"Cenab-ı Hakk'ın sevgililerinden bir zat Hacc'a niyet ediyor. Küçük de bir çocuğu var. Hazırlıkları görünce:
"Baba nereye gidiyorsun?
" diyor
"Allah'ın evine, Beytullah'a gidiyorum.
"
Çocuk çok ısrar ediyor:
"Beni de götür!
"diye yalvarıyor.
"Yavrum sen daha küçüksün, büyüyünce götürürüm.
" demişse bile fayda etmiyor, götürmeye mecbur kalıyor.
Yola çıkıyorlar. Çocuk yolda:
"Ev bomboş olmaz ya, ben Allah'ıma gidiyorum
" diye mütemadiyen düşünüyor, o niyetle yola çıkıyor. Babasının kastı ise Allah'ın evine gitmek. Aradaki fark çok büyük.
Nihayet Hicaz'a geliyorlar. Çocuk Harem-i Şerife girer girmez:
"Allah" diyor ve yere yığılıp kalıyor. Babası bakıyor ki, çocuk ruhunu teslim etmiş. Herkes şaşırıyor.
O zaman o zata şöyle bir hitab geliyor:
"Sen Beyt'imi ziyaret etmeye geldin, Beyt'ime ulaştın. O ise bana geliyordu, beni gördü ve göçtü."
"Baba nereye gidiyorsun?
"Allah'ın evine, Beytullah'a gidiyorum.
Çocuk çok ısrar ediyor:
"Beni de götür!
"Yavrum sen daha küçüksün, büyüyünce götürürüm.
Yola çıkıyorlar. Çocuk yolda:
"Ev bomboş olmaz ya, ben Allah'ıma gidiyorum
Nihayet Hicaz'a geliyorlar. Çocuk Harem-i Şerife girer girmez:
"Allah" diyor ve yere yığılıp kalıyor. Babası bakıyor ki, çocuk ruhunu teslim etmiş. Herkes şaşırıyor.
O zaman o zata şöyle bir hitab geliyor:
"Sen Beyt'imi ziyaret etmeye geldin, Beyt'ime ulaştın. O ise bana geliyordu, beni gördü ve göçtü."