Kusur Araştırmak

hasret

New member
Ayıp, Ayıp Araştırmak ve Ayıp Örtmek



Ayıp, kusur, noksan, eksiklik, leke, fena, uygunsuz, utandıracak veya utanmaya sebep olacak haldir.
İnsanlar, yuvalarında, özel hayatlarından ve kendilerinden emin olarak yaşamalıdırlar. İslamiyette, suçluyu bulmada bile olsa, insanların ayıplarını aramaya ruhsat verilmemiştir. Kimsenin görmediği yerde işlenen suçtan, ayıptan, zan ve tahminlere dayanarak ceza verilemez. Sadece suçlu işlediği suçu açığa vurduğu zaman yakalanır.

Cenab-ı Hak buyuruyor:
"Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerinizi arkasından çekiştirmesin. Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyicidir. " (Hucurat Suresi 12)

Bu ayeti kerimde, insanların noksanlarının araştırılması, hatalarından bahsedilmesi, gizliden gizliye özel hayatlarındaki sırlara vakıf olmaya çalışılması yasaklanmıştır. Çünkü zan, ihtimal üzere bir hüküm olduğundan bir kısmı hakka hiç isabet etmez, etmeyince de başkasının hakkına ait hususta o şekilde aleyhine hüküm bühtan ve iftirâ ve bundan dolayı bir vebal olur. Özellikle zannın kaynağı yalnız nefsi işler olduğu zaman hata daha büyük olur. Zannın bazısı günah ve vebal olunca da böyle bir vebal ve zarara düşmemek için tedbirli davranmak ve hangi çeşit zandan olduğunu düşünebilmek üzere onun bir çoğundan sakınmak gerekir.

Yasaklanan çirkinliklerden bir çoğu da böyle zanlardan ortaya çıkar. Gerçi zannın hepsi günah ve vebal değildir. Allah'a ve müminlere güzel zan gibi vacip olan zan da vardır. Nitekim Nur Sûresi'nde: "Erkek ve kadın müminlerin bu iftirayı işittiklerinde kendi vicdanları ile iyi zanda bulunup da..." (Nur, 12) buyurulmuş ve Kudsi Hadis'te "Ben kulumun bana zannı yanındayımdır." diye rivayet olunmuştur.

Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurmuştur ki: "Allah Teâlâ müslümandan kanını ve ırzını ve kendisine kötü zanda bulunulmasını haram kılmıştır."
Bilinmeyen bir adama iyi zan vacip olmasa bile kötü zan da caiz olmaz. Fakat fısk ve fücur ile tanınan kimselere kötü zan haram olmaz. Bununla beraber: Tecessüs de etmeyin, yani müminlerin eksikliklerini bulacağız, açık delil ve işaretler elde ederek zan ve yakîn meydana getireceğiz diye casus gibi inceden inceye yoklayıp araştırmayıp açık olanı tutmak, Allah'ın örttüğünü örtmek gerekir.

İslam'a göre, insanın kendi evinde yaptığının, evinin içinde kalması, dışarı aksetmemesi, toplum arasında yayılmamsı gerekir. Bu sebeple izinsiz bir kimsenin evine girilmesi bile yasaklanmıştır.

Peygamberimiz buyuruyor:
"Ey diliyle müslüman olup kalbiyle işlememiş olanlar gürûhu!Müslümanları üzmeyin, onları ayıplamayın ve onların kusurlarını araştırmayın. Şu bir gerçektir ki; her kim müslüman kardeşinin ayıbını araştırısa Allah da onun ayıbını meydana çıkarır ve Allah her kimin ayıbını meydana koyarsa, evinin içinde bile olsa onu kepaze eder." (Tirmizi)

"Müslüman kardeşinin ayıplarını örten, bir ölüyü diriltmiş gibidir" (Buhari)

"Bir adam bir gece fenelığı yapıp da Cenab-ı Hak onu örtmüş iken: 'Ey filanca ben dün gece şöyle böyle yaptım demesi, suçunu ilan ve teşhirdir. Halbuki o, geceyi Allah'ın örtüsüne mazhar olarak geçirmişti. Allah'ın örttüğü bu suçu sabahleyin teşhir etmiş, açıklamış bulunuyor" (Riyazü's salihin)

Ayıp ve kusur işleyen bazı kişilerin zararını ortaya koymakla, kişi utandırılarak toplum içinde mahcup düşürülmenin yanısıra, neticede o kişi, "zaten toplum beni biliyor" diyerek açıktan o ana kadar gizli işlediklerini yapmaya başlar, zamanla bunlar normal hale gelir böylece o ayıp iş meşrulaşmış olur. Bu sebeplerden dolayı, kişilerin ayıp ve kusurlarını bulmak yerine, tatlı dille nasihat etmek, çeşitli vesilerle bu ayıbı işleyip, günaha girmeside daha faydalı olur. Ancak, şahısları aşıp başkalarına ve topluma zararı dokunacak şekilde açığa çıkan ve insanlara zulüm getiren ayıplar, günahlar böyler değildir.

Kaynak:
1) Şamil İslam Ansiklopedisi
2) Elmalılı Hamdi Yazır, Hak dini Kur'an Dili
 
Kusur Araştırmak

Muhterem Mü’minler!
Dinimiz, insanların kusurlarını ve gizli hallerini araştırmayı yasaklamıştır. Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir kimse başkalarının kusurlarını ve özel hayatlarını araştırmaz. Mü’mine yakışan davranış; başkalarının kusur ve hatalarını araştırmak yerine kendi eksikliklerini gidermeye çalışmaktır. Peygamber Efendimiz bizi uyararak buyuruyor ki; “Müslümanların eksiklerini ve ayıplarını araştırmayın; her kim Müslümanların eksiklerini ve ayıplarını araştırırsa Yüce Allah da onun ayıbını izler ve evinin içinde de olsa onu rezil ve rüsvay eder.(1)

Konu ile ilgili bir başka hadis de şöyledir: “Müslümanların ayıplarını ve gizli hallerini araştırırsan onları bozmuş yahut bozulmakla yüz yüze bırakmış olursun(2)

Gizli olarak işlenen kusurların araştırılıp ortaya dökülmesi bu günahların bilinmesine, açıkça işlenmesine ve yaygınlaşmasına sebep olur. Bu durumda hata ve kusurları araştıran kimse işlenen günahlara da ortak olur. Bu itibarla Müslüman, kendi kusur ve eksikliklerini görmeye çalışmalı, başkalarının kusur ve ayıplarını araştırmakla meşgul olmamalıdır. Çünkü kusursuz ve hatasız insan yoktur.
Kusurları araştırıp ortaya döken kimse onların yayılmasını arzu eden kimse konumuna gelmiş olur. Hâlbuki Yüce Allah, “Müminler arasında kötü söz ve davranışların yayılmasını seven kimseler için dünyada da ahirette de elem dolu bir azap vardır. Allah bilir, siz bilemezsiniz”(3) buyurmaktadır.

Değerli Mü’minler!
Müslüman kesin bilgi sahibi olmadığı konularda sırf zanna dayanarak hüküm vermemeli, eğer zannın konusu bir kusur ise üstüne giderek ardını araştırmamalıdır. Çünkü böyle bir davranış Mü’mine yakışmaz. Yüce Rabbimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının, çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve gizli hallerini araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın. Her hangi biriniz, ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz değil mi? Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul eden ve çok merhametli olandır”(4)

Aziz Mü’minler!
Ümmetinin meşakkate düşmesini arzu etmeyen, kötü zan bataklıklarında perişan olmalarına gönlü razı olmayan ve merhamet ufkunun en yüce temsilcisi olan Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) bu konuda bizleri uyarmakta ve şöyle buyurmaktadır: Zandan sakının, zira zan, haberlerin en yalan olanıdır. Birbirinizin kusurunu öğrenmeye çalışmayın, birbirinizin gizli hallerini araştırmayın, birbiriniz ile benlik yarışına kalkışmayın, birbirinize haset etmeyin, birbirinize buğz etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun(5)

Ancak gizli işlenen kusurlar fert ve topluma zarar verecek nitelikte ise, bu tür gizli haller araştırılabilir.

Muhterem Mü’minler!
İmanımızda sebat edelim, Allah ve Peygamberine itaat edelim, her türlü haram ve günahtan sakınalım, insan haklarına saygılı olalım. Toplumda iyiliklerin ve güzel davranışların çoğalmasına, kötülüklerin, günahların ve çirkin huyların azalmasına ve yok olmasına çalışalım. Bu dini ve milli bir görevimizdir. Ancak bu görevi yaparken çok dikkatli olalım, özellikle kişilerin mesken masuniyetine, özel hayatlarına müdahale sayılabilecek bir davranışta bulunmayalım, kimsenin gizli kusurlarını araştırıp ortaya dökmeyelim.


(1) Tirmizi, Birr, 83
(2) Ebu Davud, Edeb, 44
(3) Nur Suresi, 24/19
(4)Hucurât Suresi, 49/12
(5) Müslim, VIII, 10
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks