Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslam Tarihi'nden

cihan32

New member
Katılım
8 Nis 2007
Mesajlar
47
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Konum
ANTALYA
İslam Tarihi’nden Medine Dönemi

İslam tarihinde, ilk Kuran ayetinin vahyoluşundan Peygamberimiz (sav)'in Medine'ye hicretine kadar olan on üç senelik bölüm, Mekke Dönemi olarak adlandırılır.

Medine dönemi ise, İslam ahlakının örnek bir topluluk tarafından nasıl yaşanacağının ortaya konduğu, Medine'ye hicretle başlayıp, Resulullah (sav)'in ölümüne dek süren on senelik bir tebliğ ve mücadele dönemi olmuştur.

Peygamberimiz (sav), Medine'ye hicret ettiği zaman, burada Mekke'deki gibi bir devlet yoktu. İki büyük Arap kabilesi olan Evs ve Hazrec'den başka, varlıklarını bu kabileleri birbirine karşı çatıştırarak sürdüren Benu Kaynuka, Benu Nadr ve Benu Kureyza adlarında üç Yahudi kabilesi bulunmaktaydı. Ayrıca bu Yahudi kabileleri arasında da bir birlik yoktu. Bu anarşi ortamı herkesi bıktırmıştı ve bu durum, bütün kabilelerin Abdullah İbn Ubeyy'in Medine'de Kral ilân edilerek bir devlet otoritesinin kurulması yolunda bir karar üzerinde anlaşmalarını sağlamıştı. (Münafıkların lideri konumunda bulunan İbn Ubeyy, Medine dönemi boyunca, Müslümanları sıkıntıya sokmak amacıyla gerçekleştirilen nifak hareketlerinde oldukça büyük rol oynamıştır.) Ancak henüz devlet kurulmuş değildi. Bu durum Hz. Muhammed (sav)'in işini kolaylaştırıyordu. O, ilk iş olarak, Yahudiler ve diğer müşrik Araplar da dahil herkesi toplayarak hazırladığı anayasa çerçevesinde bir devlet kurulmasını sağlama yoluna gitti. 52 maddeden oluşan anayasa, herkesin hak ve sorumluluklarını belirtirken aynı zamanda idarenin Müslümanların elinde olmasını öngörüyordu. (Bu anayasanın maddeleri için bkz. Muhammed Hamidullah, İslam Peygamberi, İstanbul 1980, I, 220 vd.) Böylelikle Mekke'de sadece bir cemaat statüsünde olan Müslümanlar, Medine'de kendi devletlerini kurmuş oldular.

İslami Terimler Sözlüğü

Berzah; Set, engel, iki şey arasındaki perde. Terim anlamıyla berzah; madde alemi ile mana alemi (ruhlar alemi), ruhlar alemi yani ölümden sonra ruhların kıyamete kadar kalacakları alem, ya da kabir aleminin adıdır. (es-Seyyit eş-Şerif el-Cürcanî, et-Târifat, Kahire 1938, s. 38)

Müslüman Bilim Adamları

Katip Çelebi

17. yüzyılda yaşamış büyük bir bilim adamıdır. 14 yaşına geldiğinde Anadolu Muhasebesi Kalemi'ne alınmış ve buradaki halifelerden birinden hesap kaidelerini öğrenmiştir. Bundan sonra çeşitli hocalarla çalışmış ve bilgilerini genişletmiştir.

Katip Çelebi'nin 20 dolayındaki eseri arasında belki de en önemlisi Keşfü'z-Zünün an esami'l-Kütüb ve 'l-Fünün'dur. Eserde, 300'e yakın müstakil ilimin konuları ve amaçları hakkında bilgilere ve çeşitli araştırmalara yer verilmektedir.

İkinci önemli eseri ise Cihannüma'dır. Coğrafya ve kosmografyaya ait olan eserde yazar, dünya üzerindeki 5 kıtayı 6'ya bölmüş ve hepsi hakkında genel bilgi vermiştir. (Avrupa, Asya, Afrika, Amerika, Macellenike/Avustralya ve Kutup bölgeleri). Eserde yeryüzünün yuvarlaklığını ispat için çeşitli deliller verilmiş ve Japonya'dan Erzurum'a kadar mevcut olan bütün bitkiler ve hayvanlar tanıtılmıştır. Cihannüma aynı zamanda Osmanlıların üç kıtadaki hakimiyeti, şehir ve kasabaları hakkında hiçbir yerde bulunmayan değerli bilgileri de ihtiva eden ilk ve yegane sistematik coğrafya kitabıdır.

Katip Çelebi dönemin durgunlaşmış ve yeniliklere kapalı havası içinde Osmanlı toplumunda büyük atılımlar yapan bir aydındır. Batı'daki astronomi eserlerini çevirmeye yönelmiş bir alimdir. Çelebi, döneminin koşullarını aşan bir bilim anlayışının ilk mimarlarından biri olarak kabul edilir.

Müslüman Hükümdarlar

Hz. Ali

Hz. Ali, Peygamberimiz (sav)'in amcası Ebu Talib'in oğludur. Tarihi kaynaklarda belirtildiği üzere, Hz. Muhammed (sav)'in yanında büyümüş, onun eğitiminden geçerek yetişmiştir.

Hz. Ali'nin öne çıkan üç önemli özelliği cesaret, ilim ve güzel konuşmadır. Onun, İslam toplumunun en alim kişilerinden biri olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Sevgili Peygamber Efendimiz (sav)'in ifadesiyle Hz. Ali "İlim beldesinin kapısı"dır. Daha çocukluğundan itibaren Resulullah (sav)'in yanında bulunmuş, Kuran'ı ondan öğrenmiş, onun katipliğini yapmıştır. Peygamberimiz (sav)'in vefatına kadar onun yanından ayrılmamıştır. Böylelikle dini konular üzerinde yüksek bir ilim düzeyine erişmiştir. Bu özelliği nedeniyle, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman'ın ilk danıştığı kimseler arasındadır. Halife olmasının ardından Müslümanların bilgi ve ilim sahibi olmaları için okul kurmuştur. Eğitime büyük önem vermiştir.
 
Üst Alt