Gül Kokulumun Vedasi !!

berfut

New member
Ey Nâs!
Sözümü iyi dinleyiniz. Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir daha beraber olamayacağım.
Ey İnsanlar!
Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay, bu şehriniz Mekke nasıl kutsal bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namus ve şerefiniz de öylece mukaddestir; her türlü tecavüzden masundur.
Ashabım!
Yarın Rabbinize kavuşacaksınız. Bugünkü her hâl ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız. Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsinler. Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak hıfzetmiş olur.
Ashabım!

Kimin yanında bir emanet varsa, onu sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Fakat aldığınız borcun aslını ödemek gerekir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah'ın emriyle bundan böyle faizcilik yasaktır. Cahiliyetten kalma bu çirkin âdetin her türlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdülmuttalib'in oğlu amcam Abbas'ın faiz alacağıdır.

Ashabım!

Cahiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan davası, Abdülmüttalib'in torunu (amcalarımdan Haris’in oğlu) Rabia’nın kan davasıdır.

Ey Nâs!

Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu konuda Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah'ın emaneti olarak aldınız. Onların namus ve ismetlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki haklarınız, aile namusu ve şerefinizi kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer onlar sizden izinsiz razı olmadığınız kimseleri aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları ise, örfe göre her türlü (meşru ihtiyaçlarını), yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.

Ey Mü'minler!

Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. Bu emanetler, Allah'ın kitabı Kur'ân ve O'nun Peygamberinin sünnetidir.

Ey Nâs!

Devamlı dönmekte olan zaman, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı günkü duruma dönmüştür. Bir yıl, l2 aydır. Bunlardan 4'ü Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Recep hürmetli aylardır.

Ashabım!

Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfuz ve saltanatını kurma gücünü ebedî olarak kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım bu şeyler dışında, küçük gördüğünüz şeylerde ona uyarsanız, bu da onu sevindirir. ona cesâret verir. Dininizi korumak için bunlardan da uzak kalınız.

Ey Mü'minler!

Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbiniz birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem'densiniz, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takva iledir. Müslüman müslümanın kardeşidir. Böylece bütün Müslümanlar kardeştir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe, başkasının hakkına el uzatmak helâl değildir. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. Bu nasihatlerimi burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler.

Ey Nâs!

Cenâb-ı Hak Kur'an da her hak sahibine hakkını vermiştir. Mirasçı için ayrıca vasiyet etmeye gerek yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmuşsa, ona aittir. Zina eden için ise mahrumiyet vardır. Babasından başkasına soy (neseb) iddiasına kalkışan soysuz yahut efendisinden başkasına intisaba yeltenen nankör, Allah'ın gazabına, meleklerin lânetine ve bütün müslümanların ilencine uğrasın. Cenâb-ı Hak böylesi insanların ne tevbelerini ne de adalet ve şahitliklerini kabul eder.

Ashabım!

Alllah'tan korkun, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun, malınızın zekâtını verin, âmirlerinize itaat edin. Böylece Rabbinizin Cennetine girersiniz.

Ey Nâs!

Yarın beni sizden soracaklar, ne dersiniz? Ashabı kiram:

— Allah’ın dinini tebliğ ettin, vazifeni hakkıyla yaptın, bize nasihat ve vasiyette bulundun, diye şahadet ederiz, dediler.

Rasulallah (s.a.s.) mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırdı, cemaat üzerine çevirip indirdikten sonra üç defa:

Şâhid ol Yâ Rab!

Şâhid ol Yâ Rab!

Şâhid ol Yâ Rab!

Buyurdu.
 
Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsizinizinde üzerinizde hakkı vardır.

Bu olayı açıklayabilirmisiniz.Hep nefsimize hakim olmamız söyleniyor oysa

Allah razı olsun kardeşim.
 
Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsizinizinde üzerinizde hakkı vardır.

Bu olayı açıklayabilirmisiniz.Hep nefsimize hakim olmamız söyleniyor oysa

Allah razı olsun kardeşim.
Hayvanlarda nefis, meleklerde akıl , insanda ise her ikisi vardır, nefsi üstün gelen hayvandan aşağı,aklı üstün gelen ise meleklerden de üstündür.Nefisler çeşitlidir, bazen nefis günaha çağırır ki, bu nefse sahip çıkıp durdurmak gerekir, eğer bu sese kulak verdiğimiz zaman kendimize zulmetmiş oluruz, çünkü bundan özümüz işkence çekecektir,

İnsanın özü , yani nefsi her zaman ilahi arayış içerisindedir; hayvanların yaptığı eylemlerden insan , zevk alıyorsa başka bir deyişle o insanın hayvanlardan başka bir özelliği yoksa, mesela yemek yiyor, uyuyor, geziyor, doğru dürüst bir düşüncesi yok, hayvanlar gibi meliyor, bağırıyorsa velhasın insana özgü güzel bir hasleti yoksa hayvandan farkı kalmaz, ama o eşref-i mahluk olan insana özgü nimetlerle donatıldığı halde, bunları kullanamaması nedeniyle en başta kendisine zulmetmiş olur.

Şöyle düşünelim, birisinin kalbini kırınca veya bir şekilde günah işleyince mi kendimizi daha iyi hissediyoruz, yoksa insana özgü amellerimiz olduğu zaman mı kendimizi daha iyi hissediyoruz, tabiki insana özgü davranışlarımız olunca kendimizi daha iyi hissediyoruz.

Eğer dünyaya insan geldik, ve bu mertebeden aşağı düşmek istemiyorsak, bize verilen nimetleri güzel bir şekilde kullanmak ve her zaman şükür içerisinde olmalıyız, yoksa kendimize zulmetmiş oluruz, daha da kötüsü sapıtabiliriz, daha da kötüsü kalbimiz mühürlenebilir, daha da kötüsü ebedi cehennem bizi bekler, daha da kötüsü hesap gününda Cenab-ı Allah " >Yazıklar olsun, size her şeye verdim, fakat siz nankörlük ettiniz " buyurması olur.
 
''Nefisler çeşitlidir, bazen nefis günaha çağırır ki, bu nefse sahip çıkıp durdurmak gerekir, eğer bu sese kulak verdiğimiz zaman kendimize zulmetmiş oluruz, çünkü bundan özümüz işkence çekecektir


Yani işlediğimiz günahlardan dolayı nefsimize zulmetmiş oluyoruz yanılıyormuyum bende daha farklı algılamıştım. Teşekkür ediyorum Allah razı olsun hocam
 
''Nefisler çeşitlidir, bazen nefis günaha çağırır ki, bu nefse sahip çıkıp durdurmak gerekir, eğer bu sese kulak verdiğimiz zaman kendimize zulmetmiş oluruz, çünkü bundan özümüz işkence çekecektir


Yani işlediğimiz günahlardan dolayı nefsimize zulmetmiş oluyoruz yanılıyormuyum bende daha farklı algılamıştım. Teşekkür ediyorum Allah razı olsun hocam
Evet , Yaratılış gayesine aykırı hareket eden herkes, nefsine zulmetmiş olur, insan sadece hayvanlara özgü duyularla yaratılmış olsaydı, o zaman böyle bir şey söz konusu olmayacaktı, fakat eşref-i mahluk olan insan sınıfından olup da, hayvanlardan farkı olmayan insan, kendi yaratılışındaki bu üstün seciyeyi kullanmayarak her şeyden önce Allah'ın verdiği nimeti yerinde kullanmamış olur, kendisine haksızlık yapmış olur , velhasıl kelam kendisine zulmetmiş olur.
Zaten Allah ( c.c.) kuluna zülmetmez, insan ancak kendine zulmeder, Kuran'da bir çok ayette bu gerçek belirtilir, Kuran-ı Kerimin bir çok yerinde cehennemden bahseder, cehennemin korkunçluğundan, büyük şiddetinden bahseder, fakat bu cezayı veren Allah'ın, kullarına zulmetmediğini, insanın kendisine zulmetdiği belirtilir, ve bir çok yerde yaratılış gayesine aykırı davrananlar belirtilir,bu gerçekler hakkında düşünmek gerekiyor...İnsan yeryürüze ne zengin olmak için, ne makam mevki elde etmek için ne evlenmek , ne anne baba olmak için gelmiştir, bunlar için insan yaratılmamıştır, İnsan tek bir şey için yaratılmıştır, o da Allah'a kulluk etmektir.
Acizane konu hakkında düşündüklerimi söyledim, konuyu araştırırsanız, daha tamin edici cevapları bulabilirsiniz....
 
Ben ne zaman Veda Hutbesini okusam ağlıyorum(hiçte duygusal olmamama rağmen)yine beni ağlattı.Bir devri aydınlağa kavuşturan ve sonraki devirlerin yol göstericisi sünnetullahımız Vedasında da dünya son bulana kadar ,asırlar geçtikçe tazeliğini koruyan ,o mübarek sözleriyle yıllarca oturulup ,tartışilıp üzerinde hala laf ebeliği yapilan insanlik suçlarını ve sorunlarını çözüme kavuşturmuş.İnsan Haklari Evrensel Bildirisini,Uluslararası Adalet Divanını,Kadın Hakları komisyonlarını v.b yani tüm kurumlaşmış,kurumsallaşmış "hak" savunucuları ,gerek tüzel gerek gerçek kişiler olsun(çünkü bunları yaparken müeyyideleri olan bir belgeye dayanmak zorundalar) ve tüm genel yasalarını bu hutbe ile,bu basiretli sözlerle yani bizim bildirgemiz ile mukayese bile edemiyorum...Rabbime şükürler Olsun O'nun ümmeti olma şerefine nail olabildik,bir de O Kutluya yetişemeyenler ,O'nun dünyaya şeref verişini dörtgözle bekleyipte kavuşamayanlardanda olmak vardı...Selam Olsun "ümmeti ümmeti" diyen Kutlu Nebiye....
 
Ey Mü'minler!

Sözümü iyi dinleyin, iyi belleyin. Rabbiniz birdir, babanız birdir. Hepiniz Âdem'densiniz, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Hiç kimsenin başkaları üzerinde soy sop üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük, ancak takva iledir. Müslüman müslümanın kardeşidir. Böylece bütün Müslümanlar kardeştir. Gönül hoşluğu ile kendisi vermedikçe, başkasının hakkına el uzatmak helâl değildir. Ashabım! Nefsinize de zulmetmeyin. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. Bu nasihatlerimi burada bulunanlar, bulunmayanlara tebliğ etsinler.



ALLAH razı olsun Berfut,Rabbim hissi heyecanla değil izan ve sükunetle ameli salih nasib etsin hepimize
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks