Secde

Cenab-ı Allah Hz. Adem’i yarattıktan sonra meleklere Adem’e secde etmesini emretmiştir.
Ve tüm melekler bu emre itaat etmişlerdir. İblis ise bu emre karşı çıkmıştır ve Adem’e secde etmemiştir. İblis’in Allah’ın bu emrine karşı çıkmasının ardında üç neden vardır.

Birincisi, iblis kibir içinde kendini Ademden daha üstün olduğunu ileri sürerek bu emre karşı gelmiştir. İkincisi, Cenab-ı Allah’ın Hz. Adem’e daha fazla değer verdiğini düşünerek onu kıskanmış ve itaat etmemiştir. Üçüncü neden ise, Allahtan başka bir varlığa secde etmek ona anlamsız geldiği için Hz. Adem’e secde etmeyi reddetmiştir. Oysa Cenab-ı Allah’ın emri anlamsız bile gelse o emrin ardında derin anlamlar vardır.

Bir zamanlar Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife atayacağım." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi atayacaksın? Oysaki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim."
BAKARA SURESİ 30.

Peki acaba Allah niye meleklerine Hz. Adem’e secde etmelerini emretmiştir ?

Hani, Rabbin meleklere şöyle demişti: "Ben çamurdan bir insan yaratacağım."
"Onu kıvama erdirip içine ruhumdan üflediğimde, önünde secde ederek eğilin!"
Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde etmişlerdi. İblis etmemişti. O, kibre sapmış ve inkârcılardan olmuştu. Allah dedi: "Ey İblis, iki elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan neydi? Burnu büyüklük mü ettin, yoksa yücelenlerden mi oldun?" İblis dedi: "Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın." Buyurdu: "Hadi, çık oradan! Sen kovulmuş birisin." "Din gününe kadar lanetim üzerinedir." SAD SURESİ (71-78)

Aslında Cenab-ı Allah meleklerine verdiği emir Adem’in bedenine secde etme emri değildir.

Allah Adem’in bedenine ruhundan üflediği vakit secde etmelerini emretmiştir. Yani, burada meleklerin secde etmesini istediği aslında Cenab-ı Allah’ın nefesidir, sonsuz ilim ve yaratma sanatının inceliğidir, onun zat-ı şahanesidir. İşte Allah’ın meleklerine verdiği ‘’Adem’e secde edin’’ emri, aslında Cenab-ı Allah’ın mükemmelliği karşısında saygı ile eğilme emridir.

Oysa iblis kibri ve kıskançlığı yüzünden Allah’ın ilmi karşısında secde edeceğini düşünememişti. İşte bu iblis’in sınav sorusu idi. Ve iblis, kibir gözlerini kör ettiği için bu emrin altındaki derin anlamı görememiş, bu soruya yanlış cevap vermişti.

Secdesiz kılınan tek namaz, cenaze namazıdır.

Peki meleklere bile insana secde etmek emredildiği halde, neden cenaze namazında secde edilmez, hiç düşündünüz mü ?

Çünkü artık orada yatan insanın içinde ruh yoktur. Yani Allah’ın nefesi artık onun içinden çıkmıştır ve o artık yalnızca bir bedendir. İşte bu yüzden, cenaze namazı secde edilmeden kılınan tek namazdır.

Günümüzde ise insanlar artık menfaatleri uğruna birbirlerine secde eder olmuşlardır.

Bazen secde eden, bir çalışan, secde edilen ise, işyerinin patronu olur. Bazen de secde eden bir parti üyesi, secde edilen ise parti başkanıdır.

Hasılı, insanlar günümüzde çıkarları uğruna birbirlerine secde etmektedirler.

Oysa secde yalnızca Cenab-ı Allah’a ve onun zat-ı şahanelerine yapılır.

Gün gelecek, yer üzerinde bulunan herkes yok olacaktır. Sadece o bağış ve celal sahibi Rabbinin yüzü kalacaktır. RAHMAN SURESİ (26-27)

ALLAH YAR VE YOLDAŞINIZ OLSUN

(Akın Örsmen 1.4.2009)
YOL GÖSTERİCİ
 
TOPRAK, İNSAN VE SECDE

“Şüphesiz Allah katında (yaratılışları bakımından) İsa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir: Onu topraktan yarattı. Sonra ona “ol” dedi. O da hemen oluverdi.” (Âl-i İmrân- 2/59)

Kur’an-ı Kerîmde sıkça yeryüzünün her baharda hayatlandırılmasından, diriltilmesinden, ihyasından bahsedilir. Böylece Cenab-ı Hak, insanların nazarlarını toprağa çekmeyi murad etmiş olmalıdır.

Toprak unsuru, kâinatta Cenâb-ı Hakk’ın Rubûbiyeti’nin tecellîsine en âzamî derecede mazhar olan unsurdur. Hayy-ı Kayyum, Muhyî ve Mümît, Rahmân-ür Rahîm gibi isimlerin toprak unsurundaki tecellîleri en basit nazarlara bile kendisini gösterecek mahiyet ve genişliktedir.

Toprak; su, hava ve ateş unsurlarına nispeten kesafetli ve donuktur. Ancak, Cenâb-ı Hakk’ın masnuâtının bütün nevilerine sebep ve menşe’ olduğu için hava, su ve güneş gibi bütün unsurların üzerine çıkmış, onlara rüçhaniyet kesbetmiştir.(1)

Şüphesiz ki, herhangi bir şeye değer kazandıran husus, o şeyden elde edilen netice ile bire bir alâkadar olmak gerektir. Bu bağlamda düşündüğümüz zaman toprak unsurunun neden bu kadar önemli ve değerli olduğunu anlamamız daha da kolaylaşıyor. Zira toprak unsuru sayısız mahlûkata mesken ve onların rızıklarına medar olmasının yanı sıra Cenâb-ı Hak tarafından yeryüzüne halîfe tâyin edilme mazhariyetine erişmiş olan insanın; en önemlisi de “Levlâke…” sırrına mazhar olmuş Hz. Muhammed (asm)ın cismaniyetine menşe’ olması hasebiyle de ayrıca bir değerin ve ehemmiyetin sahibi olmuştur.

Yukarıda saydığımız hususlara ilâve olarak toprak, kâinatın ve kâinattaki mahlûkatın lisân-ı halleriyle yaptıkları zikir, tesbihât ve tahmidâtı o mahlûkat namına Cenâb-ı Hakk’a takdim etme mertebesindeki insanın Allah’a en yakın olduğu mekânının da adıdır. "kulun rabbine en yakın olduğu an, onun secde halidir." (2) hadîs-i şerîfi bu gerçeği açıklamaktadır.

Tam da burada şöyle bir suâl akla gelecektir şüphesiz: ”Kulun, Allah’a en yakın olduğu hâl,” neden “secde hâlidir”?

Halk arasında yaygın olan bir tâbir vardır; kendini beğenen, kibirli insanlar için “burnu büyük” denilir. Burun insanın en yukarıdaki ve en ilerideki yani toprağa en uzak olan uzvudur. Burnu büyük ve havada olan insanlar, insanî ilişkilerde çok zayıf, nasihat ve îkazlara en duyarsız insanlardır. Ve burnu havada olan insanlar, acz ve fakrının farkında olmayan, kendini “Kaf Dağı’nda” zanneden, kimseye muhtaç olmadıklarını düşünen insanlardır. Burnu büyük olan insanlar, “secde” haline ve hakikatine en uzak olan, enesine ve kibrine mağlûb olmuş, İblis’in yanılgısına düşmüş veya düşme tehlikesine yaklaşmış insanlardır. Oysa kibir ve gurur, büyüklük değil, küçüklük alâmetidir. İşte böyle insanlar başlarına bir musîbet geldiğinde, hayatın gerçek yüzü ile tanışmakta ve âcizliklerini ve fakirliklerini anlamaktadırlar.

İşte secde hali böyle bir insanın burnunun toprağa sürtüldüğü haldir. İnsanın acz ve fakrını anladığı hâldir. “Nihayetsiz şeylere muhtaç olduğu halde, sermâyesi hiç hükmünde; hem nihayetsiz musîbetlere mâruz olduğu halde, iktidarı hiç hükmünde; adetâ sermâye ve iktidarının dairesi, eli nereye yetişirse o kadar, fakat emelleri, arzuları ve elemleri ve belâları ise; dairesi, gözü, hayali nereye yetişirse ve gidinceye kadar geniş” (3) olduğunu derk ettiği hâldir. “Hayat-ı dünyeviyesine lâzım olan amel ve iktidar cihetinde en ednâ bir serçe kuşuna yetişmediğini” (4) anladığı hâldir.

Bedîüzzamân Hazretleri’nin yukarıdaki ifadesi ile sınırsız ihtiyaçları olduğu halde, sermayesinin “hiç” hükmünde; nihayetsiz musîbetlere mâruz olduğu halde iktidarının “hiç” hükmünde olduğunu gören; yani âcizliğini ve fakirliğini görüp sonsuz bir kudrete dayanma ihtiyacı hisseden insan, eli yetişmediği ihtiyaçlarını karşılayan ve mukabelesinden âciz kaldığı düşmanlarını def eden Şefkat, Merhamet ve Kudret’e karşı “mahviyet içinde bir muhabbet ve hayretle secde edip, mukabele eder.”(5) Yani kendi aczini ve fakrını anlayıp, benlik ve enâniyetten uzaklaşarak nihayetsiz kudret ve merhamet sahibi yüce Allah’a yaklaşır. O’nun (c.c.) İlmi, Kudreti, Gınası, Şefkât ve Merhameti karşısında “secde”ye kapanır; hakîkî bir “kul” olur.

Acz ve fakrını anlayıp kibir ve gururdan sıyrılarak, Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda mahviyetle hakîkî bir secde edebilmek duasıyla…

(1) B. Said Nursî, Sözler, s: 459
(2) el-münavi, feyzü'l-kadir, 2:68, hadis no:1348; el-beyhaki, es-sünenü'l-kübra, 2:110.
(3) B.Said Nursî, Sözler,. s:25
(4) A.g.e. s:29
(5) A.g.e. s.115

Cemil Arıkan
 
Tebrikler yaylalı ağabeyimiz.Allah razı olsun.İstifade ve istifaza edeceğimiz yazılar olacağını söylemiştik.Bu yazı da böyle oldu.Devamını bekleriz böyle tefekküri yazıları inşallah.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks