Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

din hürriyeti ve laiklik

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
Bütün dünyanın benimsediği, altına imza attığı insan hakları ile ilgili belgelerde "din hürriyeti" vardır. Bu hürriyet şu unsurlardan oluşur:
1. İnanma hürriyeti (inanmamayı da kapsar).
2. İnandığı dine göre yaşama, ayin ve ibadetleri yerine getirme hürriyeti. İnsan hakları evrensel bildirgesinde bu madde/unsur şöyle dile getirlmiştir : "...inancın tek başına veya topluca , açık olarak ya da özel biçimde öğretim, uygulama, tapınma ve ayinlerle göstermek özgürlüğünü de kapsamı içine alır (mad.18).
3. İnandığını öğrenme ve öğretme hürriyeti,
4. İnananların örgütlenme hürriyeti.
5. İnancı değiştirme hürriyeti.
Modern demokrasi insan hakları temeline dayanır, laiklik de din özgürlüğünü korumak için öngörülmüştür; anayasasında laiklik ayrı bir madde olarak düzenlenmemiş olan ülkelerde de -din özgürlüğü vazgeçilmez bir madde olduğu için- "din özgürlüğünü korumanın teminatı" anlamında laiklik zaten vardır.
Son günlerde, başörtüsü tartışmaları dolayısıyla Türkiye'de bazı yazar ve çizerlerin ortaya koydukları "laiklik ile dindarlık çatışır, çelişir, biri varsa diğeri olamaz" şeklindeki düşünce, demokrasi, laiklik ve insan hakları ile asla bağdaşmaz, bunlara ters düşer, geriye dönüştür (irticadır), dayatmadır.
Leyla Şahin davasında AİHM'de, hükumet adına Türkiye'nin avukatı Şükrü Alpaslan aynen şöyle diyor: "Başörtüsünün Allah'ın emri kabul edilmesi laiklik ilkesi ile bağdaşmaz".
Eğer avukatın dediği doğru ise EİHB'nde geçen ve yukarıya aldığımız maddenin manası nedir? Beş unsurdan oluşan din özgürlüğü nasıl anlaşılacak, nasıl uygulanacaktır? Aslında bu madde apaçıktır, hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde "inanma ve inandığı gibi yaşama" hakkı ve hürrüyeti getirmektedir; hukuk, laiklik veya başka bir şey adına din özgürlüğünü ortadan kaldırmaya kimsenin gücü yetmez, haddi ve hakkı yoktur.
Eğer insanlar inandıkları gibi yaşayamayacak ve davranamayacaklarsa inancın manası kalır mı? Bu takdirde inanmakla inanmamak eşit hale gelmez mi? Bir insan inanmayı tercih etmiş ise inanmama şıkkını (hak ve özgürlüğünü) devre dışı bırakmış, kendisi için onu ortadan kaldırmış olur. Bu şıkkı (alternatifi), başkalarına dayatmadan, yalnızca kendisi için, kendi rızasıyla ortadan kaldırmak, devre dışı bırakmak yasaklanırsa, laikliğe aykırı olarak yorumlanırsa inanmamak da böyle yorumlanmalıdır; yani insanlara inanmama, belli bir inanca göre yaşamama hakkı da verilmemeli, bu da laikliğe aykırı sayılmalıdır. "İnanmak "dine uymaktır; bu sebeple laikliğe aykırıdır, inanmamak ise dine uymamaktır; bu sebeple laikliğin ta kendisidir" deniyorsa bunun bir tek anlamı kalır ki, o da "laiklik eşittir dinsizliktir". Laiklik böyle anlaşılınca da, insan hakları belgelerinde düzenlenmiş olan din hürriyeti ile ilgili maddeler boş sözlerden ibaret olur.
Başörtüsüne karşı olanlar hazımsızlık, tahammülsüzlük, dar görüşlülük, bağnazlık illetlerine yakalanmışlardır; asıl sebep budur; hukuk, mantık, felsefe de bu illetin devamı için alet olarak kullanılmakta, bir manada istismar edilmektedir.
İHE Belgesinde geçen "...inancın tek başına veya topluca , açık olarak ya da özel biçimde öğretim, uygulama, tapınma ve ayinlerle göstermek özgürlüğünü de kapsamı içine alır" ifadesi, şu meşhur kamusal alan ve simge konusuna da açıklık getirmekte, "kamusal alanda olmaz" "dini simge olursa olmaz" diyenlere cevap vermektedir: Eğer bu belgeyi kabul ediyorsanız dini simge de olur, simge kamusal alanda da olur; yasakçılıkta ısrar ediyorsanız belgeyi inkar ediyorsunuz (yani insan hakları kâfiri oluyorsunuz) demektir.
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
Merhaba.

Laik yönetim
1.su dinden ya da bu dinden yana degildir,
2.din özgürlügünü gözetir.

Gözetmenin iki anlami var:
1.din özgürlügünü güvence altina alip saglamak,
2.dinî yasami SINIRLAMAK.

SINIRLAMAK zaten özgürlük icin sarttir. Yoksa SINIRSIZ özgürlük anarsidir; özgürlügü yok eder.

Laik yönetim bir macin hakemi gibidir. Oynamakta olan takimlara esit mesafededir; maci o iki takimdan birinin taraftari, ötekinin düsmani olarak yönetmez. Adil davranir.

Sevgi ile,
Hasan Akcay
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
Makalenin yazari
öne sürüyor ki
inanma özgürlügü ve onu yasama özgürügü birbirinden ayrilamaz;
o yüzden
insanlarin inandiklari gibi yasama özgürlügü yoksa inanma özgürlügü de yoktur:

Eğer insanlar inandıkları gibi yaşayamayacak ve davranamayacaklarsa inancın manası kalır mı?

Oysa
inanma özgürlügünüz SINIRSIZDIR.
Kafalarin icine girilemez ki
ordaki inanclara zincir vurulabilsin.

Insanlarin inandiklari gibi yasama özgürlügü ise SINIRLIDIR. Ne zaman?Örnegin birilerinin inandiklari gibi yasamasi sizin inandiginiz gibi yasamaniza engel oldugu zaman.

Yazar da bu gercegin ayirdinda.
Diyor ki:
Inanmama özgürlügünü
insanin,
başkalarına dayatmadan, yalnızca kendisi için, kendi rızasıyla ortadan kaldırmak, devre dışı bırakmak yasaklanırsa...

Demek ki sözünü ettigi özgürlük baskalarina dayatma seklinde yasaniyorsa yasaklanabilir. Sözünü ettigi özgürlük demek zorunda kaldim cünkü baskalarina dayatma ifadesinden anlasilan o ki yazarin üstünde durdugu özgürlük insanlarin inandiklari gibi yasamak özgürlügüdür. Hic kimsenin inanci hic kimsenin inancina dayatmada bulunamiyacagina göre...

Oysa kurdugu cümlenin lafzi yalnizca inanc özgürlügüyler ilgili.

Ya kafa karistirmak istiyor ya da
kendi kafasi karisik.

Sevgi ile,
Hasan Akcay
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
laiklik ilkesi demokrasiyi de kısıtlayan bir durum anladığımız kadarıyla.zaten islam diyor ki dinde zorlama yoktur.bu sizce yeterli değil mi ki.maç örneğinde toplumu yarış havasına sokan bir durum değil mi.halbuki toplum kendi içinde maç gibi çekişirse geri kalır.islam ise insanca yaşamayı garanti altına alıp onun yaratılışından gelmeyen her türlü sapmaları önler,birliği tesis eder.
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
Itiraz:

Türkiye'de
halkin %99'u müslümandir; nerdeyse %100

yani Türkiye
tek dinli bir ülke.

Hakemi su takimi ya da bu takimi tutmamasi gereken bir mac gibi
yönetimi su dini ya da bu dini tutmamasi gereken bir ülke degil ki.

Siz bunu

gidin
alevîlere anlatin
sünnilere müslüman diyorlar mi?

gidin
sünnilere anlatin
alevîlere müslüman diyorlar mi?

Bir tartisma programinda izledim.
Tartismacilar: bir sünni imam, bir alevî yazar.

Yazar dedi ki: Devlet bizden topladigi vergileri diyanete peskes cekiyor.
Imam: Yo! Diyanet filan alevi köyüne cami yapti... ama aleviler oraya esek bagladi.
Yazar: Iyi etmisler. Aleviler cem evinde ibadet ederler. Napsinlar camiyi?

Ondan sonra imam
aleviligin
Islam olmadigini
ispata öyle bi giristi ki...

Bu iki yüzlülügü birakalim.
Türk halki tek dinliymis.

Siz bunu

gidin
uydurulan dinin mensuplarina anlatin

indirilen dinin mensuplarina
müslüman diyorlar mu?

gidin
indirilen dinin mensuplarina anlatin

uydurulan dinin mensuplarina
müslüman diyorlar mi?

Indirilen din (Cumu'a 9):

Inananlar! Yâ eyyuhellezîne âmenû
Cuma günü salâta cagri yapildiginda Allah'i anmaya kosun!

Uydurulan din (Tefsir, Süleyman Ates):
Kadinlara Cuma namazinin farz olmadigi hakkinda icmâ' vardir.

Ey müslümanlar,
ey ibadet özgürlügünin kara sevdalilari!
Bakin
inanan kadinlarin ibadet özgürlügü ayaklar altinda,

neden sus pus oldunuz yüz yillarca
neden hâlâ gikiniz cikmiyor?

Sev gi ile,
Hasan Akcay
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
kadınların ibadet özgürlüğü demişsiniz ki bu cuma ya gidince mi oluyor.bu kadınların gitmemesi çin bir tavsiyedir.peygamber efendimiz sav.ayetin müfessiri olarak demiştir.cuma namazı kadınlara farz değildir.isterse kılabilir ama kılmaması sünnete dha uygundur.
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
islam diyor ki dinde zorlama yoktur.bu sizce yeterli değil mi (sinang)

Yeterli efendim.
Ama inanan kadinlari camiden cumadan dislayan zevatca yeterli degil.
Degil ki o ibadet yasagini yüzyillardir dayatiyorlar.

Bakin,
Allah
icki hakkindaki hükmünü duyururken de
Yâ eyyuhellezîne âmenû
diye baslayip
kadin erkek bütün inanlara sesleniyor (Mâide 90),
cuma salâti hakkindaki hükmünü duyururken de (Cumu'a 9).

Bunun üzerine
beni kesseniz
"Cumayi kadinlara Allah farz kildi, peygamber o farzi tavsiyeye indirgeyip farz olmaktan cikardi!" iddiasina inandiramazsiniz.

Icki hakkindaki ilahî hüküm nasil
kadin erkek bütün inananlar icinse

cuma salâti hakkindaki ilahî hüküm de
kadin erkek bütün inananlar icindir.

Benim dinimde
Kur'an birdir.
Allah'in sözünün üstüne söz etmem,
söz edeni de ciddiye almam.

Kendinizi benim icin yormayin.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

__________________________________________________

elkaria'dan alinti:

drama koprusunu hasan evinmi sandin hasan evinmi sandin
ayet tahrif etmeyide hasan oyunmu sandin


hasan ve kibris harbindeki yorgo ornegi vay hasan vay
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
siz bu konularda ön yargılısınız. öyle mi.öyleyse kurana göre bana namaz nasıl kılınır anlatın.tek tek rekat rekat,dinleyelim.peygamber sav.ayetlerin müfessiridir.onu hiçe saydıkça olmaz.siz bilirsiniz.medeni davranışınızdan dolayı ise teşekkür ederim hasan bey.kusur bizdendir,takdir Allah tan..saygı ve sevgiyle kalın..
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
siz bu konularda ön yargılısınız. öyle mi.öyleyse kurana göre bana namaz nasıl kılınır anlatın.tek tek rekat rekat,dinleyelim.

Hay hay. Ilk firsatta,
Allah isterse.


peygamber sav.ayetlerin müfessiridir
.

Elbette öyledir ama ayetlerde degisiklik yapan degildir. Örnegin Allah "Ey inananlar!" diyerek kadin erkek bütün inananlara sesleniyor. Peygamber onu degistirip "Ey erkekler!" sekline sokamazdi. Yoksa peygamberlikten atilirdi, kafir olarak ölürdü ve o büyük yargi gününde korkunc bir cezaya carpilirdi (Yûnus 15):

Bizimle bulusmayi beklemiyenler, kendilerine apacik ayetlerimiz okununca, söyle dediler: "Bize baska bir Kur'ân getir ya da bunda degisiklik yap!" De ki: "Onu ben degistiremem. Bana ne vahyedilirse ona uyarim. Yoksa o büyük gündeki cezadan korkarim."

Sevgi ile,
Hasan Akcay
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
siz bu konularda ön yargılısınız. öyle mi. öyleyse kurana göre bana namaz nasıl kılınır anlatın. tek tek rekat rekat, dinleyelim. peygamber sav. ayetlerin müfessiridir. onu hiçe saydıkça olmaz. siz bilirsiniz. medeni davranışınızdan dolayı ise teşekkür ederim hasan bey. kusur bizdendir, takdir Allah tan.. saygı ve sevgiyle kalın..

Merhaba sayin sinang.

Namaz kilarken insan Allah’in huzurundadir. Kur’ân’dan ayetler okumak suretiyle O’ndan talimat alir (1) ve "Duyduk, itaat ettik!" diyerek o talimati anladigini belirtir (2). Namazi yalniz kilarken bagirmaz ve sesini hepten kismaz; orta yolu tutar (3).

Teslim olan bir asker gibi ellerini kaldirir ve "Allah büyük!" diyerek O'nu yüceltir (4)

Süleyman Ates: (VATAN, 30 Agustos 2008) VENHAR kelimesi eli bogaza kaldirmak anlaminda olup namazda iftitah tekbiri almayi gerektirir. Yani orada "Rabbin icin namaz kil ve ellerini kaldır!" buyurulmaktadır.

Kiyam
rüku ve
secde (5)

Kiyam, rüku ve secde tanidik kelimelerdir cünkü insan oglu kendisini bildiginden beri Allah’in ya da bir hükümdarin önünde saygiyla dikelmis, egilmis ve secdeye kapanmistir.

Bir rekat bu. Öteki rekatylar da böyle kilinir.

Sayin sinang, benim de sizden bir ricam var. Namazin kiyam, rüku ve secde edilerek kilinacagini anlatan hadisleri yazar misiniz. Sizin deyiminizle, tek tek rekat rekat.

Sevgi ile,
Hasan Akcay


_________________________

1.Tâ Hâ 14: Namazi Benim uyarilarim icin kil.
2.Mâide 7: semi’nâ ve ata’nâ
3.Isrâ 110: ve lâ techer bi salâtike ve lâ tuhâfit bihâ vebtegi beyne zâlike sebîlâ
4.Isrâ 111: ve kebbirhu tekbîrâ
5.Nisâ 102: Ey nebi! Sen onlarin icinde olup namaz kilmalarini saglarken... seninle kiyam etsinler…; "secde"den sonra arkaniza gecsinler.
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
1-İbnu Abbâs (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm bize yedi âzâ üzerine secde etmemizi, saçımızı ve elbisemizi toplamamamızı emretti. Bu âzâlar Şunlardır: "Alın, eller, diz kapakları, ayaklar

2-Bir diğer rivayette şöyle demiştir: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Ben yedi kemik üzerine secde etmekle emrolundum: Alın, -ve eliyle burnunu işaret etti- eller, diz kapakları, ayakların etrafları. Ne elbiseleri ne de saçı (secde sırasında) toplamayız."

3-İbnu Mes'üd (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) bize namazı şöyle öğretti: "Önce tekbir getirdi iki elini kaldırdı. Rüküya gittiği zaman ellerini dizlerinin arasında kavuşturdu.Râvi der ki: "Sa'd'a bu haber ulaşınca:
"Kardeşim doğru söyledi. Biz böyle yapardık, sonra şununla emredildik dedi ve bununla diz kapaklarını kavrayıp avuçlamayı kastetti."
Ebü Dâvud, Salât 150, (868); Nesâî, İftitah 90, (2,184,185).
4- Hz. Ömer (radıyallâhu anh) demiştir ki: "Diz kapağı(nı tutmak) sizin için sünnet kılınmıştır. Öyle ise rüküda diz kapaklarını kavrayın."
Tirmizî, Salât 192, (258); Nesâî, İftitah 92, (2,185).

5-Ebü İshak anlatıyor: "Berâ İbnu Âzib (radıyallâhu anh) bize secdeyi şöyle vasfeyledi: Ellerini (yere) koydu, dizleri üzerine dayandı, kalçasını (havaya) kaldırdı ve: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) böyle secde yaparlardı" buyurdu."
Bir diğer rivayette: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz kılınca kollarını kanat gibi yanlarına açardı" denmiştir."
Ebü Dâvud, Salât 158, (896); Nesâî, İftitah 141, (2, 212).

6-- Bera (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Secde ettiğin zaman ellerini yere koy, dirseklerini (havaya) kaldır."
Müslim, Salât 234, (494); Tirmizî, Salât 202, (271).

7-Tavus mürsel olarak Resûlullah s.a.v'den şöyle rivayet ediyor. Resûlullah s.a.v namazda sağ elini sol elinin üstünde sıkıca tutarak, göğsünün üzerine koydu.}
Bu hadisi Ebu Davud : 1.C.759.N. hasen bir senedle rivayet etmiştir

8- Asım İbnu Kuleyb'den, şöyle dedi: Babam bana tahdis etti ki: Ona da Vail haber vermiş. Vail İbnu Hucr şöyle dedi: Resûlullah s.a.v'in nasıl namaz kıldığını görmek için ona baktım. Namaza kalktı. Ellerini kulakları hizasına kadar kaldırarak tekbir getirdi. Sonra sağ elini sol elinin üzerine, bileğinin üzerine ve dirseğine yakın olarak koydu.}
Bu hadisi Ahmed : 4 / 318 Nesei 2/126 ve İbnu Huzeyme : 1.C. 480.N sahih bir senedle rivayet etmişlerdir
kardeşim daha bir çok hadis var.görüldüğü gibi resulullah sav.iftitah tekbiri,kıyam, ruku,secde ile ilgili ashabına şekilerle ikazlarla nasıl yapacağını detaylı anlatmıştır.
 

Hasan Akçay

New member
Katılım
23 Eki 2009
Mesajlar
43
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
83
Tesekkür ederim.

Allah'in ayetlerdeki namaz tarifi acik ve net. Oysa bu hadisler muglak. Kendileri aciklanmaya muhtac. Bir de kalkip ayetleri acikladiklari öne sürülüyor. Olacak sey degil.

Önce hadisleri tefsir etmek gerekiyor.

Bir de bu yazdiklarinizin icinde namazi tek tek rekat rekat tarif eden bir hadis yok. Her halde baska yerde de yok. Olsaydi yazardiniz. Ama bir araya getirildiklerinde namazin tek tek rekat rekat tarifini ortaya cikaran hadisler olabilir. Var mi? Onlari yazar misiniz lütfen.

Hadislere göre

1.rükuda ne denir?
2.secdede?
3.namazdan cikarken?

4.Bir kerede 1 secde mi edilir, 2 mi 3... mü? Bu konuda hadis var mi?

Sevgi ile,
Hasan Akcay
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
İKİNCİ SECDEYE GİDİŞ

138) Rifaa İbnu Râfi (R.A.)'dan, şöyle dedi: Resûluüah (S.A.V.) buyurdu ki: İnsanlardan hiç birisinin namazı tamam olmaz............Sonra secde eder, tamafsaiian mutmain oluncaya kadar (secdede kalır.) Sonra Allshu Ekber der, başım (secdeden) kaldırır, ta oturur vaziyette doğrulur. Sonra Allahu Ekber der ve secdeye varıp ta mafsalları mutmain oluncaya (kadar secdede kalmadıkça)........"


(Bu hadisi Ebu Da vud (857) ve Hakim () sahih bir senedle rivayet etmişlerdir.)
 

sinang

New member
Katılım
10 Eyl 2006
Mesajlar
1,628
Tepkime puanı
276
Puanları
0
Konum
bezm-i ezelden
selamun aleykum.

1-sıkışınca değil de araştırmak gerekiyor.biz sizin gibi allame değiliz ki hemen uydur muydur,ayet yorumu yapalım ,dini hüküm koyalım.

2-kütüb-i sitte altı kitap demektir.bunlar buhari-müslim-ebu davut-tirmizi-nesai-ibni mace dır.bunlardan faydalı bir külliyat teşekkül edilmiştir.yararlı bir esedir.doğru bir kaynaktır.

3-farz dinen yapılması emr edilmiş olan emrlerdir.bunlar ayet ve sahih hadislerden öğrenilir.mesela kaza namazı Kuran da yoktur.ama hükmü farzdır.biz hadislerden öğreniriz.

4- herkes anlasın.herkes anlasın diye iştealimler eserler ortaya koymuşlardır.
benden ikinci secdeyle ile ilgili hadis istedi bende yazdım.
 
Üst Alt