İtaat
“De ki: Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.”[1]
“...eğer mü'minlerseniz Allah'tan korkup-sakının, aranızı düzeltin ve Allah'a ve Resulü'ne itaat ediniz.”[2]
“Ey iman edenler! Allah'a ve Resûlüne itaat edin, işittiğiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin.”[3]
“Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve Resulüne çağrıldıkları zaman mü'min olanların sözü: «İşittik ve itaat ettik» demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır.”
“Her kim Allah'a ve Resûlüne itaat eder, Allah'a saygı duyar ve O'ndan sakınırsa, işte asıl bunlar mutluluğa erenlerdir.”[4]
“Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, peygambere itaat edin ve kendi amellerinizi geçersiz kılmayın.”[5]
“Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.”[6]
Bütün bu ayet-i Kerimelerde zikredilen, Allah ve Resulullaha (s.a.v) itaat etmek, imanın varlığının bir ıspatıdır...Eğer bir insan, mümin müslüman olduğunu söylüyorsa, bunu ispat etmesi gerekir...Bunu ispat ise, ancak hayatının her biriminde imanın gereği olan itaati gerçekleştirmekle olur...Ferdi, ailevi ve toplumsal hayatta bu itaat gündemde olmalıdır...Yöneticiden yönetilene, işverenden işçiye, fakirden zengine, öğretmenden öğrenciye, esnaftan müşteriye, büyükten küçüğe toplumun tüm bireylerine ve tüm birimlerine İslam hakim olduğunda ancak o zaman gereği olan itaaat hakkıyla yerine getirilmiş olur...İslamın vicdanlara hakim olmadığı toplumlarda Allah’a ve Resulüne itaat edilemez. Çünkü o toplumda heva ve heves ilahlaştırılmış, her çeşidiyle isyan öne çıkmış ve tağutlar hakim olmuşlardır...Tağutların eğemen olduğu cahiliye toplumlarında zulüm adaletin yerini alır ve her türlü kavganın ve huzursuzluğun ortaya çıktığı bir terör ortamı oluşur.
“Ey iman edenler; Allah'a itaat edin. Rasule ve sizden olan emir sahiblerine itaat edin.”[7]
Hayatın her biriminde Allah’a ve Resulullah’a (s.a.v.) itaat eden müminler, diğer itaat mercilerine onlar , Allah’a ve resulüne (s.a.v.)itaat ettikçe itaat ederler. Onlara yapacakları itaat Allah’a ve resulüne (s.a.v.) yapılması gereken mutlak itaat gibi değil şartlı itaattır.O merciler , muvahhid müminler gibi iman etmiş , her işlerinde, özellikle yönetimle ilgili durumlarda Allah’a ve Resulune (s.a.v.) itaat ediyor, kitap ve sünnetin gereği gibi davranıyorlarsa ,kendilerine itaat etmeyi Allah’u Teala emretmektedir.[8]
--------------------------------------------------------------------
[1] Ali imran 32. ayet
[2] Enfal 1.ayet
[3] Enfal 20.ayet
[4] Nur 51 52.ayetler
[5] Muhammed 33.ayet
[6] Ahzab 71.ayet
[7] Nisa 59.ayet
[8] İMAN VE İTAAT (KUL SADİ YÜKSEL)
“De ki: Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse bilsinler ki Allah kâfirleri sevmez.”[1]
“...eğer mü'minlerseniz Allah'tan korkup-sakının, aranızı düzeltin ve Allah'a ve Resulü'ne itaat ediniz.”[2]
“Ey iman edenler! Allah'a ve Resûlüne itaat edin, işittiğiniz halde O'ndan yüz çevirmeyin.”[3]
“Aralarında hükmetmesi için, Allah'a ve Resulüne çağrıldıkları zaman mü'min olanların sözü: «İşittik ve itaat ettik» demeleridir. İşte felaha kavuşanlar bunlardır.”
“Her kim Allah'a ve Resûlüne itaat eder, Allah'a saygı duyar ve O'ndan sakınırsa, işte asıl bunlar mutluluğa erenlerdir.”[4]
“Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, peygambere itaat edin ve kendi amellerinizi geçersiz kılmayın.”[5]
“Kim Allah ve Resûlüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur.”[6]
Bütün bu ayet-i Kerimelerde zikredilen, Allah ve Resulullaha (s.a.v) itaat etmek, imanın varlığının bir ıspatıdır...Eğer bir insan, mümin müslüman olduğunu söylüyorsa, bunu ispat etmesi gerekir...Bunu ispat ise, ancak hayatının her biriminde imanın gereği olan itaati gerçekleştirmekle olur...Ferdi, ailevi ve toplumsal hayatta bu itaat gündemde olmalıdır...Yöneticiden yönetilene, işverenden işçiye, fakirden zengine, öğretmenden öğrenciye, esnaftan müşteriye, büyükten küçüğe toplumun tüm bireylerine ve tüm birimlerine İslam hakim olduğunda ancak o zaman gereği olan itaaat hakkıyla yerine getirilmiş olur...İslamın vicdanlara hakim olmadığı toplumlarda Allah’a ve Resulüne itaat edilemez. Çünkü o toplumda heva ve heves ilahlaştırılmış, her çeşidiyle isyan öne çıkmış ve tağutlar hakim olmuşlardır...Tağutların eğemen olduğu cahiliye toplumlarında zulüm adaletin yerini alır ve her türlü kavganın ve huzursuzluğun ortaya çıktığı bir terör ortamı oluşur.
“Ey iman edenler; Allah'a itaat edin. Rasule ve sizden olan emir sahiblerine itaat edin.”[7]
Hayatın her biriminde Allah’a ve Resulullah’a (s.a.v.) itaat eden müminler, diğer itaat mercilerine onlar , Allah’a ve resulüne (s.a.v.)itaat ettikçe itaat ederler. Onlara yapacakları itaat Allah’a ve resulüne (s.a.v.) yapılması gereken mutlak itaat gibi değil şartlı itaattır.O merciler , muvahhid müminler gibi iman etmiş , her işlerinde, özellikle yönetimle ilgili durumlarda Allah’a ve Resulune (s.a.v.) itaat ediyor, kitap ve sünnetin gereği gibi davranıyorlarsa ,kendilerine itaat etmeyi Allah’u Teala emretmektedir.[8]
--------------------------------------------------------------------
[1] Ali imran 32. ayet
[2] Enfal 1.ayet
[3] Enfal 20.ayet
[4] Nur 51 52.ayetler
[5] Muhammed 33.ayet
[6] Ahzab 71.ayet
[7] Nisa 59.ayet
[8] İMAN VE İTAAT (KUL SADİ YÜKSEL)