Müslümanlığı bir kimlik olarak görme alışkanlığı ve zihniyeti maalesef her geçen gün artıyor. Zamanın getirdikleri ile haşir neşir olma heyecanı ve arzusu, günümüz insanına Allah’a kulluk bilincini neredeyse unutturmuş gibi. Yaşantımızın hemen her aşamasında maalesef kişisel fayda ve menfaati aramaktan başka bir şeyin peşinde değiliz artık. Ve üstelik bunu teşvik eden İslam orijinli müesseseler bile tam techizatlı bir şekilde her an ve her dakka yanı başımızdalar.
Gelişen teknolojik ve ekonomik dünya alametlerinin, dini gerekleri gölgelemek mecburiyeti varmışcasına rahat fetvalar ve müsamahakar tavırlar almış başını gidiyor. Neredeyse artık Din’i İslam, Kur’an ın emirleri ve Rasülullah’ın sünnetinden gayrı haşa, bugün ki karmaşık yaşamın bir aksesuarı gibi. İşte bu yüzdendir ki, maalesef kul olma bilinci diye bir kavram artık yok vesselam.
İslam’ı yaşarken tabii ki teknolojiden ve medeniyetten ayrılık kesin kes emredilmiyor. Ancak bu medeniyet meyvelerinin de sırf insani keyfler ve zevkler için değil de İslami gerekçeler ve gereklilikler adına hasat edilmesi bekleniyor.
Sıkça kullanılan şu kelimeler, bundan çok değil, elli yıl kadar önce ihtiyat ile sarf edilir veya bu sözleri konuşana nefsi azmış denirdi. Oysa şimdi “ tabii ki Müslüman zengin olacak” , “ne yani Müslüman’ın eğlenmeye hakkı yok mu?” , “bunu yapmak günahmı ki, nerde yazıyor”, “ o zamanın şartları öyleydi, şimdi böyle” gibi onlarca nefsi ve isyanvari terane…
Bir yandan Kur’an ın emirleri uğruna can verecek derece taraftarlık nidaları. Diğer yandan aynı hükümleri sezinleyemeyecek kadar sağırlık.
Belki de yavaş, yavaş gelen bir ölüm.
Ya da ahir zaman dedikleri.
Ama gerçek olan şu ki, kul olmanın şekli bu değildi…
Gelişen teknolojik ve ekonomik dünya alametlerinin, dini gerekleri gölgelemek mecburiyeti varmışcasına rahat fetvalar ve müsamahakar tavırlar almış başını gidiyor. Neredeyse artık Din’i İslam, Kur’an ın emirleri ve Rasülullah’ın sünnetinden gayrı haşa, bugün ki karmaşık yaşamın bir aksesuarı gibi. İşte bu yüzdendir ki, maalesef kul olma bilinci diye bir kavram artık yok vesselam.
İslam’ı yaşarken tabii ki teknolojiden ve medeniyetten ayrılık kesin kes emredilmiyor. Ancak bu medeniyet meyvelerinin de sırf insani keyfler ve zevkler için değil de İslami gerekçeler ve gereklilikler adına hasat edilmesi bekleniyor.
Sıkça kullanılan şu kelimeler, bundan çok değil, elli yıl kadar önce ihtiyat ile sarf edilir veya bu sözleri konuşana nefsi azmış denirdi. Oysa şimdi “ tabii ki Müslüman zengin olacak” , “ne yani Müslüman’ın eğlenmeye hakkı yok mu?” , “bunu yapmak günahmı ki, nerde yazıyor”, “ o zamanın şartları öyleydi, şimdi böyle” gibi onlarca nefsi ve isyanvari terane…
Bir yandan Kur’an ın emirleri uğruna can verecek derece taraftarlık nidaları. Diğer yandan aynı hükümleri sezinleyemeyecek kadar sağırlık.
Belki de yavaş, yavaş gelen bir ölüm.
Ya da ahir zaman dedikleri.
Ama gerçek olan şu ki, kul olmanın şekli bu değildi…