yavuzburak
New member
Her sabah sizden de 8 sey isteniyor biliyor musunuz?
Imam-i Safii Hazretleri, Filistin'in Gazze sehrinde 150'de dünyaya gelmis, Kahire'de 204'te vefat etmis bir büyük müçtehidimizdir.
Onu müçtehid yapan ilme karsi duydugu derin ilgiyi anlatirken söyledigi su sözleri hiç unutulmamistir:
-Bir adam para kazanmak için nasil istek duyarsa ben de ilim elde etmek için öyle istek duyarim. Yavrusunu kaybeden anne, bulunca nasil sevinirse ben de bilmedigim bir meselenin cevabini bulunca öyle sevinirim!..
Hazreti Imam, öylesine derin istek duydugu ilimden ne anladigini da su kulaklara küpe olacak cümleleriyle açiklamistir:
- Ilim ögrenilen degil yasanandir! Yasanmayan ilim, geçmeyen para gibidir. Sahibine hiç faydasi olmaz. Sadece bilgim var diye gururlanmasina sebep olur o kadar.
Böylece ilmi amelden ibaret olarak anlayan Imam, sabah namazindan sonra evine dönerken ilmiyle amel ederek derin tefekkür içinde yürüyordu. Onun böylesine dalgin sekilde yürüdügünü gören biri yaklasip sorar:
- Efendi Hazretleri, derin düsünce içinde yürüyorsunuz gibi geliyor bana. Bir sikintiniz mi var?
-Evet der, her sabah eve dönerken benden istenenleri düsünüyorum da o sebeple dalgin yürüyorum.
- Her sabah sizden kimler neleri istiyorlar? Imam her sabah kendisinden 8 seyi söyle siralar:
-Rabb'im, benden farzlarini istiyor. Resulullah benden sünnetlerini istiyor. Ailem benden helal nafaka istiyor. Imanim ve aklim benden kendilerine uymami istiyor. Nefsim ve seytanim da asil kendilerine uymami istiyor. Yanimda bulunan Kiramen Katibin melekleri ise hep sevap yazdirmami istiyor. Yeni basladigim bu gün bir gün daha yaslandigimi düsünmemi istiyor. Azrail de kendisine bir gün daha yakinlastigimi hatirlamami istiyor.
- Iste der, ben her sabah bu istenenleri düsünerek yürüyorum evime dogru. Dalgin yürüyüsüm bundandir. Bu defa düsünme sirasi soru sahibine gelir:
-Ya imam der, bunlar sadece sana mi soruluyor yoksa bana da soruluyor mu ayni sorular? Hazreti Imam tebessüm ederek cevap verir: - Onu senin irfanin bilir. Ben kendime her sabah böyle sorularin soruldugunu hissediyorum. Adam beklemeden cevap verir: - Evet ya imam, der, bu sorular bana da, hatta her sabah günlük hayatina baslayan herkese de sorulan sorulardir. Ama biz bunlari düsünmüyorsak, bize de sorulmayisindan degil, bizim gafletimizdendir.
Imam-i Safii Hazretleri, Filistin'in Gazze sehrinde 150'de dünyaya gelmis, Kahire'de 204'te vefat etmis bir büyük müçtehidimizdir.
Onu müçtehid yapan ilme karsi duydugu derin ilgiyi anlatirken söyledigi su sözleri hiç unutulmamistir:
-Bir adam para kazanmak için nasil istek duyarsa ben de ilim elde etmek için öyle istek duyarim. Yavrusunu kaybeden anne, bulunca nasil sevinirse ben de bilmedigim bir meselenin cevabini bulunca öyle sevinirim!..
Hazreti Imam, öylesine derin istek duydugu ilimden ne anladigini da su kulaklara küpe olacak cümleleriyle açiklamistir:
- Ilim ögrenilen degil yasanandir! Yasanmayan ilim, geçmeyen para gibidir. Sahibine hiç faydasi olmaz. Sadece bilgim var diye gururlanmasina sebep olur o kadar.
Böylece ilmi amelden ibaret olarak anlayan Imam, sabah namazindan sonra evine dönerken ilmiyle amel ederek derin tefekkür içinde yürüyordu. Onun böylesine dalgin sekilde yürüdügünü gören biri yaklasip sorar:
- Efendi Hazretleri, derin düsünce içinde yürüyorsunuz gibi geliyor bana. Bir sikintiniz mi var?
-Evet der, her sabah eve dönerken benden istenenleri düsünüyorum da o sebeple dalgin yürüyorum.
- Her sabah sizden kimler neleri istiyorlar? Imam her sabah kendisinden 8 seyi söyle siralar:
-Rabb'im, benden farzlarini istiyor. Resulullah benden sünnetlerini istiyor. Ailem benden helal nafaka istiyor. Imanim ve aklim benden kendilerine uymami istiyor. Nefsim ve seytanim da asil kendilerine uymami istiyor. Yanimda bulunan Kiramen Katibin melekleri ise hep sevap yazdirmami istiyor. Yeni basladigim bu gün bir gün daha yaslandigimi düsünmemi istiyor. Azrail de kendisine bir gün daha yakinlastigimi hatirlamami istiyor.
- Iste der, ben her sabah bu istenenleri düsünerek yürüyorum evime dogru. Dalgin yürüyüsüm bundandir. Bu defa düsünme sirasi soru sahibine gelir:
-Ya imam der, bunlar sadece sana mi soruluyor yoksa bana da soruluyor mu ayni sorular? Hazreti Imam tebessüm ederek cevap verir: - Onu senin irfanin bilir. Ben kendime her sabah böyle sorularin soruldugunu hissediyorum. Adam beklemeden cevap verir: - Evet ya imam, der, bu sorular bana da, hatta her sabah günlük hayatina baslayan herkese de sorulan sorulardir. Ama biz bunlari düsünmüyorsak, bize de sorulmayisindan degil, bizim gafletimizdendir.