
İlhan Selçuk Kuran'ı yorumladı
Politikada Türban Tezgâhı...
Kimi sözcükler çarpıcıdır; insanı irkiltir...
Sözgelimi iki sözcük:
Sahtecilik..
Düzenbazlık..
Al birini vur ötekine!..
Ne var ki bugün Türkiye'de, Müslüman geçinen dinciler, halkımızı aldatma yarışında kutsal İslamı tepe tepe kullanarak düzenbazlık yapıyorlar...
Bir türban lafı ortalıkta dolaşıyor...
Oysa Kuran-ı Kerim'de ne türban var..
Ne çarşaf..
Ne başörtüsü..
Kuran-ı Kerim'de ne var?..
Kuran, Tevrat ve İncil'den farklı olarak bir hukuk kitabı içeriğini de taşır...
Kuran-ı Kerim ailede ve mirasta kadının yerini saptar...
Herkesin bildiği gibi kadının mirastaki payı erkeğinkinin yarısıdır...
Erkek karısına kızıp derse ki:
- Boş ol!..
Kadın bohçasını koltuğunun altına sıkıştırıp hiçbir 'hak talep etmeden' evi terk etmek zorundadır...
Oysa 1926'da Avrupa (İsviçre) hukukundan aktarılan Medeni Kanun (Yurttaşlar Yasası) bu konularda ne diyor?..
Medeni Kanun'un ikinci kitabının başlığı:
Aile Hukuku!..
Üçüncü kitabının başlığı:
Miras!..
Her iki kitapta da Kuran-ı Kerim'in buyrukları değiştiriliyor..
Kadın yararına yasal hükümler, 1923 Cumhuriyet devriminden sonra 1926'da yürürlüğe girdi...
Gerçek şu ki bu hükümler İslam şeriatına düpedüz aykırıdır...
Ancak hiçbir dinci Türkiye'de yaşayan Müslüman kadınlara bu gerçekleri söyleyemez...
Peki dinci ne yapar?..
Türbanı savunur...
Çünkü türban yalnız kadının başını değil, yukarda vurgulanan tüm gerçekleri de örter.
Taife-i nisayı erkekten aşağıda ikinci sınıf insan sayanların bugün ülkede yurttaşların oylarıyla iktidara geçebilmesi, demokrasiyi değil gelişmişlik düzeyimizi gösteren tarihsel bir olgudur.
Kuran-ı Kerim'de kadınların türban, başörtüsü, sıkmabaş, çarşaf gibi tesettür araçları altına girmeleri konusunda açık seçik bir hüküm yoktur...
Kadınların örtünmesi Kuran-ı Kerim'den değil, erkek bencilliğinin toplum düzeninde eski zamanlardan beri egemenleşmesinden kaynaklanıyor...
İslam dünyasında Afganistan, Kuveyt, Suudi Arabistan vb. ülkelerde tesettür bir psikolojik erkek hastalığı düzeyindedir; Müslümanlık kadına böylesine eza ve cefaya izin verecek bir din değildir.
Türban takmayı özgürlük ve demokrasi diye millete yutturmaya kalkışan bu çarpık politika elbette bir gün aşılacaktır...
İşte kadını özgürleştirip erkekle eşitleştiren gerçek demokrasiye o gün kavuşacağız!..
İlhan Selçuk / Cumhuriyet