İnsanın fıtratına bakmak lazım. İnsan bu konuda nasıl bir fıtrata tabii...
İnsan fıtrat itibari ile unutkan, aceleci, sabırsız, hırslı, zalim ve nankördür. Yani bu hasletler her insanın kimyasında mevcuttur. Ancak, modern tabir ile ego tabir edilen bu haller, aysberkin su altında kalan kısmı gibi insanın da diğer insanlardan ve hatta bazen kendinden dahi gizlediği tabiatıdır. İnsan, bu tabiatını hep saklamak, ortaya koymamak ister. Ancak nefis, zaman zaman bu tabiatları su yüzüne çıkarır.
Nefis, gayet azgındır. Haddini bilmediği zamanlar, bildiği zamanlardan çok fazladır. Onu dizginlemenin en son yolu da cebrdir. Zira, Allah (cc) dahi, kullarını azab ile korkutur.
Kur'an da da Allah (cc) terbiye konusunda meşhur bir söz olan "nush ile uslanmayanı etmeli tektir, tektir ile uslanmayanın hakkı kötektir" sözünü bir anlamda emreder.
"... başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün." (Nisa 34)
Demek ki, önce nasihat, sonra azarlama ve yetmiyorsa hafifçe bir kötek.
Nasihattan maksat, doğruyu eğriyi güzelce, anlaşılır biçimde, anladığından emin olunacak şekilde öğretmektir. Olmadı ise bir daha öğretmektir.
Tekdirden kasıt, azarlayarak konu hakkında ki önemi anlatmak, hissettirmek, ihtar etmektir. Olmazsa bir daha...
Kötekten kasıt, can yakmaktan mâdâ nefsi kırmaktır. Kişi onurunun hafifçe kırılacağını göstermektir.
Hatalara tepkisiz ve aşırı hoş görülülük, çocuğa da, büyüğede hayr sağlamaz, zarar verir.
Tepkinin muradı nefsi tatmin değil, hatayı yapanı düzeltmek olmalıdır. Böyle olursa tepki koyan sonradan pişman olmaz, utanmaz. Aksi halde yaptığı doğru da olsa, yaptığından nedamet duyar.
Ben böyle biliyorum.