Bu Hadis'e Cevap Lütfen...

Brk_17

New member
Hadis: “Yer yüzü balığın sırtındadır. Cennete girecekler ilk olarak bu balığın ciğerinden yiyecektir.”
Buhari 3/51

Öncelikle selamun aleyküm...Benin bu hadis hakkında kafam karışmış durumda günlerce cevap aradım bulamadım,bu konu hakkında tatmin edici bir cevap verirmisiniz? Bu balığa bazıları burç filan demiş fakat o zamanda ciğer meselesi karışıyor ltfen bilen biri cevaplasın bu hadisi
 
Hadis: “Yer yüzü balığın sırtındadır. Cennete girecekler ilk olarak bu balığın ciğerinden yiyecektir.”
Buhari 3/51

Öncelikle selamun aleyküm...Benin bu hadis hakkında kafam karışmış durumda günlerce cevap aradım bulamadım,bu konu hakkında tatmin edici bir cevap verirmisiniz? Bu balığa bazıları burç filan demiş fakat o zamanda ciğer meselesi karışıyor ltfen bilen biri cevaplasın bu hadisi



AleykümSelam,Kardesim sen unut bunu.Hic kafani karistirma.Yoksa iyin icinden cikamazsin...O nedenle sen Kurana bak ve yasa...
 
Hadis: “Yer yüzü balığın sırtındadır. Cennete girecekler ilk olarak bu balığın ciğerinden yiyecektir.”
Buhari 3/51

Öncelikle selamun aleyküm...Benin bu hadis hakkında kafam karışmış durumda günlerce cevap aradım bulamadım,bu konu hakkında tatmin edici bir cevap verirmisiniz? Bu balığa bazıları burç filan demiş fakat o zamanda ciğer meselesi karışıyor ltfen bilen biri cevaplasın bu hadisi


Hadis-i Şerifler, İslamiyeti dejenere etmek isteyen muhtelif kaynakların en çok speküle ettiği kaynaklardan birisidir.

Allah (cc), Hz. Muhammed (sav) peygamber olarak seçmiş, O'na Kur'an ı vahyetmiş, insanlara açıklamasını da emretmiştir. Bu durum aşağıda ki ayetlerle sabittir.

Bakara 151 " Nitekim kendi içinizden size âyetlerimizi okuyan, sizi kötülüklerden arındıran, size Kitab'ı ve hikmeti talim edip bilmediklerinizi size öğreten bir Resûl gönderdik."

Nisa 105 "Allah'ın sana gösterdiği şekilde insanlar arasında hükmedesin diye sana Kitab'ı hak ile indirdik; hainlerden taraf olma!"


Şüphe yok ki asr-ı saadette de sahabiler, yirmi üç yıl süren bu risalet sürecinde, bu gün bizlerin sorguladığından çok daha yoğun olarak, Peygamber Efendimiz'e akla hayale gelmeyen sorular yöneltip, Kur'an da bahsi geçen konulardan izahatlar istediler. Kur'an ı Kerim'i en iyi anlayan ve tefsir eden, anlatan hiç şüphesiz O'ydu. Peygamber Efendimiz (sav) bu soruları gerek yine Kur'an içinden, gerekse anlatılmak isteneni kendi ifadeleri ile anlatmıştır.

Hadislerde/Sünnetlerde hem İslami ahkamı vardır, hem O'nun bizlere örnek olan/olması gereken yaşantısından kesitler vardır. Biz O'nun İslam ahkamı kısmına giren Hadislerini bir İslami emir olarak algılarken, yaşantısından kesitleri de "en güzel olandır" diyerek uygulamaya çalışırız.

Gerek ilmen olan eksikliklerimiz, gerek bu konulara uzaklık/yakınlığımız nedeniyle Kur'an ilminde çok ileri olmadığımız, çok büyük bir kesimimizin alakasız olduğu bir gerçektir. Bu nedenle de Hadisler, Kur'anı iyice anlamamızda en önemli kaynaktır. Her ne kadar bu kaynağa ihtiyaç duymadığını beyan eden bazı kesimler varsa da, bunların dayanakları ve iddiaları yetersizdir.

Bu gün Kur'an ı meal eden alimlerin dahi, tefsir eden alimlerin dahi yer yer ayrılıklara düşmekte olduğu gerçeği göz önüne getirilirse, sırf meal okuyup İslamın tüm ahkamını eksiksiz, tam olarak anlayacağını söylemek, bu gün ki beşeriyetin cümlesinde milyonda bir ihtimaldir. Zaten bunu denemek isteyenlerle yapılan teatiler de görülür ki; bir ayeti on kişiye sorsan beş ayrı yorum/anlam çıkartılmaktadır. Bu da hükmü her kes için aynı olan Kur'an için mümkün olmayan bir durumdur.

Bu kardeşlerimiz, iddialarını desteklemek için Kur'an dan örnekler vermekten de geri durmazlar. Mesela aşağıda ki örnek ayette bunlardan bir ayettir. Kur'an ın apaçık olduğunu, her şeyi açıkladığını ve başka bir kaynağa gerek olmadığını iddia ederler.

Yasin 12 " Şüphesiz ölüleri ancak biz diriltiriz. Onların yaptıkları her işi, bıraktıkları her izi yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta sayıp yazmışızdır."

Ancak Ali İmran 7 ayetinde mealen " Sana bu kitabı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için, bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde uzman olanlar, «Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır.» derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez." emri var. Bu ayeti aşağıda ki gibi meal edenler de vardır.
"Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun yorumuna öncelik tanımak için Kitap'ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez."

Her iki meal halinde de insanların bilmedikleri ya da ilmen derin olanlardan başkasının bilemediği/anlayamadığı bazı noktaların olduğu beyan edilmekte.

Yine;
En'am 98 " Sizi bir tek candan yaratan O'dur. Sonra sizin için bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Biz âyetlerimizi, anlayan bir toplum için apaçık beyan ettik. "

Hüd 6 "Yeryüzünde rızkı Allah'a ait olmayan hiçbir canlı yoktur. O, onların karar kıldıkları yerleri de, emaneten durdukları yerleri de bilir. Onların hepsi apaçık bir kitaptadır."

Hicr 1 " Elif, Lâm, Râ. Bunlar kitabın ve apaçık bir Kur'ân'ın âyetleridir. "

Hac 16 "İşte biz onu (Kur'ân'ı) böylece, apaçık âyetler olarak indirdik. Şüphesiz Allah dilediğini doğru yola eriştirir."


ayetleri apaçık ifadesini kullanmakla beraber, mesela Hicr 1 deki "Elif, Lâm, Râ" ayetlerini anlamak mümkün olmamaktadır. Keza diğer ayetlerde ki lafz ile, ayetin ne dediğini, neden dediğini bilmek, bu konuda gerek ayetlerin nüzül sebeplerini, gerek Hadisleri ve ya bu konuda ki müçtehidlerden yardım almadan anlayabilmek mümkün görülmemektedir.Demek ki, burada ki "apaçık" ifadeleri, farklı açıklıkları izah etmektedir.

İşte, bu tür nedenlerle, Müslümanları zaafa düşürmeye çalışan çevrelerin en çok kullandığı konu Hadisler olmuştur, bir kez daha beyan edelim. Bu kaynaklar yüzyıllardan beri Kur'anı açıklayan Hadis kaynaklarının itibarını düşürmek adına (ki böylece dileyen Kur'anı dilediği gibi yorumlasın ve dilediği gibi amel etsin) her türlü çabayı sarf etmiş, Hadislere hille ve yalan katarak yaymış, bunu en emin kaynakların dahi elinden/dilinden yaymaya çalışmışlardır. Sadece bununla kalmamış, sırf ticari amaç uğruna eksik, yanlış yüzlerce eser çevirisi yapılmış, basılmış ve yayımlanmıştır. Bir çok eser, yukarıda örneğini verdiğiniz hadis türündekiler için önsözünde, Hadis'in sahihliğinden emin olunmadığını belirtmesine rağmen, bu önsözler, açıklamalar okunmadan, bilmem kimin kitabında şu-bu yazıyor şeklinde açıklamalar ile Hadislere haklı/haksız yaftalar vurulmuştur.

Aklın yolu birdir. İki kere ikiye beş diyen, üç-beş öğretmen çıkarsa, tüm öğretmenler yalancı veya bilgisiz mi olur? Ama hadis konusu, bu dejenerasyonu yapan kesimler tarafından bu şekilde enforme edilmiş, olur-olmaz beyanları, kitabın da ismi verilerek yayılmış, sorular sorulmuş ve Hadis düşmanlığı oluşturulmaya çalışılmıştır.

Şimdi, bu bahsedilen Hadis'in sahih olup olmadığı ravisi, senedi vs. gibi delillerle incelenmelidir ki, eğer sahih ise hakkında yorum yapılabilsin.

Dilerim bu fakir bilgi dağarcığı ile bir nebze anlatabilmişimdir.
 
Bediüzzaman Hazretleri , 14.Lema’da “Dünya öküzün ve balığın üstündedir ” Hadisi Şerifinin, İbn-i Abbas’a isnad edilen şekliyle Sahih olduğunu söylemiş ve bu mihfal üzere tefsir etmiştir.
1) Yeryüzü ve Gökyüzünü idare eden 4 tane Melek vardır. Yeryüzünden sorumlu olanların adları “sevr” ve “hud” dur. Bu açıdan ; Dünya sevr ve hud ‘un üstündedir ifadesi ile bu Melekler kast edilmiştir.
2) Nasılki ; “Devlet Kılınç ve kalem üstünde duruyor ” dendiğinde Devletin askeri kuvvet ve adalet ile ayakta durduğunu anlatılmak isteniyor, aynen bu teşbihte olduğu üzere ; Dünya su ve topraktan müteşekkil olduğundan, suyun insanlara en büyük rızık sebebi olan balık ve toprak üstünde insanlara en faideli olanın öküz olması hasebi ile Efendimiz (SAV) bu manaya işaret etmiştir.
3) Güneşin dünya nazarındaki konumuna göre adlandırılan Burçlardan olan “balık burcu” ve “koç burcu” na işaret etmiştir. Yani Efendimiz (SAV) ‘m dünya “balık burcunda” iken neyin üstünde sorusuna , “balık burcu” şeklinde ifade etmiş , bir ay sonra aynı soruya “koç burcu” diyerek aslında kendi döneminde bukadar gelişmemiş astronomi ilmine vukufiyetini bir nevi mucize şeklinde göstermiştir.


Risale-i Nur
 
Geri
Üst
AdBlock Detected

We get it, advertisements are annoying!

Sure, ad-blocking software does a great job at blocking ads, but it also blocks useful features of our website. For the best site experience please disable your AdBlocker.

I've Disabled AdBlock    No Thanks