Ibrahim(as)’ı ateşin yakmaması ve şehidler

muhammedemin

New member
İBRAHİM(AS)’I ATEŞİN YAKMAMASI VE ŞEHİDLER

Cüneyd MAHAN



Kainatta Allah’ın (cc) koyduğu bir nizam vardır. Bu nizamı akıl ve kafa gözüyle görmekte ve idrak etmekteyiz.
Beşerin asla ve kat’a elinin ulaşamayacağı ve değiştirmeye gücünün olmadığı bir kudret nizamı.
Bize göre güneş her zaman doğudan doğar, batıdan batar, akşamdan sonra gündüz olur, ay belli bir yörüngede hareket eder gibi.
Bunlar belli bir nizam içinde kainat kurulalı bu şekilde devam edegelmiştir.
Peki Allah (cc) bu kanunlarını bozma kudretine sahip değilmidir.
Elbette sahiptir.
Galaksimizde belli bir yörüngede giden ayı, hangi güç, hangi teknoloji ile ortadan ikiye böleceksiniz.
Peygamber efendimiz (A.S) bir işareti ile, dost ve düşmanın tasdikiyle ay’ın bir parçasının ebu kubeys dağının bir tarafında, diğer yarısınında dağın öbür tarafında bulundurarak bir mu’cizeye imza atmıştır.
Ve sayısız mu’cizeler olmuş enbiyalar ve resullerde.
İnsan takatının fevkinde, klişeleşmiş adetleri yıkan mu’cizeler.
Bir çocuğun meydana gelmesi, anne ve babanın vücuduna bağlıdır.
Ama isa (A.S) babasız meydana geliyor.
Nice yeryüzünde hayvanat var ki, babasız meydana gelmektedir.
Allah (cc), koyduğu kanunların mahkumu olmadığını anlatmak istiyor kullarına.
İşte ateşde onlardan biri.
Ateş, yakıcı özelliğine sahiptir. Bize göre ateş her zaman yakıcıdır.
Gel gör ki, bir sene insan ve hayvandan tut, İbrahim (AS)’ a düşman olanlar meydana odun toplayıp, şedid bir ateş yakmışlar. Ve İbrahim (A.S)’ı içine atmışlar.
Allah (cc)’ın halili sıfatına mazhar olan o zat, Allah (cc)’ın ateşe bir emriyle, ateş sıcaklığını durdurup, İbrahim (A.S)’ı selametli bir şekilde misafir ediyor.
Ey ateş! Sana benim bir değerli bir misafirim geliyor, onu iyi ağarlayasın, hem serin, hemde selametli ol buyuran cenab-ı hak, mümtaz kulunu ateşte perişan etmiyor.
Aynı şekilde, tüm kainat insanlara hizmet için yaratılmış, bizim emrimize verilmiştir.
Bitkiler, o nazenin yumuşak köklerinin hararetli ve her şeyi eriten toprak altında tazeliğini koruması ve yanmaması bir mu’cize değilmidir.
Üstünde gezdiğimiz toprakların altında nice medfun insanlar var ki, Allah (cc) yolunda ve hayatını onun için feda ettiklerinden dolayı, onlara bir ikram olmak üzere, cenab-ı hak adetini bozuyor ve toprağa emrediyor; “ Ey toprak! Sana mümtaz kullarım geliyor, sakın ha onları hararetinle yakmayasın, onları iyi ağarla” diyerek, dostlarına yapmış olduğu muameleyi gösteriyor.

Allah’a (cc) dost olan, her şey ona dosttur.Vesselam.
 
Üstünde gezdiğimiz toprakların altında nice medfun insanlar var ki, Allah (cc) yolunda ve hayatını onun için feda ettiklerinden dolayı, onlara bir ikram olmak üzere, cenab-ı hak adetini bozuyor ve toprağa emrediyor; “ Ey toprak! Sana mümtaz kullarım geliyor, sakın ha onları hararetinle yakmayasın, onları iyi ağarla” diyerek, dostlarına yapmış olduğu muameleyi gösteriyor.

Allah’a (cc) dost olan, her şey ona dosttur.Vesselam.
Allah razı olsun.
Özür dilerim, "Adetini bozuyor" yerinde "Adetinden şüzuzat ediyor" demek lazımdır. Çünkü, Allah adetinin değiştirmediğini hal bölye olunca bozmadığını buyuruyor. Şüzuzat ise istisnadır. İstisnalar ise kaideyi bozmaz. Hem istisna, kaide sahibine hem kudretine delildir. Çünkü, kanun koyan kudret o kanunu bozmadan kanundan istisna kudretine de sahip olmalıdır ve bunu göstermek icab eder. İşte -kimilerinin- red ettiği Peygamber mucizeleri kanun koyucu kudrete delildir. Zira, ateşin mutlak yakıcılık kanununa muhalefet edebilen ancak Kudretli bir Zat olabilir. Hem kanunun koyan ile süzuzat ettiren aynı kişi olmak icab ettiğiniden delilden ziyade o mucize bir şahit hükmüne gelir.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks