Selamı Sabahı Kestik!

nurullah_01

New member
Eskiden az şeye sahip olur, onunla huzurlu olurduk; şimdi, çok şeye sahibiz ancak mutlu değiliz.

Eskiden az konuşur çok iş yapardık; şimdi, cırcır böcekleri gibi sabahlara kadar konuşuyor, az iş yapıyoruz.

Eskiden kavi olan dostlukların sıcaklığıyla huzurluyduk; şimdi, çıkar arkadaşlıklarının soğuk birlikteliğiyle huzursuzuz.

Eskiden genç kızlar dantellere hayallerini işleyerek büyürlerdi; şimdi, hayallerini emanet ettikleri gençler tarafından hayal kırıklığına uğruyorlar.

Eskiden anaların babaların sıcak kanatları altında huzur bulurduk; şimdi, onları izbelerine terk ederek mutluluk oyunu oynuyoruz.

Eskiden mütevazılığın kıymetini bilerek yücelirdik; şimdi, kibrin alçaltan karanlığıyla yüceldiğimizi sanıyoruz.

Eskiden postacının kapımızı çaldığında uzattığı sarı zarfı hasretle açar, koklardık; şimdi, kapandığında gönlümüzde iz bırakmayan konuşmalar yapıyoruz.

Eskiden bayram akşamları yeni elbiselerimizi sabaha hazırlayarak bayram sevinci yaşardık; şimdi, kapımızın açılmadığı, kapılarını açmadığımız bayramları yaşıyoruz.

Eskiden her biri aşkla bestelenmiş türkülerle büyürdük; şimdi, tepinmeler müzik diye beğenilerimize sunuluyor.

Eskiden yoldan geçene tebessümle selâm derdik; şimdi, biz komşumuza, komşumuz bize somurtkan yüzle bakıyoruz.

Eskiden bir kuru ekmeği ortadan ayırtıp paylaşmasını bilirdik; şimdi, var gücümüzle avuçlarımızı kapatıyoruz.

Eskiden gönlümüz zengindi paylaşarak çoğalıyorduk; şimdi dar yüreklere sahibiz, biriktirerek azalıyoruz.

Eskiden çevresi açık arazilerde özgürce uçurtma uçururduk; şimdi, gökyüzünü kapatan apartmanlar arasında güneşe hasretiz.

Eskiden âlimlerin sohbetlerinde adâbı muaşeret öğrenirdik; şimdi, âlimlerin semtine uğramaz olduk.

Eskiden bostana yaklaştığımızda sebzelerin kokusu burnumuza vururdu; şimdi manavlardan hormonlu sebze meyve taşıyoruz evlerimize.

Eskiden bir suç işlediğimizde utancımızdan kızarırdık; şimdi, utanılacak suç kalmadı orta yerde.

Eskiden samimi yönelişlerle bağlı olduğumuz istikâmetimiz vardı; şimdi, nihilizmin bunaltan kıyısında yok oluşumuzu bekliyoruz.

Eskiden kağıda damlayan mürekkebin kokusunu ciğerlerimize çeker, yazıyı koklardık; şimdi, kalemi, kağıdı, mürekkebi bir köşede meyus bıraktık.

Eskiden varlık aynasına bakar insanı görürdük; şimdi, kalabalıklar içinde insan arıyoruz.
 
ELİNE SAĞLIK DOSTUM... bildiklerimiz le birlikte bilmediklerimizide öğrettiğiniz için saygılar
 
çok muazzam bir paylaşım rabbim bu günlerimizi artıcak yanlışlıklardan muhafaza etsin inslh..rabbim razı olsun selam ve dua ile...
 
evet harika yazıymış...aslında baya ders veriyor..ama alamıyoruz heralde.. bi alsak zaman vermiyor..komşumuzda vermez..bayramımız da..biz toppluca bu yanlışın içindeyiz..sıkıntı baya büyük.allah yardımcımız olsun..
selametle..
 
Selamı Sabahı Kestik!

Herkese bir haller olmuş, kimse kimseyi görmüyor. Aynı apartmanda, aynı katta oturanlar, dolmuşa, otobüse binenler, alışveriş yapmak için markete girenler. Kısacası kimse kimseye selam vermiyor. Üstelik birçoğumuz milliyetçi, dindar, laik, solcu, sağcı, köylü, şehirli, Malatyalı, Trabzonlu, İzmirli, kadın, erkek, açık, kapalı Bölündükçe bölünüyor, farklılaştıkça uzaklaşıyoruz. Hal böyle olunca patlamaya hazır barut olmuş sokaklarda dolaşıyoruz. Yolda yürürken yanlışlıkla birisine çarpsanız sizi parçalayacak gibi davranıyor. Neler oluyor? Niye birbirimizi sevmiyoruz? Niye birbirimizle selamlaşmıyoruz? Günaydını, merhabayı veya Allahın selamını selamun aleykümü birbirimizden niye esirgiyoruz? Halbuki bu topraklarda selamlaşma adabı üzerine kitaplar yazılan, selamlaşmaya önem veren köklü bir kültür var. Üstelik İslam dini selamlaşmayı emretmiş. Toplumsal barışı sağlamak adına Hz. Peygamberimiz (s.a.v)Size aranızdaki sevgiyi arttıracak bir haber vereyim mi? Aranızda selamı yayın! diyor.

Tanımasanız da birisine selam vermeniz onun moralinin düzelmesine sebep olur. En azından selam vermeniz, sabah mahmurluğuyla suratı asık olanların, size karşılık vermek için gülümsemesine sebep olur. Zaten selam vermek karşı tarafa iyi temennilerde bulunmak, hal ve hatırını sormak hatta Benden sana zarar gelmez demektir.

Ali Bulaç selamlaşmanın üstü kapalı bir akitleşme olduğunu söylüyor. Bu, selam verdiğiniz kişiye Benden yana emniyetlisin. Senin malın ve ırzın emniyette. Senin için Allahtan esenlik diliyorum diyoruz. İşte bu yüzden selamlaşmanın insanların moralini düzeltmenin ötesinde sosyal hayat içinde önemli bir rolü de var. Hayrettin Karaman buna dikkat çekiyor ve selamlaşmanın herkesin gerildiği, en ufak bir tahrikte derhal karşı tarafa küfür ve yumrukla müdahale etmeye hazır olduğu şu dönemde çok önemli olduğunu vurguluyor. Karaman, insanların birbirleriyle selamlaşması ve selamın yaygınlaşmasının, yangını başlatan ateşin üzerine atılan söndürücü su gibi olduğunu anlatıyor. Tanıdık tanımadık herkese selam vermeyi öneriyor. En azında güler yüz göstermeliyiz. Zira dinimiz bunu emrediyor diyor.

İnsanlar kendilerine ve topluma küs!

Psikiyatr Mustafa Ulusoy ise insanların topluma ve kendilerine küstüğünü ve bunun için birbirlerine selamı sabahı kestiğini söylüyor. İnsanların bireysel kişilikleri olduğu gibi toplumların da bir kişiliği olduğunu belirten Ulusoy, bizim toplumumuzun şizoid olmaya doğru kaydığını düşünüyor. Şizoid bir şey hissedememe, hissedememenin de farkında olamama veya bir şey hissetme ihtiyacı duyamama demek.

İşte modern hayat, insanların kendileriyle ve çevresindeki insan ve diğer varlıklarla ilişkisini kesti ve bundan rahatsızlık duymuyor. İletişimin giderek kolaylaştığı bu devirde böyle olması şaşırtıcı. Yan yana ama ayrı dünyaların insanları olduk. Ulusoy, İnsan önce kendisiyle sonra ise tüm diğer varlıklar ile selam ve sabahı kesmiştir, küsmüştür diyor ve ekliyor Selamlaşmak ve tabii ki özellikle Allahın selamını başka bir insana yollamak derin bir ilişki haline niyeti ima eder. Selamlaşmak içimizdeki donmuş duyguları eritmeye vesiledir. Tüm varlıkların Onun yarattığı bir eser olduğu gerçeğini hissetme hallerinden biridir. Küçükken babam ayakkabı dükkanını bana açtırırdı bazen ve dükkana girdiğimde Esselamu aleyna ve ala ibadillahissalihin dememi öğütlerdi. Yani selam kendi üzerimize ve salih kullarının üzerine olsun. Boş bir dükkana bile selam vermek! Ne güzel değil mi? Bunu babama sorduğumda dükkan boş değil ki, orada melekler var demişti. Sonradan öğrendim ki babamın öğrettiği selamlaşma bir peygamber uygulaması imiş. Şimdi ayrıca anlıyorum ki, burada sadece melekler değil insan kendine de selam veriyor.Sahi siz en son ne zaman birine Allahın selamını verdiniz?
SEMERKANT AİLE DERGİSİ
 
söz edilmesi gerekli bi mevzu.sebep olduğun için Allah razı olsun sevgili hüma-gül.
keşke selamın güzelliği dilde kalmasada, sokakta asık suratla birbirinin yüzüne bakmadan geçip giden komşular bir Allah'ın selamını esirgemese birbirinden

selam ve dua ile..
 
Allah razı olsun.ben günaydın derken selamun aleykum diyememenin sılıntısını yaşıyorum.Allah'ın selamını küçümseyenlere de günaydın demek bile istemiyorum.
 
Selam vermek sünnet, almak ise farzdır. Selam verirken, selamın sünnet olduğunu düşünmeli ve o kimseye dua etmeye niyet etmelidir! Sünnet olduğu düşünülmeden, alışkanlık halinde, şuursuzca selam verilince, sevap olmaz. Bir yere girerken de, çıkarken de selam verilir. Dinimizde selamın önemi büyüktür. Hadisi şeriflerde buyuruldu ki:
Müslümanın müslüman üzerindeki altı haktan biri de selam vermektir.Müslim

Bir yere girerken oradakilere selam vermek borç olduğu gibi, çıkarken de selam vermek borçtur.) Beyheki

(Bir yere, bir meclise giren oradakilere selam versin. Oradan kalkıp giderken yine selam versin.) Tirmizi

Bir kimse ayrılırken, selam verirse, onların hayırlı işlerine ortak olur. Rüzeyn
İnsanların en âcizi dua etmeyen, en cimrisi de selam vermeyendir. Taberani

(İnsanlara güler yüzle selam vermek sadakadır. Beyheki
Bir eve girince, ev halkına selam verin. Çıkarken de selam verin.Beyheki

Selam ne demektir
Selam, emniyet, huzur, selamet, sağlık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş gibi manalara gelir. Selam vermek, bir kimseye yapılacak en güzel duadır. Selam, (Ben müslümanım, benden sana zarar gelmez, selamettesin) manasına, selamet üzere ol, müslüman olarak öl manalarına da gelir. Gayrı müslimlerin hidayete kavuşmaları niyetiyle, ihtiyaç olduğu zaman onlara selam vermek, hidayete kavuşmaları için dua etmek caizdir. R.Nasıhin, Reddül Muhtar

Selamlaşırken eğilmek günahtır. Hadisi şerifte, Karşılaştığınız zaman birbirinize eğilmeyin, kucaklaşmayın buyuruldu. Berika

Eshab- kiram, yolculuktan döndükleri zaman kucaklaşırlardı. Şu halde, uzun yoldan gelmiş veya uzun zamandır görülmeyen bir arkadaşla kucaklaşmak caiz olur.

Selamün aleyküm diye selam vermek caiz ise de Esselamü aleyküm demek daha iyidir.

Selamün aleyküm denince, Ve aleyküm selam demek farzdır. Esselamü aleyküm denince de, Ve aleykümüsselam denir. Her ikisinde de "ve" harfini söylemelidir! Ve aleyküm. deki "ve", (dahi) manasındadır. Yani, (Allahın selamı bizim üzerimize olduğu gibi, sizin de üzerinize olsun!) demektir. Sadece Aleyküm selam ise, sanki Selam bize değil size olsun gibi uygunsuz bir manaya gelebilir.

Selamı düzgün verip düzgün almak iyidir. Ve söylemeden de almak caiz ise de, ve'li söylemelidir.

Verilen selamı daha güzeli ile almak da farz değil ise de, çok sevaptır. Peygamber efendimiz, (Selamün aleyküm) diyen için, (On sevap kazandı) buyurdu. Başka biri, (Selamün aleyküm ve rahmetullahi) dedi. (Yirmi sevap kazandı) buyurdu. Bir başkası da, (Selamün aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü) dedi. Bu kimse için de, (Otuz sevap kazandı) buyurdu. Bu sırada orada oturanlardan biri selam vermeden çıkıp gitti. Resulullah efendimiz, (Arkadaşınız [selamın faziletini] ne tez unuttu) buyurdu. Daha sonra, (Bir topluluğa gelince de, ayrılırken de selam verin! Birinci selam, ikincisinden daha mühim değildir) buyurdu. (Taberani)

Dinimizde selamlaşmanın önemi büyüktür. Müslümanların yanına girerken, çıkarken, karşılaşınca, ayrılırken mutlaka selam vermelidir! Bu husustaki hadisi şeriflerden birkaçı şöyle:
(Mümin kardeşine selam vermek, yanına gelince ona yer göstermek ve hoşlandığı isimle hitap etmek, aradaki sevgiyi pekiştirir.) [Taberani]

(Darlıkta infak eden, rastladığı müslümana selam veren, kendi aleyhinde de olsa adaletli davranan, iman hasletlerini toplamış olur.) [Ebu Nuaym]

(Yirmi müslümana selam veren bir mümin Cenneti hak eder.) [Deylemi]
(Tatlı dilli olmak, selamlaşmak ve yemek yedirmek, Cennete götürür.) [Hakim]

 
Allah razı olsun abi senden bilipte unuttuklarımızı hatırlattın bize emeğine sağlık
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks