Bir iftar sonrası beklenmedik bir anda karşımda buldum seni.
Çok iyi biliyorum seni görmeyi bekleseydim eğer bu mümkün olmazdı..
Başta tanıma güçlüğü çeker gibi olduysam da tanımıştım seni.
Sesin hariç tabi...
Sesin o kadar yabancı ki !...
Yazdıklarına eklediğim o güçlü sesle tanıyorum seni.
Güçlü,inatçı,hazırcevap !...
Kimseleri kale almayan bir adamdın sen !...
Peki bu karşımda konuşmaya çalışan yabancı kim ?...
Seninle bağdaştıramayacağım heyecanda biri gibi....
Kelimelerin ;
Bir araya getirip, anlamlı cümleler kurmaya çalışmasam,
birleştirilemeyecek kadar ayrık ve tuhaf...
Oysa tanıdığım sen onların ellerinden tutar ,
duygularının rüzgarında başlarını döndürürdün...
Ama şimdi karşımdasın ve konuşmaya çabalıyorsun...
Ve ben artık birileri bir şeyler yapmalı
Yoksa rezil olacak diye düşünüyorum...
Belki de susmalısın !....
Susmalısın mı diyorum
Tüm sorularımın cevabını saklayan ,
keşke bir gün gelse ve anlatsa dediğim adama susmalısın mı diyorum
Evet evet şimdilik bu kadar yeter...
Yoksa yığılıp kalacaksın ve ben tutup kaldıramayacağım bile !!!
Ellerin ;
O kadar hareketliler ki dur durak bilmiyorlar...
Ayrılıyorlar,yumruk oluyorlar,kenetleniyorlar,
şaşkınlıkla sağa sola savruluyorlar.
Takip etmekte güçlük çekiyorum...
Ellerin değil beni meraklandıran !!!
Neden böyle davrandığın ,
Cesur halini hangi sokakta bıraktığın...
Belki de beni kandırdın güçlü kelimeler ardına sakladın
Tüm korkaklığını...
Bana oyun oynadın !...
Neden???
Denklemleri biz kurduk bilinmeyenleri sana bıraktık.
Tanımladın ve çözdün
Ya da yok saydın X ’leri ve Y ‘leri
Benim yazdıklarım yaşanmışlıklardı.
Sense yaşayamadıklarını yazdın...
Dipdiri,dimdik ve sevda yüklü cümlelerin
Yirmi otuz adım ileride durdu.
Ve hayatın bu adımların gerisinde...
Ne dipdiriydi cümlelerim ne de dimdik.
Aksine boynu bükük ,kırık dökük ,
Arasına sevda sıkıştırılmış bir yaşam ...
Bir kelimem bir gün etmezken ;
Bir cümlen dörtyüz küsür güne bedel !...
Israr etme korkaklık edemem....
Bu halde sana elveda demem...
Kalıyorum elbette gidemem !...
Sen her zamanki gibi süslü cümlelerden elbiseler dikiyorsun ...
Ve ben onları isteyerek , severek ,üst üste giyiyorum...
Senden geçiyorlar benim oluyorlar...
Ben de onların....
Cümlelerine karşı hayatımı koyuyorum...
Hadi söyle tüm yalanlarını
İnanıyorum...
Anlıyorum...
Neden böyle sevildiğini
Çözüyorum...
Ardında sakladığın gizliyi...
Hissettiğim kızgınlık değil !!!
Belki biraz kırgınım ve suskun....
Hadi geçtim kendimden
Rüzgarın uzanan kollarında
Yağmurun kokusunda adın var ...
Ya onlara ne diyeceksin
Burada kalamazsın
Ve geri dönemezsin
Bana bir mutluluk borcun var....
Ödemeyecek misin
Çok iyi biliyorum seni görmeyi bekleseydim eğer bu mümkün olmazdı..
Başta tanıma güçlüğü çeker gibi olduysam da tanımıştım seni.
Sesin hariç tabi...
Sesin o kadar yabancı ki !...
Yazdıklarına eklediğim o güçlü sesle tanıyorum seni.
Güçlü,inatçı,hazırcevap !...
Kimseleri kale almayan bir adamdın sen !...
Peki bu karşımda konuşmaya çalışan yabancı kim ?...
Seninle bağdaştıramayacağım heyecanda biri gibi....
Kelimelerin ;
Bir araya getirip, anlamlı cümleler kurmaya çalışmasam,
birleştirilemeyecek kadar ayrık ve tuhaf...
Oysa tanıdığım sen onların ellerinden tutar ,
duygularının rüzgarında başlarını döndürürdün...
Ama şimdi karşımdasın ve konuşmaya çabalıyorsun...
Ve ben artık birileri bir şeyler yapmalı
Yoksa rezil olacak diye düşünüyorum...
Belki de susmalısın !....
Susmalısın mı diyorum
Tüm sorularımın cevabını saklayan ,
keşke bir gün gelse ve anlatsa dediğim adama susmalısın mı diyorum
Evet evet şimdilik bu kadar yeter...
Yoksa yığılıp kalacaksın ve ben tutup kaldıramayacağım bile !!!
Ellerin ;
O kadar hareketliler ki dur durak bilmiyorlar...
Ayrılıyorlar,yumruk oluyorlar,kenetleniyorlar,
şaşkınlıkla sağa sola savruluyorlar.
Takip etmekte güçlük çekiyorum...
Ellerin değil beni meraklandıran !!!
Neden böyle davrandığın ,
Cesur halini hangi sokakta bıraktığın...
Belki de beni kandırdın güçlü kelimeler ardına sakladın
Tüm korkaklığını...
Bana oyun oynadın !...
Neden???
Denklemleri biz kurduk bilinmeyenleri sana bıraktık.
Tanımladın ve çözdün
Ya da yok saydın X ’leri ve Y ‘leri
Benim yazdıklarım yaşanmışlıklardı.
Sense yaşayamadıklarını yazdın...
Dipdiri,dimdik ve sevda yüklü cümlelerin
Yirmi otuz adım ileride durdu.
Ve hayatın bu adımların gerisinde...
Ne dipdiriydi cümlelerim ne de dimdik.
Aksine boynu bükük ,kırık dökük ,
Arasına sevda sıkıştırılmış bir yaşam ...
Bir kelimem bir gün etmezken ;
Bir cümlen dörtyüz küsür güne bedel !...
Israr etme korkaklık edemem....
Bu halde sana elveda demem...
Kalıyorum elbette gidemem !...
Sen her zamanki gibi süslü cümlelerden elbiseler dikiyorsun ...
Ve ben onları isteyerek , severek ,üst üste giyiyorum...
Senden geçiyorlar benim oluyorlar...
Ben de onların....
Cümlelerine karşı hayatımı koyuyorum...
Hadi söyle tüm yalanlarını
İnanıyorum...
Anlıyorum...
Neden böyle sevildiğini
Çözüyorum...
Ardında sakladığın gizliyi...
Hissettiğim kızgınlık değil !!!
Belki biraz kırgınım ve suskun....
Hadi geçtim kendimden
Rüzgarın uzanan kollarında
Yağmurun kokusunda adın var ...
Ya onlara ne diyeceksin
Burada kalamazsın
Ve geri dönemezsin
Bana bir mutluluk borcun var....
Ödemeyecek misin