunu teyit ediyor gerci GökTanri dinide diyecegimiz dinde Tanri bugünki Israil tanrisi gibi özeldi yani TÜRKÜN TANRISI oluyordu.Hatta Cinlilerin Tanrisinin ayri oldugu düsünülüyordu..Bakiniz;Ibrahim Kafesoglu,Türk Dünyasi El Kitabi..
 
DİVANÜ LÛGAT-İT-TÜRK'TE ŞAMANİZME AİT KELİMELER
Prof. Dr. Abdülkadir İNAN
(Türk Kültürü, sayı: 100, Şubat-1971)
Mahmud Kâşgarî bu çok kıymetli eserini Türklerin bir devlet olarak İslâm dinini kabul ettiklerinden bir buçuk asır sonra Irak'ta, ihtimal Bağdat'ta oturduğu zaman yazmıştır. İslâm dünyasının kültür merkezi olan Irak'a ne zaman geldiğini bilmiyoruz. 1069-74 yıllarında en fasih ve beliğ Arapça ile büyük bir eser telif edebilen Kâşgarî'nin her halde uzun müddet İslâm kültürü merkezlerinde bulunmuş olduğuna şüphe yoktur. Onun, 1041 yılında Müslüman Türklerle müşrik Yabaku ve Basmıl Türkleri arasında cereyan eden büyük savaşa iştirak eden Türk gazilerini görmüş ve onlarla konuşmuş olması (III, 227) eserini yazdığı tarihten aşağı yukarı otuz yıl önce Türkistan'da, Kâşgar'da ve çevresinde bulunmuş olması gerektir. Kâşgarî koyu bir Müslümandır. Müşrik Türklerle savaşan, Budistlerin tapınaklarını yıkıp putlara en ağır hakaret eden gazilerin destanlarından parçalar nakletmektedir (I, 343, 483). Bir Müslüman Türk bir Budist Uygur'u öldürdüğünü öğünerek anlatıyor: "Bana bir müşrik Uygur geldi, dedim: şimdi sen yat, kuşlara et ol, seni kerkes ve kurd istiyor" (I, 36). Bu gibi şiirler naklederken Kâşgarî mutaassıp bir Müslüman heyecanıyla izah ediyor. Fakat Müslüman Türklerin eski Şamanizm kalıntılarından olan kelimeleri ve terimleri izah ederken tam bir Şamanist Türk gibi konuşuyor. Bazan, Şamanist kalıntısı olan inanışları ifade eden kelimeleri ve terimleri anlatırken "Türkler böyle inanırlar", "bu inanış çok yaygındır" demekle yetinir. Kâşgarî'nin "umay" üzerine verdiği bilgiler dikkate değer. O, bu dişi tanrıyı unutturma çabasını, bilerek göstermiştir.
1. abaçı umacı, bununla çocuklar korkutulur, ağır basma, kâbus. I, 136.
1a. abakı göz değmesin diye bostanlara, bahçelere dikilen korkuluk.
I, 136.
2. arva afsunlamak, "kam arvaş arvadı = şaman afsunladı (büyü yaptı)."
I, 283.
arvaş birlikte afsun söylemek. "Kamlar kamug arvaştı = kamlar anlaşılmayan sözler söylediler." Cin çarpmasına karşı yapılan üfürükler de böyledir. I,236.
3. arvış afsun, "arvış arvadı" büyü afsun yapıldı demektir. I, 249.
[NOT] Büyüleme anlamına gelen sihrî bir terimdir. Kıpçak grubu Türk boylarında "arbav", Orta Asya Türk lehçelerinde "arbağ" denir. Ali Şir Nevaî bir şiirinde "yılan arbağı" deyimini kullanmıştır:
Zülgî sevdasında bilmezler Nevaî nüktesin
çün cünün guftaridir yahut yılan arbağı
Yılan afsunu Türk uluslarında çok yaygın bir folklor maddesi teşkil ediyor. Ali Şir Nevaî'nin şiirindeki "arbağ" kelimesini "Abuşka" sözlüğü yazan şöyle açıklıyor: "yılanı ininden çıkarmak yahut zehrini gidermek için okunan afsundur". (Vilyaminov-Zernov neşri, s. 16; yine bk. A. İnan "Ali Şir Nevaî ve Folklor" Türk Folklor Araştırmaları 1966 no.198 s. 3510).
4. çıvı cinlerden bir bölük. Türkler şuna inanırdı ki: iki bölük birbiriyle çarpıştığı zaman bu iki bölüğün vilâyetlerinde oturan cinler dahi kendi vilâyetlerinin halkını kollamak için çarpışırlar. Cinlerden hangi taraf yenerse onlardan yana çıktığı vilâyet halkı da yener. Geceleyin bu cinlerden hangisi kaçarsa onların bulunduğu vilâyetin hakanı da kaçar. Türk askerleri geceleyin cinlerin attıkları oktan korunmak için çadırlarında saklanırlar. Bu, Türkler arasında yaygındır, görenektir. III, 225.
5. ıduk ıdık kutlu ve mübarek olan her nesne. Bırakılan her hayvana bu ad verilir. Bu hayvana yük vurulmaz, sütü sağılmaz, yünü kırkılmaz, sahibinin yaptığı bir adak için saklanır. I, 65.
[NOT] Çağdaş Türk lehçelerinde ızık, ıyık, iyik, ıtık. Şamanist Türklerde bir koruyucu ruha, binit olmak üzere salıverilen, binilmiyen, boş bırakılan at. Salıvermek, göndermek manasındaki "id-" kökünden partisiptir, "mübarek, mukaddes" anlamlarını, galiba çok erken, belki Hunlar devrinde almış olsa gerek.
6. ırk falcılık, kâhinlik ve bir kimsenin gönlündekini bilmek. I, 42.
ırkla kehânet etmek. "Kam ırkladı = şaman kâhinlik etti, ırka baktı."
III, 443.
[NOT] Eski Uygurlarda Orhon harfleri ile, IX.asırda yazılmış olduğu tahmin edilen "Irk Bitig" adlı fal kitabı V. Thomsen tarafından okunmuş ve neşredilmiştir. Bu eser H. N. Orkun tarafından "Eski Türk Yazıtları" adlı eserinin II. kitabında (s. 71-91) yayınlanmıştır.
7. ısrık çocukları perilere ve göz dokunmasına karşı afsunlamak için ilâç yapıldığı zaman söylenir; çocuğun yüzüne tütsü verilerek "ısrık ısrık!" denir ki "ey peri ısırılmış olasın!" demektir. I, 99.
8. kam kâhin, şaman. III, 157.
9. kaş beyaz veya siyah temiz taş. Bunun beyazını yüzük kaşına korlar. Bununla şimşekten, susuzluktan ve yıldırım düşmesinden korunurlar. Kaş taşı bulunanlara yıldırım isabet etmez. Türklerin inancına göre böyledir. III, 22, 152.
10. kovuç cin çarpması eseri. Böyle olan adamın yüzüne soğuk su serperler, sonra "kovuç, kovuç!" denir. Üzerlik ve öd ağacı ile tütsülenir. Bu "kaç, kaç!" demek olsa gerektir. I, 163.
11. kovuz Oğuzlar "kovuç" kullanırlar, "yel kovuz bitiği" denir ki cin çarpmasına karşı afsun üfürük, demektir. III, 163.
12. kösgük göz değmesinden sakınmak için üzüm bağlarına ve bostanlara dikilen nazarlık (korkuluk) II, 289.
13. monçuk atın boynuna takılan değerli taş; arslan tırnağı, muska gibi şeyler. I, 475
[NOT] muncuk. Bu kelime-terim XVI-XVII. asırlarda Ukrayna ve Lehistanlılara askeri terim olarak "buncuk" geçmiştir. Onlara Osmanlı Türklerinden geçtiği kabul edilmektedir. "Tuğ" teriminin kendisi geçmediği halde Tug'un sözlerinden ve şehrî mahiyeti olan "boncuk"un adı geçmesi izah edilemiyor. Osmanlılarda da tuğ eski anlamıyla değil, "sorguç"a tuğ denilmiştir. Ş. Sami'nin tuğ kelimesini izahına göre böyledir ("Kamus-ı Türki" 452). Eski tuğlardaki "munçuk"lar, herhalde, nazarlık olarak kullanılmış olsa gerek. Kaşgâri'nin izahından da bu anlaşılmaktadır.
14. temür (demir). Kırgız, Yabaku, Kıpçak ve daha başka boyların halkı and içtiklerinde, yahut sözleştiklerinde, demiri ululamak için kılıcı çıkararak yanlamasına öne korlar. "Bu gök girsin kızıl çıksın" derler ki "sözünde durmasan kılı kanına bulansın, demir senden öcünü alsın" demektir. Çünkü onlar demiri büyük sayarlar. I, 362.
15. tiki geceleri işitilen ses. Türkler öyle sanırlar ki ruhlar sağ iken yaşadıkları şehirlerde her sene bir kerre toplanırlar ve halkı ziyaret ederler. Geceleyin bu sesi kim işitirse ölür. Bu Türkler arasında yaygındır. III, 230.
16. uçguk uçuk, ingi. I, 98.
[NOT] uçguk. Bu kelime çağdaş Türk lehçelerindeki "uçuk" kelimesinin eski şeklidir. En çok dudaklarda peyda olan içi sulu kabarcıklara denir. Hararetli hastalarda görülür. Bir çok Türk boylarının inanışlarına göre bu uçuk denilen kötü bir ruhun marifetidir. Bu hastalık özel bir törenle tedavi edilerek afsunlanır. Bu hastalığı "uçuklanma", tedavi eden kocakarılara "uçukçu" denir.
17. umay son, kadın doğurduktan sonra karnından çıkan hokka gibi nesne. Buna çocuğun ana karnında eşi denir. Şu atalar sözünde de gelmiştir: "Umaya tapınsa oğul olur." Kadınlar onu uğur sayarlar. I, 123.
[NOT] Umay. Bilindiği gibi Umay eski Türklerin dişi tanrılarından biridir. Mahmud Kaşgarî'nin bu ruh hakkında verdiği bilgi pek fazla İslâmlaştırılmıştır. Bununla beraber "umayka tabınsa oğul olur", "kadınlar bunu uğur sayarlar" diyerek eski inanışa da işaret etmiştir (bk. A. İnan "Umay ilahesi hakkında" Türkiyat II, 1926; Makaleler ve İncelemeler 1968 s.397-399).
18. us Kerkes kuşu. Bu kuş bir adamın yüzüne karşı ıslık çalarsa uğur sayılmaz; bu ölüm işaretidir. I, 228.
19. üngüjin çölde insan öldüren umacı, gulyabani. I, 146.
20. ürüng afsuncuya, arbagcıya verilen para. I, 134.
[NOT] ürüng Asıl anlamı beyaz, ak demektir. Göçebe Türk boylan süte ve sütten elde edilen gıda maddelerine yogurt, yağ, kurat, ayran, kımız gibi (K.Yudahin Kırgız Sözlüğü s. 37) Yakutlarda süt ve sütten yapılan gıda maddelerine "ürüng as" derler (E.Pekarski Yakut Sözlüğü "as" kelimesi izahında s.163). Anadolu'da bu kelime eski anlamı olan "sütten yapılmış gıda maddeleri (Söz Derleme Dergisi III, 1936) anlamını muhafaza etmiştir. Şaman ve üfürükçiye verilmesi gereken ücrete Başkurt ve Kırgızlarda tıpkı Kâşgari'da olduğu gibi "elig ürüngi ber = üfürükçiye akını ver" derler.
21. yârın kürek kemiği. Türklerin şöyle bir atalar sözü vardır: "kürek kemiği karışırsa memleket karışır. III, 21.
[NOT] Kürek kemiği falı için bk. A. İnan Tarihte ve bugün Şamanizm s.151-159.
22. yat taşlarla yağmur ve rüzgâr getirmek için yapılan bir büyücülük.
I, 159.
yatla "yatçı yatladı" - yada yaşı kullanan yadacı yada taşı ile afsun yaptı. III, 307
[NOT] Havaya tesir etmek için okunan (söylenen) afsun ile kullanın taşa yada, cada, yat denilmiştir. Türk kavimlerinde çok eski devirlerden beri pek yaygın olan inanca göre Türk Tanrısı Türklerin büyük dedelerine yada denilen sihirli bir taş armağan etmiştir. Bu taşla istenildiği gibi yağmur, kar, dolu yağdırılabildiğine inanmışlardır.
Ali Şir Nevaî Favaıdül kibar'ında yada taşını zikreder:
yada taşıga kan teygeç yağın yagkandek eş sakı
yağar yağmurdık eskiş çün bolur serab alud
23. yel cin "er yelpindi" denilir, "adama yel (cin) çarptı" demektir. III, 108.
24. yelpin cin çarpmış, "oğlan yilpindi" denir ki "oğlan yele, cine çarpıldı" demektir. III, 108.
25. yelvi büyü, sihir, büyücüye "yelviçin" denir. III, 33.
[NOT] yel ~ yil genel olarak çağdaş pek çok Türk boylarında şerir ruh anlamına "yel ~ yil" kelimesi kullanılır.
25a. yelbüke ejderha, şu savda dahi gelmiştir "yeti başlığ yil büke = yedi başlı ejderha." III, 227.
[NOT] "yilbüke" kelimesinin değişmiş şekli olan "yelbigen" Altay ve Televat Türklerinde tesbit edilmiştir ki müdhiş garibe ve insan yiyen bir yaratıkmış (Radlov W. III, 357). Aynı yaratığın adı Hakaslarda "çibigen" şeklinde söylenir (N.Baskakov. Hakas Sözlüğü, s. 316).
Yine bir çok böyle Şamanizm kalıntısı kelimeler vardır. Bunların hepsini bir kitap halinde toplamak için çalışmaktayım. Kaşgarî'nin bu eseri Türklerin eski kültürünü araştırma ve inceleme için bir hazinedir.
26. yog ölü gömüldükten sonra üç yahut yedi güne kadar verilen yemek. III,143
yogla ölü için yemek vermek. Türklerin göreneği böyledir. III, 309.
Kâşgari'nin Alp Er Tonga'nın yog törenindeki ağıttan aldığı şu beyitte bu yog töreni şöyle tavsif ediliyor:
Herkes kurt gibi uluşuyor
Yakasını yırtarak bağırıyor
Ünü çıkasıya haykırıyor
Gözü örtülesiye kadar ağlıyor. I, 189.
Özgün metin:
Ulşıp eren börleyü
Yırtın yaka urlayu
Sıkrıp üni yırlayu
Sıgtap közi örtülür
27. yog basan ölümden sonra yedi gün verilen yemek. III, 399.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks