Şu bizim medya toplumdan bu kadar uzak olmayı nasıl başarıyor şaşıyorum.
Bu coğrafyada yaşayanlara karşı hergün bir kavram yüceltiliyor. Hergün övülecek birileri bulunuyor. Bir bakıyorsınız bir dönem ırk soylu bir yüceltme başlıyor. Rumlar övülüyor, Ermeniler övülüyor.
Menfur bir cinayet vesile ediliyor, “hepimiz Ermeni” oluyoruz. Asla Rum ve Ermeniler için olumsuz bir ifade kullanmak istemem. Söylemek istediğim azınlıklara sahip çıkılmaması değil elet. Bizim medyanın amacı üzüm yemek değil.
Aradan bir süre geçiyor, bu kez mezhep bazlı bir dalga geliyor. Şu sıralar Aleviler’e dizilen övgüler gibi. Azınlıklara sahip çıkılmasına karşı olduğum gibi, bu toplumun bir dokusu olan Aleviler için de diyecek hiçbir şeyim yok. Ama medyanın Alevi sevgisinin altında yatan neden başka.
Aradan zaman geçiyor, cinsel tercihlere göre bir fırtına estiriliyor. Lezbiyenleri yere göğe sığdıramaz oluyorlar. Ya da homo****üelleri ya da daha farklı cinsel tercihleri bulunanları…
Bir bakarsınız her tür kıyafet giyenlere övgüler yağdırılıyor. Aklınıza ne gelirse... Sırtına Çin kıyafeti cipao giydirenler alkışlanıyor. Ya da Japon kostümü kimono ile dolaşanlar, ne bileyim Hind giysisi dhoti ile ortalıkta arz-ı endam edenlerin ne kadar şık oldukları yazılıp çiziliyor. TV’lerdeki moda programlarında bu kıyafetlerin insana nasıl yakıştığı anlatılıyor.
Bütün bunlar, medyanın her türünde hemen hergün görüp duyduğumuz haberler.
Medyanın tukaka yaptığı, kafadan çizdiği bir kesim var elbet. Birbiri ile aşağılama yarışına girdiği birileri var mutlaka.
Bu medya, Ermeni’ye, Rum’a, Süryani’ye hoşgörü gösteriyor, ama bu toplumun asıl dokusu olan Kürt’e ve Türk’e müsamahalı olmyor. Ya da amacı Kürt’ü Türk’e kışkırtmak, Türk’ü Kürt’e kırdırmak ise o başka. O zaman bir bakıyorsunuz Kürtçü, bir bakıyorsunuz Türkçü oluyorlar.
Bizim medyamız Mecusîyi, Hristiyanı, Yahudiyi, Budisti övüyor. Bu inanışlara sahip olanlara hoşgörülü davranıyor. En küçük bir söz söyleyeni bile bir kaşık suda boğmaya kalkıyor. Ama kendini Müslüman’a sövmeye mezun ve mükellef sayıyor.
Alevi’yi, Caferi’yi, Şii’yi, Bektaşi’yi yere göğe sığdıramaz oluyor. Ama söz konusu Sünni Müslüman ise onu hangi aşağılık sıfatla tesmiye edeceğini bilemez hale geliyor.
Cipao’yu kimono’yu kim giyerse giysin, dhoti’yi kim bir yerlerine geçirirse geçirsin yakıştırıyor. Ama türbanı hiç kimseye yakıştırmıyor.
Bu düşmanlık niye dersiniz?
Dünyanın hiçbir yerinde kendi toplumunu oluşturan ana dokuya bu kadar ters düşen bir medya yok. Eleştirmek ayrı bir şey. Eleştirilmesinden söz etmiyorum.
Yapılan düpedüz aşağılama, yok sayma, adam yerine koymama.
Bu memlekette medyadan övgü mü almak istiyorsun? Yolu çok basit.
Sünnî inanışa mensup Müslüman olmayacaksın bu bir.
İkincisi de kadın isen türban takmayacaksın ya da türbanı savunur bir pozisyona düşmeyeceksin.
aLINTIDIR
Bu coğrafyada yaşayanlara karşı hergün bir kavram yüceltiliyor. Hergün övülecek birileri bulunuyor. Bir bakıyorsınız bir dönem ırk soylu bir yüceltme başlıyor. Rumlar övülüyor, Ermeniler övülüyor.
Menfur bir cinayet vesile ediliyor, “hepimiz Ermeni” oluyoruz. Asla Rum ve Ermeniler için olumsuz bir ifade kullanmak istemem. Söylemek istediğim azınlıklara sahip çıkılmaması değil elet. Bizim medyanın amacı üzüm yemek değil.
Aradan bir süre geçiyor, bu kez mezhep bazlı bir dalga geliyor. Şu sıralar Aleviler’e dizilen övgüler gibi. Azınlıklara sahip çıkılmasına karşı olduğum gibi, bu toplumun bir dokusu olan Aleviler için de diyecek hiçbir şeyim yok. Ama medyanın Alevi sevgisinin altında yatan neden başka.
Aradan zaman geçiyor, cinsel tercihlere göre bir fırtına estiriliyor. Lezbiyenleri yere göğe sığdıramaz oluyorlar. Ya da homo****üelleri ya da daha farklı cinsel tercihleri bulunanları…
Bir bakarsınız her tür kıyafet giyenlere övgüler yağdırılıyor. Aklınıza ne gelirse... Sırtına Çin kıyafeti cipao giydirenler alkışlanıyor. Ya da Japon kostümü kimono ile dolaşanlar, ne bileyim Hind giysisi dhoti ile ortalıkta arz-ı endam edenlerin ne kadar şık oldukları yazılıp çiziliyor. TV’lerdeki moda programlarında bu kıyafetlerin insana nasıl yakıştığı anlatılıyor.
Bütün bunlar, medyanın her türünde hemen hergün görüp duyduğumuz haberler.
Medyanın tukaka yaptığı, kafadan çizdiği bir kesim var elbet. Birbiri ile aşağılama yarışına girdiği birileri var mutlaka.
Bu medya, Ermeni’ye, Rum’a, Süryani’ye hoşgörü gösteriyor, ama bu toplumun asıl dokusu olan Kürt’e ve Türk’e müsamahalı olmyor. Ya da amacı Kürt’ü Türk’e kışkırtmak, Türk’ü Kürt’e kırdırmak ise o başka. O zaman bir bakıyorsunuz Kürtçü, bir bakıyorsunuz Türkçü oluyorlar.
Bizim medyamız Mecusîyi, Hristiyanı, Yahudiyi, Budisti övüyor. Bu inanışlara sahip olanlara hoşgörülü davranıyor. En küçük bir söz söyleyeni bile bir kaşık suda boğmaya kalkıyor. Ama kendini Müslüman’a sövmeye mezun ve mükellef sayıyor.
Alevi’yi, Caferi’yi, Şii’yi, Bektaşi’yi yere göğe sığdıramaz oluyor. Ama söz konusu Sünni Müslüman ise onu hangi aşağılık sıfatla tesmiye edeceğini bilemez hale geliyor.
Cipao’yu kimono’yu kim giyerse giysin, dhoti’yi kim bir yerlerine geçirirse geçirsin yakıştırıyor. Ama türbanı hiç kimseye yakıştırmıyor.
Bu düşmanlık niye dersiniz?
Dünyanın hiçbir yerinde kendi toplumunu oluşturan ana dokuya bu kadar ters düşen bir medya yok. Eleştirmek ayrı bir şey. Eleştirilmesinden söz etmiyorum.
Yapılan düpedüz aşağılama, yok sayma, adam yerine koymama.
Bu memlekette medyadan övgü mü almak istiyorsun? Yolu çok basit.
Sünnî inanışa mensup Müslüman olmayacaksın bu bir.
İkincisi de kadın isen türban takmayacaksın ya da türbanı savunur bir pozisyona düşmeyeceksin.
aLINTIDIR