mutluluk içimizde...

berfut

New member
SU DÜNYADA NE VAR KENDİNE DERT EDİNECEK...
GÜN GELECEK CAN BEDENDEN GİDECEK.
ŞU YEŞİL OTLARIN ÜSTÜNDE İKİ GÜN SEFA SÜR;
ZİRA YAKINDA ONLAR SENİN ÜSTÜNDE SEFA SÜRECEK...

insanoglu mutlulugu hep hor kullaniyormus...
Hep sikayetçi hep bikkinmis...
Birgün melekler mutlulugu saklamaya karar vermisler...
Saklayalim, zor bulsunlar...
Zor bulduklari için belki kiymetini bilirler diyerek baslamislar
tartismaya...
Sorun büyükmüs...
Mutlulugu saklamak kolay degilmis; çünkü...

Kimisi:

Everest'in tepesine saklayalim'' demis, kimisi:
Atlas Okyanusu'nun dibine'' demis.
Tac Mahal'in kubbesi, Mekke sokaklari,
italyan sofrasi...
Bir hastanenin yenidogan odasi, dondurma külahi, sarap sisesi..
Sigara paketi, lale bahçesi...
Pek çok yer düsünmüsler ama hiçbiri yeterince zor gelmemis...
Derken meleklerden biri:
ICLERINE SAKLAYALIM '' demis...
Kimsenin aklina gelmez içine bakmak!!!''
iste o gün bugündür
mutluluk insanin kendi icinde sakliymis...
Hicbir mutluluk kolay gelmiyor.Kolay kolay gülmüyor insanin yüzü...
Emekte ve insanin icinde sakli mutluluk...
Ne baskasininn ekmeginde, ne baskasinin evinde, ne de baska bir seyde...
Bu yüzden gözünüz hep iceride olsun...
Siz dışınızı bosverin, içinize bakin
Hayatin bütün olumsuzluklara ragmen hep iyi yönlerini düşünün...
ÇÜNKÜ HAYAT ÇOK KISA...
BUGÜN YANINDA OLAN YARIN OLMAYABİLİR BUNU UNUTMAYIN VE HAYATA GÜLEN
GÖZLERLE BAKIN... SEVGİYLE KALIN... Hoşçakalın
 
Evet mutluluk insanın içindedir ama dış etkenlere de bağlıdır..Allah-ü Teala mutluluğu ilmin içine saklamış..Ne kadar çok ilim öğrenirsek tabiatı o kadar iyi yorumlarız..İnsanın beyninin var olma sebebi de budur zaten..Önce görüneni yorumlamak,sonra da geri kalan "kalbe" havale etmek..
 
Mutluluk aslında cok kolay ama ulaşabilmek sorun..
Bir cok insan sürekli ister ama bir sey yapmaz böyle bir sorunda var kardeşim
zaten insan tüm zaman mutlu olamazki sadece bir an meselesi...
 
Mutlulugu yaşayanlar...


mutlulugu yaşayanlar...
mutlulugun sadece sözünü edenlerle onu yaşayanlar
arasındaki fark!

mutlulugu yaşayanlar birgün sormuşlar ermişlerden birine:

- mutlulugu sadece sözünü edenlerle, onu
yaşayanlar arasinda ne fark vardır?

- Bakın göstereyim demiş, ermiş. Önce mutlulugu
dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara
bir sofra hazırlamış. Hepsi oturmuşlar yerlerine.
Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve
arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre
boyunda kaşıklar.

Ermiş bu kaşıkların ucundan tutup
öyle yiyeceksiniz diye bir de şart koymuş.

Peki demişler ve içmeye teşebbüs etmişler.

Fakat o da ne?

Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü
döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına.
En sonunda bakmışlar beceremiyorlar,
öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine şimdi demiş ermiş,
mutlulugu gerçekten bilenleri çağıralım
yemeğe. Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile
gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş
oturmuş sofraya bu defa.

Buyrun deyince, her biri uzun boylu
kaşığını çorbaya daldırıp, sonra
karşısındakine uzatarak içirmiş.

Böylece her biri diğerini doyurmuş
ve öylece kalkmışlar sofradan.

İşte demiş ermiş,..
Kim ki gerçek sofrasında
yalnız kendini görür ve doymayı
düşünürse, o aç kalacaktır ve kim ki
kardeşini düşünür de doyurursa o da
kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz ve
şunu da unutmayın, gerçek pazarında alan degil,
veren kazançtadır daima.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks