FİLİSTİNLİ Çocugun Vasiyeti

talha_

New member
filistinliccukvasiyetze3.jpg
[/URL][/IMG]


................Bu vasiyeti yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum. Muhammed Dürre'nin okul yolunda terör devleti israil askerleri tarafından haince öldürülmesinden sonra, korkup okuldan almıştı annem beni, o günden beri hiç birşey yazmadım. Oysa okula gitmeyi, okuyup pilot olmayı o kadar çok istiyordumki!.. Okulu bıraktıktan ve göğümüzü annemin "duman yada sis" dediği karabulutların kaplamasından sonra, sen büyüyünce ne olacaksın diyenlere "ben büyümeyeceğimki" diyorum.

Annem birinci intifadada ayaklarını ve gözlerini kaybetmiş. Büyük abim Abdullah’ın cesedi başında ağıtlar yakarken, bir kurşun da onun ayağına sıkmışlar, şimdi evden dışarı çıkamıyor ve hep ağlıyor. Abdullah abimden çok; daha onsekiz yaşında şehit olan Raşit abime ağlıyor… gizli gizli ağlıyor… içten içe ağlıyor… arasıra topluyor kendini ve gözlerini semaya dikip "Mescid-i Aksa için feda olsun yavrum" diyor. Babamı ben hiç görmedim, hapiste miymiş neymiş. Bir gece ansızın alıp götürmüşler… şu Filistin’den daha küçük olan hapishaneler varmış, babam orda yatarmış.

Annemle ikimiz kaldığımızdan beri annem benimle çok ilgileniyor, yanından ayırmak istemiyor, Hanzalam deyip, durup durup tekrar sarılıyor. Komşu teyzelerle konuşurken duydum, "o benim son parçam, gencecik fidanım; ona da birşey olursa ben yaşayamam" diyordu.

Bizim burda gökyüzü, ben kendimi bildim bileli, simsiyah ve yanık yanık kokuyor. Ne vakit "anne neden böyle desem" sis, duman, iklim kötü" diyordu. Ha son dönemde sıkça "boom boom" diye sesler duyuyordum, o sesler ne zaman ortaya çıksa annem telaşla "Hanzalam Hanzalam" diye sürünerek yanıma gelir, kulaklarımı kapar, üzerime kapanır, adeta üstüme etten duvar örerdi. Ben "anne ne oluyor?" desem, "gökgürültüsü oğlum şimdi geçer" diyordu. Bu masala ilk zamanlar çok inanmıştım… ama artık gerçekleri biliyorum. Mahmut israil sınırına gitmiş geçen ay dedesiyle; israil semaları masmaviymiş, hiç gökgürültüsü de yokmuş

Anne "ben oynamaya gidiyorum" dediğimde, "sen büyüdükçe daha çok oynamaya başladın" diyor. Hafifçe kızdığını farkediyorum, öpüyorum esmer yanaklarından ve koşuyorum kaderime. Annem bilmiyor ki; ben abim Abdullah’ın sapanını tavanda bulduğumdan beri, arkadaşlarla toplanıp "şeytan taşlama"ya gidiyorum. Annem beni top peşinde koşuyor sanıyor; nerden bilecek ki tek kale maç yapacak kadar bile arkadaşım kalmadı!..

Mahalle maçları yapardık eskiden, şimdi mahalle mi kaldı ki mahalle maçı yapalım .Şu diğer adı enkaz olan Filistin’de kaç çocuğun birinci adı şehit oldu biliyor musun; Şehit Mahmut, Şehit Vaad, Şehit Yasin, Şehit Raşid, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala...

Bundan sonrasını anneme okur musunuz? Malum o okuyamaz:


Annecim hakkını helal et… yüzbinlerce mazlum çocuk gibi, ben de böyle olmasını istemezdim… sana söyleyecektim, erken iyileşir diye bekledim… hemen geçer diye geciktim ama geçmedi… geçen gün şeytan taşlarken misket bombası attılar üzerimize... beni bir kurşun sıyırdı geçti, çok kanım aktı, eve zor attım kendimi… hani üşüyordum ya kaç gecedir; kansızlıktandı sanırım. En yakın hastane kaç şehir ötede anne… hastaneler mücahit abilerle dolu, hem seni perişan etmek istemedim, geçer dedim geçmedi anne.

Hep sabaha karşı abilerimi rüyamda görüyorum, bir gülümsüyorlar ki sorma "gel, gel" diyorlar… koşuyorum onlara doğru, altlarından ırmaklar akan yemyeşil çimenlerle örülüyor her yanım… sen de yanımda ol istiyorum; anne anne anne diye seni çağırırken, sen sesime uyanıp kaldırıyorsun beni o en güzel rüyadan.

Anneciğim benim vaktim azaldı… sana bir kaç vasiyetim olacak. Geçen arkadaşların ailesi yemiş zehirlenmişler. Komşulara okut, üzerinde "U.N." yazan hiç bir paketten bişey yeme… ben sana bir süre yetecek "İ.H.H" yazan gıdalardan bıraktım; onlardan ye olur mu? Anne; içinde mücadele ve dua ayetlerini bol okuduğum Kelamullah'ı, Kur'an'a yeni geçen İbrahim'e verir misin? Ayakkabılarım Halil’inkinden sağlam… onun ikisi de yırtık, benim teki yırtık, az yama yaparlar… o yahudi askerlerinden kaçamıyor; ayakkabılarımı halil'e ver olur mu? Beyaz kedim bulut'u benim yerime "gökgürültüleri"nden sakla olur mu? Ona etten duvar ör…ha kulaklarını tıkamayı da unutma

Abdullah abimin sapanını yastığımın altına bırakıyorum… ola ki israil askerleri eve kadar gelir, onlara atarsın… taş ta var ocağın orda, kendi ellerimle sectim… onları kullan; iyi kavis alır onlar. Arkamdan ağlama desem de bilirim içten içe ağlarsın… hemde dört farklı şekilde ağlarsın… benim "ağlama anam" dediğim aklına gelir; döner birde bunun için ağlarsın… ağla anam, gökyümüz açılmıyor madem, için açılsın be anam ağla doyasıya...

Gülümsememek elde değil; benim neyim var ki vasiyet yazdım… aaa unutmadan; çamurdan uçağımı yeni doğan amcaoğlum "Umut"a verirsin… onun masmavi gözleri gökyüzüne daha çok benziyor.

Sen hep derdinya Allah iyileri erken alırmış yanına.
Arasıra "yaramazım" diye okşardınya beni; iyiliğime şahit olur musun anne?
Çocuklar günahsız olurmuş ama,
acılar beni çok büyüttü.
İçim dağ gibi anne,
içim dağ gibi anne,

Atamayacağım taşlar için, Filistin halkından ve Kudüs davasından affımı dilerim…

acılar beni çok büyüttü.
İçim dağ gibi anne,
içim dağ gibi anne,

Atamayacağım taşlar için, Filistin halkından ve Kudüs davasından affımı dilerim.....
....
siyonistsaldirsonich2.jpg
[/URL][/IMG]
 
rabbim razı olsun ..hicabımın tarifi yok fakat kafi değil duadan başka bişey gelmiyor elimden rabbim yar ve yardımcıları olsun insallah ..selam ve dua ile..
 
cok güzel bir kalemden cıktığı belli allah yardımcıları olsun..sizdende razı olsun slm ve dua ile
 
UTANCIMIN SINIRI YOK RABBİM AFFET
Gözümüzdeki bugu,gönlümüzdeki sızı,tek yapabildiğimiz bakmak,duymak,yada duymamak için kulakları tıkamak.Hangi mazeret affettirecek bizi bilmiyorum.Sadece şunu diyorum Kardeşlerim bizleri affedin ve davacı olmayın huzuru mahşerde.ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM.
 
Allah razı olsun kardeşim bu payşaım için ama daha önce forumda yer almıştı bu vasiyet.Yinede emeğine sağlık.

 
Filistinli bir çocuğun vasiyeti!..

Filistinli bir çocuğun vasiyeti!..

Bu vasiyeti yazmak nerden aklıma geldi bilmiyorum. Muhammed Dürre'nin okul yolunda terör devleti israil askerleri tarafından haince öldürülmesinden sonra, korkup okuldan almıştı annem beni, o günden beri hiç birşey yazmadım. Oysa okula gitmeyi, okuyup pilot olmayı o kadar çok istiyordumki!.. Okulu bıraktıktan ve göğümüzü annemin "duman yada sis" dediği karabulutların kaplamasından sonra, sen büyüyünce ne olacaksın diyenlere "ben büyümeyeceğimki" diyorum.

Annem birinci intifadada ayaklarını ve gözlerini kaybetmiş. Büyük abim Abdullah'ın cesedi başında ağıtlar yakarken, bir kurşun da onun ayağına sıkmışlar, şimdi evden dışarı çıkamıyor ve hep ağlıyor. Abdullah abimden çok; daha onsekiz yaşında şehit olan Raşit abime ağlıyor!; gizli gizli ağlıyor!; içten içe ağlıyor!; arasıra topluyor kendini ve gözlerini semaya dikip "Mescid-i Aksa için feda olsun yavrum" diyor. Babamı ben hiç görmedim, hapiste miymiş neymiş. Bir gece ansızın alıp götürmüşler!; şu Filistin'den daha küçük olan hapishaneler varmış, babam orda yatarmış.

Annemle ikimiz kaldığımızdan beri annem benimle çok ilgileniyor, yanından ayırmak istemiyor, Hanzalam deyip, durup durup tekrar sarılıyor. Komşu teyzelerle konuşurken duydum, "o benim son parçam, gencecik fidanım; ona da birşey olursa ben yaşayamam" diyordu.

Bizim burda gökyüzü, ben kendimi bildim bileli, simsiyah ve yanık yanık kokuyor. Ne vakit "anne neden böyle desem" sis, duman, iklim kötü" diyordu. Ha son dönemde sıkça "boom boom" diye sesler duyuyordum, o sesler ne zaman ortaya çıksa annem telaşla "Hanzalam Hanzalam" diye sürünerek yanıma gelir, kulaklarımı kapar, üzerime kapanır, adeta üstüme etten duvar örerdi. Ben "anne ne oluyor?" desem, "gökgürültüsü oğlum şimdi geçer" diyordu. Bu masala ilk zamanlar çok inanmıştım ; ama artık gerçekleri biliyorum. Mahmut israil sınırına gitmiş geçen ay dedesiyle; israil semaları masmaviymiş, hiç gökgürültüsü de yokmuş

Anne "ben oynamaya gidiyorum" dediğimde, "sen büyüdükçe daha çok oynamaya başladın" diyor. Hafifçe kızdığını farkediyorum, öpüyorum esmer yanaklarından ve koşuyorum kaderime. Annem bilmiyor ki; ben abim Abdullah'ın sapanını tavanda bulduğumdan beri, arkadaşlarla toplanıp "şeytan taşlama"ya gidiyorum. Annem beni top peşinde koşuyor sanıyor; nerden bilecek ki tek kale maç yapacak kadar bile arkadaşım kalmadı!..

Mahalle maçları yapardık eskiden, şimdi mahalle mi kaldı ki mahalle maçı yapalım .Şu diğer adı enkaz olan Filistin'de kaç çocuğun birinci adı şehit oldu biliyor musun; Şehit Mahmut, Şehit Vaad, Şehit Yasin, Şehit Raşid, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala...

Bundan sonrasını anneme okur musunuz? Malum o okuyamaz:
Annecim hakkını helal et!; yüzbinlerce mazlum çocuk gibi, ben de böyle olmasını istemezdim!; sana söyleyecektim, erken iyileşir diye bekledim!; hemen geçer diye geciktim ama geçmedir!; geçen gün şeytan taşlarken misket bombası attılar üzerimize... beni bir kurşun sıyırdı geçti, çok kanım aktı, eve zor attım kendimi! hani üşüyordum ya kaç gecedir; kansızlıktandı sanırım. En yakın hastane kaç şehir ötede anne!; hastaneler mücahit abilerle dolu, hem seni perişan etmek istemedim, geçer dedim geçmedi anne.

Hep sabaha karşı abilerimi rüyamda görüyorum, bir gülümsüyorlar ki sorma "gel, gel" diyorlar!; koşuyorum onlara doğru, altlarından ırmaklar akan yemyeşil çimenlerle örülüyor her yanım!; sen de yanımda ol istiyorum; anne anne anne diye seni çağırırken, sen sesime uyanıp kaldırıyorsun beni o en güzel rüyadan.

Anneciğim benim vaktim azaldı.. sana bir kaç vasiyetim olacak. Geçen arkadaşların ailesi yemiş zehirlenmişler. Komşulara okut, üzerinde "U.N." yazan hiç bir paketten bişey yeme.. ben sana bir süre yetecek "İ.H.H" yazan gıdalardan bıraktım; onlardan ye olur mu? Anne; içinde mücadele ve dua ayetlerini bol okuduğum Kelamullah'ı, Kur'an'a yeni geçen İbrahim'e verir misin? Ayakkabılarım Halil'inkinden sağlam! onun ikisi de yırtık, benim teki yırtık, az yama yaparlar!; o yahudi askerlerinden kaçamıyor; ayakkabılarımı halil'e ver olur mu? Beyaz kedim bulut'u benim yerime "gökgürültüleri"nden sakla olur mu? Ona etten duvar ör! ha kulaklarını tıkamayı da unutma

Abdullah abimin sapanını yastığımın altına bırakıyorum.. ola ki israil askerleri eve kadar gelir, onlara atarsın.. taş ta var ocağın orda, kendi ellerimle sectim.. onları kullan; iyi kavis alır onlar. Arkamdan ağlama desem de bilirim içten içe ağlarsın.. hemde dört farklı şekilde ağlarsın..; benim "ağlama anam" dediğim aklına gelir; döner birde bunun için ağlarsın.. ağla anam, gökyümüz açılmıyor madem, için açılsın be anam ağla doyasıya...

Gülümsememek elde değil; benim neyim var ki vasiyet yazdım.. aaa unutmadan; çamurdan uçağımı yeni doğan amcaoğlum "Umut"a verirsin..onun masmavi gözleri gökyüzüne daha çok benziyor.

Sen hep derdinya Allah iyileri erken alırmış yanına.
Arasıra "yaramazım" diye okşardınya beni; iyiliğime şahit olur musun anne?
Çocuklar günahsız olurmuş ama,
acılar beni çok büyüttü.
İçim dağ gibi anne,
içim dağ gibi anne,

Atamayacağım taşlar için, Filistin halkından ve Kudüs davasından affımı dilerim!..(filistinli çocuğun vasiyeti)

O atamayacağı taşların affını diliyor ...ya biz!
 
çok çok çok güzeldi gerçekten....
Allah razı olsun...
bize de "doğudaki müslümanın ayağına çöp battığında batıdan onu duyabilme hassasiyeti" versin Rabbim inşallah...
 
filistinli çoğun vasiyeti

filistinli çoğun vasiyeti

aaysen_23-large.jpg


Anne 'ben oynamaya gidiyorum' dediğimde, 'sen büyüdükçe daha çok oynamaya başladın' diyor. Hafifçe kızdığını farkediyorum, öpüyorum esmer yanaklarından ve koşuyorum kaderime. Annem bilmiyor ki; ben abim Abdullah’ın sapanını tavanda bulduğumdan beri, arkadaşlarla toplanıp 'şeytan taşlama'ya gidiyorum. Annem beni top peşinde koşuyor sanıyor; nerden bilecek ki tek kale maç yapacak kadar bile arkadaşım kalmadı! ..

kaç çocuğun birinci adı şehit oldu biliyor musun; Şehit Mahmut, Şehit Vaad, Şehit Yasin, Şehit Raşid, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala, Şehit Hanzala...

Bundan sonrasını anneme okur musunuz? Malum o okuyamaz:

ANNEM ..hakkını helal et… yüzbinlerce mazlum çocuk gibi, ben de böyle olmasını istemezdim… sana söyleyecektim, erken iyileşir diye bekledim… hemen geçer diye geciktim ama geçmedi… geçen gün şeytan taşlarken misket bombası attılar üzerimize... beni bir kurşun sıyırdı geçti, çok kanım aktı, eve zor attım kendimi… hani üşüyordum ya kaç gecedir; kansızlıktandı sanırım. En yakın hastane kaç şehir ötede anne… hastaneler mücahit abilerle dolu, hem seni perişan etmek istemedim, geçer dedim geçmedi anne.

Hep sabaha karşı abilerimi rüyamda görüyorum, bir gülümsüyorlar ki sorma 'gel, gel' diyorlar… koşuyorum onlara doğru, altlarından ırmaklar akan yemyeşil çimenlerle örülüyor her yanım… sen de yanımda ol istiyorum; anne anne anne diye seni çağırırken, sen sesime uyanıp kaldırıyorsun beni o en güzel rüyadan.

Anneciğim benim vaktim azaldı… sana bir kaç vasiyetim olacak. Geçen arkadaşların ailesi yemiş zehirlenmişler. Komşulara okut, üzerinde 'U.N.' yazan hiç bir paketten bişey yeme…

Anne; içinde mücadele ve dua ayetlerini bol okuduğum Kelamullah'ı, Kur'an'a yeni geçen İbrahim'e verir misin? Ayakkabılarım Halil’inkinden sağlam… onun ikisi de yırtık, benim teki yırtık, az yama yaparlar… o yahudi askerlerinden kaçamıyor; ayakkabılarımı halil'e ver olur mu? Beyaz kedim bulut'u benim yerime 'gökgürültüleri'nden sakla olur mu?


Arkamdan ağlama desem de bilirim içten içe ağlarsın… hemde dört farklı şekilde ağlarsın… benim 'ağlama anam' dediğim aklına gelir; döner birde bunun için ağlarsın… ağla anam, gökyümüz açılmıyor madem, için açılsın be anam ağla doyasıya...

Sen hep derdinya Allah iyileri erken alırmış yanına.
Arasıra 'yaramazım' diye okşardınya beni; iyiliğime şahit olur musun anne?
Çocuklar günahsız olurmuş ama,
acılar beni çok büyüttü.
İçim dağ gibi anne,
içim dağ gibi anne,
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks