Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İslam da hiçbir şey tesadüf değil!

Abd

New member
Katılım
28 Tem 2006
Mesajlar
225
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
isimsiz' Alıntı:
bakın kardeşim...kuranı kerimde bir ayeti çekip alıp mana veremezsiniz...evveline ve ahirine bakılır...orada geçen konularla bağlantılıdır....tefsir usulleri vardır....

kader konusunu sizde araştırın diyorum....çünkü kader denilen şey kişin yapacağı şeyleri mevla teala hz.nin geniş ilmi alim sıfat ile önceden bilip yazmasıdır....yani bizim ne yapacağımızı nasıl bir hayat süreceğimizi biliyordu....biz allahu teala yazdı diye iman veya inkar yoluna geçmedik...kendi irademizle tercih ettik...
tabi bu önceden yazılı olması bizim kaderimiz denilir....ama cüzi irademizle olan bir kaderdir....


kişin ölüm, doğum olayları kendi belirlemesiyle olacak şeyler değildir bunlardır mevlanın dilemesi....bizim tercihimiz haricinde olanlardır....

senin birşey yapman ve onunda onu önceden bilmesi için sende ayrı bir güç ayrı bir ilim bulunması gerek. senin varlığın Allah'ın yaratmasıyla vardır. yani senin düşünüşün tercihlerin hepsi ALlah'ın her AN yaratmasıyla kaimdir. böyle iken senin onun murad ettiği bir şeyin dışına çıkman mümkün değildirki o yaptığın şeyi Allah önceden bilsin. hem Allah için önce sonra varmı?:)
 

abdullahadem

New member
Katılım
3 Ağu 2006
Mesajlar
172
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Kardeşim abd dediğin gibi olsaydı Allah Teala HAzretleri haksızlık yapardı dünya sınavı olmazdı.Allah Teala Hazretleri haksızlık yapmaz.İnsanın cüzi iradesi vardır.Ona göre amel eder.
Vesselam..
 

Samet Gul

New member
Katılım
24 Ağu 2006
Mesajlar
68
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Güzel kardeşlerim tartışmayalım lütfen
Burayı görende sapık bir forum sanacak
Ama şunuda kabul etmek gerekirki Allah herşeyi insanlara bırakmıştr.Şimdi diyeceksiniz ki Allah madem bizim cehenneme gideceğimizi biliyor neden yaratıyor haşa.Şöyle bir misal verebiliriz.Mesela benim arkadaşım pilav sevmz.O bize geldiğinde ben ona yine pilav ikram ederim.Allahu Teala da sizin kafir olacağınızı biiyor ama yinede size nimetler sunup ikram veriyor.
 

Abd

New member
Katılım
28 Tem 2006
Mesajlar
225
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
bu konuda hadisler
sahih müslümden


Ebu’l-Esved ed-Dieliyy şöyle dedi:

İmran ibn Husayn radıya’llâhu anh bir gün bana şöyle sordu:

-İnsanların yapmakta oldukları ve emek çekip didindikleri şeye ne dersin?.. Kendilerine hüküm olunan ve sebkât etmiş bulunan kaderden, kendilerine gelip geçen bir şey midir?.. Yahut Nebî ve Rasûllerinin getirdiği şeylerden olup da kendilerini karşılayacak ve aleyhlerine delil sâbit oluveren şeylerden midir?..

-Hayır!.. (karşılaşacakları tesadüfî işler değil). Lâkin, geçmişte kendilerine yazılan ve kendilerine gelip çatan bir şeydir!.. dedim.

Bunun üzerine İmran bin Husayn sordu:

-Öyle ise bu insanlara ZULÜM olmuyor mu?..

Bu sözden şiddetle korktum ve şöyle dedim:

-Her şey, Allah'ın mahlûkudur ve elinin mülküdür!..

-O YAPTIKLARINDAN MES'ÛL OLMAZ; FAKAT ONLAR MES'ÛL OLURLAR!.." (Enbiya-23)

-Allah sana merhamet buyursun!.. Ben sana sorduğum şeylerle ancak senin aklını imtihan etmek istedim. Müzeyn kabîlesinden iki kişi Rasûlullah’ın yanına geldiler ve şöyle sordular:

-Yâ Rasûlullah!.. İnsanların bugün yapmakta oldukları ve emek çekip didine geldikleri şeye ne buyurursun?.. Bu üzerlerine hüküm edilen ve önceden yazılan bir kaderden olarak, kendilerine isâbet eden bir şey midir?.. Yahut, Nebî ve Rasûllerinin getirdiği ve üzerlerine hüccet sâbit olan şeylerden olarak, kendilerinin karşılayacakları şeyler içinde midir?..

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

-Hayır!.. Bu ikinci şekil değil!.. ÜZERLERİNE HÜKÜM OLUNAN VE KENDİLERİNE GELEN BİR ŞEYDİR (kaderdir). Azîz ve Celîl olan Allah’ın kitabında bunun tasdiki şu âyettir:

-HER BİR NEFSE VE ONU DÜZENLEYENE, SONRA DA ONA HEM KÖTÜLÜĞÜ, HEM KORUNMASINI İLHAM EDENE. (Şems-7/8)

-Câbir radıyallâhu anh şöyle dedi:

Surûkatubnu Mâlik ibn Cu'şûm geldi ve şöyle sordu:

-Yâ Rasûlullah!.. Bize DİNİMİZİN ASLINI BEYAN ET!.. Bugünkü amel neyin içindedir?.. Bunun bilgisine nisbetle, biz sanki şimdi yaratılmış gibiyiz. Bugünün ameli, kalemlerin yazıp da kuruduğu, takdirlerin cereyan ettiği işler içinde midir?.. Yoksa karşılaşacağımız işler içinde midir?

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem:

-Hayır!.. Bugün ki iş, yeniden oluşacak işler içinde değildir!.. Fakat kalemlerin yazıp kuruduğu, takdirlerin cereyan etmiş olduğu işler içindedir!.. Buyurdu.

Surâka bu defa sordu:

-Öyle ise amel ne için?..

Züheyr dedi ki: Bundan sonra Ebu Zübeyr anlamadığım bir şey konuştu; ben ne dedi, diye sordum:

-Amel ediniz, çünkü herkese kolaylaştırılmıştır!." buyurdu.


-Abdullah ibn Mes’ud radıya’llâhu anh şöyle dedi:

Bize dâima doğru söyleyen ve kendisine de doğru bildirilen Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu.

Sizin birinizin ana-baba maddeleri 40 gün anasının karnında toplanır. Sonra o maddeler o kadar zaman içinde katı bir kan pıhtısı hâlini alır. Sonra yine o kadar zaman içerisinde bir çiğnem ete tahavvül eder. (120. günde) ona bir melek gönderilir de bu melek ona ruhu nefheder. Ve melek dört kelime ile yani rızkını, ecelini, âmelini, said ve şakî olduğunu yazmakla emrolunur.

Kendisinden başka Hak ilâh olmayan Allah’a yemin ederim ki: sizden biriniz cennet ehlinin ameliyle amel etmekte devam eder. Nihâyet kendisi ile Cennet arasında bir zirâ’dan başka mesafe kalmaz!.. Bu sırada yazı o kişinin önüne geçer!.. Bu defa o kişi cehennem ehlinin ameliyle amel etmeye devam eder.

Ve yine sizden biriniz Cehennem ehlinin ameliyle amel eder, nihâyet kendisiyle cehennem arasında ancak bir zirâ mesafe kalır. Bu sırada yazı önüne geçer!.. Bu defa da o kimse cennet ehlinin ameliyle amel eder ve cennete girer!.



Enes İbn Mâlik radıya’llâhu anh şu hadîs- Rasûlullah'a bağladı:

Rasûlullah şöyle buyurmuştur:

-Şüphesiz Azîz ve Celîl olan Allah rahime bir melek tevkil etmiştir.

Melek, "Ey rabbım bir nutfedir; ey rabbım bir kan pıhtısıdır; ey rabbım bir çiğnem ettir" der. Allah bir mahlûk hükmedip yaratmak istediğinde Melek,

"Ey Rabbım erkek midir yahut dişi midir; şâkî midir yahut saîd midir; rızkı nedir; ecelî nedir?" sorularını sorar. BUNLAR ANASININ KARNINDA İKEN BÖYLECE YAZILIR!.."



-Hazreti Âli Radıyallâhu anh şöyle anlattı:

Biz bir defasında Bâki-ül Garkad mezarlığında bir cenâzede bulunduk. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem yanımıza gelip oturdu. Biz de etrafına oturduk. Rasûlullah’ın beraberinde bir âsâ vardı. Rasûlullah başını eğdi ve düşünceli bir halde elindeki âsâ ile yere vurup dürtüştürmeye, çizgiler ve izler meydana getirmeye başladı. Sonra:

-Sizden hiçbir kişi ve yaratılmış hiçbir nefis müstesna olmamak üzere, muhakkak cennetteki ve cehennemdeki yerine Allah yazmıştır!.. Ve herkesin şakî veya saîd olduğu muhakkak yazılmıştır!..

Buyurdu. Bunun üzerine sahabîlerden bir kimse şöyle sordu:

-Ya Rasûlullah, öyle ise bizler âmeli terkedip, bu yazımız üzerine kalalım mı?..

Rasûlullah şöyle buyurdu:

-Saîd olan kimse, saadet ehlinin ameline ulaşacaktır. Şakî olan kimse de, şekâvet ehlinin ameline ulaşacaktır. Sizler amel edip çalışın!.. Çünkü herkese kolaylaştırılmıştır!.. Said olan Saadet ehlinin ameline KOLAYLAŞTIRILIR, şakî olan da şekâvet ehlinin AMELİNE KOLAYLAŞTIRILIR.

Sonra Rasûlullah şu âyetleri okudu:

-BUNDAN SONRA KİM VERİR VE SAKINIRSA, O en güzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazırlarız. Ama kim cimrilik eder, kendisini müstağni görür en güzeli olan sayarsa, biz de onu en güç olan için hazırlayacağız" (Leyl- 5/10)



İmran İbn Husayn radıya’llâhu anh şöyle dedi:

Bir kimse tarafından şöyle soruldu:

-Ya Rasûlullah, cennet ehli ateş ehlinden (ayırdedilip) bilindi mi?..

Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem:

-Evet!..

Yine o zât tarafından:

-Öyle ise âmel edenler niye böyle çalışıp duruyorlar?.. denildi.

Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem:

-Herkes niçin yaratıldı ise, onun yolları kendisine kolaylaştırılmıştır!..

Ebû Hüreyre radıya’llâhu anh, Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu, dedi:

-Hakikaten öyle adam vardır ki; uzun zaman cennet ehlinin âmelini işler; sonra onun bu yaptıkları, ateş ehlinin ameli ile son bulup, mühürlenir. Kezâ kişi uzun zaman ateş ehlinin amelini işler; sonra da onun bu ameli cennet ehlinin ameliyle son bulup, mühürlenir!..

Sehl İbn Sâ’d es Saidiyy radıya’llâhu anh der ki; Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

- Hakikaten öyle adam vardır ki, insanlara zâhir olan hâlleri ile muhakkak cennet ehli ameli yapar!.. Halbuki kendisi ateş ehlindendir!.. Ve yine öyle adam vardır ki insanlara görünüşte mutlak ateş ehlinin amelini işler, halbuki kendisi cennet ehlindendir!..

Tâvûs şöyle dedi:

Ben Rasûlullahın sahabîlerinden birçok insanlara eriştim. Onlar "HER ŞEY KADER İLEDİR" diyorlardı. Ben Abdullah ibn Ömer radıyallâhu anh’dan şöyle işittim:

"Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki:

-HER ŞEY KADER İLEDİR!.. HATTA ÂCİZLİK İLE ZEKÂ VE BECERİKLİLİK BİLE!.. Yahut BECERİKLİLİK ve ZEKÂ İLE ÂCİZLİK BİLE.

İbn Abbas radıyallâhu anh şöyle anlatıyor:

Ebû Hureyre'nin, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu, diyerek, rivayet ettiği şu hadîstekinden daha küçük, günâha benzer hiçbir şey görmedim!..

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

-Allah âdemoğluna zinâdan nasibini takdir etmiştir!.. Hiç şüphesiz âdemoğlu takdir edilmiş olan bu âkibete erişecektir!..

İmdî göz zinâsı bakmak, dil zinâsı konuşmaktır. Nefis temennî eder ve iştahlanır.

Tenâsül uzvu ise bu organların hepsinin arzularını ya gerçekleştirir, yahut yalanlar. (Buharî-Tecrid-2132)

Ubeyy ibn Kâ’b radıya’llâhu anh şöyle dedi:

Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem buyurdu:

-Hızır’ın öldürmüş olduğu çocuk, KÂFİR OLARAK tabiâtlandırılmıştır! Eğer yaşasaydı, muhakkak ana ve babasını azgınlık, tecavüz ve kâfirlikle sarıp bürüyecekti!..

Mü’minlerin anası Hz. Aişe radıyallâhu anh’a şöyle dedi:

"Bir küçük çocuk vefat etti. Ben,

-Ne mutlu ona, o cennet serçelerinden bir serçe, deyiverdim. Bunun üzerine Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

-Sen bilmez misin ki, Allah Cenneti yaratmış, cehennemi de yaratmıştır!.. Sonra şunun için bir ehil yaratmış, bunun için de bir ehil yaratmıştır!.."

Mü’minlerin anası Hz. Aişe şöyle anlattı:

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ensârdan küçük bir çocuk cenâzesine çağrıldı. Ben,

-Saadet ona!.. O cennet serçelerinden bir serçe kuşudur!.. Kötülük işlemedi!.. Kötülük yapacak bir çağa erişemedi!.. dedim.

Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle dedi:

-Şundan başkası mı olacak Yâ Aişe!.. Allah cennet için bir halk yarattı ki; onlar daha babalarının sulblerinde bulunurlarken, Allâh onları Cennet için yaratmıştır!.. Ve kezâ Allah, ateş için öyle bir ahâlî yaratmıştır ki, onlar henüz babalarının sulblerinde bulunurlarken, Allah onları ateş için yaratmıştır!..

Yezîd ibn Hürmüz ile Abdurrahman el A’râc dediler ki:

-Biz Ebû Hureyre'den işittik şöyle dedi, Rasûlullah salla'llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

-Adem ile Musa Aleyhisselâm RABLARI KATINDA birbirlerine karşı delil getirecek tartıştılar. Neticede Adem, Musa'ya HÜCCETLE galebe etti.

Musa:

-Sen Allah'ın kendi eliyle yarattığı; kendi Rûh'undan ruh üflediği; meleklerini secde ettirdiği; cennetinde iskân edip oturttuğu; sonra da yapmış olduğun hatadan dolayı insanları arza indirten Adem misin, diye sordu.

Adem:

-Sen Allah’ın Rasûllükle ve kelâmıyla mümtaz kılıp seçtiği; içinde her şeyin beyânı bulunan levhaları verdiği; ve yavaşça konuşucu olarak seni kendisine yaklaştırdığı Musa'sın!.. Benim yaratılmamdan kaç sene önce Allah'ın Tevrat’ı yazdığını biliyorsun!.. dedi.

Musa:

-40 yıl önce!..

dedi. Adem:

-Peki, Tevratın içinde, "VE ADEM RABBİNE ÂSİ OLDU da ŞAŞIP KALDI". (Ta-ha:121) âyetini buldun mu?.. diye sordu. Musâ dedi:

- Evet buldum.

Adem:

-Öyle ise, Allah’ın beni yaratmasından 40 sene önce, benim yapmamı üzerime takdir ettiği işi yapmamdan dolayı beni azarlayıp, kınıyorsun!.. dedi.

Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem:

- "Böylece Adem, Musâ'yı hüccet ile mağlub etmiştir."

Abdullah ibn Amr ibn As radıya’llâhu anh şöyle dedi:

Ben Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den duydum, şöyle buyurdu:

-Allah mahlûkâtın KADERLERİNİ semâları ve arzı yaratmasından 50 BİN sene EVVEL YAZMIŞTIR!..



Ebû Hureyre radıya’llâhu anh, Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu, dedi:

- Her birinde hayır olmakla beraber, Allah’a göre kuvvetli mü’min zâif mü’minden daha hayırlı ve sevimlidir. Sana yararlı şeyler üzerinde hırs ile çalış, Allah’dan yardım iste acze düşme.

EĞER SANA BİR ŞEY, BİR MÜSÎBET GELİP İSABET EDERSE, "KEŞKE ben böyle yapmasaydım, böyle olurdu" deme!.. Fakat,

-Allah BÖYLE TAKDİR ETMİŞ, O DİLEDİĞİNİ YAPAR!.." de. Zîrâ bu "KEŞKE"(...seydim) kelimesi şeytanın amelini açar!..




Bu bölümde de SÜNEN-İ TİRMÎZİ isimli Hadîs kitabından gene "Kader" konusundaki bir kısım Hadîs-i şerîfleri naklediyoruz:

Abdullah bin Ömer radıya’llâhu anh’den rivayet edilmiştir:

Ömer radıya’llâhu anh:

-Yâ Rasûlullah. Yapmakta olduğumuz işin, yeni oluşan bir iş, veya bir başlangıç mı olduğu; yoksa önceden tamamlanan bir işte mi çalıştığımız kanaatindesin?..

Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

-Ey Hattaboğlu, önceden tamamlanan bir işte!.. Herkes kolaylıkla başaracaktır!.. Ne var ki saadet ehlinden olan saadet için çalışacak; şekâvet ehlinden olan da şekâvet için çalışacaktır!



Selman radıyallâhu anhdan rivayet olunmuştur:

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

- Kazayı ancak dua önler; ve ömrü yalnız iyilik artırır!..

Ebû Hizâme radıya’llâhu anh rivayet edilmiştir:

Bir adam Rasûlullah’a gelerek sordu:

-Yaptırdığımız afsun (okunma)ların, tedavide kullandığımız ilaçların ve tuttuğumuz perhizlerin, Allah’ın kaderinden herhangi bir şeyi önleyeceği görüşünde misin?..

- ONLAR DA ALLAH’IN KADERİNDENDİR!.

-Ademoğlu, yanıbaşında 99 ölüm olduğu halde sûretlenmiştir!.. Şayet bu ölüm tehlikelerini atlatır ise, ihtiyarlığa düşer ve neticede ölür!..



eh bu kadar hadis aklı olana yeter. lütfen bundan sonra biride çıkıp varsa siz özgürsünüz diye bir hadis getirsin. bu konuda ayetlerde var. geçmiş alimlerde iyi icelenirse bu konu avama anlatılamayacak bir mesele olduğu için genelde cüzi irade denerek es geçilmiş.

bu hadislere inanıyormusunuz?
 

Abd

New member
Katılım
28 Tem 2006
Mesajlar
225
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Samet Gul' Alıntı:
Güzel kardeşlerim tartışmayalım lütfen
Burayı görende sapık bir forum sanacak
Ama şunuda kabul etmek gerekirki Allah herşeyi insanlara bırakmıştr.Şimdi diyeceksiniz ki Allah madem bizim cehenneme gideceğimizi biliyor neden yaratıyor haşa.Şöyle bir misal verebiliriz.Mesela benim arkadaşım pilav sevmz.O bize geldiğinde ben ona yine pilav ikram ederim.Allahu Teala da sizin kafir olacağınızı biiyor ama yinede size nimetler sunup ikram veriyor.

bunu Hz Muhammed'ede sordular o çalışın ne takdir edilmişse ona varacaksınız diyor. lütfen üstteki hadisleri okuyun.

68- Rabbin, dilediğini yaratır ve seçer. Onların seçim hakkı yoktur. Allah, onların ortak koştuklarından münezzehtir ve şanı yücedir./kasas

97- Allah kime hidayet verirse, o doğru yoldadır. Kimi de hidayetten uzak tutarsa, artık bunlar için Allah'tan başka hiçbir yardımcı bulamazsın. Ve biz, o kâfirleri kıyamet günü kör, dilsiz ve sağır oldukları halde, yüzleri üstü sürünerek haşredeceğiz. Varacakları yer cehennemdir; ateşi dindikçe onun ateşini artırırız./isra

17-..........Allah kime hidayet ederse, işte o, hakka ulaşmıştır; kimi de hidayetten mahrum ederse, artık ona doğru yolu gösterecek bir dost bulamazsın./kehf
 

Samet Gul

New member
Katılım
24 Ağu 2006
Mesajlar
68
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Kuran-ı Kerim'i okuduğun gibi yorumlasaydın şimdi çıkıp dışarıda gördüğün her kadını tokatlaman gerekirdi
 

Abd

New member
Katılım
28 Tem 2006
Mesajlar
225
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Samet Gul' Alıntı:
Kuran-ı Kerim'i okuduğun gibi yorumlasaydın şimdi çıkıp dışarıda gördüğün her kadını tokatlaman gerekirdi


yukardaki hadisler bana değil peygambere ait varsa bir itirazınız ona iletin;)
 

Samet Gul

New member
Katılım
24 Ağu 2006
Mesajlar
68
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Ben ayetlerden bahsediyorum.Hem ne biliyorsun ki Resullullah'ın o anlamda söylediğini?
Birde ona iletin ne demek ya
sende din iman yokmu güzel kardeşim
Şaşırıp kalıyorum her defasında cevabını okuduğumda
 
S

seha

Guest
Allah tüm Ruhları aynı anda yarattı. Ne birini önce ne birini sonra. Hepsini bir araya toplayıp şöyle nida etti;”Ben sizin Rabbiniz değil miyim?”.Tüm Ruhlar da kabul edip “Evet Öylesin dedi”.
Allah bundan sonra tüm ruhlara bir hürriyet ve hürriyetten doğan bir meyil ve meyilden doğan bir tasarruf hakkı verdi.Bu cüzz-i iradenin temelini oluşturur.Meyil emr-i itibaridir.Yani ;eşya değildir.Meyilden gelen hür tasarruf emr-i nisbidir.Yani;o tasarruftan çıkan kisb,iş emr-i itibaridir. Mevcut değildir.
Kendinde Rabbinin tecellilerini gören Ruh;kendinde bir nevi uluhiyet tahayyül etti. Daha önce “evet öyle” diye tasdik ettiği Rabbinin yerine geçmek için bir meyile girdi.Bunun için mücadele etti. Ancak bu hür tasarruf emr-i nisbi olduğundan mevcut nazarıyla bakılamaz.
Alimler şu meseleyi şöyle izah etmiş;”Belki, o emr-i itibarinin illeti bir rüçhaniyet derecesinde bir vaziyet alsa, o emr-i itibari sübut edebilir.Kur’an ona o anda diyebilir ki,”Şu şerdir,yapma””. Yani;Rabbin henüz mevcut olmayanan bir şer olan bir kisbe “Şu şerdir,yapama demesi Adl ismine münafidir. Nitekim Allah bu meyilden sonra Ruhlara tekrar “Ben kimim sen kimsin? “,diye emretti. Ruhta “sen sensin ben benim” ,dedi. Ancak bu kisb emr-i nisbi olduğundan cehenneme atılmayı ıspatlamaz.
Rab bunun üzerine Ruhların bu meyline suç üstü yapmak için (temsilde hata olmasın)bir senaryo hazırladı. (Yalnız bu “hazırladı” lafı Ezeli olarak düşünülmeli.Mazi Ezelin bir silsilesidir, nazarıyla bakılmamalı.). Senaryo,mahiyetini bilmediğimiz ilmi Allah’ın katında olan bir teraziyle,Ruhların meyli tartılarak, hazırlandı.
Ruhlardan kimi Rabbini ordan indirmek yerine geçmeyi meyletmişti.Kim Rabbini tekrar Rab olarak kabul etti. Bunlardan bir tanesi vardı ki, Rabbini cemalini ve celalini tam müşahede etti. Öyle ki nerdeyse hür irade verilmezden önceki tasdikinden daha kuvvetli bir tasdikle nida etti. Allah bu Ruhun eşya olmayan henüz mevcut nazarıyla bakılamayan meylini göstermek murad etti. Bu yüzden denilebilir ki; kainat senaryosunu yazılmasının bir sebebide bu Ruh’tur
Bir taneside kendinde Rabbinin binbir esmasının tecellisini ayna misal üzerinde temaşa edince, kendinde Rab olma meyli oluştu. Öyleki onu indirmeli yerine geçmeliydi.Bu Ruhlar arasındaki en dehşetli meyildi. Bu meyil senaryodaki yerini Firavun,Nemrut,Şeddad,Süfyan vs olarak aldı.
Sözün özü;Allah ordaki Ruhların meyline münasip kainat senaryosunda bir beden, bir eş,bir evlat, bir anne-baba,bir ülke,bir din,bir zaman dilimi verdi.
Düşünün bir kere –sizce-denildiği gibi “Allah bir insanı müslüman yarattı sonra annesi babası hiristiyansa hiristiyan mecusi ise mecusi oldu vs.”,sözü nasıl açıklanabilir.Sizce Allah insanı bir dinsiz ailenin yanına verip “doğru yolu bulun” ,diyerek neyi kastetti?Bu;anlaşılan mana üzerinde,işi yokuşa sürmek değil midir?O insan “beni de peygamber yaratsaydın?”,diye sorunca Adil olan Allah ne cevap vermesi gerekir?Allah ruhları neye göre,hangi sırayla, hangi bedene koymuştur? Gözettiği bir sıra mı vardır, yoksa Adil ismine münafi olarak rastgele mi göndermiştir? Beni bu zamanda niye yarattı? Peygamberin Ruhu niye peygamber olmayı hakketti.vs.vs.
İşte bunların izahı İlm-i Kaderdedir.İstitradidir. İlim olmayan kader bahsi ise başkadır.
Baki Selam
 

Abd

New member
Katılım
28 Tem 2006
Mesajlar
225
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
Samet Gul' Alıntı:
Ben ayetlerden bahsediyorum.Hem ne biliyorsun ki Resullullah'ın o anlamda söylediğini?
Birde ona iletin ne demek ya
sende din iman yokmu güzel kardeşim
Şaşırıp kalıyorum her defasında cevabını okuduğumda

öncelikle din iman olmasa neden uğraşıyım bunlarla?
ikincisi sana bir sürü hadis vermişim hiçbirini okuyup anlamadan o hadislerin tam aksi bir görüşü savunuyorsun. hiçbir değeri yokmu bu hadislerin?


Abdullah bin Ömer radıya’llâhu anh’den rivayet edilmiştir:

Ömer radıya’llâhu anh:

-Yâ Rasûlullah. Yapmakta olduğumuz işin, yeni oluşan bir iş, veya bir başlangıç mı olduğu; yoksa önceden tamamlanan bir işte mi çalıştığımız kanaatindesin?..

Rasûlullah salla’llâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

-Ey Hattaboğlu, önceden tamamlanan bir işte!.. Herkes kolaylıkla başaracaktır!.. Ne var ki saadet ehlinden olan saadet için çalışacak; şekâvet ehlinden olan da şekâvet için çalışacaktır!



bu ve diğer hadisler hep aynı şeyi anlatıyor. herşey önceden belirlenmiş. senin cennete yada cehenneme gideceğinde buna bağlı olarak bu dünyada yaptığın amellerde hep önceden yazılmıştır. sahabede bunu Hz Muhammed'de defalarca sormuş anlaşılan. ve Hz Resulallah (s.a.v.) de hep sizin yaptıklarınız önceden yazılmıştır demiştir. buna karşın sahabede sizin verdiğiniz tepkiyi verip o halde neden çalışalım demiştir. oda onlara siz çalışın zaten ne için aratılmışsanız o size kolay gelecek ve yapacaksınız demiştir.

lütfen basiret ve izanla okuyup anlamaya çalışın. sahabenin biz neden çalışalım sorusu neden sorulmuş. aklımız almıyor diye kabul etmemek İMANLA ALAKASI OLMAYAN BİR DAVRANIŞTIR. ALLAH BEN DİLEMEDEN KİMSE BİRŞEY İSTEYEMEZ DİYOR, ELİNİZE NE GEÇER YADA ÇIKARSA HEPSİNİ BİZ YAPIYORUZ DİYOR SİZ HALA KENDİNİZE BENLİK VE İRADE BİÇİYORSUNUZ. SİZE GÖRE GÖKTE BİR TANRI VE ONUN İRADESİ BİRDE YERDEKİ SİZİN İRADESİ VAR. OYSAKİ TÜM İRADE ALLAH'INDIR. CÜZİ İRADE BU GERÇEĞİ ŞU ANDA OLDUĞU GİBİ ANLATILMASI MÜMKÜN OLMADIĞI İÇİN (ALLAH'IN BİRLİĞİNİ ANLAMIŞLARIN DIŞINDA) ORTAYA CÜZİ İRADE DİYE BİR ŞEY ATILMIŞTIR. OLAY BUNDAN İBARET.
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Ruhlar yaratılınca, herkes seçiminin yapmıştır. Yalnız önemli bir nokta var ilerisini ALLAH TEALA bilir. Biz çalışmayalım demek kaderciliktir.
"İslam' da kadercilik yoktur"
(Hadisi şerif)
Buda küfre girer. Dolayısı ile insanın nasıl öleceği aslında bir söze bakıyor demekki.
 

Abd

New member
Katılım
28 Tem 2006
Mesajlar
225
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
kardeşim sen verdiğim hadisleri okudunmu?
ve islam kesinlikle kaderiyeci akımı reddeder. bu akım hep yanlış bilinir. bu akıma göre olan her olay yeni olmuştur ve bizim özgür irademizle olmaktadır. işte Hz Muhammed bu anlayışı kesinlikle reddeder. verdiğim hadisleri okursanız eğer Hz Muhammed'e göre olan her şey yazılmış ve olacağı kesin olan şeyler.

mesela bir kişinin başına bir hastalık gelse ve o kişi bu benim kaderim ve ben kaderime razı olmuyor iyileşmek için hastaheneye gidiyorum dese ondaki bu düşünce dahi o kişinin ezelde yazılmış olan kaderidir. bu yönde Hz Ömerin bir sözü vardır. sanırım bir yerde salgın hastalık çıkıyor Hz Ömer orya gitmemeyi uygun buluyor (gidecekleri halde) birisi çıkıp Allah'ın kaderindenmi kaçıyorsun diyor oda ALLAH'IN KADERİNDEN YİNE ONUN KADERİNE SIĞINIYORUM diyor. burda anlaşılması gereken şu bir kişinin kaderinin dışına çıkması asla mümkün değildir. kişinin kaderimden kaçıyorum ZANNI dahi o kişinin kaderidir.
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Selamün aleyküm kardeşlerim.

Abd' Alıntı:
kardeşim sen verdiğim hadisleri okudunmu?
ve islam kesinlikle kaderiyeci akımı reddeder. bu akım hep yanlış bilinir. bu akıma göre olan her olay yeni olmuştur ve bizim özgür irademizle olmaktadır. işte Hz Muhammed bu anlayışı kesinlikle reddeder. verdiğim hadisleri okursanız eğer Hz Muhammed'e göre olan her şey yazılmış ve olacağı kesin olan şeyler.

mesela bir kişinin başına bir hastalık gelse ve o kişi bu benim kaderim ve ben kaderime razı olmuyor iyileşmek için hastaheneye gidiyorum dese ondaki bu düşünce dahi o kişinin ezelde yazılmış olan kaderidir. bu yönde Hz Ömerin bir sözü vardır. sanırım bir yerde salgın hastalık çıkıyor Hz Ömer orya gitmemeyi uygun buluyor (gidecekleri halde) birisi çıkıp Allah'ın kaderindenmi kaçıyorsun diyor oda ALLAH'IN KADERİNDEN YİNE ONUN KADERİNE SIĞINIYORUM diyor. burda anlaşılması gereken şu bir kişinin kaderinin dışına çıkması asla mümkün değildir. kişinin kaderimden kaçıyorum ZANNI dahi o kişinin kaderidir.

Sevgili kardeşlerim, ALLAH TEALA' nın emrettiği yanı insana zararı olacak şeylerden uzak durmak(Fakat ALLAH TEALA' ya dua ederek) kadere iman' dır. Elbette Allah Teala ezelde Her şeyi bilecektir fakat bu bizi ilgilendirmez. Her işin doğrusunu yapmaya çalışın diye ayet ve hadisler vardır. Gerekli şeyleri yaptıktan sonra başına gelen kaderdir(Yani ALLAH TEALA' nın takdiri). Aslında elimizde olan bir şey yoktur, kendi başımıza yanlış yönlere gideriz. Dua işin doğru gitmesine sebep olur. Yalnız insanın dua edip etmeyeceği de ezelde bellidir. Bunu en güzel İbraim(a.s.)anlatmış sanırım, "Sana şükretmem bile, şükür gerektirir" demekle. Yani bu işlere fazla girmeden sürekli ALLAH TEALA' ya hayır dua etmeli ve halimize şükretmeliyiz. Her şey bizim elimizde olsaydı, her istediğimiz olurdu. İnsan serbest irade gibi gözükse de, "İnsan yalnız başına bırakılacağını mı sanıyordu" diyor Kuran-ı Kerim. "Kaderi ancak Dua engeller". Hangi kader? Levhi mahfuz' daki. Aıl ALLAH TEALA' nın katındaki kader değişmez. Çünkü ALLAH TEALA insanı çok iyi bilir. Bu nedenle Kuran-ı Kerim' de "Onların gizlediklerini dışarı çıkardık" sözü geçer. Yani ruhlar ALLAH TEALA' yı tasdik ettikleri zaman, bazıları korkudan tasdik etti. Bu tasdik kabul olmaz. ALLAH TEALA sevgi ve ihlasla tasdiği kabul eder.

Bir işin doğrusunu yapıp, ALLAH TEALA' hayır dua eder yine de hastalanırsa ve bundan şikayet etmezse, Kişi Kaderine razı olmuştur. Bu ALLAH TEALA' nın kendi katındaki takdiridir. Yani değişmez. Kadere iman etmiştir.
 

yýldýz

New member
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
1,359
Tepkime puanı
8
Puanları
0
Arkadaşlar, evreni yöneten bilgisayar varmış. bilim adamları öyle diyor. Yazıyı bulursam buraya yazarım.
 
Üst Alt