Kabak sevmemenin bedeli:
Bazı dini kitaplarda, Eb-u Hanife'nin talebesi Eb-u Yusuf'un takvasını övmek için bir olay anlatılır. Bu olayı naklettikten sonra, bu kitaplardan İslam'ı öğrenen insanların takva sahibi olmak için neler hayal edebileceklerini siz hayal edebilirsiniz!
Rivayete göre, İmam Eb-u Yusuf ile bir cemaat yemek yiyorlarmış. Sofrada kabak varmış. Adamın teki, her ne hikmetse, peygamberimizin kabağı çok sevdiğini söylemiş. Bunun üzerine, sofrada bulunanlardan birisi de "ben de kabak sevmiyorum" deyivermiş. İmam Eb-u Yusuf hemen celallenmiş ve "sen misin bunu diyen" diyerek bir kılıç ve bir muşambanın acele getirilmesini emretmiş. Neyse ki kabağı sevmeyen adam, yalvarıp yakarmış, bu sözleriyle peygambere saygısızlıkta bulunmayı kasdetmediğine yemin billah etmiş de kellesini muşamba üzerine kan revan içinde düşmekten güç bela kurtarmış! (1)
Kabak hazretlerini sevmemenin bile mürtedlik, yani dinden çıkış için bir sebep görüldüğü ve dinden çıkanın dine girmedikçe kanının mübah kabul edildiği bir zihniyetin fikir özgürlüğünden söz etmesini Türkçede hangi kelimeyle tanımlayabiliriz?
Kur'an: mehcur bırakılan, dinlenilmeyen kitap!
Kur'an-ı Kerim, inanç konusunda kişilerin zorlanamıyacağını çok açık bir ifadeyle belirtir:
"Dinde zorlama yoktur. Doğruluk, sapıklıktan seçilip belli olmuştur." (2:256)
"Rabbin isteseydi yeryüzündekilerin hepsi mutlaka inanırdı. O halde sen mi insanları mümin olmaları için zorlayacaksın! (10:99)
"Sen öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin. Onların üzerinde bir diktatör değilsin!" (88:21-22)
Ne var ki tüm bu açık ayetlere rağmen Emevi, Abbasi ve Osmanlı ruhbanları, "mürted, dine dönmezse öldürülür." yalan ve iftirasını müslümanların inançları arasına sokabilmiştir. Allah'ın tüm insanlara verdiği din seçme özgürlüğünü, müslüman ana babadan doğanlara tanımayan ve onları kılıç zoruyla İslam'a davet eden bir zihniyet elbette Kur'andan rahatsız olur ve uydurma rivayetleri ona tercih eder.
Dinde zorlamayı reddeden ayet-i kerimeler, gerek dine girmek ve gerek dinden çıkma konusunda genel bir özgürlük getirmesine rağmen bu özgürlük, İslam tarihindeki bazı uygulamalar yanlış yorumlanarak kısıtlanmıştır.
...alıntıdır...
Bazı dini kitaplarda, Eb-u Hanife'nin talebesi Eb-u Yusuf'un takvasını övmek için bir olay anlatılır. Bu olayı naklettikten sonra, bu kitaplardan İslam'ı öğrenen insanların takva sahibi olmak için neler hayal edebileceklerini siz hayal edebilirsiniz!
Rivayete göre, İmam Eb-u Yusuf ile bir cemaat yemek yiyorlarmış. Sofrada kabak varmış. Adamın teki, her ne hikmetse, peygamberimizin kabağı çok sevdiğini söylemiş. Bunun üzerine, sofrada bulunanlardan birisi de "ben de kabak sevmiyorum" deyivermiş. İmam Eb-u Yusuf hemen celallenmiş ve "sen misin bunu diyen" diyerek bir kılıç ve bir muşambanın acele getirilmesini emretmiş. Neyse ki kabağı sevmeyen adam, yalvarıp yakarmış, bu sözleriyle peygambere saygısızlıkta bulunmayı kasdetmediğine yemin billah etmiş de kellesini muşamba üzerine kan revan içinde düşmekten güç bela kurtarmış! (1)
Kabak hazretlerini sevmemenin bile mürtedlik, yani dinden çıkış için bir sebep görüldüğü ve dinden çıkanın dine girmedikçe kanının mübah kabul edildiği bir zihniyetin fikir özgürlüğünden söz etmesini Türkçede hangi kelimeyle tanımlayabiliriz?
Kur'an: mehcur bırakılan, dinlenilmeyen kitap!
Kur'an-ı Kerim, inanç konusunda kişilerin zorlanamıyacağını çok açık bir ifadeyle belirtir:
"Dinde zorlama yoktur. Doğruluk, sapıklıktan seçilip belli olmuştur." (2:256)
"Rabbin isteseydi yeryüzündekilerin hepsi mutlaka inanırdı. O halde sen mi insanları mümin olmaları için zorlayacaksın! (10:99)
"Sen öğüt ver, çünkü sen ancak öğüt verensin. Onların üzerinde bir diktatör değilsin!" (88:21-22)
Ne var ki tüm bu açık ayetlere rağmen Emevi, Abbasi ve Osmanlı ruhbanları, "mürted, dine dönmezse öldürülür." yalan ve iftirasını müslümanların inançları arasına sokabilmiştir. Allah'ın tüm insanlara verdiği din seçme özgürlüğünü, müslüman ana babadan doğanlara tanımayan ve onları kılıç zoruyla İslam'a davet eden bir zihniyet elbette Kur'andan rahatsız olur ve uydurma rivayetleri ona tercih eder.
Dinde zorlamayı reddeden ayet-i kerimeler, gerek dine girmek ve gerek dinden çıkma konusunda genel bir özgürlük getirmesine rağmen bu özgürlük, İslam tarihindeki bazı uygulamalar yanlış yorumlanarak kısıtlanmıştır.
...alıntıdır...