Dar-ı İslam'da olsaydın ellerin bilekten kesilirdi. Ama Şeriat ile yürütülen ülkede yaşamadığınız için yaptıklarınızdan dolayı Allah'tan af dileyin. Cezanıza gelince; Terazilerin kurulduğu güne kadar bekleyin. Allah kimseye zerre kadar haksızlık yapmaz merak etmeyin.
- İslam'a Nasıl Bakmalı
- Bayramınız Kutlu Olsun
- Zümer Süresi̇ 2-3 Ve Mümi̇n Suresi̇ 14. Ayetleri̇, Hala Hayatına Geçi̇rmeyenlere, Allah’ın Uyarısı.
- Başkalarının Kulu, Kölesi̇ Olmak İstemeyen, Yalnız Allah’ın İpi̇ne Sarılır.
- Mai̇de Suresi̇ 44. Ayete Kulak Vermeyenler, Şeytanlaşmış İnsanların Tuzağına Düşmekten Kurtulamazlar.
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
Kur'an mealleri neden farklı farklı?
- Konbuyu başlatan gizem
- Başlangıç tarihi
Dar-ı İslam'da olsaydın ellerin bilekten kesilirdi. Ama Şeriat ile yürütülen ülkede yaşamadığınız için yaptıklarınızdan dolayı Allah'tan af dileyin. Cezanıza gelince; Terazilerin kurulduğu güne kadar bekleyin. Allah kimseye zerre kadar haksızlık yapmaz merak etmeyin.
Yolda bulduğunuz yüklü para, hırsızlık malı gibi değildir ama Size helâl de olmamıştır.
Dar-ı İslam olsaydı, şeriatle yönetilen bir ülke olsaydı benim ellerim bileklerimden kesilecekti ve bunu da hiç kimseden saklayamayacaktım. Hiç tanımadığım insanlar bile görse anlayacaklar benim hırsızlık yaptığımı. Daha sonrasında hiç kimse bana güvenmeyecek. Herkes bana acıyarak bakacak. Herkes beni dışlayacak, kimse beni sevmeyecek ve ben bileklerimin kesildiği andaki yaşadığım travmayı hiç bir zaman unutamayacağım. Ellerime her baktığım da yaptığım hata aklıma gelecek. Daha sonradan pişman olsam ve affedilsem bile o ellerim geri gelmeyecek. Memur olamayacağım, öğretmenlik yapamayacağım. Yapmış olduğum hatayı hiç bir zaman telafi edemeyecektim, eğer şeriatle yönetiliyor olsa idik. Hayattan nefret edecektim. Hayata küsecektim. Belki de daha kötüsünü yapıp bir suç makinesi olacaktım. Kim bilir? İran'da doğmadığım için çok şansılıyım sanırım. Atatürk'ün kurduğu cumhuriyette yaşamaktan çok mutluyum.
öyle baklava, lolipop çalınca hemen el kesilmiyor, Atatürk'ün kurduğu küfür Cumhuriyetin faziletlerini öğreneceğine git araştır. Bu sözlerinde Dar-ı İslam'da olsaydın elin değil başka yerlerin de giderdi : ))
gizem bırakın edebiyatı itiraz ettiğiniz husu nedir, ayet açık ve net değil mi?
"Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'dan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah daima üstündür, hikmet sahibidir"
ne yapacağız şimdi, haşa Allah'ı mı yalanlayacağız? gizem toplumda deprosyana girer kaygısıyla ayeti görmezden mi geleceğiz, hangisi ?
"Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık Allah'dan bir ceza olarak ellerini kesin. Allah daima üstündür, hikmet sahibidir"
ne yapacağız şimdi, haşa Allah'ı mı yalanlayacağız? gizem toplumda deprosyana girer kaygısıyla ayeti görmezden mi geleceğiz, hangisi ?
Yaptığınız hırsızlıkların ne zaman, hangi şartlarda, neyi ve nasıl olduğunun detaylarını bilmeden hemen ellerinizin bileklerinden kesileceği hükmüne varamazsınız/varmayın.
İslam şeriatında elin kesilmesini gerektiren hırsızlıklar, malı çalınan kişiye de, bir hayat boyu, eli hırsızlık nedeni ile kesilen insanın yaşayacağı toplumsal sıkıntılardan daha fazlasını yaşatabilir, unutmayalım. Hırsızın eli kesildiğinde bundan sadece kendisi etkilenecek ama malı çalınanın belki tüm nesebi bu sıkıntıyı yaşayacaktır. Günümüz de hırsızlığın çok ciddi toplumsal bir yara olduğunu unutmayalım. İnsani hiç bir cezanın hırsızları ıslah etmediğini, aksine hırsızlık zenaatlerini terakki ettirdiğini unutmayalım. Ayrıca Sizi hırsız varsayarsak (bunu sadece varsayım olarak yazıyorum), Siz, daha önce hırsızlık nedeni ile eli kesilmiş birini/birilerini görseydiniz muhtemelen bu büyük cezanın korkusu ile hırsızlığa tevessül etmeyecektiniz. Bu günkü varlığınızı birilerinin çaldığı empatisi yapınız ve bu hırsızlık nedeni ile ailenizin ciddi mağduriyetler yaşadığını düşünün, çoluk cocuğunuzun bir tek meyveye heves ile baktığını ama ona ulaşamadığını düşünün, düşünün, düşünün, düşünün.., Siz sadece kendi cephenizden bakmayın...
Her hangi bir zorunluluk olmadığı halde diliyle insanı küfre götürecek bir söz söyleyen, inanılması gereken şeyleri küçümseyen onlarla alay eden yahut imanla bağdaşmayan işleri yapanlar kâfir olur. Küfür düzeni o düzen içinde yaşayan insanları bu söz ve davranışlara zorlayan düzendir. Bu manada Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet düzeninin küfür düzeni olup olmadı münazara konusudur, yekden cevap vermek hatalı olabilir. Burada şuna dikkat çekmek isterim ki, eğer ortada bir küfür düzeni varsa bu sadece Atatürk'le alakalı değildir. Atatürk bu ülkeyi ne tek başına kurdu, ne tek başına yönetti ve nede hala yönetmektedir. Atatürk'e isnat edilen küfür düzeni aynı tempo ile devam etmekle beraber hayli de fazla rey almakta ve reyleri çoğalmaktadır. Demek ki sadece yönetenler değil, yöneticileri tayin edenleri de görmek lazım.
Hırsızlık hakkında ben öyle düşünmüyorum. Birinin eli kesildiğinde bir daha kimsenin hırsızlık yapmayacağını düşünmüyorum. Hırsızlık yapacak olan yine hırsızlık yapacaktır. Birinin eli kesildiğinde hırsızlık bitseydi zaten çoktan biterdi. Hata insana mahsustur. Hata yapabilir. Bu hırsızlık da olabilir. Bu telafisi olmayan bir hata değildir. Hırsızlık yapıp daha sonradan yaptığı hatanın farkına varıp çok iyi konumda olan insanlar vardır. Bu insanlara güvenilip malları emanet bile edilebiliyor.
Ayrıca insan niye hırsızlık yapar? Hastalık tipinde hırsızlıklar da vardır. Ama yüzde doksan dokuzu yokluktan, kıtlıktan, çaresizlikten hırsızlık yapar. Zenginler kolay kolay hırsızlık yapmazlar, eğer bir hastalıkları yoksa. Yapsalar bile bu bir şekilde örtbas edilir. Zenginlere bir şey olmaz yani. Olan fakirlere olur, garibe olur.Zengin malı çalınmasın diye ayrıca önlem de alır, güvenlik için de dünya para harcar. Fakir de son çare gider fakirin malını çalar. Açlık öyle bir dürtüdür ki; aç insanın dini imanı olmaz. Açlık ve üreme dürtüsü çoğu suç saydığımız şeyin işlenmesinde başı çekerler. Bu dürtüler doyurulmadığı sürece insanlar suç makinesi olacaklardır. Hiç bir ceza bunu durduramaz. Cezalar sadece üstünü örter.
Ağır cezaların olması suçun daha da profesyonel işlenmesine sebep olur. Faili meçhuller artar. Olaya biraz da psikolojik olarak bakmak lazım sanırım. İşlenen suçun cezasından çok, suçun nedenini düşünmek lazım sanırım. Nedenler ortadan kalkmadıkça aynı suç işlenmeye devam edecektir.
Ayrıca insan niye hırsızlık yapar? Hastalık tipinde hırsızlıklar da vardır. Ama yüzde doksan dokuzu yokluktan, kıtlıktan, çaresizlikten hırsızlık yapar. Zenginler kolay kolay hırsızlık yapmazlar, eğer bir hastalıkları yoksa. Yapsalar bile bu bir şekilde örtbas edilir. Zenginlere bir şey olmaz yani. Olan fakirlere olur, garibe olur.Zengin malı çalınmasın diye ayrıca önlem de alır, güvenlik için de dünya para harcar. Fakir de son çare gider fakirin malını çalar. Açlık öyle bir dürtüdür ki; aç insanın dini imanı olmaz. Açlık ve üreme dürtüsü çoğu suç saydığımız şeyin işlenmesinde başı çekerler. Bu dürtüler doyurulmadığı sürece insanlar suç makinesi olacaklardır. Hiç bir ceza bunu durduramaz. Cezalar sadece üstünü örter.
Ağır cezaların olması suçun daha da profesyonel işlenmesine sebep olur. Faili meçhuller artar. Olaya biraz da psikolojik olarak bakmak lazım sanırım. İşlenen suçun cezasından çok, suçun nedenini düşünmek lazım sanırım. Nedenler ortadan kalkmadıkça aynı suç işlenmeye devam edecektir.
Demek ki millet de memnun ve mutlu bu şekilde yönetilmekten ve bu şekilde yaşamaktan.
Bu konuda herkesin farklı düşünce ve kanaatleri olabilir. Hangisinin hakikat olduğunu bulmak için çok derin ve uzun araştırmalar yapmak lazımdır. Ama şu bir hakikattir ki, insanı yaratan Rabb, yarattığını en iyi bilen ve yarattığının durumuna göre hüküm koyandır.
ne diyon bekir?
Cumhuriyet ve bilumum beşeri ideolojilerin hangisi münazara konusuymuş? lafı eveleyip gevelemeyin. Atatürk kafirin önde gidenidir kurduğu Cumhuriyet ise Allah'ın şeriatına aykırıdır. Lafa takla attırıp süslü süslü cümleler kurmanın anlamı yok.
Ayrıca neyi tartışıyorsunuz? Hırsızın cezası konusunda Allah'ın ayeti ve Rasulün sünneti/uygulaması açık değil mi? Bundan sonrasını tartışmanın ne anlamı var. İslam subjektif bir din değildir, sana göre bana göresi olmaz.
Müslüman; çok açık ve net yazıyorum, anlamadığınıza cevap verebilirim, teati ederiz.
Atatürk'ün kafir olup olmadığını bilemezsin, müslüman olarak tekfir etmen son derece yakışıksız ve yanlıştır. Seni bu konuda ayrıca Forum Kuralları çerçevesinde de uyarıyorum.
Ve Atatürk'ün Cumhuriyeti... Şeriate tabii ki uymamaktadır ama dikkatinizi çekerim, bu günün pek müslüman toplumu şeriate muhalif kanunları ve yapıcılarını % 50 nin üzerinde bir oy ile desteklemektedir ve üstelik desteklemeyen % 50 ye yakın oy sahibinin ise derdi davası şeriat değildir. Öyle ise Atatürk düşmanlığı yapmaya gerek yok. Tıpkı Atatürk gibi yapanlar bu gün hâlâ ve yine Cumhuriyet yönetmekte ve kanun yapmakta, buyurun, Atatürk'ü tekfir heyecanınız imanınızdan ise aynı heyecanı Ankara da meclise de gidip gösterin ki, burada ki sözleriniz itibar arzetsin.
Ve bu laflarda hiç takla yoktur, bilesiniz.
Atatürk'ün kafir olduğunu adım gibi biliyorum. Bütün uygulamaları ortadır, görene tabi bunlar köre ne ?
Oy vermek küfürdür, bu genel bir hükümdür. Derdi ve davası şeriat olmayıp oy verenler de küfre girmişlerdir. Bana kimse hariçten gazel okumasın İslam'ın Tevhid akidesi ile yeni tanışmış birisi değilim. Heyecanlı da değilim gayet sakinim. Selefi değilim, tekfirci değilim hele hele harici hiç değilim. Ne zaman tekfir söz konusu olunca hemen bu ithamlar havada uçuşmaya başlıyor.
Allah hükmünde kimseyi ortak etmez. Bugün gökyüzünü Allah'a yeryüzünde ise Allah'ın egemenlik hakkını gasp edip kanun çıkarıp kula kulluğa çağıranlar kim olursa olsun kafirdirler. Bu konunun tekfir ile uzaktan yakından alakası yoktur. Konu Müslümanların gündeminden çıkartılan hakimiyet meselesidir. Konu kimin hakim olacağı meselesidir.