ibrahimonur
New member
- Katılım
- 26 Nis 2006
- Mesajlar
- 364
- Tepkime puanı
- 0
- Puanları
- 0
MELİKE: (Ar.) Ka. Kadın hükümdar. Hükümdar karısı.
MELİKSERVER: (Ar.) Er. Doğu Sultanı hükümdar.
MELODİ: (Yun.) Ka. Nağme, ahenk, ezgi.
MELTEM: (Tür.) Ka. Yazın düzenii olarak karadan denize doğru esen rüzgar.
MEMDUD: (Ar.) Er. Uzatılan.
MEMDUDE: (Ar.) Ka. (bkz. Memdud).
MEMDUH: (Ar.) Er. Övülmüş, övülecek.
MEMDUHA: (Ar.) Ka. (bkz. Memduh).
MEMNUN: (Ar.) Er. 1. Minnet altında bulunan. 2. Sevinmiş, sevinçli. Razı hoşnut, (bkz. Dilşad).
MEMNUNE: (Ar.) Ka. (bkz. Memnun). Sevinmiş, sevinçli.
MEMUN: (Ar.) Er. Emin bulunan, korkusuz, tehlikesiz, sağlam, (bkz. Emin).
MENAF: (Ar.) Er. 1. Dağın sivri tepesi. 2. Cahiliye döneminde Arapların putu. İsim olarak kullanılmaz.
MENDERES: (Yun.) Er. Akarsu yataklarının dolanbaçlı kısmı. Ege bölgesindeki 3 afcarsudan birisinin adı.
MENEKŞE: (Fars.) Ka. Menekşegillerden birçok çeşitleri bulunan koyu mor çiçek açan süs bitkisi. Koyu mor renk.
MENGÜ: (Tür.) Ebedi ölümsüz, bengi. Mengtt suyu: Abı hayat. Erkek ve kadın adı olarak kullandır.
MENGÜALP: (Tür.) Er. Ölümsüz, güçlü, kuvvetli, yiğit.
MENGÜBAY: (Tür.) Er. Varlıklı kimse.
MENGÜBERT: (Tür.) Er. Allah verdi.
MENGÜCEK: (Tür.) Er. Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar'ı içine alan bölgeyi fethederek XII. yy.'ın ilk yansına kadar elinde tutan Türk sülalesi.
MENGÜÇ: (Tür.) Er. Yaşlı.
MENGÜER: (Tür.) Er. (bkz. Men gü).
MENGÜTAY: (Tür.) Er. (bkz. Mengüer).
MENNAN: (Ar.) Er. Çok ihsan eden, verici, ihsanı bol. Abd takısı alarak kullanılır. Allah'ın isimlerinden (bkz. Abdülmennan).
MENSUR: (Ar.) Er. Saçılmış, dağılmış. Ölçüsüz, uyaksız, manzum olmayan söz.
MENSURE: (Ar.) Ka. (bkz. Mensur).
MENŞUR: (Ar.) Er. Neşrolunmuş, dağıtılmış, yayılmış.
MENSURE: (Ar.) Ka. (bkz. Menşur).
MENZUR: (Ar.) Er. Adanmış, vadedilmiş. Adak olarak belirtilmiş.
MENZURE: (Ar.) Ka. (bkz. Menzur).
MERAFİ: (Ar.) 1. Dağın sivri tepesi. 2. İslam'dan evvel Arapların putu. isim olarak kullanılmaz.
MERAHÂN: (Ar.) Er. 1. Ferah, sevinç. 2. Zayıf olma hali.
MERAL: (Tür.) Ka. (bkz. Maral).
MERAM: (Ar.) Ka. Arzu istek, içten tasarlanan niyet.
MERCAN: (Ar.) Selenterelerin mercanlar sınıfından olup kayalık yerlerde koloni meydana getirerek yaşayan, iskeleti kalkerli kırmızı renkli deniz hayvanı. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MERD: (Fars.) Er. 1. Adam, insan. 2. Özü sözü doğru kabadayı, yiğit. Türk dil kurallarına göre "d/t" değişmesiyle kullanılır.
MERDAN: (Fars.) Er. Mertler, insanlar, erkekler, yiğitler.
MERDİ: (Fars.) Er. Mertlik, erlik. Cesaret, yüreklilik, insanlık.
MERDÜM: (Fars.) 1. insan, adam. 2. Gözbebeği. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MEREVİŞ: (Tür.) Ka. Terementi ağacının tohumu.
MERĞUB: (Ar.) Er. 1. İstenilen, sevilen. 2. Herkes tarafından sevilip aranılan.
MERĞUBE: (Ar.) Ka. (bkz. Mergup).
MERİÇ: (Tür.) Balkan yarımadasının güneydoğu kesiminden geçen akarsu. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MERİH: (Ar.) Er. Dünya'dan sonra güneşe en yakın olan gezegen.
MERKÜR: (Fran.) Er. Güneşe en yakın gezegen.
MERSA: (Ar.) Ka. Liman.
MERT: (Fars.) Er. 1. Özü, sözü doğru yiğit. 2. Erkek insan.
MERTEL: (f.t.i.) Er. (bkz. Mert).
MERTER: (f.t.i.) Er. (bkz. Mert).
MERTKAL: (f.t.i.) Er. Her zaman doğru kal.
MERTKAN: (f.t.i.) Er. Mert soydan gelen.
MERTOL: (f.t.i.) Er. Her zaman sözünün eri ol.
MERVAN: (Ar.) Er. Emevi sülalesinin Mervan kolu.
MERVE: (Ar.) Ka. Mekke'de bir dağın adı olup hacılar, Merve ile Safa arasında Sa'y ederler yani 7 defa gidip gelirler.
MERYEM: (Ibr.) Ka. 1. Abid. İbadete düşkün insan. 2. Hz. isa'nın annesi.
MERZAT: (Ar.) Er. Rıza, hoşnutluk.
MERZUK: (Ar.) Er. Rızıklandmlmış, nzık verilmiş.
MERZUKA: (Ar.) Ka. (bkz. Merzuk).
MESERRET: (Ar.) Ka. Sevinçler. Şenlik, sevinç.
MESlH: (Ar.) Er. 1. Üzerine yağ sürülmüş. 2. Mesholunmuş, başka bir şekle girmiş olan. 3. Acaip, tuhaf. 4. Ölmek. Mesih: Hz. isa'nın elini sürdüğü hastaların derhal iyileşmesi dtolayısıyla kendisine isim olarak verilmiştir.
MESRUR: (Ar.) Sevinçli, memnun, sevinmiş meramına ermiş. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MESRURE: (Ar.) Ka. (bkz. Mesrur).
MESUD: (Ar.) Er. Saadeüi, bahtlı, bahtiyar, kutlu. Türk dil kurallarına göre "dA" olarak kullanılır.
MESUDE: (Ar.) Ka. (bkz. Mesud).
MEŞHED: (Ar.) Er. Bir adamın şehit olduğu veya bir şehidin gömüldüğü yer. iran'da ziyaretgah olan meşhur şehir. Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
MEŞHUR: (Ar.) Er. Ünlü, argın, tanınmış.
MEŞHURE: (Ar.) Ka. (bkz. Meşhur).
MEŞKUR: (Ar.) Er. Beğenilmiş, övülmüş. Teşekkür edilmeye değer olan.
MEŞKURE: (Ar.) Ka. (bkz. Meşkur).
METE: (Tür.) Er. Büyük TürkHun İmparatoru (M.Ö. 209174). ; :
METEHAN: (Tür.) Er. (bkz. Mete)
METHİYE: (Ar.) Ka. Birini övmek maksadıyla yazılmış eser, kaide.
METİN: (Ar.) Er. 1. Metanetli, sağlam, dayanıklı. 2. Özü, sözü doğru, sebatkar, itimat edilir. Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
METİNER: (Tür.) Er. (bkz. Metin).
MEVA: (Ar.) Ka. Sığınılacak yer, yurt, mesken,
MEVCUD: (Ar.) Er. Var olan, bulunan. Hazır olan, hazır bulunan. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. , .,
MEVCUDE: (Ar.) Ka. (bkz. Mevcud).
MEVDUT: (Ar.) Er. Sevilmiş, sevilen. Gaznelilerin bir hükümdarı.
MEVEDDET: (Ar.) Ka. Sevgi, muhabbet. Dostluk.
MEVHİBE: (Ar.) Ka. Vergi, ihsan, bağış.
MEVLUD: (Ar.) Er. 1. Yeni doğmuş çocuk. 2. İhsanın doğduğu yer. 3. Doğulan zaman. Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan manzum eser. Türk dil kurallarına göre "d/t" olarak kulla bılır.
MEVLUDE: (Ar.) Ka. (bkz. Mevlud).
MEVSİM: (Ar.) Ka. 1. Yılın dört bölümünden biri. 2. Dağlamak suretiyle damga vurmak.
MEVSUL: (Ar.) Er. Hz. Peygamber'in isimlerinden.
MEVSUNNE: (Ar.) Ka. 1. Bahar yağmuru yağmış toprak. 2. Baştan aşağı süslü zırh.
MEVZUN: (Ar.) Er. Biçimli, yakışıklı, güzel.
MEVZUNE: (Ar.) Ka. (bkz. Mevzun).
MEYMUN: (Ar.) Er. Uğurlu, bereketli, kutlu.
MEYMUNE: (Ar.) Ka. (bkz. Meymun). Hz. Peygamberin en son hanımı.
MEYSUR: (Ar.) Er. Kolaylanmış, kolaylaştırılmış şeyler.
MEYSURE: (Ar.) Ka. (bkz. Meysur).
MEZİD: (Ar.) Er. Artmış, artırılmış, büyümüş. Türk dil kuralı açısından "dA" olarak kullanılır.
MEZİYET: (Ar.) Ka. Bir kişiyi başkalarından ayıran ve yücelten vasıf, üstünlük, değerlilik yüksek karakter.
MİDHAT: (Ar.) Er. Övme. Türk dil kuralı açısından "d/t" değişmesiyle kullanılır.
MİFTAH: (Ar.) Er. 1. Anahtar. 2. Şifre cetveli. 3. Dil öğrenirken yapılacak tercüme ve meselelerin halledilmiş şekillerini gösteren kitap. 4. Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
MİHİN: (Fars.) Er. Büyük, ulu.
MİMİNE: (Fars.) Ka. (bkz. Minin).
MİHNE: (Ar.) Düzleştirmek. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MİHRACE: (Sanskritçe.) Ka. Hindistan'da kral ve prenseslere verilen unvan.
MİHRAN: (Ar.) Nehir. Pakistan'dan geçen İndus nehrine İslam müellifleri tarafından verilen isim. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MİHRİ: (Fars.) Ka. 1. Güneş. 2. Sevgi. 3. Eylül ayı. Mihr ü mah, güneş ile ay.
MİHRİBAN: (Fars.) Ka. Şefkatli, merhametli, muhabbetti, güleryüzlü, yumuşak huylu.
MİHRİCAN: (Fars.) Sonbahar. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MİHRİMAH: (Ar.) Ka. Güneş ile ay.
MİHRİNAZ: (Fars.) Ka. Naz güneşi. Çok nazlı.
MİHRİNİSA: (Fars.) Ka. Kadınlığın güneşi, erdemli, nitelikli kadın.
MİHRİNUR: (Fars.) Ka. Işık saçan, aydınlatan güneş.
MELİKSERVER: (Ar.) Er. Doğu Sultanı hükümdar.
MELODİ: (Yun.) Ka. Nağme, ahenk, ezgi.
MELTEM: (Tür.) Ka. Yazın düzenii olarak karadan denize doğru esen rüzgar.
MEMDUD: (Ar.) Er. Uzatılan.
MEMDUDE: (Ar.) Ka. (bkz. Memdud).
MEMDUH: (Ar.) Er. Övülmüş, övülecek.
MEMDUHA: (Ar.) Ka. (bkz. Memduh).
MEMNUN: (Ar.) Er. 1. Minnet altında bulunan. 2. Sevinmiş, sevinçli. Razı hoşnut, (bkz. Dilşad).
MEMNUNE: (Ar.) Ka. (bkz. Memnun). Sevinmiş, sevinçli.
MEMUN: (Ar.) Er. Emin bulunan, korkusuz, tehlikesiz, sağlam, (bkz. Emin).
MENAF: (Ar.) Er. 1. Dağın sivri tepesi. 2. Cahiliye döneminde Arapların putu. İsim olarak kullanılmaz.
MENDERES: (Yun.) Er. Akarsu yataklarının dolanbaçlı kısmı. Ege bölgesindeki 3 afcarsudan birisinin adı.
MENEKŞE: (Fars.) Ka. Menekşegillerden birçok çeşitleri bulunan koyu mor çiçek açan süs bitkisi. Koyu mor renk.
MENGÜ: (Tür.) Ebedi ölümsüz, bengi. Mengtt suyu: Abı hayat. Erkek ve kadın adı olarak kullandır.
MENGÜALP: (Tür.) Er. Ölümsüz, güçlü, kuvvetli, yiğit.
MENGÜBAY: (Tür.) Er. Varlıklı kimse.
MENGÜBERT: (Tür.) Er. Allah verdi.
MENGÜCEK: (Tür.) Er. Erzincan, Kemah, Divriği ve Şebinkarahisar'ı içine alan bölgeyi fethederek XII. yy.'ın ilk yansına kadar elinde tutan Türk sülalesi.
MENGÜÇ: (Tür.) Er. Yaşlı.
MENGÜER: (Tür.) Er. (bkz. Men gü).
MENGÜTAY: (Tür.) Er. (bkz. Mengüer).
MENNAN: (Ar.) Er. Çok ihsan eden, verici, ihsanı bol. Abd takısı alarak kullanılır. Allah'ın isimlerinden (bkz. Abdülmennan).
MENSUR: (Ar.) Er. Saçılmış, dağılmış. Ölçüsüz, uyaksız, manzum olmayan söz.
MENSURE: (Ar.) Ka. (bkz. Mensur).
MENŞUR: (Ar.) Er. Neşrolunmuş, dağıtılmış, yayılmış.
MENSURE: (Ar.) Ka. (bkz. Menşur).
MENZUR: (Ar.) Er. Adanmış, vadedilmiş. Adak olarak belirtilmiş.
MENZURE: (Ar.) Ka. (bkz. Menzur).
MERAFİ: (Ar.) 1. Dağın sivri tepesi. 2. İslam'dan evvel Arapların putu. isim olarak kullanılmaz.
MERAHÂN: (Ar.) Er. 1. Ferah, sevinç. 2. Zayıf olma hali.
MERAL: (Tür.) Ka. (bkz. Maral).
MERAM: (Ar.) Ka. Arzu istek, içten tasarlanan niyet.
MERCAN: (Ar.) Selenterelerin mercanlar sınıfından olup kayalık yerlerde koloni meydana getirerek yaşayan, iskeleti kalkerli kırmızı renkli deniz hayvanı. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MERD: (Fars.) Er. 1. Adam, insan. 2. Özü sözü doğru kabadayı, yiğit. Türk dil kurallarına göre "d/t" değişmesiyle kullanılır.
MERDAN: (Fars.) Er. Mertler, insanlar, erkekler, yiğitler.
MERDİ: (Fars.) Er. Mertlik, erlik. Cesaret, yüreklilik, insanlık.
MERDÜM: (Fars.) 1. insan, adam. 2. Gözbebeği. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MEREVİŞ: (Tür.) Ka. Terementi ağacının tohumu.
MERĞUB: (Ar.) Er. 1. İstenilen, sevilen. 2. Herkes tarafından sevilip aranılan.
MERĞUBE: (Ar.) Ka. (bkz. Mergup).
MERİÇ: (Tür.) Balkan yarımadasının güneydoğu kesiminden geçen akarsu. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MERİH: (Ar.) Er. Dünya'dan sonra güneşe en yakın olan gezegen.
MERKÜR: (Fran.) Er. Güneşe en yakın gezegen.
MERSA: (Ar.) Ka. Liman.
MERT: (Fars.) Er. 1. Özü, sözü doğru yiğit. 2. Erkek insan.
MERTEL: (f.t.i.) Er. (bkz. Mert).
MERTER: (f.t.i.) Er. (bkz. Mert).
MERTKAL: (f.t.i.) Er. Her zaman doğru kal.
MERTKAN: (f.t.i.) Er. Mert soydan gelen.
MERTOL: (f.t.i.) Er. Her zaman sözünün eri ol.
MERVAN: (Ar.) Er. Emevi sülalesinin Mervan kolu.
MERVE: (Ar.) Ka. Mekke'de bir dağın adı olup hacılar, Merve ile Safa arasında Sa'y ederler yani 7 defa gidip gelirler.
MERYEM: (Ibr.) Ka. 1. Abid. İbadete düşkün insan. 2. Hz. isa'nın annesi.
MERZAT: (Ar.) Er. Rıza, hoşnutluk.
MERZUK: (Ar.) Er. Rızıklandmlmış, nzık verilmiş.
MERZUKA: (Ar.) Ka. (bkz. Merzuk).
MESERRET: (Ar.) Ka. Sevinçler. Şenlik, sevinç.
MESlH: (Ar.) Er. 1. Üzerine yağ sürülmüş. 2. Mesholunmuş, başka bir şekle girmiş olan. 3. Acaip, tuhaf. 4. Ölmek. Mesih: Hz. isa'nın elini sürdüğü hastaların derhal iyileşmesi dtolayısıyla kendisine isim olarak verilmiştir.
MESRUR: (Ar.) Sevinçli, memnun, sevinmiş meramına ermiş. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MESRURE: (Ar.) Ka. (bkz. Mesrur).
MESUD: (Ar.) Er. Saadeüi, bahtlı, bahtiyar, kutlu. Türk dil kurallarına göre "dA" olarak kullanılır.
MESUDE: (Ar.) Ka. (bkz. Mesud).
MEŞHED: (Ar.) Er. Bir adamın şehit olduğu veya bir şehidin gömüldüğü yer. iran'da ziyaretgah olan meşhur şehir. Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
MEŞHUR: (Ar.) Er. Ünlü, argın, tanınmış.
MEŞHURE: (Ar.) Ka. (bkz. Meşhur).
MEŞKUR: (Ar.) Er. Beğenilmiş, övülmüş. Teşekkür edilmeye değer olan.
MEŞKURE: (Ar.) Ka. (bkz. Meşkur).
METE: (Tür.) Er. Büyük TürkHun İmparatoru (M.Ö. 209174). ; :
METEHAN: (Tür.) Er. (bkz. Mete)
METHİYE: (Ar.) Ka. Birini övmek maksadıyla yazılmış eser, kaide.
METİN: (Ar.) Er. 1. Metanetli, sağlam, dayanıklı. 2. Özü, sözü doğru, sebatkar, itimat edilir. Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
METİNER: (Tür.) Er. (bkz. Metin).
MEVA: (Ar.) Ka. Sığınılacak yer, yurt, mesken,
MEVCUD: (Ar.) Er. Var olan, bulunan. Hazır olan, hazır bulunan. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. , .,
MEVCUDE: (Ar.) Ka. (bkz. Mevcud).
MEVDUT: (Ar.) Er. Sevilmiş, sevilen. Gaznelilerin bir hükümdarı.
MEVEDDET: (Ar.) Ka. Sevgi, muhabbet. Dostluk.
MEVHİBE: (Ar.) Ka. Vergi, ihsan, bağış.
MEVLUD: (Ar.) Er. 1. Yeni doğmuş çocuk. 2. İhsanın doğduğu yer. 3. Doğulan zaman. Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan manzum eser. Türk dil kurallarına göre "d/t" olarak kulla bılır.
MEVLUDE: (Ar.) Ka. (bkz. Mevlud).
MEVSİM: (Ar.) Ka. 1. Yılın dört bölümünden biri. 2. Dağlamak suretiyle damga vurmak.
MEVSUL: (Ar.) Er. Hz. Peygamber'in isimlerinden.
MEVSUNNE: (Ar.) Ka. 1. Bahar yağmuru yağmış toprak. 2. Baştan aşağı süslü zırh.
MEVZUN: (Ar.) Er. Biçimli, yakışıklı, güzel.
MEVZUNE: (Ar.) Ka. (bkz. Mevzun).
MEYMUN: (Ar.) Er. Uğurlu, bereketli, kutlu.
MEYMUNE: (Ar.) Ka. (bkz. Meymun). Hz. Peygamberin en son hanımı.
MEYSUR: (Ar.) Er. Kolaylanmış, kolaylaştırılmış şeyler.
MEYSURE: (Ar.) Ka. (bkz. Meysur).
MEZİD: (Ar.) Er. Artmış, artırılmış, büyümüş. Türk dil kuralı açısından "dA" olarak kullanılır.
MEZİYET: (Ar.) Ka. Bir kişiyi başkalarından ayıran ve yücelten vasıf, üstünlük, değerlilik yüksek karakter.
MİDHAT: (Ar.) Er. Övme. Türk dil kuralı açısından "d/t" değişmesiyle kullanılır.
MİFTAH: (Ar.) Er. 1. Anahtar. 2. Şifre cetveli. 3. Dil öğrenirken yapılacak tercüme ve meselelerin halledilmiş şekillerini gösteren kitap. 4. Hz. Peygamber (s.a.s)'in isimlerinden.
MİHİN: (Fars.) Er. Büyük, ulu.
MİMİNE: (Fars.) Ka. (bkz. Minin).
MİHNE: (Ar.) Düzleştirmek. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MİHRACE: (Sanskritçe.) Ka. Hindistan'da kral ve prenseslere verilen unvan.
MİHRAN: (Ar.) Nehir. Pakistan'dan geçen İndus nehrine İslam müellifleri tarafından verilen isim. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MİHRİ: (Fars.) Ka. 1. Güneş. 2. Sevgi. 3. Eylül ayı. Mihr ü mah, güneş ile ay.
MİHRİBAN: (Fars.) Ka. Şefkatli, merhametli, muhabbetti, güleryüzlü, yumuşak huylu.
MİHRİCAN: (Fars.) Sonbahar. Erkek ve kadın adı olarak kullanılır.
MİHRİMAH: (Ar.) Ka. Güneş ile ay.
MİHRİNAZ: (Fars.) Ka. Naz güneşi. Çok nazlı.
MİHRİNİSA: (Fars.) Ka. Kadınlığın güneşi, erdemli, nitelikli kadın.
MİHRİNUR: (Fars.) Ka. Işık saçan, aydınlatan güneş.