Darbe Şakşakçılığı Yapanlar Dilerim Beladan Belaya Uğrasınlar

mhmt

New member
Darbe Şakşakçılığı Yapanlar Dilerim Beladan Belaya Uğrasınlar
Mehmet Şevket Eygi

18.07.2008


YALAN söyleyip halkı aldatanlar dilerim beladan belaya çarpılsınlar. Şu 2008 yılında zanlılara yapılan muamele yakın tarihimizde yapılanlarla mukayese kabul etmeyecek derecede insaflı, âdil, vicdanlı ve dürüsttür.

Darbe hazırlama zan ve iddiasıyla yakalananlara son derece kibarca ve nazikçe muamele edilmiştir.

Sorgudan önce doktor muayenesinden geçirilmişlerdir.

İtilip kakılmamış, dövülmemiş, hakarete uğramamışlardır.

Hattâ kurallar çiğnenerek birilerine cezaevinde imtiyazlı muamele edilmiştir.

Eskiden böyle mi idi?

1953’te Dönme Ahmet Emin Yalman Malatya’da vurulduğu zaman yakalanan suçsuz Müslümanlara korkunç işkenceler edilmiştir. İnsafsızca vurulan sopaların acısıyla “ALLAH!..” diye bağıran birine dayakçılar “Haydi ALLAH gelsin seni kurtarsın bakalım...” diyormuş.

12 Eylül 1980’den sonra, topluma ibret olsun ve halka korku versin diye kaç masum ülkücüyü idam ettilerdi.

BBP Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu hatıralarını mutlaka yazmalıdır. Gözleri kapalı olarak gördüğü işkenceleri, çektiği acıları ve çileleri, uğradığı hakaretleri anlatsın ve millet bilsin.

Menemen düzmece vak’ası patlak verdiği zaman Erbilli Şeyh Esad Efendi hazretleri dünyadan çekilmiş olarak Erenköy’ündeki evinde yaşıyordu. Dünya ile alakasını öylesine kesmişti ki evinden sokağa bile çıkmıyordu. Yaşı çok ilerlemişti, beli bükülmüştü. İbadetten ve ALLAH’ı zikr etmekten başka işi yoktu. Onu aldılar, Menemen’e götürdüler. Üremi hastasıydı. Hastanede şehid ettiler. Kendisi gibi şeyh olan oğlunu da astılar.

Zavallı Adnan Menderes’e neler yapmadılar. Derisinde sigara söndürdüklerinden bile bahs ediliyor.

Merhum Profesör, faziletli insan, değerli tarihçi Osman Turan beyefendi DP milletvekiliydi, onu da Yassıada’ya atmışlardı. Adanın cellat ruhlu zindancıbaşısı onu sudan bir sebeple eski Bizans sarnıcına attırmış, çamur içinde saatlerce bekletmişti.

Bergama’da bir Nurcu, mahkemeden beraat kararı aldıktan sonra Risale-i Nurları geri almak için müracaat etmiş ve dehşetli bir yumruk yiyerek şehid olmuştu.

Yine çok yakınlarda Erzincan’ın Başbağlar köyünde camiden çıkan Müslümanların nasıl kurşuna dizilerek şehid edildiklerini çok iyi biliyoruz.

Bu Müslüman millet son yetmiş ****en sene içinde çok acılar çekti, çok işkence ve hakarete maruz kaldı, çok zulme uğradı.

27 Mayıs’tan bir müddet sonra Kayseri’de, caminin bahçesinde sarıklı dolaşıyorlar diye iki imamın sarıkları boyunlarına dolanarak kendilerine hayâsızca hakaret edilmiştir. Böyle bir şeyi, 1919 ile 1922 arasında İstanbul’u işgal etmiş olan düşman kuvvetleri bile yapmamıştır.

Müslümanların on binden fazla tarihî camisi, medresesi, tekke binası, imareti, taş mektebi ve benzeri vakıf eserler yıkılmış, satılmış, kiraya verilmiştir. Sadece Edirne’de 300’den fazla cami ve tekke binası (onlar da bir tür camidir) vakıflar tarafından satılmıştır.

İstanbul Ayazpaşa semtinde, Alman Sefarethanesi yakınındaki camide okunan yatsı ezanı, karşıdaki Park Otelin orkestrasını ve demlenen sarhoşları rahatsız ediyor diye, Belediye amelesi (işçileri) vasıtasıyla oradaki caminin minaresi sabaha kadar yıktırılmıştır.

Küçük çocuklara gizlice Kur’an ve din dersi okutan hocalar yakalanmış, zincire vurularak hapse atılmıştır.

Ülkedeki bütün tarihî İslâm mezarlıkları tahrip edilmiştir. (Tabiî Üsküdar’daki Bülbüldere Dönmeler mezarlığı titizlikle korunmuştur.)

İstiklal mahkemeleri tarafından ipe çekilerek idam edilen hoca bir İskilipli Atıf Efendi midir?.. Hayır binlerce hoca, şeyh, derviş vahşice idam edilmiştir.

Tek parti rejimine muhalefet edenlere vatan haini muamelesi yapılmıştır.

Dehşet saçılmıştır... İşkence edilmiştir... Yargıtaya müracaat hakkı olmadan idam cezaları verilmiş, zavallı “suçlu” karardan iki gün sonra asılmıştır.

Çetin Altan kaç defa yazdı. Yakınlarından biri Erzincan’da çarşaflı bir İslâm hanımını astırmıştır.

Kalkmış birtakım adamlar ve kadınlar ciyak ciyak bağırarak protesto ediyor. Neymiş efendim, birileri darbe/darbeler teşebbüsü hazırlığında imişler, yakalanmışlar, bu haksızlık imiş...

Dilerim bu halkı aldatanlar, yalan söyleyenler, tarihi çarpıtanlar, darbe ve zulüm şakşakçılığı yapanlar beladan belaya uğrasınlar.
...........

selametle..
 
Darbe zihniyetine bakıldığı zaman, zaten altında hep izm'ler olduğu görülür.
Şimdilerde değişik versiyonlarını sergiliyorlar. Askeri darbe, olmazsa postmodern, o da olmazsa; sivil darbe, bu da tutmazsa en son nokta halk ayaklanması...

Burası ne arjantin ne de muz cumhuriyeti. Halkların tarihlerine bakıldığı zaman, başındaki emire baş kaldırmayan dünyada tek millet; Türk Milleti'dir. Bazı arkadaşlar şimdi kabakçıdan tutunda patrona halil'e kadar hemen aksi tez sunar. Bu yönde düşüncesi olanlara özellikle şunu söyleyebilirim, bu ayaklanmaların başındaki insanın milliyetine bakın, daha sonra konuşalım. Bolşevikten tutunda sırp milliyetine varıncaya kadar bir çok milletten insan görürsünüz. Tek göremeyeceğiniz millet: TÜRK MİLLETİ'dir.

Şuan, günümüzde bu tür darbe girişimlerine kalkışanların da milliyeti konusunda çok fazla bir fikrim yok. Ama zihniyetlerinin dışarı kaynaklı olduğu konusunda zerre kadar şüphem de yok! Tampon; elbette yine Türk Milleti.

Allah (cc) bu millete Hz. Eyüb (a.s.) sabrı vermiş. Ama unutulmamalı ki; Eyüb (a.s.) dahi bir insandı ve kendisinden zuhur eden bir zelle yine kendine şifa olarak döndü.

Acaba; Türk Milleti açısından böyle bir zelleye ne kadar kaldı ? Bela okumakla beraber, bu insanların belası olmaya çalışmak gerekir, diye düşünüyorum.
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks