"Ben de mi"?diyorsunuz.Evet sizde!
Sahip olduğunuz inanılmaz nimetlere biraz olsun dikkat eder ve onlar üzerinde düşünecek olursanız.Ali babanın hazinelerinden çok daha fazlasının elinizde bulunduğunu hayretle göreceksiniz.
İki gözünüzü bir milyar dolara satarmısınız?
Veya ayaklarınızı kaç milyara verirsiniz?Ya ellerinizi?işitmenizi?çocuklarınızı?ailenizi?Bütün mevcudunuzu toplarsanız göreceksiniz ki onları.Rockfellerin veya fordların edindikleri altınların toplamına değişmeyeceksiniz.
Fakat bunları takdir edip şükrediyormuyuz?
Maalesef hayır...!
Schopenhaur ın dediği gibi,"Elimizde olan şeyleri çok seyrek düşünürüz,eksik olanları ise daima"
Şükredecek bu kadar nimete sahipken,acaba hep neden sızlanıyoruz?
Ya aklınızı.....Ellerinizi....kulaklarınızı..?
Şaşılacak şu adamdır ki;Allahu tealanın akıl ve ilmi kendisine,serveti de cahil ve ahmak kişiye verdiği vakit,"Bu doğru değil,servet bana layık idi...Benim bu kadar aklım ve ilmim varken,yiyecek ekmek bulamıyoru.Oysa şu cahil nimetlere boğulmuştur"diyeek,dış görünüşü ile bu durumda adeta zulüm ve adaletsizlik gibi göstermeye cüret eder...!Halbuki düşünmez ki,allah ,ilim,akıl,ve serveti onda toplayıp,cahil ve ahmak kişiye birşey vermeseydi,belki haksızlığa benzeyen asıl bu hal olabilirdi.Çünkü cahil fakir;"Ya rabbi,neden hem aklı hemde serveti ona nasip ettin de bana birşey vermedin?
Her ikisini veya sadece birini bana bağışlayamazmıydın"diye düşüne bilirdi.Hz ali (r a);"Niçin çok akıllı kimseler,ekseriyetle fakir oluyor"şeklindeki suala "kulun aklı rızkına mahsub(hesap ve dahil edilir)"cevabını vemekle,rızık taksimindeki bu inceliğe işaret vermiştir.
Ver güzelliğini al inciler....
Yine şaşılacak bir husustur ki,alim ve akıllı fakir,cahil zenginleri kendisinden daha iyi durumda zanneder!Halbuki"ver aklını,al onun servetini"desek bu teklifi kabul etmez.Demek o,halde kendisindeki akıl nimetinin ,ahmaktaki servet nimetinden çok daha üstün olduğunu bilmektedir.O halde,daha bunda sızlanaqcak ne var?
Güzel,fakat fakir bir kadın,süs ve mücevherleri,çirkin bir kadında gördüğünde;"böyle şey olurmu?onlar bana yakışırdı,bende olmalıydılar"der.Oysa bilmezki,kendi güzelliği rızkına dahildir.Buna rağmen kendisine"ver güzelliğini al inciler"denilse bu teklifi asla kabuletmez!Çünkü cenabı hakkın lutfettiği güzellik nimeti,bütün ücevherlerden daha kıymetlidir.
Herkeste olan değersizmi demektir?
İnsanların,kendilerine bahşedilen nimetlerden gaflete düşmeleri veya onları yeterince idrak edemeyişlerinin bir çok sebebi vardır.Bunların başlıcası ise,herkeste olup kendilerini de rahata erdiren şeyleri nimetten saymamalarıdır.Gerçekten de insanlar,acak özel olarak kendilerine verilen nimetlerin azlığı veya çokluğu nisbetin de şükretmek yanlışına düşe biliyorlar.Bunların gafletten sıyrılıp şükretmeleri için önce ellerindeki nimetleri alıp,sonra iade etmek lazımdır.
Gözlerinizi kaça satarsınız?
Allahu tealanın bizlere verdiği bu kıymetli hazinenin bir deyeri varmıdır acaba bizden görme duyumuzu isteseler ve karşılığında dünyaları verseler satarmıydık?
Hayat bir mücadelemidir?
Milyonlarca HAYIR!....
Sahibinin vurduğu tavşanın yavrularını,kendi yavrusu gibi emziren av köpeği de,bu gerçeği haykırmıyormu?
Ya bunların dışında kalıp ta göremediklerimiz....
Yaratan,yarattıklarını bilmezmi ?veya onları başıboş ve gayesiz bırakması mümkünmü?
O nun rahmeti yar olunca,en güçlüler en zayıfların emrine girer ve en küçük zannedilenler kendilerinden büyül olanların yardımına koşarlar.
Bulutlardan mevsimlere,ağaçlardan meyvelere veyavrulardan annelere kadar herşey ,tam bir ahenk içinde "hayatın yardımlaşma olduğunu "ilan ediyorlar.Gözlere ve kulaklara beraber,kalp ve vicdanların da tozu silinmedikçe,bu ibret verici manzaraları göremeden geçmiş olacağız.
ÇÜNKÜ GÖRMEK VE BAKMAK DA BİR SAN ATTIR.
Sahip olduğunuz inanılmaz nimetlere biraz olsun dikkat eder ve onlar üzerinde düşünecek olursanız.Ali babanın hazinelerinden çok daha fazlasının elinizde bulunduğunu hayretle göreceksiniz.
İki gözünüzü bir milyar dolara satarmısınız?
Veya ayaklarınızı kaç milyara verirsiniz?Ya ellerinizi?işitmenizi?çocuklarınızı?ailenizi?Bütün mevcudunuzu toplarsanız göreceksiniz ki onları.Rockfellerin veya fordların edindikleri altınların toplamına değişmeyeceksiniz.
Fakat bunları takdir edip şükrediyormuyuz?
Maalesef hayır...!
Schopenhaur ın dediği gibi,"Elimizde olan şeyleri çok seyrek düşünürüz,eksik olanları ise daima"
Şükredecek bu kadar nimete sahipken,acaba hep neden sızlanıyoruz?
Ya aklınızı.....Ellerinizi....kulaklarınızı..?
Şaşılacak şu adamdır ki;Allahu tealanın akıl ve ilmi kendisine,serveti de cahil ve ahmak kişiye verdiği vakit,"Bu doğru değil,servet bana layık idi...Benim bu kadar aklım ve ilmim varken,yiyecek ekmek bulamıyoru.Oysa şu cahil nimetlere boğulmuştur"diyeek,dış görünüşü ile bu durumda adeta zulüm ve adaletsizlik gibi göstermeye cüret eder...!Halbuki düşünmez ki,allah ,ilim,akıl,ve serveti onda toplayıp,cahil ve ahmak kişiye birşey vermeseydi,belki haksızlığa benzeyen asıl bu hal olabilirdi.Çünkü cahil fakir;"Ya rabbi,neden hem aklı hemde serveti ona nasip ettin de bana birşey vermedin?
Her ikisini veya sadece birini bana bağışlayamazmıydın"diye düşüne bilirdi.Hz ali (r a);"Niçin çok akıllı kimseler,ekseriyetle fakir oluyor"şeklindeki suala "kulun aklı rızkına mahsub(hesap ve dahil edilir)"cevabını vemekle,rızık taksimindeki bu inceliğe işaret vermiştir.
Ver güzelliğini al inciler....
Yine şaşılacak bir husustur ki,alim ve akıllı fakir,cahil zenginleri kendisinden daha iyi durumda zanneder!Halbuki"ver aklını,al onun servetini"desek bu teklifi kabul etmez.Demek o,halde kendisindeki akıl nimetinin ,ahmaktaki servet nimetinden çok daha üstün olduğunu bilmektedir.O halde,daha bunda sızlanaqcak ne var?
Güzel,fakat fakir bir kadın,süs ve mücevherleri,çirkin bir kadında gördüğünde;"böyle şey olurmu?onlar bana yakışırdı,bende olmalıydılar"der.Oysa bilmezki,kendi güzelliği rızkına dahildir.Buna rağmen kendisine"ver güzelliğini al inciler"denilse bu teklifi asla kabuletmez!Çünkü cenabı hakkın lutfettiği güzellik nimeti,bütün ücevherlerden daha kıymetlidir.
Herkeste olan değersizmi demektir?
İnsanların,kendilerine bahşedilen nimetlerden gaflete düşmeleri veya onları yeterince idrak edemeyişlerinin bir çok sebebi vardır.Bunların başlıcası ise,herkeste olup kendilerini de rahata erdiren şeyleri nimetten saymamalarıdır.Gerçekten de insanlar,acak özel olarak kendilerine verilen nimetlerin azlığı veya çokluğu nisbetin de şükretmek yanlışına düşe biliyorlar.Bunların gafletten sıyrılıp şükretmeleri için önce ellerindeki nimetleri alıp,sonra iade etmek lazımdır.
Gözlerinizi kaça satarsınız?
Allahu tealanın bizlere verdiği bu kıymetli hazinenin bir deyeri varmıdır acaba bizden görme duyumuzu isteseler ve karşılığında dünyaları verseler satarmıydık?
Hayat bir mücadelemidir?
Milyonlarca HAYIR!....
Sahibinin vurduğu tavşanın yavrularını,kendi yavrusu gibi emziren av köpeği de,bu gerçeği haykırmıyormu?
Ya bunların dışında kalıp ta göremediklerimiz....
Yaratan,yarattıklarını bilmezmi ?veya onları başıboş ve gayesiz bırakması mümkünmü?
O nun rahmeti yar olunca,en güçlüler en zayıfların emrine girer ve en küçük zannedilenler kendilerinden büyül olanların yardımına koşarlar.
Bulutlardan mevsimlere,ağaçlardan meyvelere veyavrulardan annelere kadar herşey ,tam bir ahenk içinde "hayatın yardımlaşma olduğunu "ilan ediyorlar.Gözlere ve kulaklara beraber,kalp ve vicdanların da tozu silinmedikçe,bu ibret verici manzaraları göremeden geçmiş olacağız.
ÇÜNKÜ GÖRMEK VE BAKMAK DA BİR SAN ATTIR.