Ayet ve hadisleri okudukça meleklerin duâ ettiği durumları tesbit etmeye çalıştık. Burada arz edeceğimiz liste şüphesiz ki tüm durumları kapsamayacaktır.
Bu konuda Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan ÇEKER, "Melekleri Kendimize Nasıl Duâ Ettirebiliriz" isimli makalesiyle bu konu ile ilgili hadis-i şerifleri tesbit ederek bu konuda bir başlangıç yapmıştır.(1)
Aynı konuda, Dr. Ömer ÇELİK, "Melekler Bizler İçin İstiğfâr" isimli makalesi ile bu konu ile ilgili ayetleri tahlil etmeye çalışmıştır.(2)
Rastladığımız kadarıyla melekler şu durumlarda insanlara duâ ederler:
1. TÖVBE EDENE MELEKLER DUÂ EDER
İnsan işlediği gayri meşru amellerden ve gafletten el çeker, pişmanlık duyar ve tövbe ederse, melekler o insana duâ eder ve mağfiret dilerler. Meleklerin bu durumda duâ ettiklerini şu ayetlerden öğreniyoruz:
a) Melekler İman Eden Kimseler İçin Duâ Ederler:
"Arşı yüklenen melekler ve arşın etrafındakiler, Rablerini hamd ile tesbih ederler. O'na iman getirirler ve iman eden kimseler için şöyle mağfiret dilerler. Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. Bunun için tövbe edenleri ve senin yoluna koyulanları bağışla, onları cehennem azabından koru. Ey Rabbimiz! Onları ve atalarından, zevcelerinden, nesillerinden salih olanları, kendilerine vaad ettiğin Adn cennetine koy. Şüphesiz sen Azizsin, Hakimsin. Bir de onları fenalıklardan korursan muhakkak kıyamet gününde bağışlamışsındır. İşte bu, en büyük kurtuluştur.(3)
Yani Ey Rabbimiz, tövbe edip senin yoluna giren bu kulları ve onların atalarından, zevcelerinden ve çocuklarından dünyada iken ehli iman olup senin razı olacağın salih amelleri işleyenleri de onlarla beraber, taatine dönenlere vaad ettiğin Adn cennetlerine/içlerinde ebedi ikamet edilecek bağlara bahçelere girdir.(4)
Cennet ehlinin sevinç ve sürurlarının, neşe ve kıvançlarının tam ve mükemmel olması için melekler böyle duâ ederler. Böylece onlar birbirine komşu konaklarda bir araya gelmek suretiyle gözleri aydın olur, sevinirler. Nitekim Allah Teâlâ başka bir ayeti kerimede şöyle buyurur:
"İnanan, soyları da inançta kendilerine uyan kimselere soylarını da katarız. Onların işlediklerinden hiçbir şey eksiltmeyiz."(5) Yani gözleri aydın olsun diye hepsinin derecesini eşitleriz. Derecesi aşağı olanla müsavi olsun diye derecesi yüksek olanın derecesini alçaltamayız. Aksine katımızdan bir nimet ve lütuf olarak bir çok amellerini eşitleyerek amel bakımından eksik olanın derecesini yükseltiriz.(6)
"Onları her türlü kötülüklerden koru" ifadesinde bahsedilen kötülükler, dünyadaki batıl inançlar ve bozuk ameller de olabilir. O zaman mana: Sen dünyada kimi kötülüklerden; yanlış inanç ve bozuk amellerden kurtarırsan, muhakkak ki kıyamet günü onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu ise büyük bir kurtuluştur. Çünkü dünyada yapıp beraberinde götürdükleri parça parça amellerin karşılığı olarak akılların idrakten aciz kalacağı mülkler elde edeceklerdir.(7)
b) Melekler İnsanlara Allah'tan Mağfiret Dileyerek Duâ Ederler:
"Gökler, neredeyse üstlerinden parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun: gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O'dur."(8)
Yani melekler, insanların Allah'a karşı yaptıkları ne büyük küstahlıktır. Oysa onlara bir sürü imkan bahşetmekle ihsan eden ve dolayısıyla sadece de hamd edilmeye layık olan O'dur. Allah insanların yapmakta oldukları bu küstahlıklar yüzünden her an azabını gönderebilir."
Cenabı Hak, Ahzab Suresi'nde mü'minlere hitaben, kendisini çokça zikretmelerini ve sabah akşam O'nu tesbih etmelerini emrettikten sonra:
"Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerine rahmetini gönderen O'dur. Melekleri de size istiğfâr eder. Allah mü'minlere karşı çok merhametlidir,"(9) buyurarak meleklerin özellikle mü'minlere istiğfâr ettiğini açıklamaktadır.
Arzı taşıyan meleklere "hamelei arş" denilip bunların sayılarının dört olduğu rivayet edilmiştir.(10) Kıyamet gününde ise bunların sayıları sekiz olacaktır.(11) Arşın korunma ve tedbirine memur olduklarından bu isim kendilerine mecazen verilmiştir. Arşın etrafındaki melekler ise arşı tavaf eden meleklerdir. Nitekim bunlarla ilgili olarak da:
"Melekleri görürsün ki, Rablerine hamd ile tesbih ederek Arş'ın etrafını kuşatmışlardır,"(12)
Yukarıda meallerini verdiğimiz ayetlerden de açıkça verdiğimiz ayetlerden de açıkça anlaşılacağı üzere Arş'ı taşıyan ve bir de Arş'ın çevresinde bulunup Rablerini hamd ile tesbih eden, O'na şükreden, kendileri için O'ndan başka ilah olmadığını ikrar eden melekler, iman edenler için istiğfâr etmekte; Rablerinden, kendileri gibi Allah'ın birliğini ikrar eden ve O'nun dışındaki ma'budlardan teberri eden mü'minleri bağışlamasını istemektedirler. Kullarından şirkten tövbe edip tevhide dönen ve Allah'ın girilmesi istediği yola giren, O'nun emrettiği metodu takip eden yani emir ve nehiylerine tabi olanların günahlarından vazgeçmesini O'ndan talep etmekte ve onları kıyamet günü ateş azabından korumasını istemektedirler.(13)
Allah'ın mağfireti, kulu, kendisine azap dokunmasından korumasıdır. İstiğfâr da bunu sözle ve fiille istemektir. Çünkü sadece sözle istiğfâr, yalancıların işidir.(14)
Meleklerin mü'minlere istiğfârından maksat, onlara şefaat etmeleri, onları tövbeye teşvik etmeleri ve onlara mağfireti gerektiren amelleri ilham etmeleridir. Burada meleklerin Adem oğullarının günahlarına müttali olduklarına bir işaret; cinsler farklı olsa da imanda ortaklığın nasihat ve şefkati gerekli kıldığına bir tembih vardır. Zira iman, en kavi ve en mükemmel bir bağdır.(15)
Saadetin kemali şu iki mühim hususa riayete bağlıdır: Allah'ın emrine ta'zim ve mahlûkatına karşı şefkat. Melekler de buna riayet ederek önce Allah'ı tazim etmişler sonra da O'nun mahlukatına şefkat babında onlara istiğfâr etmişlerdir.(16)
Melekler o kadar hassastırlar ki, belki insanlar tövbe edip, şirk koşmaktan vazgeçerler umuduyla, azap göndermemesi için Allah'a yalvarmaktadırlar.
2. MÜ'MİN KARDEŞİMİZE GIYABINDA DUÂ ETTİĞİMİZ ZAMAN MELEKLER DUÂ EDER
Mü'min kardeşimize gıyabında duâ ettiğimiz zaman yanımızdaki meleklerde aynıyla bize duâ ederler. Resûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem bu hususta şöyle buyurur: Ebüd'dDerda Radiyallahu Anh'dan rivayete göre şöyle demiştir. Resûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem Efendimiz’ den işittim. Buyurdu ki: "Müslüman bir kul, din kardeşi için gıyabında duâ ederse, Melek de: "Onun için istediğinin bir misli de senin için olsun." diye duâ eder.(17)
Aynı konuda yine Ebüd'Derda Radiyallahu'nun rivayet ettiği başka bir hadisi şerifte Peygamberimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:
"Müslüman bir kişinin din kardeşi için gıyabında ettiği duâ kabul olunur. Onun başucunda me'mur bir melek vardır ki, o Müslüman, ne zaman bir din kardeşi için hayır duâ ederse o melek ona: Duân kabul olsun, istediğinin bir misli de senin için olsun, diye duâ eder."(18)
Hadis, müslüman kardeşine gıyabında yapılan duânın faziletini bizlere ifade etmektedir. Bu cevap, müslüman kadın ve erkek cemaatine gıyaben yapıldığında elde edilir. Kişi başkalarını gıyaben hayırla anmalı; gıybetlerini değil, güzel huylarını anarak, duâda bulunup, meleklerin kendi adına yapacakları duâyı kazanmalıdır.
Kişinin kendisi için ve kardeşi için duâ etmesi müstehaptır. Bu ihlasa daha uygundur. Seleften bazıları, kendileri için duâ edecekleri zaman, kardeşlerine duâ ederlermiş. Çünkü yanında bulunan melek o şahsın adına o zaman duâ edecektir. Kişinin gıyabındaki duâsı da kabule şayandır. Böylece duâsı onun hakkında kabul edilmiş, kendisine de aynen duâ edilmiş olmaktadır.(19)
3. ALLAH YOLUNDA MAL HARCAYAN KİŞİYE MELEKLER DUÂ EDER
Allah yolunda mal harcayan kişiye melekler duâ eder. Aksine elini sıkı tutup sadaka vb. şeyleri vermeyene de bedduâ eder. Peygamberimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem şöyle buyurur:
"İstisnasız her gün iki melek iner. Birisi:
Ya Rabbi! Senin yoluna mal harcayana, harcadığının yerine mal ver (eksilttiğini doldur)" diye duâ eder. Diğeri:
Ya Rabbi! Elini sıkı tutup mal harcamayanın malına telef ver" diye duâ eder.(20)
4. ABDESTLİ OLARAK NAMAZ VAKTİNİ BEKLEYENE MELEKLER DUÂ EDER
a) Abdestli Olarak Camide Namaz Vaktinin Girmesini ve Namaz Kılmayı Bekleyene Melekler Duâ Eder:
Ebu Hureyre Radiyallahu Anh'den ittifakla nakledilen hadisi şerifte Resûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Kişinin cemaatle (camide) kıldığı namazı, evde veya çarşıda kıldığı namazından, yirmi bu kadar derece üstündür. Zira bir kimse güzelce abdest alır, sırf namaz kılmak maksadıyla camiye gelirse, camiye girinceye kadar attığı her adımla onun derecesi yükselir ve günahı bağışlanır. Camiye girince de namaz için oturduğu müddetçe namazda gibi olur. Namaz kıldığı yerde kaldıkça kimseye eziyet etmediği ve abdesti bozmadığı takdirde (veyahut da dünyaya ait konuşmadığı) takdirde, melekler ona şöyle duâ ederler:
"Allahım! Sen buna rahmet et; Allahım! Onu yarlığa; Allahım! Tövbesini kabul et" derler.(21)
Hadiste geçen (çarşı), insanların ticaret mallarını oraya sevk etmelerinden veya insanların orada dizleri, ayakları üzerine durmalarından dolayı bu ismi almıştır.
Çarşıda veya evde tek başına kılınan namazdan, camide cemaatle kılınan namaz daha faziletlidir.
Evde kılınan namaz da çarşıda kılınan namazdan faziletlidir. Zira çarşı, Pazar, şeytanın daha etkili olduğu yerlerdir. Evde ve çarşıda cemaatle kılınan namaz da, tek başına kılınan namazdan daha faziletlidir.
Hadis, namazın diğer amellerden daha faziletli olduğuna delalet etmektedir. Nitekim meleklerin namaz kılanlara duâ etmesi bu durumu ifade etmektedir. Ayrıca salih kişilerin meleklerden üstünlüğüne işaret vardır. Zira salih insanlar ibadetleriyle meşgul olup derecelerini yükseltirler. Melekleri ise onlara istiğfâr ve duâ ederler. Huşuyu gidermesi ve kalbi alıkoyması gibi nedenlerle sokakta, çarşıda namaz kılmak, hoş olmamakla beraber caizdir.
Bir kimse abdest alıp, namazını dosdoğru kılar ve mescitte bir kimseye eza vermezse meleklerin duâsına mazhar olur. Çünkü meleklerin bir görevi de mü'minlere duâ etmektir. Nitekim Cenabı Allah: "Arşı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar, Rablerini överek tesbih ederler. O' na inanırlar ve mü'minler için (şöyle) mağfiret dilerler."(22)
b) Abdestli Olarak Namaz Kılmayı Bekleyene Melekler Duâ Eder
Ebu Hureyre Radiyallahu Anh'den Resûlüllah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Biriniz, abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde oturmaya devam ettiği müddetçe melekler; "Allahım! Onu affeyle! Allahım! Ona rahmet eyle! Diye duâ ederler.(23)
Hadis, namaz kılınan yerde namazdan sonra bir beklemenin güzel olduğunu anlatmaktadır. Yasak kılınmış lakırdılara dalmadan oturulması, meleklerin duâsını celbeder. Kullarının ibadetlerine melekleri seyrettirip, duâ etmelerini sağlaması Allah'ın Celle Celaluhu bir lütfudur.
Hadis, camilerde namaz vaktini beklemek için oturmanın fazileti hakkında varid olmuştur. Bir ibadet için beklemek de sevap açısından ibadet gibi telakki edilmiştir. Namaz bekleyen müslüman, camide otururken bile namaz ibadeti içindeymiş gibi sevap yazılır.(24)
5. CAMİDE İLK SAFTA DURAN KİŞİYE MELEKLER DUÂ EDER
Camide ilk safta duran kişiye melekler duâ ederler. Camide birinci safta durmanın fazileti konusunda pek çok hadisi şerif varid olmuştur.
Bunlardan bir tanesi meleklerin birinci safta namaz kılana duâ etmesiyle ilgilidir:
Bera' b. Azib Radıyallahu Anh'dan:
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz, safların arasına girer, bir taraftan diğer tarafa kadar dolaşır, omuzlarımıza ve göğüslerimize elini dokundurarak ileri ve geri çıkanları düzeltir ve:
"Safta ileri geri durup ihtilaf etmeyiniz, yoksa kalpleriniz de başka başka olur" ve: "Şüphesiz ki, Allah ilk safta namaz kılanlara rahmet ve melekler de duâ ederler." buyurdu.(25)
6. SAFLARIN SAĞ TARAFINDA DURAN KİŞİYE MELEKLER DUÂ EDER
Hz. Aişe Radiyallahu Anha'nın naklettiği hadisi şerifte Resûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu.
"Muhakkak, Allah ve melekleri safların sağ kollarındakilere rahmet ve duâ ederler." buyurdu.(26)
7. ORUÇLU OLAN KİŞİNİN YANINDA BAŞKALARI YİYİP İÇTİKLERİ ZAMAN, O ORUÇLU KİŞİYE MELEKLER DUÂ EDER
Oruçlu olan kişinin yanında yememek, içmemek adaptandır ve nezaket kuralıdır. Buna gayri müslimlerin bile riayet ettiklerini müşahede etmekteyiz. Onun için dine saygılı yerlerde Ramazan ayında lokanta ve çay ocakları bile kapanır. İftara yakın zamanlarda iftar edecek olanlar için açılır. İster Ramazan ayında oruç tutmaması caiz olan kimselerce olsun, ister sair zamanlarda oruç tutmayanlar olsun, oruçlu kimsenin yanında yiyip içtikleri, oruçlunun da orucunu bozmaksızın sabrettiği oranda hazırdaki melekler ona duâ ederler. Şu rivayete bakalım:
Medineli Ümmü Umare R.adıyallahu Anha'dan:
Bir gün Resülü Ekrem Efendimiz evime geldi. Ben Hz. Peygamber'e yemek çıkardım. Resülü Ekrem: Sen de ye, diye teklif etmesi üzerine: Ya Resûlüllah! Ben oruçluyum, dedim. Bunun üzerine Peygamber Aleyhisselam:
"Bir oruçlu kimsenin yanında yemek yenildiğinde onlar yemekten kalkıncaya kadar veya karınlarını doyuruncaya kadar melekler de o oruçluya duâ ederler." buyurdu.(27)
Hadiste, misafire ikram etmenin, meleklerin duâsına vesile olacak bir amel olduğuna işaret edilmektedir.
Aç bir kimseyi doyuran kimseye, melekler, misafir yedikçe de duâ ederler. Allah'tan onun için af ve mağfiret dilerler. (Devam Edecek)
DIPNOTLAR
1. Orhan ÇEKER, "Melekleri Kendimi- ze Nasıl Duâ Ettirebiliriz?" İslam Dergisi, Kasım, 1995, s.82-83.
2. Ömer ÇELİK, "Melekler Bizler İçin İstiğfâr Ediyor", Altınoluk Dergisi, Temmuz, 1998, Sayı: 149, s. 23-25.
3. Mü'min, 7-9.
4. Et-Taberi. Tefsir, XXIV, 30.
5. Tur, 52/21b
6. İbn Kesir, Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, VII, 121, İstanbul, 1984.
7. Ömer ÇELİK, "Melekler Bizler İçin İstiğfâr Ediyor", Altınoluk Dergisi Temmuz Sayısı, Sayı:149, Temmuz, s.23-25.
8. Şura, 42/5.
9. Ahzab, 33/43.
10. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 256.
11. Hakka, 69/17.
12. Zümer, 39/75.
13. Et-Taberi, Tefsir, XXIV, 29,30.
14. Er-Rağıb, el-Müfredat, s.362, Beyrut, ts.
15. Bursevi, İsmail Hakkı, Ruhu'l-Beyan, VIII, 157, İstanbul, 1389.
16. Er-Razi, Fahreddin, Mefatihu'l-Gayb, XXVII, 33, Tahran, ts.
17. R.Salihin, H.No:1523.
18. R.Salihin, H.No:1524.
19. İmam Nevevi, Riyazü's-Salihin Terce- me ve Şerhi, Tercüme: İhsan Özkes, Esra Yy. Konya, 1996, c.5, s.214.
20. Buhari, Zekat, 27; Müslim, Zekat, 57.
21. R. Salihin, H.No: 10.
22. Bak. Mü'min, /9; İmam Nevevi, a.g.e., c.1., s.78-79
23. R. Salihin, H.No: 1066.
24. İmam Nevevi, a.g.e., c.4.,s.299-300.
25. R. Salihin, H.No:1094.
26. R.Salihin, H.No: 1098; Hadisi, Ebu Davud, Müslim'in şartlarına uygun bir senetle rivayet etmiştir.
Bu konuda Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan ÇEKER, "Melekleri Kendimize Nasıl Duâ Ettirebiliriz" isimli makalesiyle bu konu ile ilgili hadis-i şerifleri tesbit ederek bu konuda bir başlangıç yapmıştır.(1)
Aynı konuda, Dr. Ömer ÇELİK, "Melekler Bizler İçin İstiğfâr" isimli makalesi ile bu konu ile ilgili ayetleri tahlil etmeye çalışmıştır.(2)
Rastladığımız kadarıyla melekler şu durumlarda insanlara duâ ederler:
1. TÖVBE EDENE MELEKLER DUÂ EDER
İnsan işlediği gayri meşru amellerden ve gafletten el çeker, pişmanlık duyar ve tövbe ederse, melekler o insana duâ eder ve mağfiret dilerler. Meleklerin bu durumda duâ ettiklerini şu ayetlerden öğreniyoruz:
a) Melekler İman Eden Kimseler İçin Duâ Ederler:
"Arşı yüklenen melekler ve arşın etrafındakiler, Rablerini hamd ile tesbih ederler. O'na iman getirirler ve iman eden kimseler için şöyle mağfiret dilerler. Ey Rabbimiz! Senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. Bunun için tövbe edenleri ve senin yoluna koyulanları bağışla, onları cehennem azabından koru. Ey Rabbimiz! Onları ve atalarından, zevcelerinden, nesillerinden salih olanları, kendilerine vaad ettiğin Adn cennetine koy. Şüphesiz sen Azizsin, Hakimsin. Bir de onları fenalıklardan korursan muhakkak kıyamet gününde bağışlamışsındır. İşte bu, en büyük kurtuluştur.(3)
Yani Ey Rabbimiz, tövbe edip senin yoluna giren bu kulları ve onların atalarından, zevcelerinden ve çocuklarından dünyada iken ehli iman olup senin razı olacağın salih amelleri işleyenleri de onlarla beraber, taatine dönenlere vaad ettiğin Adn cennetlerine/içlerinde ebedi ikamet edilecek bağlara bahçelere girdir.(4)
Cennet ehlinin sevinç ve sürurlarının, neşe ve kıvançlarının tam ve mükemmel olması için melekler böyle duâ ederler. Böylece onlar birbirine komşu konaklarda bir araya gelmek suretiyle gözleri aydın olur, sevinirler. Nitekim Allah Teâlâ başka bir ayeti kerimede şöyle buyurur:
"İnanan, soyları da inançta kendilerine uyan kimselere soylarını da katarız. Onların işlediklerinden hiçbir şey eksiltmeyiz."(5) Yani gözleri aydın olsun diye hepsinin derecesini eşitleriz. Derecesi aşağı olanla müsavi olsun diye derecesi yüksek olanın derecesini alçaltamayız. Aksine katımızdan bir nimet ve lütuf olarak bir çok amellerini eşitleyerek amel bakımından eksik olanın derecesini yükseltiriz.(6)
"Onları her türlü kötülüklerden koru" ifadesinde bahsedilen kötülükler, dünyadaki batıl inançlar ve bozuk ameller de olabilir. O zaman mana: Sen dünyada kimi kötülüklerden; yanlış inanç ve bozuk amellerden kurtarırsan, muhakkak ki kıyamet günü onu rahmetine mazhar etmiş olursun. Bu ise büyük bir kurtuluştur. Çünkü dünyada yapıp beraberinde götürdükleri parça parça amellerin karşılığı olarak akılların idrakten aciz kalacağı mülkler elde edeceklerdir.(7)
b) Melekler İnsanlara Allah'tan Mağfiret Dileyerek Duâ Ederler:
"Gökler, neredeyse üstlerinden parçalanacaklar; melekler de Rablerini hamd ile tesbih ederler ve yerde olanlara mağfiret dilerler. Haberiniz olsun: gerçekten Allah, bağışlayan ve esirgeyen O'dur."(8)
Yani melekler, insanların Allah'a karşı yaptıkları ne büyük küstahlıktır. Oysa onlara bir sürü imkan bahşetmekle ihsan eden ve dolayısıyla sadece de hamd edilmeye layık olan O'dur. Allah insanların yapmakta oldukları bu küstahlıklar yüzünden her an azabını gönderebilir."
Cenabı Hak, Ahzab Suresi'nde mü'minlere hitaben, kendisini çokça zikretmelerini ve sabah akşam O'nu tesbih etmelerini emrettikten sonra:
"Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerine rahmetini gönderen O'dur. Melekleri de size istiğfâr eder. Allah mü'minlere karşı çok merhametlidir,"(9) buyurarak meleklerin özellikle mü'minlere istiğfâr ettiğini açıklamaktadır.
Arzı taşıyan meleklere "hamelei arş" denilip bunların sayılarının dört olduğu rivayet edilmiştir.(10) Kıyamet gününde ise bunların sayıları sekiz olacaktır.(11) Arşın korunma ve tedbirine memur olduklarından bu isim kendilerine mecazen verilmiştir. Arşın etrafındaki melekler ise arşı tavaf eden meleklerdir. Nitekim bunlarla ilgili olarak da:
"Melekleri görürsün ki, Rablerine hamd ile tesbih ederek Arş'ın etrafını kuşatmışlardır,"(12)
Yukarıda meallerini verdiğimiz ayetlerden de açıkça verdiğimiz ayetlerden de açıkça anlaşılacağı üzere Arş'ı taşıyan ve bir de Arş'ın çevresinde bulunup Rablerini hamd ile tesbih eden, O'na şükreden, kendileri için O'ndan başka ilah olmadığını ikrar eden melekler, iman edenler için istiğfâr etmekte; Rablerinden, kendileri gibi Allah'ın birliğini ikrar eden ve O'nun dışındaki ma'budlardan teberri eden mü'minleri bağışlamasını istemektedirler. Kullarından şirkten tövbe edip tevhide dönen ve Allah'ın girilmesi istediği yola giren, O'nun emrettiği metodu takip eden yani emir ve nehiylerine tabi olanların günahlarından vazgeçmesini O'ndan talep etmekte ve onları kıyamet günü ateş azabından korumasını istemektedirler.(13)
Allah'ın mağfireti, kulu, kendisine azap dokunmasından korumasıdır. İstiğfâr da bunu sözle ve fiille istemektir. Çünkü sadece sözle istiğfâr, yalancıların işidir.(14)
Meleklerin mü'minlere istiğfârından maksat, onlara şefaat etmeleri, onları tövbeye teşvik etmeleri ve onlara mağfireti gerektiren amelleri ilham etmeleridir. Burada meleklerin Adem oğullarının günahlarına müttali olduklarına bir işaret; cinsler farklı olsa da imanda ortaklığın nasihat ve şefkati gerekli kıldığına bir tembih vardır. Zira iman, en kavi ve en mükemmel bir bağdır.(15)
Saadetin kemali şu iki mühim hususa riayete bağlıdır: Allah'ın emrine ta'zim ve mahlûkatına karşı şefkat. Melekler de buna riayet ederek önce Allah'ı tazim etmişler sonra da O'nun mahlukatına şefkat babında onlara istiğfâr etmişlerdir.(16)
Melekler o kadar hassastırlar ki, belki insanlar tövbe edip, şirk koşmaktan vazgeçerler umuduyla, azap göndermemesi için Allah'a yalvarmaktadırlar.
2. MÜ'MİN KARDEŞİMİZE GIYABINDA DUÂ ETTİĞİMİZ ZAMAN MELEKLER DUÂ EDER
Mü'min kardeşimize gıyabında duâ ettiğimiz zaman yanımızdaki meleklerde aynıyla bize duâ ederler. Resûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem bu hususta şöyle buyurur: Ebüd'dDerda Radiyallahu Anh'dan rivayete göre şöyle demiştir. Resûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem Efendimiz’ den işittim. Buyurdu ki: "Müslüman bir kul, din kardeşi için gıyabında duâ ederse, Melek de: "Onun için istediğinin bir misli de senin için olsun." diye duâ eder.(17)
Aynı konuda yine Ebüd'Derda Radiyallahu'nun rivayet ettiği başka bir hadisi şerifte Peygamberimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem şöyle buyuruyor:
"Müslüman bir kişinin din kardeşi için gıyabında ettiği duâ kabul olunur. Onun başucunda me'mur bir melek vardır ki, o Müslüman, ne zaman bir din kardeşi için hayır duâ ederse o melek ona: Duân kabul olsun, istediğinin bir misli de senin için olsun, diye duâ eder."(18)
Hadis, müslüman kardeşine gıyabında yapılan duânın faziletini bizlere ifade etmektedir. Bu cevap, müslüman kadın ve erkek cemaatine gıyaben yapıldığında elde edilir. Kişi başkalarını gıyaben hayırla anmalı; gıybetlerini değil, güzel huylarını anarak, duâda bulunup, meleklerin kendi adına yapacakları duâyı kazanmalıdır.
Kişinin kendisi için ve kardeşi için duâ etmesi müstehaptır. Bu ihlasa daha uygundur. Seleften bazıları, kendileri için duâ edecekleri zaman, kardeşlerine duâ ederlermiş. Çünkü yanında bulunan melek o şahsın adına o zaman duâ edecektir. Kişinin gıyabındaki duâsı da kabule şayandır. Böylece duâsı onun hakkında kabul edilmiş, kendisine de aynen duâ edilmiş olmaktadır.(19)
3. ALLAH YOLUNDA MAL HARCAYAN KİŞİYE MELEKLER DUÂ EDER
Allah yolunda mal harcayan kişiye melekler duâ eder. Aksine elini sıkı tutup sadaka vb. şeyleri vermeyene de bedduâ eder. Peygamberimiz Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem şöyle buyurur:
"İstisnasız her gün iki melek iner. Birisi:
Ya Rabbi! Senin yoluna mal harcayana, harcadığının yerine mal ver (eksilttiğini doldur)" diye duâ eder. Diğeri:
Ya Rabbi! Elini sıkı tutup mal harcamayanın malına telef ver" diye duâ eder.(20)
4. ABDESTLİ OLARAK NAMAZ VAKTİNİ BEKLEYENE MELEKLER DUÂ EDER
a) Abdestli Olarak Camide Namaz Vaktinin Girmesini ve Namaz Kılmayı Bekleyene Melekler Duâ Eder:
Ebu Hureyre Radiyallahu Anh'den ittifakla nakledilen hadisi şerifte Resûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur:
"Kişinin cemaatle (camide) kıldığı namazı, evde veya çarşıda kıldığı namazından, yirmi bu kadar derece üstündür. Zira bir kimse güzelce abdest alır, sırf namaz kılmak maksadıyla camiye gelirse, camiye girinceye kadar attığı her adımla onun derecesi yükselir ve günahı bağışlanır. Camiye girince de namaz için oturduğu müddetçe namazda gibi olur. Namaz kıldığı yerde kaldıkça kimseye eziyet etmediği ve abdesti bozmadığı takdirde (veyahut da dünyaya ait konuşmadığı) takdirde, melekler ona şöyle duâ ederler:
"Allahım! Sen buna rahmet et; Allahım! Onu yarlığa; Allahım! Tövbesini kabul et" derler.(21)
Hadiste geçen (çarşı), insanların ticaret mallarını oraya sevk etmelerinden veya insanların orada dizleri, ayakları üzerine durmalarından dolayı bu ismi almıştır.
Çarşıda veya evde tek başına kılınan namazdan, camide cemaatle kılınan namaz daha faziletlidir.
Evde kılınan namaz da çarşıda kılınan namazdan faziletlidir. Zira çarşı, Pazar, şeytanın daha etkili olduğu yerlerdir. Evde ve çarşıda cemaatle kılınan namaz da, tek başına kılınan namazdan daha faziletlidir.
Hadis, namazın diğer amellerden daha faziletli olduğuna delalet etmektedir. Nitekim meleklerin namaz kılanlara duâ etmesi bu durumu ifade etmektedir. Ayrıca salih kişilerin meleklerden üstünlüğüne işaret vardır. Zira salih insanlar ibadetleriyle meşgul olup derecelerini yükseltirler. Melekleri ise onlara istiğfâr ve duâ ederler. Huşuyu gidermesi ve kalbi alıkoyması gibi nedenlerle sokakta, çarşıda namaz kılmak, hoş olmamakla beraber caizdir.
Bir kimse abdest alıp, namazını dosdoğru kılar ve mescitte bir kimseye eza vermezse meleklerin duâsına mazhar olur. Çünkü meleklerin bir görevi de mü'minlere duâ etmektir. Nitekim Cenabı Allah: "Arşı taşıyanlar ve onun çevresinde bulunanlar, Rablerini överek tesbih ederler. O' na inanırlar ve mü'minler için (şöyle) mağfiret dilerler."(22)
b) Abdestli Olarak Namaz Kılmayı Bekleyene Melekler Duâ Eder
Ebu Hureyre Radiyallahu Anh'den Resûlüllah'ın şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Biriniz, abdestini bozmadan namaz kıldığı yerde oturmaya devam ettiği müddetçe melekler; "Allahım! Onu affeyle! Allahım! Ona rahmet eyle! Diye duâ ederler.(23)
Hadis, namaz kılınan yerde namazdan sonra bir beklemenin güzel olduğunu anlatmaktadır. Yasak kılınmış lakırdılara dalmadan oturulması, meleklerin duâsını celbeder. Kullarının ibadetlerine melekleri seyrettirip, duâ etmelerini sağlaması Allah'ın Celle Celaluhu bir lütfudur.
Hadis, camilerde namaz vaktini beklemek için oturmanın fazileti hakkında varid olmuştur. Bir ibadet için beklemek de sevap açısından ibadet gibi telakki edilmiştir. Namaz bekleyen müslüman, camide otururken bile namaz ibadeti içindeymiş gibi sevap yazılır.(24)
5. CAMİDE İLK SAFTA DURAN KİŞİYE MELEKLER DUÂ EDER
Camide ilk safta duran kişiye melekler duâ ederler. Camide birinci safta durmanın fazileti konusunda pek çok hadisi şerif varid olmuştur.
Bunlardan bir tanesi meleklerin birinci safta namaz kılana duâ etmesiyle ilgilidir:
Bera' b. Azib Radıyallahu Anh'dan:
Resûlüllah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz, safların arasına girer, bir taraftan diğer tarafa kadar dolaşır, omuzlarımıza ve göğüslerimize elini dokundurarak ileri ve geri çıkanları düzeltir ve:
"Safta ileri geri durup ihtilaf etmeyiniz, yoksa kalpleriniz de başka başka olur" ve: "Şüphesiz ki, Allah ilk safta namaz kılanlara rahmet ve melekler de duâ ederler." buyurdu.(25)
6. SAFLARIN SAĞ TARAFINDA DURAN KİŞİYE MELEKLER DUÂ EDER
Hz. Aişe Radiyallahu Anha'nın naklettiği hadisi şerifte Resûlüllah Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu.
"Muhakkak, Allah ve melekleri safların sağ kollarındakilere rahmet ve duâ ederler." buyurdu.(26)
7. ORUÇLU OLAN KİŞİNİN YANINDA BAŞKALARI YİYİP İÇTİKLERİ ZAMAN, O ORUÇLU KİŞİYE MELEKLER DUÂ EDER
Oruçlu olan kişinin yanında yememek, içmemek adaptandır ve nezaket kuralıdır. Buna gayri müslimlerin bile riayet ettiklerini müşahede etmekteyiz. Onun için dine saygılı yerlerde Ramazan ayında lokanta ve çay ocakları bile kapanır. İftara yakın zamanlarda iftar edecek olanlar için açılır. İster Ramazan ayında oruç tutmaması caiz olan kimselerce olsun, ister sair zamanlarda oruç tutmayanlar olsun, oruçlu kimsenin yanında yiyip içtikleri, oruçlunun da orucunu bozmaksızın sabrettiği oranda hazırdaki melekler ona duâ ederler. Şu rivayete bakalım:
Medineli Ümmü Umare R.adıyallahu Anha'dan:
Bir gün Resülü Ekrem Efendimiz evime geldi. Ben Hz. Peygamber'e yemek çıkardım. Resülü Ekrem: Sen de ye, diye teklif etmesi üzerine: Ya Resûlüllah! Ben oruçluyum, dedim. Bunun üzerine Peygamber Aleyhisselam:
"Bir oruçlu kimsenin yanında yemek yenildiğinde onlar yemekten kalkıncaya kadar veya karınlarını doyuruncaya kadar melekler de o oruçluya duâ ederler." buyurdu.(27)
Hadiste, misafire ikram etmenin, meleklerin duâsına vesile olacak bir amel olduğuna işaret edilmektedir.
Aç bir kimseyi doyuran kimseye, melekler, misafir yedikçe de duâ ederler. Allah'tan onun için af ve mağfiret dilerler. (Devam Edecek)
DIPNOTLAR
1. Orhan ÇEKER, "Melekleri Kendimi- ze Nasıl Duâ Ettirebiliriz?" İslam Dergisi, Kasım, 1995, s.82-83.
2. Ömer ÇELİK, "Melekler Bizler İçin İstiğfâr Ediyor", Altınoluk Dergisi, Temmuz, 1998, Sayı: 149, s. 23-25.
3. Mü'min, 7-9.
4. Et-Taberi. Tefsir, XXIV, 30.
5. Tur, 52/21b
6. İbn Kesir, Tefsiru'l-Kur'ani'l-Azim, VII, 121, İstanbul, 1984.
7. Ömer ÇELİK, "Melekler Bizler İçin İstiğfâr Ediyor", Altınoluk Dergisi Temmuz Sayısı, Sayı:149, Temmuz, s.23-25.
8. Şura, 42/5.
9. Ahzab, 33/43.
10. Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 256.
11. Hakka, 69/17.
12. Zümer, 39/75.
13. Et-Taberi, Tefsir, XXIV, 29,30.
14. Er-Rağıb, el-Müfredat, s.362, Beyrut, ts.
15. Bursevi, İsmail Hakkı, Ruhu'l-Beyan, VIII, 157, İstanbul, 1389.
16. Er-Razi, Fahreddin, Mefatihu'l-Gayb, XXVII, 33, Tahran, ts.
17. R.Salihin, H.No:1523.
18. R.Salihin, H.No:1524.
19. İmam Nevevi, Riyazü's-Salihin Terce- me ve Şerhi, Tercüme: İhsan Özkes, Esra Yy. Konya, 1996, c.5, s.214.
20. Buhari, Zekat, 27; Müslim, Zekat, 57.
21. R. Salihin, H.No: 10.
22. Bak. Mü'min, /9; İmam Nevevi, a.g.e., c.1., s.78-79
23. R. Salihin, H.No: 1066.
24. İmam Nevevi, a.g.e., c.4.,s.299-300.
25. R. Salihin, H.No:1094.
26. R.Salihin, H.No: 1098; Hadisi, Ebu Davud, Müslim'in şartlarına uygun bir senetle rivayet etmiştir.