Müjdeli ve şifalı kelimeler/*
/(Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. O birdir; Onun
hiçbir şeriki yoktur. Mülk Ona ait, hamd Ona mahsustur. Hayatı veren de
Odur, ölümü veren de Odur. O, kendisine asla ölüm ârız olmayan Hayy-ı
Ezelîdir. Bütün hayır Onun elindedir. O herşeye hakkıyla kadirdir.
Herşeyin ve herkesin dönüşü de Onadır.)/
/Şu kelâm-ı tevhidînin on bir kelimesinin herbirinde birer müjde var. Ve
o müjdede birer şifa ve o şifada birer lezzet-i mâneviye bulunur.
/
*/Beşinci Kelime/*
/Yani, hamd ve senâ, medih ve minnet Ona mahsustur, Ona lâyıktır. Demek
nimetler Onundur ve Onun hazinesinden çıkar. Hazine ise daimîdir. İşte
şu kelime şöyle müjde verip diyor ki: /
/Ey insan! Nimetin zevâlinden elem çekme. Çünkü rahmet hazinesi
tükenmez. Ve lezzetin zevâlini düşünüp o elemden feryad etme. Çünkü o
nimet meyvesi, bir rahmet-i bînihayenin semeresidir. Ağacı bâki ise,
meyve gitse de yerine gelen var. Nimetin lezzeti içinde, o lezzetten yüz
derece daha ziyade lezzetli bir iltifat-ı rahmeti hamd ile düşünüp,
lezzeti, birden yüz derece yapabilirsin. Nasıl ki, bir padişah-ı zîşânın
sana hediye ettiği bir elma lezzeti içinde, yüz, belki bin elmanın
lezzetinin fevkinde, bir iltifat-ı şahane lezzetini sana ihsas ve ihsan
eder. Öyle de, kelimesiyle, yani hamd ve şükürle, yani nimetten in'âmı
hissetmekle, yani Mün'imi tanımakla ve in'âmı düşünmekle, yani Onun
rahmetinin iltifatını ve şefkatinin teveccühünü ve in'âmının devamını
düşünmekle, nimetten bin derece daha leziz, mânevî bir lezzet kapısını
sana açar.
*Mektubat,
*/
/*Lügatçe;*
//hamd//: Allah`a hamd etme; Onu övme,medhetme, şükür--//senâ: //
Methetmek, övmek--//minnet//: İyiliğe karşı duyulan şükür
hissi--//zevâl: sona ermek, bitmek--//rahmet-i bînihaye: //Sonsuz
rahmet--//iltifat-ı şahane: //Padişaha yakışır lütuflar--//in'âm:
//Nîmet vermek, ihsan etmek--//Mün'im: //Nîmet veren. Asıl nimet sahibi
olan Allah.// /
/
/(Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. O birdir; Onun
hiçbir şeriki yoktur. Mülk Ona ait, hamd Ona mahsustur. Hayatı veren de
Odur, ölümü veren de Odur. O, kendisine asla ölüm ârız olmayan Hayy-ı
Ezelîdir. Bütün hayır Onun elindedir. O herşeye hakkıyla kadirdir.
Herşeyin ve herkesin dönüşü de Onadır.)/
/Şu kelâm-ı tevhidînin on bir kelimesinin herbirinde birer müjde var. Ve
o müjdede birer şifa ve o şifada birer lezzet-i mâneviye bulunur.
/
*/Beşinci Kelime/*
/Yani, hamd ve senâ, medih ve minnet Ona mahsustur, Ona lâyıktır. Demek
nimetler Onundur ve Onun hazinesinden çıkar. Hazine ise daimîdir. İşte
şu kelime şöyle müjde verip diyor ki: /
/Ey insan! Nimetin zevâlinden elem çekme. Çünkü rahmet hazinesi
tükenmez. Ve lezzetin zevâlini düşünüp o elemden feryad etme. Çünkü o
nimet meyvesi, bir rahmet-i bînihayenin semeresidir. Ağacı bâki ise,
meyve gitse de yerine gelen var. Nimetin lezzeti içinde, o lezzetten yüz
derece daha ziyade lezzetli bir iltifat-ı rahmeti hamd ile düşünüp,
lezzeti, birden yüz derece yapabilirsin. Nasıl ki, bir padişah-ı zîşânın
sana hediye ettiği bir elma lezzeti içinde, yüz, belki bin elmanın
lezzetinin fevkinde, bir iltifat-ı şahane lezzetini sana ihsas ve ihsan
eder. Öyle de, kelimesiyle, yani hamd ve şükürle, yani nimetten in'âmı
hissetmekle, yani Mün'imi tanımakla ve in'âmı düşünmekle, yani Onun
rahmetinin iltifatını ve şefkatinin teveccühünü ve in'âmının devamını
düşünmekle, nimetten bin derece daha leziz, mânevî bir lezzet kapısını
sana açar.
*Mektubat,
*/
/*Lügatçe;*
//hamd//: Allah`a hamd etme; Onu övme,medhetme, şükür--//senâ: //
Methetmek, övmek--//minnet//: İyiliğe karşı duyulan şükür
hissi--//zevâl: sona ermek, bitmek--//rahmet-i bînihaye: //Sonsuz
rahmet--//iltifat-ı şahane: //Padişaha yakışır lütuflar--//in'âm:
//Nîmet vermek, ihsan etmek--//Mün'im: //Nîmet veren. Asıl nimet sahibi
olan Allah.// /
/