İmtihan

bekir

sadece bir kul
Yönetici
Sınanma ve denenme, mutlaka gereklidir. Özellikle
de Allah dostluğunda iddialı olanlar için. Eğer
sınav ve imtihan olmasaydı, her önüne gelen
evliyalık iddiasında bulunur, Allah dostu olduğunu
söylerdi. İşte bunun içindir ki, büyüklerden biri
şöyle demiştir: “Belâ, velayete vekil tayin
edilmiştir. Ta ki, her önüne gelen evliyalık
iddiasına kalkışmasın.”
Halktan gelen eza ve cefalara sabredip katlanmak
ve onların kusurlarından vazgeçmek de, evliyalığın
alâmetleri cümlesindendir.
İşin kolay olduğunu sanmayınız. Sizin birçoğunuz,
ihlaslı birer mümin olduklarını iddia ederler.
Halbuki onlar, gerçekte birer münafıktırlar. Eğer
imtihan olmasaydı, ihlaslı mümin olma iddiaları
çoğalırdı. Herkes, kendisinin Allah dostu olduğunu
iddia ederdi.
Kim ki kendisinin hilim (yumuşaklık) sahibi
olduğunu iddia ederse, biz de onu, kendisini
öfkelendirme yoluna başvurarak imtihan ederiz.
Aynı şekilde, cömertlik sahibi olduğunu iddia
edeni, kendisinden bir şeyler isteyerek imtihan
ederiz. Hasılı, her kimki bir şey iddia ederse, biz de
onu iddia ettiği şeyin zıddı ile imtihan ederiz.
Kul Marifetullah’a eriştiği zaman, Allah onun
kalbini bütünüyle kendisine yaklaştırır.
Vereceklerini bütünüyle verir. Onu bütünüyle
kendisine dostluk ettirir. Bütünüyle aziz kılar.
Kişinin bütün bu ilâhi lütuflara tamamen sahip
olduğu bir anda, -Hz. Eyyüb’e yaptığı gibi- onları
birdenbire elinden alır. Kendisini fakir düşürür.
Nefsini başına tekrar musallat eder. Onunla arasına
bir perde koyar. Bütün bunları yapmakla Allah,
kulunu denemek, nimetler elinden gidince nasıl
hareket edeceğini bizzat kendisine göstermek ister.
Eğer kul, halinde sebat eder ve Allah yolundan
ayrılmazsa, perdeleri kaldırır ve daha önceleri, sırf
denemek için geri aldığı nimetleri ve ilâhi lütufları
kendisine gene bahşeder.
Belâdan kaçma. Zira, sabırla karşılandığı takdirde
belâ, her hayrın esasıdır, temelidir. Peygamberliğin
de, risaletin de, evliyalığın da, marifetullah’ın da,
muhabbetin de esası, belâdır. Belâlara sabredip
tahammül göstermediğin takdirde, senin için temel
yok demektir. Halbuki herhangi bir bina, ancak
temel olursa ayakta durabilir.
Allah seni kendisine yakınlaştırır. Seni yedirir,
içirir. Sana hakikatlerin kapılarını açar. Seni kendi
lütuf ve yakınlık sofrasına oturtur. Önüne nimetler
serer. Buna karşılık, senin de bu hayatta asla
eminlik içinde bulunmamanı ister.
Bu dünya, hüzün yeridir. Şimşek, bir parlayıştan
ibarettir. Çoğu kez, peşinden hemen yağmur gelir.
 
Eğer kul, halinde sebat eder ve Allah yolundan
ayrılmazsa, perdeleri kaldırır ve daha önceleri, sırf
denemek için geri aldığı nimetleri ve ilâhi lütufları
kendisine gene bahşeder


saolasın bekir abi....
 
Bu dünya, hüzün yeri'midir?
dünya şükür ve sabır yeridir desek daha doğru olmazmı?
 
Bu dünya, hüzün yeri'midir?
dünya şükür ve sabır yeridir desek daha doğru olmazmı?

Bu dünya hüzün yeridir, çünkü bu genel bir önermedir. Yani dünyada yaşayan tüm insanlar için hüzün yeridir,çünkü bu dünyaya gelen her insan sevdiklerinden ayrılır, ölüm bir cellat gibi insanı bulacaktır, insan bu tehditle yaşar ve zaman geçtikçe sevdikleri bir bir yanından ayrılır, işte bu firak insanı hüzünlendirir. İnsan geçmişini hatırlar ve güzel anıları varsa o güzel anıları hatırlayıp acı bir ah çekecektir.Sıkıntılı anıları varsa yine onları hatırlayıp tekrar hüzünlenecektir. Yani her insan hüzünü yaşar, dünya bu nedenle hüzür yeridir.
Fakat her insan şükür etmez, her insan sabır etmez. Bu nedenle Dünya sabır ve şükür yeridir denemez, zira böyle denmesi için dünyadaki herkesin hayatını şükür ve sabırla geçirmesi gerekir. Böyle olmadığına göre Dünya hüzün yeridir demek doğru olacaktır.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks