İbrahim'in sorusu

Çoğumuz Hz. İbrahim’in hikayesini biliriz. Hz. İbrahim Allah’a verdiği bir söz yüzünden oğlunu kurban etmek gibi zor bir soru ile sınandığının öyküsü çocukluğumuzdan beri çeşitli ağızlardan duymuş olduğumuz bir kıssadır.

Bunun üzerine biz, İbrahim'e yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik.
Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: "Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?" "Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın." Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca, Biz şöyle seslendik: "Ey İbrahim!""Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz." "Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi." SAFFAT SURESİ 101-106.

Hepimizin hayatta değer verdiği bir takım kişiler vardır. Bunlar genellikle annemiz, babamız veya kardeşimiz hatta eşimiz olabilir. Ama çocuklarımıza kendi canımızdan bile daha çok değer veririz. Annemiz veya babamız öldüğünde üzülürüz. Kardeşlerimiz veya eşimiz için üzülürüz. Fakat canımızdan çok değer verdiğimiz evlatlarımın acısı bizi yıkar.

Hz. İbrahim bir insanın sınanabileceği en zor soru ile sınanmıştı. Fakat İbrahim’in bu öyküsünde bugüne kadar değinilmemiş önemli bir nokta daha vardır.

Hz. İbrahim vermiş olduğu bir söz yüzünden oğlunu kurban etmek gibi çok zor bir soru ile karşı karşıya kalmıştır.

Bazen hepimizin yaptığı bir şeydir bu… Yapamayacağımız şeyleri söz vermek… Verdiğimiz sözün üzerinde nasıl bir yükümlülük oluşturduğunu bilmeyiz. Yada umursamayız. Oysa verdiğimiz her söz yerine getirmemiz gereken taahhütlerdir.

Ey iman sahipleri! Yapmayacağınız şeyi neden söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük bir günahtır. Sure 61 SAFF SURESİ 2-3

Yapamayacağı şeyleri söz vermek en çok politikacılarımız tarafından yapılan gaflardır. Onlar verdikleri sözler ile nasıl bir yük altına girdiklerini düşünmezler ve umursamazlar. Çünkü yönettikleri insanlar balık hafızalıdırlar, çabuk unuturlar.

İbrahim’in kıssasından almamız gereken iki önemli ders vardır.

Birincisi ve yıllardır bahsedileni, evlat sevgisinin ne kadar önemli ve evlat acısının ne kadar zor olduğu, ikincisi ve bahsedilmeyeni ise, vermiş olduğumuz her sözün üzerimizde nasıl bir yük oluşturduğudur.

Allah hiç kimseyi İbrahim’in sorusu ile sınamasın.


ALLAH YAR VE YOLDAŞINIZ OLSUN.

(Akın Örsmen 12.3.2008)
Yol Gösterici
 
İbrahim'in oğlunu kurban etmesi olayı şöyle bir mesajı da muhakkak barındırıyordur, garib-gurabayı, fakir-fukarayı sahte putlarınıza kurban eden zalimler, eğer bu ibadetinizde samimi iseniz öz evlatlarınızı kurban edin!!!

Olayı sadece İbrahim ya da İsmail etrafında düşünmek bizi yanıltabilir, çünkü olay, İbrahim ve İsmail'in etrafındaki bir düzen içinde mesajlar taşımaktadır, hatta mesajın hedefi de doğrudan bu düzendir...
 
Sevgili Kardeşim,

Peygamberlerin kıssaları aslında almamız gereken hisselerdir.
İbrahim yanlızca bir örnektir. Eğer hepimiz kendi üzerimize gereken dersi alabiliyorsak ne mutlu...

Fakat genelde insanlar üzerine alınmazlar. Mesela İbrahim örneğindeki konu ele alındığında, bazıları ''Ben zaten verdiğim sözleri tutarım. O halde bu mesaj bana değil...'' der ve geçer. Oysa hepimizin şu veya bu şekilde veripte tutamadığı sözler mutlaka olmuştur.

Eğer siz verdiğiniz her sözü mutlaka yerine getiren biri iseniz, saygı ve hürmet ile ellerinizden öperim.

Allah Yar ve Yoldaşınız olsun.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks