Tevhidin Önderleri

bekir

sadece bir kul
Yönetici
İslâm, Allah'ın hakimiyetine dayalı, insan hayatını ve bağlantılarını tanzim ve tertip edilmesini hedef alır. Bu hareket, yaratılıştan bu yana aynı minval üzere olup, aynı yolda hiç değişmeden devam edegeldi. Bu hareketin başındakiler, Al*lah'ın peygamberleridir. Biz bu hareketi eksiksiz takip etmek istiyorsak, o zaman bu liderlerin gösterdiği yollardan gitmeliyiz.
Çünkü, bu kendine has hareket için, ne başka bir yol var, ne de sonradan bir başka yol olacaktır. Bu nedenle, pey*gamberlerin emarelerini aramaya koyulduğumuz da, bir kısım zorluklar bizi karşılar. Kadim zamanlarda ki peygamberlerin ha*yatları ve faaliyetleri hususunda, bilgilerimiz çok azdır ve eksiktir. Kur'an-ı Kerim Azimüşşan da bu konuda bazı bilgiler ve beyanlar sınırlı olmak kaydı ile vardır. Gelgelelim ki, bu bilgi*ler de peygamberler hakkında yeterince bilgiye sahibi olmamıza yetmiyor. Dolayısı ile bu konularda bize en muhtevalı bilgiler yalnızca ve yanlızca Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in hayatıdır. İşte bu itibarla, izlenecek yolu ve metodu öğrenirken Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in mübarek ve münevver yaşamına müracaat etmemiz şarttır. Bu sırf O’na sevgimiz ve bağlılığımızın bir tezahürü değildir yani.
Bu gerçekler ışığında Tevhid’in önderleri olmaları hasebiyle ve Onlar’ın önderi de Peygamber Efendimiz (s.a.v.) olmasından ötürü, O’nun hayatı, sözleri, amelleri, emir ve nasihatları Tevhid’in anahtarıdır diye bilinmeli, Allah’a olan, O Bir ve Hakim olan Rabb’be ulaşmanın doğru yolu Peygamberi’mizi bilmemiz, tanımamız ve takip etmemiz olduğunu hiç hatırdan çıkarmamak gerekiyor.
Kur’an O’na geldi. O, O’na geleni beyan etti, O’nun herhangi bir halinde eksiklik veya başka bir şey aramak beyhudedir. O’nun aktardıklarına ilaveler yapılmış, eksiltilmiş, değiştirilmiş veya hiç O’nun olmayanlar türetilmiş olabilir. Bu Kur’an içinde Avrupa’da yapılmakta ve tahrif edilmiş Kur’an baskıları gizli gizli, el altından piyasalara sürülmektedir. Ancak Allah’u Taala’nın ahdi vardır, Kur’an korunur, Kur’an ‘ın korunması demek, emirleri ve gerçeklerinin korunmasıdır. Bu çeşitli yollar ile vesile kılınmıştır. Bu vesilelerin bir tanesi de O’nu yaşayan kullarıdır. Hafızlık müessesesi de bir vesiledir. İncelerseniz başka vesileler de vardır. Peygamberimizin hayatı, ahlakı, emir ve nasihatlarını aktaran sünnet ve hadisler de benzer vesilelerle korunmaktadır. Bu gün, biz ilimde insanların dahi, “bu hadis uydurmadır, şu sağlam değildir” diyebildiği, bunu ayırd edebildiği bir halde, nasıl denir ki, “hadislere bakmayın, onlar tahrif olmuş, uydurulmuştur, sağlam ve emin değildir.” Tahrifata uğrayanların tasnif edilmesi ve takip edilmesi de Müslümanların meselesidir, vazifesidir, vebalidir.
Selam ile
 
Son düzenleme:
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks