Peygamber Unutur Mu?
Bu unutma, Rasulullahın ne peygamberliğine, ne yanlıştan korunmuşluğuna zarar verir. Unutmayacağını Yüce Allahın tekeffül ettiği doğrudur. "Sana okutacağız ve unutmayacaksın" Ancak olmayacağı söylenen unutma, kendi isteğiyle olan unutmadır. Ama Allah unutmasını isterse, unutacaktır. Onun için unutmayacaksın, dedikten sonra "Allahın dilediği dışında. Şüphesiz o açık ve gizli olanı bilir" der.
Olmayacağı belirtilen unutma Kur'anı ezberleme ile ilgili olan unutmadır. Çünkü Kur'anın korunmasını Allah üzerine almış ve peygambere ezberlediği ayetleri unutmayacağı garantisini vermiştir.
Kur'anın dışındaki şeyleri unutması ise mümkündür. Hatta Peygaber namazda bile unutmuş, sonra selam vermeden önce unutma secdesi yapmıştır.
Müslim, Abdullah İbn Buhayne'nin şöyle dediğini rivayet eder: "Rasulullah bize namazlardan birinde iki rekat kıldırdı, sonra kalktı ve oturmadı, arkasındakiler de kalktılar, biz namazı bitirip selam vermesini beklerken, rasulullah tekbir getirdi ve selam vermeden Önce oturduğu yerde iki secde yaptı, sonra selam verdi."
Rasulullah bir namazın ilk teşehhüdünü unutmuş ve üçüncü rekat için kalkmış, ancak unuttuğu için de selam vermeden Önce iki secde yapmıştır.
Yine Müslim, Abdullah İbn Mesud'un şöyle dediğini rivayet eder: "Rasullah namaz kıldı. Selam verince, ona: Ey Allahın Rasulu! Namazda bir değişiklik mi oldu? denildi. Ne oldu ki? deyince, namazı şöyle şöyle kıldınız, dediler. Ayaklarını açtı, kıbleye yöneldi, iki secde yaptı ve selam verdi, sonra yüzünü bize döndü ve şöyle dedi: Namazda bir değişiklik olursa, onu size söylerim. Fakat ben bir insanım, unuttuğunuz gibi unuturum, unutursam bana hatırlatınız, biriniz namazında şüpheye düşerse, doğrusunu araştırsın, üstünü tamamlasın, sonra iki secde yapsın. "
Yine Müslim, Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet eder: "Rasulullah bize öğle veya ikindi namazlarından birini kıldırdı, iki rekatta selam verdi, sonra mescidin kıble tarafında bulunan bir kütüğe geldi ve kızgın bir şekilde ona dayandı. Aramızda Ebu Bekir ve Ömer vardı.İkisi konuşmaktan çekindiler. Halk çabucak dışarı çıktılar ve namaz kısaldı, dediler. Zulyedeyn ayağa kalktı ve "Ey Allanın rasulü, namaz mı kısaldı, yoksa siz mi unuttunuz?" dedi. Rasulllah sağına ve soluna baktı ve "Zulyedeyn ne diyor?" diye sordu. Doğru söylüyor, yalnız iki rekat kıdınız, dediler. İki rekat daha kıldı ve selam verdi."
Rasulullah o namazda dalmış ve unutmuş, ikinci rekatta selam vermiştir. Ashap ona hatırlatınca iki rekat daha kılmış ve sehiv secdesi yapmıştır. Hadiste Rasulullahın insan olduğu, onun için başkaları unuttuğu gibi kendisinin de unuttuğu, unuttuğu taktirde kendisine hatırlatmalarını istediği açıkça belirtilmiştir.
Rasulullahın unutması onun insan olduğunu gösterir.Çünkü insan unutur. Peygamber olduğunu da gösterir. Çünkü vahiyden unuttuğunu Yüce Allah hatırlatır ve bildirir.
Rasulullah namazında nasıl unutur? O anda ne düşünüyordu? diye sorulabilir. Bu konuda şair şöyle demiştir:
"Unutmak gafil ve dalgın kalplerde olurken, Rasulullahın nasıl unuttuğunu soruyorsun-Kalbi yalnız Allahla meşgul olduğu için Onu yüceltemeye dalmıştır."
Sadece Rasulullah unutmuş değildir. Diğer peygamberler de unutmuşlardır. Hz. Peygamber Hz. Süleyman'in işaallah demeyi unuttuğunu bildirmiştir. Buhari, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet eder:
"Davud oğlu Süleyman bu gece doksan dokuz veya yüz kadının yanına varacağını ve herbirinin Allah yolunda cihad eden bir süvari olacak çocuk doğuracağını söylemiş. Arkadaşı ona Inşaallah, demesini hatırlatmış, ama inşaallah dememiş, bunun üzerine onlardan sadece bir kadın gebe kalmış ve yarım adam doğurmuş. Muhammed'in canını elinde tutan Allaha yemin ederim ki inşaallah deseydi, hepsi süvari olup Allah yolunda cihad ederlerdi."
Kehf suresinde, Hz.Musa'nın arkadaşı salih kul'a bir şey sormamaya ve hiçbir şeyde kendisine itiraz etmemeye söz verdiğini, ama gemiyi deldiğini görünce ona "İçindekileri batırmak için mi deldin, kötü bir iş yaptın" dediğini, verdiği sözü arkadaşının hatırlatması üzerine, Musa'nın unuttuğunu itiraf etiğini ve "Unuttuğum için bana kızma ve işimi yokuşa sürme" dediğini öğreniyoruz.
Aynı şekilde Kur'an, insanlığın atası Hz.Adem'in unuttuğunu ve yemesi yasaklanan ağaçtan yediğini belirtmektedir. "Daha önce Adem'e bir şey söylemiştik, fakat unuttu ve kendisinde bir gayret de görmedik"
Yüce Allah Adem'e ağaçtan yememesini söylemiş, ama Adem Yüce Allanın bu sözünü unutmuş ve yememek için gayret göstermeden ağaçtan yemiştir. Peygamber kasıtlı olarak Allaha muhalefet etmez.
Bu unutma, Rasulullahın ne peygamberliğine, ne yanlıştan korunmuşluğuna zarar verir. Unutmayacağını Yüce Allahın tekeffül ettiği doğrudur. "Sana okutacağız ve unutmayacaksın" Ancak olmayacağı söylenen unutma, kendi isteğiyle olan unutmadır. Ama Allah unutmasını isterse, unutacaktır. Onun için unutmayacaksın, dedikten sonra "Allahın dilediği dışında. Şüphesiz o açık ve gizli olanı bilir" der.
Olmayacağı belirtilen unutma Kur'anı ezberleme ile ilgili olan unutmadır. Çünkü Kur'anın korunmasını Allah üzerine almış ve peygambere ezberlediği ayetleri unutmayacağı garantisini vermiştir.
Kur'anın dışındaki şeyleri unutması ise mümkündür. Hatta Peygaber namazda bile unutmuş, sonra selam vermeden önce unutma secdesi yapmıştır.
Müslim, Abdullah İbn Buhayne'nin şöyle dediğini rivayet eder: "Rasulullah bize namazlardan birinde iki rekat kıldırdı, sonra kalktı ve oturmadı, arkasındakiler de kalktılar, biz namazı bitirip selam vermesini beklerken, rasulullah tekbir getirdi ve selam vermeden Önce oturduğu yerde iki secde yaptı, sonra selam verdi."
Rasulullah bir namazın ilk teşehhüdünü unutmuş ve üçüncü rekat için kalkmış, ancak unuttuğu için de selam vermeden Önce iki secde yapmıştır.
Yine Müslim, Abdullah İbn Mesud'un şöyle dediğini rivayet eder: "Rasullah namaz kıldı. Selam verince, ona: Ey Allahın Rasulu! Namazda bir değişiklik mi oldu? denildi. Ne oldu ki? deyince, namazı şöyle şöyle kıldınız, dediler. Ayaklarını açtı, kıbleye yöneldi, iki secde yaptı ve selam verdi, sonra yüzünü bize döndü ve şöyle dedi: Namazda bir değişiklik olursa, onu size söylerim. Fakat ben bir insanım, unuttuğunuz gibi unuturum, unutursam bana hatırlatınız, biriniz namazında şüpheye düşerse, doğrusunu araştırsın, üstünü tamamlasın, sonra iki secde yapsın. "
Yine Müslim, Ebu Hureyre'den şöyle dediğini rivayet eder: "Rasulullah bize öğle veya ikindi namazlarından birini kıldırdı, iki rekatta selam verdi, sonra mescidin kıble tarafında bulunan bir kütüğe geldi ve kızgın bir şekilde ona dayandı. Aramızda Ebu Bekir ve Ömer vardı.İkisi konuşmaktan çekindiler. Halk çabucak dışarı çıktılar ve namaz kısaldı, dediler. Zulyedeyn ayağa kalktı ve "Ey Allanın rasulü, namaz mı kısaldı, yoksa siz mi unuttunuz?" dedi. Rasulllah sağına ve soluna baktı ve "Zulyedeyn ne diyor?" diye sordu. Doğru söylüyor, yalnız iki rekat kıdınız, dediler. İki rekat daha kıldı ve selam verdi."
Rasulullah o namazda dalmış ve unutmuş, ikinci rekatta selam vermiştir. Ashap ona hatırlatınca iki rekat daha kılmış ve sehiv secdesi yapmıştır. Hadiste Rasulullahın insan olduğu, onun için başkaları unuttuğu gibi kendisinin de unuttuğu, unuttuğu taktirde kendisine hatırlatmalarını istediği açıkça belirtilmiştir.
Rasulullahın unutması onun insan olduğunu gösterir.Çünkü insan unutur. Peygamber olduğunu da gösterir. Çünkü vahiyden unuttuğunu Yüce Allah hatırlatır ve bildirir.
Rasulullah namazında nasıl unutur? O anda ne düşünüyordu? diye sorulabilir. Bu konuda şair şöyle demiştir:
"Unutmak gafil ve dalgın kalplerde olurken, Rasulullahın nasıl unuttuğunu soruyorsun-Kalbi yalnız Allahla meşgul olduğu için Onu yüceltemeye dalmıştır."
Sadece Rasulullah unutmuş değildir. Diğer peygamberler de unutmuşlardır. Hz. Peygamber Hz. Süleyman'in işaallah demeyi unuttuğunu bildirmiştir. Buhari, Ebu Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet eder:
"Davud oğlu Süleyman bu gece doksan dokuz veya yüz kadının yanına varacağını ve herbirinin Allah yolunda cihad eden bir süvari olacak çocuk doğuracağını söylemiş. Arkadaşı ona Inşaallah, demesini hatırlatmış, ama inşaallah dememiş, bunun üzerine onlardan sadece bir kadın gebe kalmış ve yarım adam doğurmuş. Muhammed'in canını elinde tutan Allaha yemin ederim ki inşaallah deseydi, hepsi süvari olup Allah yolunda cihad ederlerdi."
Kehf suresinde, Hz.Musa'nın arkadaşı salih kul'a bir şey sormamaya ve hiçbir şeyde kendisine itiraz etmemeye söz verdiğini, ama gemiyi deldiğini görünce ona "İçindekileri batırmak için mi deldin, kötü bir iş yaptın" dediğini, verdiği sözü arkadaşının hatırlatması üzerine, Musa'nın unuttuğunu itiraf etiğini ve "Unuttuğum için bana kızma ve işimi yokuşa sürme" dediğini öğreniyoruz.
Aynı şekilde Kur'an, insanlığın atası Hz.Adem'in unuttuğunu ve yemesi yasaklanan ağaçtan yediğini belirtmektedir. "Daha önce Adem'e bir şey söylemiştik, fakat unuttu ve kendisinde bir gayret de görmedik"
Yüce Allah Adem'e ağaçtan yememesini söylemiş, ama Adem Yüce Allanın bu sözünü unutmuş ve yememek için gayret göstermeden ağaçtan yemiştir. Peygamber kasıtlı olarak Allaha muhalefet etmez.