O'na Mekan İzafe Etmek

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Kainatı yaratan Allah (CC) a mekan izafe edenlerin okuyarak düşünmesinde faide vardır.


Günümüz ilmî araştırmalarına göre evrende milyarlarca galaksi vardır. Samanyolu da bu galaksiler arasındadır. Ateşşten yapılı kızgın bir gaz kütlesi olan Güneş de Samanyolunu oluşturan milyarlarca yıldızdan biridir. Çapı 1.393.000 km. olup dünyamıza uzaklığı 149.600.000 km. dir. Güneşin ışığı bize sekiz dakikada ulaşmaktadır. İri bir gaz fırınına benzetilebilecek olan Güneş, saniyede 600 milyon ton hidrojeni helyuma dönüştürür. Yani bir saniyede binlerce hidrojen bombası patlamakta, hidrojen atomları helyum hâline dönüşmektedir. Güneş sistemi, dokuz gezegenden oluşmaktadır. Bunlardan iç gezegenler grubunda; Merkür, Venüs, Dünya ve Merih bulunmaktadır. Bundan sonra Asteroidler'in doldurduğu bir boşluk yer alır. Daha sonra da; Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüton'dan oluşan dış gezegenler grubu bulunur. Aslında güneş küçük bir yıldız olup dünyaya yakın olduğu için büyük görünür. Güneşten milyonlarca defa daha büyük yıldızlar vardır. Dünyamıza öyle uzak yıldızlar vardır ki, ışıklarının bize gelmesi için aradan yüzyıllar geçer. Bizim Samanyolumuzun komşusu Andromeda Nebula'sının kütlesi milyarlarca güneş kütlesine eşittir. Çapı ise 60 bin ışık yılıdır.
Milyarlarca yıldızdan her birinin ayrı ayrı gezegenleri ve uydurulan bulunduğu gözönüne yetirilirse bir galakside trilyonlarca gökküre olduğu söylenebilir. Yalnız Palamar'daki Hale teleskopunun görüş alanı içinde bir milyar nebula olduğu düşünülürse evrenin büyüklüğü hakkında az çok fikir sahibi olabiliriz.
 
Ellerine saglik Haci Bekirim(Osmaniyede bir mahallanin adi ayni zamanda)Aklima bir ayet geldi"Allahi hakkiyla takdir edemediler"diyordu ya.Bunu okuyan Insallah Allahin azameti karsisinda su Cehenneme aygini sokacak görüsünüde bir düsünürdür sanirim.Ey Alemlerin Rabbi Sen nelere kadirsin nelere bizim bu beynimizi daha nelere sahid edeceksin Insallah...
 
Bekir abicim dün hazırladığım bir yazıyı foruma asmayı düşünürken ve uygun başlığı ararken böyle bir yazıya denk gelmek tevafuk olsa gerek...Evrenin genişleme delili o kadar kesin ki bu delil ontolojik delilden daha güçlü..Bunun üzerine kısa bir yazı hazırladım umarım faydalı olur..

Soru: Allah(c.c) sonsuzdan beri var ise evren nasıl yoktan yaratılabilir?

Cevap: Öncelikle yokluk varlık alanın çevresi olarak düşünülebilir.Cenab-ı Allah sonsuzdan beri varolduğuna göre varlık alanı nihayetsizdir ve yokluk denilen tanımsızlık alanı her zaman onun emrindedir..Yokluk alanına "Ol" emri geldiğinde ortaya çıkan varlık alanı yeni birşey değildir..Allah nurundan bir parça ile yokluk alanını varetmiştir ve ortaya çıkan varlık alanı O'nun nurundan ne bir parça eksilmesine ne de artmasına sebep olmuştur..Çünkü herşey tekrar O'na dönecektir..Şimdi aşağıdaki soruya kolaylıkla cevap verilebilir;

Soru: Zamansız olan Allah zamanı nasıl yaratabilir?

-Haraket zamanın akışına sebep olduğu için ateist düşünce Allah'ın zaman ve mekandan münezzeh olması durumunu Allah'ın haraketsiz olduğu şeklinde yorumlar..Bunun sonucunda gelen itiraz "Haraketsiz birşey haraketi yaratamaz ya da zamansız birşey zamanı yaratamaz" şeklindedir..Yukarıdaki yapılan açıklamada yokluk alanının varlığın emrinde olduğu düşünüldüğünde Cenab-ı Allah'ın dilemesiyle yoktan varolan evrenin içinde oluşan enerji O'nun nurundandır ve zaman bu şekilde ortaya çıkar..Yoktan varolan evrenin Yaratıcısı Yüce Allah yokluk alanını nuruyla varetmeden önce zamansız ve mekansızdır..Çünkü tektir ve varlığı kendindendir..

-Varlık, sonsuz ve ezeli olduğu gibi yoklukta her an varolmak için hazırdır..Bu ifadenin ilham kaynağı içinde bulunduğumuz ve sürekli genişleyen evrenimizdir..Bilim insanları içinde bulunduğumuz evreni yegane varlık olarak kabul ettikleri için dışında olması gereken alanı yokluk olarak tanımlarlar..Fakat varlık yokluğa nasıl genişleyebilir sorusu tercihi gerektirdiği için evreni vareden maddesel cevherin ezelden beridir sonsuz olduğunu savunurlar..Peki bu durumda evren kendi kendini nasıl oluşturabilir?;

a)Evrenin dışındaki varlık kendi cevherinden ise ve evrene o sebep olmuşsa evren genişledikçe dışındaki alanda genişleyecek ve bu genişlemeden etkilenecektir..Bu haliyle evrenin dışındaki alan sonsuzdan beri varolamaz..Çünkü evrenin neden tek bir noktaya toplandığının açıklamasını kendi içinde barındırmaz..Kaldı ki sonsuzluk tanım itibariyle sürekli olarak ilerleyen ve ilerleme ile son bulmayan demek olduğuna göre evrenin dışındaki alan sonsuz ise sürekli genişleyen evrenin sebebi olamaz..Çünkü evren sürekli düzensizliğe doğru ilerlemektedir yani entropi(termodinamiğin ikinci yasası) sürekli artmaktadır..

b)Evrenin dışındaki alanın sonsuz boşluk olduğu düşünülürse en basit tanımıyla boşluk madde ve enerji içermeyen haraket sahasıdır, varlıktır..Boşluk kavramı gözlemcinin varlığına(insana) bağlı olduğu için madde ve enerjiyi başlatan boşluğun kendisi olamaz..Boşluk ile ilgili yapılan vakum deneylerinde iki mıknatıs arasında oluşan boşluk enerjisi ile evreni başlattığı düşünülen boşluk enerjisi birbiri ile başdaştıralamaz..Çünkü yapılan deneylerde boşluktan varolan gerçek bir parçacık çifti gözlenemez, gözlemlenen parçacıklar edimsizlerdir yani yığınsal etkileri gözlemlenir ve ömürleri çok kısa olduğu için birbirlerini anında yokederler..Daha fazla bilgi için;

Boşluk Enerjisi



c)Evrenin dışındaki alan yokluk ise Allah bu yokluğun neresinde sorusu cevabını kendi içinde barındırır..Allah'ın varlığından bağımsız birşey kendi kendine yoktan varolmayacağına göre ve gözlemlediğimiz evren her an her saniye genişleyerek yokluktan bir parça çaldığına göre açıkça varlık yokluğa tercih ediliyor demektir..Kelimenin tam anlamıyla evren genişledikçe "yoktan varoluyor".....
 
Peki Allah(c.c.) mekandan münezzeh ise onu cennette görebilecek miyiz?

Görme eylemi için 3 şey gereklidir

1- Görülenin bir mekanda bulunması ve sınırlarının olması
2- Görenle görülen arasında bir mesafe bulunması
3- Işık

Mantık sınırları içinde Allah(c.c.) Mekandan münezzehtir, Cisim değildir sınırları olsun.

Cennet'te Allah(c.c.)'in yarattığı mekanlardan biridir.

-------
[FONT=&quot]Allah'u teala hi[/FONT][FONT=&quot]çbir zaman gözle gözükmeyecektir. Çünkü gözle görünecek her şeyin cisim olması, mekân ve mahalinin bulunması, rengi, şekli ve yönünün olması ge*rekir. Oysa bu sıfatlar yaratılanlara verilmiş olan sıfatlar*dır. Allah ise böylesi sıfatlardan münezzeh ve üstündür. "Gözler onu göremez. O ise bütün gözleri görendir. Al*lah lutf edici ve haberdardır."(En’am: 103)[/FONT][FONT=&quot][/FONT]
[FONT=&quot]İsrail oğullan Hz. Musa (a.s) dan Allah'ı görmek iste*dikleri bahanesini ileri sürerek şöyle söylediler. "Ey Mu*sa! Biz Allah 'ı açıkça görmedikçe senin sözüne kesinlik*le inanmayacağız."(Bakara: 55) Musa (a.s) onları tur dağına götü*rerek isteklerini tekrarlattı. O sırada yüce Allah onlara şöyle bir cevap verdi:"Beni kafiyen göremezsin, ancak dağa bak. Eğer yerinde durursa demek ki beni görebile*ceksin! Derken rabbi dağa tecelli buyurunca onu unu/ak ediverdi Musa'da baygın düştü. Ayılıma; mü-«ezzeftsm, sana tövbe ile döndüm ve müminlerin ilkiyim dedi.”(A’raf: 143)[/FONT][FONT=&quot][/FONT]
[FONT=&quot]Bu olay Allah'[/FONT][FONT=&quot]ın hiçbir suretle gözükmeyeceğini sabitlemiştir.[/FONT][FONT=&quot][/FONT]
[FONT=&quot]E[/FONT][FONT=&quot]ğer bazı ayet ve rivayetlerde, Allah'ın görünmesi hu*susunda bir takım sözler söylenmiş ise, bu Allah'ın zahi*ren gözükeceği değil, batini ve kalp gözü ile görünebile*ceğinden dolayıdır. Kur'ân ayetleri birbirini tefsir eder bir metotla indirilmiştir. " Kur'ân ayetlerinin bazıları diğer ayetlerin müfessiridirler. "([FONT=&quot][26][/FONT])[/FONT][FONT=&quot][/FONT]
[FONT=&quot]Buna ilaveten; Hz. Ali (a.s)'a acaba sen hi[/FONT][FONT=&quot]ç rabbini gördün mü? diye soran birine o hazret şöyle bir cevap vermiştir: " Ben görmediğime ibadet eder miyim? Ve daha sonra ekleyerek; Gözler asla onu zahiren göre*mez, ama kalpler iman gücü ve gerçeği ile onu idrak edebilirler."([FONT=&quot][27][/FONT])[/FONT]


[FONT=&quot][26][/FONT]- [FONT=&quot]Bu me[/FONT][FONT=&quot]şhur cümle ibni Abbas'tan rivayet edilmiştir. Ama Nehc-ul Belağanın 18. hutbesinde Emir-el müminin Ali (a.s) dan bir başka ibare ile dile getirilmiştir ki Hz. Şöyle buyuruyor: " Şüphesiz Kur'ân birbirini doğrulayıcı ayetlerden oluşmuştur." Yine Nehc-ül Belağanın 103. hutbesinde şöyle buyuruluyor: "Bazı ayetler; bazıla*rı için tasdikliyici ve bazıları üzerine de şahadet edicidir."
[/FONT]
[FONT=&quot][27][/FONT]- [FONT=&quot]Nehc-ül belağa 179. hutbe[/FONT]
 
"Bilmediklerimi ayağımın altına alsaydım başım göğe ererdi". (İmam-ı Azam)
Bizim de bilmediklerimizi ayaklarımızın altına koysalar göğü ayaklarımızın altına alırdık..
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks