Bugün onlara, yarın size!...

bcetin811

AMEL-Ý SALÝH
Bu bir isyandır ! Bu, başta biz hukukçuların isyan etmesi gerekli bir isyandır.

Toplumun içinde bulunduğu sosyolojik ve ekonomik nedenlerden dolayı suç makinesine dönüşmüş kişilerin, adeta ödüllendirilerek serbest bırakılması ya da az ceza verilerek salıverilmeleri adeta ödüllendirilmeleri, potansiyel suçluları da suça teşvik etmeye karşı artık bir “dur” demedir.

Geçtiğimiz hafta, İstanbul Gaziosmanpaşa’da bir kişinin 23 kediyi kestiğini , bunları daha sonra buzdolabında sakladığını, bunun tespit edilmesi üzerine 5 günlüğüne akıl hastanesinde yatırılıp tekrar serbest bırakıldığını öğrenmiş bulunuyoruz.

Toplumla barışık olmayan ve olması mümkün olamayan bir çok kişinin, inatla bu toplum ve hukuk sistemi içinde barındırılabilmesine, yaşanan bu son olay nedeniyle biz İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu olarak isyan ediyoruz. Şiddete/suça eğilimli kişilerin, bu kadar kolay toplum içinde yaşıyor olabilmesini anlayabilmiş değiliz. Toplumun bu suskunluğunun da ne zaman sona ereceğini bilemiyoruz.

Şiddete meyilli kişilerin, uzun süre tedbir mahiyetinde sürekli psikolağa gitme, denetim altında bulundurulma, bununla ilgili olarak, yaptırımların fiili olarak uygulanması gerekirken, bugün 23 kediyi canlı canlı kesip doğrayan bir kişinin salıverilmiş olması gerçeği; yarın kendi çocuğunuza saldırmayacağının, cinsel saldırıda bulunmayacağının, gasp yapmayacağının, silah kullanarak toplumun huzurunu kaçırmayacağının garantisini veremeyeceği aşikardır.

Cezaevlerindeki doluluk oranı son aftakinden daha da fazla olduğu ortada iken, suç makineleri meşhur olmak adına seri katile dönüşmüşken, gasp suçluları sadece bir yıl içinde 39 binli sayılara gelmişken, porno tacirleri, adına maganda adı verilen suç makineleri insanları hiçbir neden yokken öldürürken, sokak hayvanlarını kimseleri yok diye itlaf edenler tüm baskılara rağmen artarken bunların sorumlusu olarak sadece suçluları görmek; büyük bir naivlik olacaktır.

5199 sayılı hayvanları Koruma Kanunu tamamen göstermelik olduğu , özellikle örgütlü kamusal hayvan kıyıcılığını ve sadistçe eylemleri ciddi yaptırıma bağlamadığı ve Türkiye gibi ülkelerde daha etkin yaptırımların gerekliliği gerçeğini görmezden gelinmektedir. Bu durum, tüm bilim adamlarınca ve hukukçularca kabul edilmektedir. Mutlak surette uygar bir ülkenin gereği olan , acıma erdem , ve evrensellik empati ile bütün canlılara karşı sorumlu olduğumuz artık kabul edilmelidir.


Bugün 23 kediyi öldüren, onları buzdolabında saklayan bir hasta yurttaşımızın yaşattığı vahşet , toplumsal kaosun ve toplumumuzun hayvana kültürel yaklaşımının bir neticesidir. Bu kişilerin hiç bir ceza veya ıslah görmeden tekrar topluma salıverilmesi halinde; eline tekrar bir fırsat geçtiğinde şu an için yine bir hayvan belki de başka sefer insan canına kıyması; kaçınılmazdır. Mecliste tekrar görüşülmesini istediğimiz Hayvanları koruma yasası “aferin oğlum yasasına” dönüşmüştür.

Hayvanları sevmeyen bir toplum, insanları da sevmeyecek ve asla bu toplumla barışık yaşayamayacaktır.

Biz, bu toplumda yaşayan herkesin; bugün hayvana karşı işlenilen suça ses çıkarılmadığı taktirde; yarın bu suçların insanlara karşı da işlenilebileceğinin bilincini ve şuurunu taşımasını istiyoruz.

İşte bu nedenle; biz İstanbul Barosu hayvan hakları komisyonundaki hukukçular olarak, 5199 sayılı yasanın kabahatler yasası olmaktan çıkarılıp suç olarak değerlendirilmesi için TBMM tarafından tekrar ele alınmasını istiyoruz.

Sayın TBMM’ce hem bu yasanın hem de etkisiz kalan bir çok yasanın tekrar ele alınmasına biz hukukçular tarafından yapılan bu isyanın önayak olmasını arzuluyoruz. Bununla ilgili olarak halkı temsil eden meclisteki ve meclis dışındaki tüm siyasi yetkiyle görüşeceğimizi , çözüm tekliflerimizi sunacağımızı , bu ve benzeri yasaların değişmesi için hukuki olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğimizi kamuoyuna bildirir , tüm sivil toplum örgütlerinin ve bireylerin acil desteğini bekleriz.




ISTANBUL BAROSU
HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU

 
işte bçetin kardeşim osmanlı bunları tasavvuf müzıkisiyle tedavi ediyordu şimdi durum gözler önünde üçgün yatır sal toplum iyi yöne gitmiyor bu islamiyetin zayıflığından kaynaklanıyor rabbim bizleri müslümanlığın ışığından ayırmasın.
 
işte bçetin kardeşim osmanlı bunları tasavvuf müzıkisiyle tedavi ediyordu şimdi durum gözler önünde üçgün yatır sal toplum iyi yöne gitmiyor bu islamiyetin zayıflığından kaynaklanıyor rabbim bizleri müslümanlığın ışığından ayırmasın.

Amin Muhammet abi..Allah razı olsun..Bu konularda çok hassasiyet gerekmektedir..
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks