466. [FONT="]Ebû Zer radıyallahu anh şöyle demiştir:
[FONT="]Nebî sallallahu aleyhi ve sellemle birlikte Medinenin Harra mevkiinde yürüyordum. Derken Uhud dağı karşımıza çıkıverdi. Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:[/FONT]
Ey Ebû Zer! [FONT="]dedi. Ben:[/FONT]
[FONT="] Buyur yâ Resûlallah! Emrine âmâdeyim, dedim. Resûlullah:[/FONT]
Yanımda şu Uhud dağı kadar altın olsa, bu beni sevindirmez. Bir borcu ödemek için ayırdığımdan başka da yanımda bir dinar bulunarak üç gün geçmesini istemem. Resulullah, önüne, sağına, soluna ve arkasına elleriyle verme işareti yaparakyanımda bulunanı Allahın kullarına şöyle şöyle dağıtmak isterim[FONT="]buyurdu. Sonra yoluna devam etti ve:[/FONT]
Dünyada varlığı çok olanlar âhirette sevapları az olanlardır. Yalnız sağına, soluna ve ardına şöyle, şöyle ve şöyle verenler müstesnadır. Fakat onlar da ne kadar azdır[FONT="] buyurdu. Sonra da bana:[/FONT]
Ben yanına gelinceye kadar yerinden ayrılma [FONT="]diye tenbih ederek gecenin karanlığında yürüyüp gözden kayboldu. Yüksek bir ses işittim bir kimsenin Nebî sallallâhu aleyhi ve selleme saldırmasından korktum. Onun yanına varmak istedim, fakat Ben yanına gelinceye kadar yerinden ayrılma buyruğunu hatırlayarak yerimden ayrılmadım. Resûl-i Ekrem yanıma gelince:[/FONT]
[FONT="] Bir ses işittim ve ondan korktum, diye duyduğum sesten bahsettim. Hz.Peygamber:[/FONT]
Sen o sesi duydun mu? [FONT="]diye sordu. Ben:[/FONT]
[FONT="] Evet, diye cevap verdim. Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:[/FONT]
O gelen Cebrâil idi; bana ümmetinden Allaha ortak koşmayarak ölen kimse Cennete girer, dedi. [FONT="]Ben:[/FONT]
[FONT="] Zina edip hırsızlık yapsa da mı? dedim. Resûl-i Ekrem:[/FONT]
Zina da etse, hırsızlık da yapsa neticede cennete girer [FONT="]buyurdular.[/FONT]
[FONT="]Buhârî, İstikrâz 3, Rikak 14; Müslim, Zekât 32[/FONT]
Açıklamalar
[FONT="]Peygamberimiz bazı kere ashabı ile birlikte Medinenin semtlerinde ve civarında geziye çıkardı. Bu arada çarşı pazara uğradığı ve oradakilerin durumuyla ilgilendiği de olurdu. Ebû Zerin anlattığı bu gezintide Medinenin Uhud dağı yönünde yer alan ve siyah taşlarıyla meşhur olan Harre mevkiine uğramışlardı. Ebû Zer, sahâbe arasında zühd hayatına düşkünlüğüyle meşhur olanlardandır. Bu sebeple özellikle zühdle ilgili rivayetleri bize nakleden sahâbîlerin ilk sıralarında yer alır. [/FONT]
[FONT="]Bu dünyada insanların en çok değer verdiği ve sahip olmak istediği şeylerin başında altın gelir. Günümüzde bile altın fertlerin ve devletlerin zenginlik ölçüsü olmaya devam etmektedir. Fakat dünyanın bu en kıymetli metaı gerçekten gönül bağlamaya ve elde tutup yığmaya değer mi? İşte Resûl-i Ekrem Efendimiz Uhud dağını görünce, Ebû Zerin bir noktaya dikkatini çekmek ve herkesin çok değer verdiği bir metaın kendisinin katındaki kıymetinin ne olduğunu, aynı zamanda inananların bu yöndeki tavrının nasıl olması gerektiğini ona ve onun şahsında ümmetine öğretmek ister. Uhud dağı kadar altını olsa, dünyada kendisine yetecek ve borcunu ödeyecek miktar hariç, kalanını kısa bir süre için bile yanında tutmayı arzu etmediğini, onu hemen ihtiyaç sahiplerine dağıtmak isteyeceğini söyleyerek, dünya malının ve zenginliğinin Allah yolunda harcanması gerektiğini bizlere öğütler. [/FONT]
[FONT="]Bu ve benzeri hadislerden hareketle, dünyada mal mülk sahibi olmanın, çalışıp çabalayarak zenginleşmenin dinimizde yasaklandığı gibi bir anlayışa kapılmak son derece yanlış olur. Çünkü sahâbe arasında zengin olan pek çok kişi vardı ve Peygamber Efendimiz onların zenginliklerini övüyor, takdir ediyorlardı. Çünkü onlar, dinimizin meşrû gördüğü helâl yollardan kazanç sağlayarak zengin oluyor ve bu zenginliklerinin hakkını verip gereğini yerine getiriyorlardı. İhtiyaç sahiplerine olduğu kadar, yeni kurulan genç İslâm devletinin ordusunu techiz etmeye ve zaruri ihtiyaçlarını karşılamaya yardımcı oluyorlardı. Peygamberimizin çok sevdiği ve pek çok hadislerinde övdüğü, kendisinden sonra sırayla müslümanların halifeliğini yapan Hz.Ebû Bekir, Ömer ve Osman gibi yakın arkadaşları da zengin sahâbîler arasında yer almaktaydı. [/FONT]
[FONT="]Dünyada malı ve zenginliği çok olanın âhirette sevabının az olacağı gerçeği, bir istisna ile belirtilmiştir. Bu istisna, malı ve zenginliği infak yani Allah yolunda harcayabilmektir. Aksi takdirde zenginlik, mal mülk sahibi olmak insan için bir vebal olabilir. Çünkü hakkı verilmeyen ve insanlığın hayrına kullanılmayıp biriktirilen mal, kişi için âhiret sevabını önleyici bir âmil olur. İslâma göre zenginlik, mal ve mülk, insanların hepsinin faydalanabileceği alanlara yönlendirilmelidir. Çünkü zengin olanlar ve mal mülk elde edenler, bunları diğer hemcinsleri sayesinde elde ederler. Dolayısıyla onlara karşı görevlerini yerine getirmekle de mükelleftirler. Böyle yapmadıkları takdirde, işte o zenginlik ve mal, insan için âhirette bir vebal ve günah kaynağı olur. [/FONT]
[FONT="]Hz.Peygamber, Ebû Zere bütün bunları anlattıktan sonra, Cebrâil aleyhisselâmın vahiyle kendisine bildirdiği bir hakikati, bir müjdeyi de ona haber verir. Bu müjde, bir insan ne kadar günahkâr olsa da, Allaha şirk koşmadan öldüğü takdirde önünde sonunda cennete gireceği gerçeğidir. Bunu işiten Ebû Zer, en büyük günahlardan sayılan zina ve hırsızlık suçlarını işleyen kişinin cennete girip girmeyeceğini sorar. Peygamberimiz, zina etmiş, hırsızlık da yapmış olsa, Allaha şirk koşmayan, tevhid inancı üzere ölen herkesin neticede cennete gireceğini söyler. Bu müjde, suç işleyenin, günahkâr olanın ceza çekmeyeceği anlamına gelmez. Ancak suç ve günah ebedî cehennemde kalma, bir başka ifadeyle cennete hiç girmeme sonucunu doğurmaz.[/FONT]
Hadisten Öğrendiklerimiz
[FONT="]1. Hz.Peygamber insanlara karşı son derece mütevâzi idi. Ashâbıyla birlikte oturur, onların her çeşit problemiyle ilgilenir, kendileriyle gezintiye çıkar, çarşı ve pazarı dolaşırdı. [/FONT]
[FONT="]2. Borcu olan kimsenin, mal sahibi olduğunda yapacağı ilk iş, borcunu ödemektir. Borç ödemek, sadaka vermekten önce gelir. [/FONT]
[FONT="]3. Varlıklı kimselerin Allah yolunda infakda bulunmaları, Kuran ve Sünnetde sıkça tavsiye edilmiş olan büyük sevaplardandır. [/FONT]
[FONT="]4. Malını Allah yolunda sarfettiği, helâl yoldan kazanıp helâl yolda harcadığı sürece insanın zengin olması yasaklanmamıştır.[/FONT]
[FONT="]5. Allaha şirk koşmanın dışında büyük günah işleyenler, cehennemde ebedî kalmazlar. Bu inanç, Ehl-i Sünnet mezheplerinin görüşüdür. Hariciler ve Mutezile, büyük günah işleyenlerin ebediyyen cehennemde kalacağına inanırlar. [/FONT]
[FONT="]6 Zina ve hırsızlık, büyük günahların en çirkinlerindendir. [/FONT]
[FONT="]7. Müşrikler, ebediyyen cehennemde kalacak ve cenneti asla göremeyecekler.[/FONT]
__________________
[/FONT]