İki İnsanı Birbirine BağLayan En Kısa YoL

berfut

New member
Tebessüm, insan ruhunun bedene düşen en görünür, en parlak yansımasıdır. Tebessüm, insan coğrafyasının en asude ülkesinde, yani yüzde doğan bir güneştir. Yüzün tüm detaylarını etkileyen tebessüm, göz-kaş-kirpik ufkunda yükselir, dudağın ve yanağın toprağında bir bahar kadar müjdeli inkılaplar yapar. İçten ve sessiz bir tebessüm insanın söyleyebileceği en sessiz ve en etkili mesaja dönüşür. Tebessüm sırasında insanın bedeni adeta şeffaflaşır, ruhun soyut güzelliğine, kalbin içten muhabbetine doğru insan yüzünden kocaman bir pencere açılır. İçten bir tebessüm, hiç bir zorlamanın ve harici kuvvetin teshir edemeyeceği kadar ele avuca sığmaz bir eylem, ancak dilin ifadelerinin erişemeyeceği kadar aşikar bir ifade, ruhta derin ve kalıcı izler bırakacak kadar güçlü bir imajdır. Tebessüm, vermenin en kolay ancak en kesin aracıdır. Kimseden zorla alınamaz, kimseye zorla verilmez. Kimseye borçlu olmadığımız, kimseden alacaklı olmadığımız servettir. Bu yüzden tebessüm eden borcunu ödüyor değil, özel bir ikramda bulunuyordur. Tebessüme muhatap olan hakettiği bir şeyi alıyor değil, özel bir lütuf alıyordur.

Tebessümle gerçekleştirdiğimiz iletişim, karşılıklı alıp-vermenin çok ötesinde ve üzerinde bir boyuttadır. Tebessümleşmede bir ödeşme beklenmez, karşılıklılık yoktur, sadece tebessüm edilir o kadar. Tebessüm sadece verilir; sonrası yoktur. Ihtimal ki, bu yüzden, en çok “sadaka” tabiri yakışır tebessüme. Zira bize rızık olarak verilenler arasında olan mutluluğu, iç huzuru, saadeti, itminanı, huşû halini… başkasına infak etmenin ilk ve belki tek yoludur tebessüm. (Profesyonel niyetle sırf yüze giydirilen, en çok bir deri derinliğindeki tebessümler bahsimizden hariçtir.. Nitekim, uzmanları sahte ve sathî tebessümlerin yüzü asimetrik olarak etkilediğini gözlemlemişler. Demek fıtrî olmayan, kalpten gelmeyen tebessümü yüzün kasları bile kabul etmiyor; nerede ruha derin izler bırakması, kalbe yol bulması!)

Sözlerden ve seslerden daha temel ve kolay bir dil olmalı ki, her coğrafyadan insan tek bir tebessümün mesajını algılar. Tebessüm aslında sadece dışa doğru değil, içe doğru da mutluluk mesajları gönderir. Yüzdeki tebessüm hali, tebessüm edenin kendisine de bir özel mutluluk ve itminan hali telkin eder. Yani, tebessüm mutluluğun sonucu olduğu gibi, sebebi bile olabiliyor.

Otuzikinci Söz’ün Üçüncü Mevkıf’ındaki “güzel bir çiçek” ve “güzel bir hasnâ”nın suret ve heykeli misaline nazar edecek olursak, çiçeğin bir cisimleşmiş bir lütuf oluşu kadar, heykele kazandırılan “tebessüm vaziyeti”nin o “güzel kadın”ı et ve kemikten bir lütfa dönüştürdüğünü görürüz. Tersinden okursak, sade ve içten bir tebessüm cisme ve bedene keremi konuk ediyor; mütebessim bir çehre, ardında kendini sevdirme duygusunu saklayan kerem gibi soyut bir hüsnü somutlaştırıyor, elle dokunulur, gözle görülür eyliyor. Aslında, her tebesümde paha biçilmez bir cevherin kutusunu açıyor, gören gözleri onun parıltısına davet ediyoruz.


Tebessümle insan yüzünde kâinatın en güzel ve en özel çiçeği açıyor. İnsan yüzü, “Rahmanın sûreti”ne doğru yanaşıyor. Saf bir ayineye dönüşüyor, yeryüzünde dağılmış bütün gülleri bir Ehadiyet buketine dönüştürüp yansıtıyor, insan ruhunda gizli tüm duyguları gün yüzüne çıkarıyor. Her birimizin yüzünde, diğer yüzlere çevireceğimiz böylesine büyüleyici, böylesine teshir edici bir ayinesi var..

Sevdamızı sakladığımız helalimiz, aşkımızı hasrettiğimiz yârimiz neden bize gül yüzünden bir tebessüm sunmuyor? Ve neden biz; ağyardan sakladığımız ve sırf yârin vechine sunduğumuz bu ihtişamlı yüz ülkesinin baharına, yani tebessümümüze, helalimizi buyur etmiyoruz? Kerem ve lütfu ağırlayan tebessümümüzün kıyılarına kimler oturuyor? Ruhumuzun derûnunda bir inci gibi büyütüp beslediğimiz tebessümümüzü kimlere yağmalatıyoruz? Helal tadında sevmenin ve helal dairesindeki kedersiz keyiflerin özneleri olarak, herbirimiz en başta birbirimize, belki en çok cimriliğini yaptığımız ve belki de en az ihtiyaç duyacağını sandığımız kişiye, helalimize yayvan, aldırışsız, derin, kocaman, ağız dolusu, yüz’lerce tebessümler ikram etmeli değil miyiz?

Matematikçilerin hesabı yanlış! İki insanı birbirine bağlayan en kısa yol eğri bir çizgidir: tebessüm. Yari yakınımız eyleyen, aşkı yanımıza çağıran bu tatlı eğrinin hemen yanıbaşındayız şimdi.


Senai Demirci
 
Ücretsiz bilettir TEBESSÜM yürek yolculuğunda

Ücretsiz bilettir TEBESSÜM yürek yolculuğunda

Ücretsiz bilettir TEBESSÜM yürek yolculuğunda

Kolay değil belki, ama imkansızda değil.

Hangi küskünlük bitmemiş, hangi dostluk başlamış ha !

Yüreğin senin elinde dostum. İnsanları değiştiremezsin, ancak onlara olan
düşüncelerini değiştirebilirsin.

Herkesi olduğu gibi kabul et, sen de olması gerektiğince ol. İnancının
kazanmasını , ondan uzaklaşarak elde etme saçmalığından kurtul.

Hatırla, İYİLİĞİN HALLEDEMEDİĞİNİ KÖTÜLÜK HİÇ HALLEDEMEZ Kİ. . Yüreğine de kaydet bunu.

ÜCRETSİZ BİLETTİR TEBESSÜM YÜREK YOLCULUĞUNDA. .

Sevgiye davet çıkar sen de hadi. Kanaat getir, olumsuzlukları eriteceğine.
Geçmişe üzülme. Yaptığın hatalardan ders aldıysan, mutlu edebildiysen eğer;
bugünü bugünle yaşa. Fakat biraz dur.

Hayatına deneyimler eklemen için şart değil yanlışlardan geçmen.
Başkalarının edindikleri doğruları yerleştir zihnine. Ölümün ne zaman
geleceğini bilmediğinden, yolu uzatıp kaderini zorlama. Güzellikleri de
bizzat kendin uygula.

Savrulma sakın. Bak BATSA DA GÜNEŞ, BIKMAMIŞTIR DOĞMAKTAN. SONUNDA TOPRAK
OLSA DA CANLI, YORULMAMIŞTIR NEFES ALMAKTAN.

Dostum, bedelsiz değildir ki mutluluklar unutma. “O bedellerle olmanın
neresi zarar” de, yorulma. Dertlere de yenilme hiç, galiptir iyilikler sen ilerledikçe.
Sonra benim varlığıyla mutluluk duyduğum güzel dostum. Bir martının yanında
yer al. Gökyüzü meskenin olsun senin de. Kat kendini maviye, hayran
bakışları çek üzerine. Özgürlüğü uçuşlarınla anlat. Hem , kırık olsaydı
kanadın ne önemi kalırdı ki genişliği dünyanın.
Kaldır başını ve eğilme, sakın güçsüzce.Dipsizse de karanlık, dal içeri...Öyle bir dal ki; sen değil
o korksun.. “Ne çıkar” deme, bir nur da senden olsun.


GÜLÜMSE... Fakat cenneti kazanmışçasına değil, doğduğun güzel fıtrat için...

GÜLÜMSE.... O’nun ümmetlerinden biri olarak yaşadığın için...

GÜLÜMSE... Duyduğun ezan sesi, kıblen KABE olduğu için..

GÜLÜMSE... Öldüğünde Azrail’le buluşup, RABB’ ine kavuşacağın an için.HİÇ DEĞİLSE TATLI İNSAN, RAZI OLDUĞUN ALLAH ’ın rızası için gülümser misin? [/B]__________________
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks