Enver Ýstek
metin mete
Türkiye, Evanjelist Hıristiyan-Siyonist Yahudilerin merkez üssünde bulunduğu, ezoterik inançları kendine siyasi rehber edinmiş küresel finans oligarşisinin "Tanrı imparatorluğu" adı verilen Yeni Dünya Düzeni`nin Büyük Ortadoğu Projesi(BOP) tehdidi altındadır. Ünlü İtalyan yazar Umbeto Eco "Bir inancın doğruluğu veya yanlışlığından ziyade, inananlarının neyi ne kadar göze aldığı önemlidir" der.
Karşımızda iyi eğitimli, Kabala-Tevrat ve İncil kehanetleriyle beyinleri yıkanmış "kurtarıcı Mesih"i bekleyen, parmaklarının ucu nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlara uzanmış bekleyen bir manyaklar güruhu var.
Anadolu ve hinterlandı tarihte kurulmuş beş küresel imparatorluğun merkezidir.
Sümer-Babil, Pers, Makedon-Helen, Roma ve Osmanlı Türk. Altıncı ve son,"Tanrı imparatorluğu" İstanbul-Kudüs-Tahran üçgeni merkezinde kurulmak isteniyor. Yahudi inancına göre Anadolu "kan ve günaha batmış EDOM KRALLIĞI dır." (Zinberg, 4, alıntı yeri Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu`nda ve Türkiye Cumhuriyeti`nde Yahudiler, s.54, Kapı Yayınları, İstanbul, Eylül 2008)
"Edom" Kabala`ya göre Tanrı imparatorluğu kurulurken mutlaka fethedilmesi gereken ülkedir.
Diğer yandan ülkemiz Hıristiyan Avrupa`nın yani AB`nin "REKONKİSTA" (Müslümanların eline geçmiş Hıristiyan topraklarının yeniden Hıristiyanlarca fethedilemesi) siyasetinin tehdidi altındadır. Endülüs İslam devleti 781 yıl sonra (711-1492) İspanya`nın Gırnata(Granada) Badol Tepesi`nde Emir Abdullah`ın "Allahu Ekber", annesinin "yiğitler gibi vuruşamadınız, karılar gibi ağlıyorsun" nidaları, çığlıkları ve gözyaşları arasında çok feci bir şekilde tarih sahnesinden silindi.
Endülüs, çoğunluğu Kur`an`ı Bâtıni tefsire tabi tutan tarikatlar, İslami cemaatler, "dinlerarası diyalog", Müslüman`ın diğer Müslüman`ı kâfir ilan ettiği, Yahudi ve Hıristiyanlarla işbirliğini yeğlediği bir İSLAM ANLAYIŞININ elinde feci sona sürüklendi. Keza Osmanlı Türkiye`sinin yıkılışında, 1453`te başlayıp 1512`den itibaren hız kazanan merkezi hükümetin dönme-devşirme Enderun kliğinin eline geçmesi, tımar-iltizam sisteminin bozulması, yani ekonominin devşirme ve gayrimüslimlerin eline geçmesi, kurucu unsur Oğuz Türk`ünün devlet yönetiminden dışlanması,ayni bugünki durumun bir benzeri.Devsirmeler is basinda...Allah korusun bu diyalog sevdasi neleri getirecek basimiza..
Karşımızda iyi eğitimli, Kabala-Tevrat ve İncil kehanetleriyle beyinleri yıkanmış "kurtarıcı Mesih"i bekleyen, parmaklarının ucu nükleer, kimyasal ve biyolojik silahlara uzanmış bekleyen bir manyaklar güruhu var.
Anadolu ve hinterlandı tarihte kurulmuş beş küresel imparatorluğun merkezidir.
Sümer-Babil, Pers, Makedon-Helen, Roma ve Osmanlı Türk. Altıncı ve son,"Tanrı imparatorluğu" İstanbul-Kudüs-Tahran üçgeni merkezinde kurulmak isteniyor. Yahudi inancına göre Anadolu "kan ve günaha batmış EDOM KRALLIĞI dır." (Zinberg, 4, alıntı yeri Stanford J. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu`nda ve Türkiye Cumhuriyeti`nde Yahudiler, s.54, Kapı Yayınları, İstanbul, Eylül 2008)
"Edom" Kabala`ya göre Tanrı imparatorluğu kurulurken mutlaka fethedilmesi gereken ülkedir.
Diğer yandan ülkemiz Hıristiyan Avrupa`nın yani AB`nin "REKONKİSTA" (Müslümanların eline geçmiş Hıristiyan topraklarının yeniden Hıristiyanlarca fethedilemesi) siyasetinin tehdidi altındadır. Endülüs İslam devleti 781 yıl sonra (711-1492) İspanya`nın Gırnata(Granada) Badol Tepesi`nde Emir Abdullah`ın "Allahu Ekber", annesinin "yiğitler gibi vuruşamadınız, karılar gibi ağlıyorsun" nidaları, çığlıkları ve gözyaşları arasında çok feci bir şekilde tarih sahnesinden silindi.
Endülüs, çoğunluğu Kur`an`ı Bâtıni tefsire tabi tutan tarikatlar, İslami cemaatler, "dinlerarası diyalog", Müslüman`ın diğer Müslüman`ı kâfir ilan ettiği, Yahudi ve Hıristiyanlarla işbirliğini yeğlediği bir İSLAM ANLAYIŞININ elinde feci sona sürüklendi. Keza Osmanlı Türkiye`sinin yıkılışında, 1453`te başlayıp 1512`den itibaren hız kazanan merkezi hükümetin dönme-devşirme Enderun kliğinin eline geçmesi, tımar-iltizam sisteminin bozulması, yani ekonominin devşirme ve gayrimüslimlerin eline geçmesi, kurucu unsur Oğuz Türk`ünün devlet yönetiminden dışlanması,ayni bugünki durumun bir benzeri.Devsirmeler is basinda...Allah korusun bu diyalog sevdasi neleri getirecek basimiza..