arif altunbaş
kulluk bilinci
Kul olarak benim savasim iki cephelidir. Birincisi kendi nefsimle olan savastir. Bir ömür nefsimle savasmakla görevliyim. Nefsimde kaybettigim savasi disarda kazanamayacagimi bilirim. Onun için önce, kendi içimdeki savasi kazanmak için elimden ne geliyorsa yapmak zorundayim. Bu savas savaslarin en önemlisi ve en zorlusudur. Bunu hiç unutmamaliyim.
Ikinci savas ise; bir kul olarak benden ona, sana, onlara... yönelik kulluk sorumlulugunun içine giren herseydir. Yani; benim savasim tarihi ilk insani Hz. Adem'le baslayan peygamberler silsilesi ile devam eden ve zamanimiza kadar süren, kiyamete kadar sürecek olan bir vahy medeniyetinin savasidir.
Gelmis geçmis tüm medeniyetler, kültürler benim medeniyet ve kültürümün yaninda türedi kültür ve medeniyetler olmaktan öte hiç bir mana ifade etmez. Etmeyecektir de...
Bu medeniyetciklerin hikmetlerini yitik bir nalmis gibi aliyor, kendi medeniyetimin insasinda bir malzeme olarak kullaniyorum. Onlari kendileri için ideal ve tapinma unsuru olarak gören atgözlüklü zavallilarin konumuna asla düsmüyorum. Çünkü; benim kullugum vahy medeniyetinin savasçisi olmami
gerektiyor.
Vahy medeniyetinin temelleri Hz. Adem'le atilmis peygamberler zinciriyle örülmüs, Hz. Muhammed (SAV)'le tamamlanmistir. Tüm medeniyetlerin kaynagidir o. Türedi Eski Misir, Yunan, Hint, Çin vs. medeniyetleri gibi insani putlastirmaz, insani insana köle etmez, insani esyaya, maddeye ve tagutlara kul etmez benim medeniyetim. Allah'a kul olmam; tüm tagutlara, zorbalara, firavunlara ve çagdas temsilcilerine kiyam etmemi gerektirir. Savasim; damarlarindaki asil kandan bahseden aseletsizlerin, damarlarinda dolasan lagim sularini medeniyet ve kültürünün süzgecinden geçirip damitarak tüm insanliga ve dogaya faydali kilmaktir.
Kul olarak benim savasim; insani, esyaya, makinaya teknolojiye esir eden, insani insanlik duygularindan uzaklastirip egoist, sadist bir varlik haline getiren kökü eski Yunan ve Roma'ya dayanan bati medeniyetine karsi bir baskaldiridir.
Fakiri; zengine, mazlumu; zalime, güçsüzü; güçlüye ezdiren beseri sistemlere karsi benim savasim insana insanlik kimligini ve onuru kazandirma mücadelesidir.
Benim medeniyetim bir irkin, kabilenin, milletin, blokun, mezhebin, grubun, rengin medeniyeti degil, beyaziyla, siyahiyla, kiziliyla, sarisiyla, tüm insanligi bagrina basan bir inanç ve hosgörü medeniyetidir.
Kulluk mücadelemiz sadece benim gibi inanan, düsünen insanlar için degil, medeniyetime karsi tavir almis, cephe olusturmus, konum belirlemis, bizi biz olarak taniyamamis, düsmanca tavirlar içine girmis diger insanlarin kurtulusu içindir de.
Benim savasim; öldürmek için degil; diriltmek için,uyutmak için degil; uyandirmak için, esaret için degil; özgürlük için, zulüm için degil kurtulus için savas için degil, baris içindir.
Inaniyorum ki insan; bu barisin tadini kulluk savasini en mükemmel olarak yerine getirdigi zaman tadabilir.
Ben, insanlara zulmetmeyi varlik sebebi olarak gören, söhret hastasi, put bezirgani, faiz ve tefeciligin tasaronu, din, tarih ve medeniyetimin, kültürümün düsmani bir ülkünün degil, insanliga hizmet etmek için var olan, varligini da buna borçlu olana bir vahy medeniyetinin eriyim. Bu rütbe; benim için sandan, söhretten maldan, mülkten, makam ve mevkiden daha üstündür.
Kul olmam; er olmami, er kalmami, er olarak mücadelemi her ne pahasina olursa olsun sürdürmemi gerektiriyor.
Bu soylu savas sirasinda önüme dikilen tüm belalara, müsibetlere, engellemelere, tuzaklara, zorluk ve sIkIntIlara, baski ve tehditlere ragmen kulluk bilincim bir daha yenilenmektedir. Inancim bir daha bilenmektedir.
Imanim, azmim, gayretim, öfkem bir daha artmaktadir. Savasim ve kullugum bir daha önem kazanmaktadir.
Elime kalemi alinca; iste bu yüzden kendimi yalin kiliç bir savasçi gibi bir savas alaninda hissediyorum. Kalemim; iki tarafi keskin bir kiliç gibi... Hz. Ali'nin elindeki Zülfikar gibi... Havalarda her kavis çizisim bir mustu simsegi çaktirmak, her darbem, bir uyanis, kendine gelis ve kimligine dönüs safagini söktürmek içindir. Vahyin cephesinden inkarin üstüne üstüne gidisim tagutun saldirilarini nötürlestirip, tesirsiz hale getiriyor içimde ve disimda.
Benim savasim; tankla, topla, kitalararasi füzelerle, ölüm kusan uçaklarla verilen bir karanlik savas olmaktan öte ve ileri inançla, imanla, kalemle, kelamla, verilen aydinlik bir vahy savasidir.
Vahyin yörüngesinden çikan insanligin, yaradilis amacinin dogrultusunda, peygamber izine çekme savasidir. Insana, insanlik onurunu ve kimligini kazandirma savasi, kul olma savasi. Kulun kulluk bilincine erisip, kulluk savasi ona animsatma savasi. Insanin Rabbine karsi kul, kula ise kul olmamanin savasi.
Kulluk bilincim, politika bezirganlarina, demokrasi demogoglarina, putperest, inkarci tüm odaklara karsi erdemli, inançli bir mücadeleyi tüm olumsuz sartlara ragmen de olsa, sabirla sürdürmemi gerektiriyor. Beni kullugundan, kulluk bilincimden alikoyacak tüm engeller ve unsurlar benim savas alanima girer.
Kul olarak mütevazi olmaliyim. Hayatimin her alaninda ve yönünde mütevaziligi hedef edinmeliyim. Mütevaziligim hiç bir zaman ve makanda kölelik kölecilik taviz ve tavizcilikle es anlamli tutulamaz. Her türlü kölelige ve kölecilige, taviz ve tavizcilige karsi mücadele etmek varolus felsefemin ilkelerinden biridir.
Bir Müslüman olarak ben, kul olmakla, kulluk savasimi sürdürmekle emrolunmusum. Bu savasimi sürdürdügüm sürece iyi bir kulum. Kul oldukça bu savasi sürdürmekle görevliyim.