Neler yeni
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bayrağımızın tarihi...

samanyolu

New member
Katılım
19 Mar 2007
Mesajlar
2,063
Tepkime puanı
2,696
Puanları
0
Yaş
49
Konum
istanbul
Bir devletin, bir askerî birliğin, resmî veya gayriresmî bir kuruluşun sembolü olarak tarif edilen bayraklar, her zaman önemli mânâlar taşımış ve hiçbir bayrak asla rastgele şekil ve renklerden meydana getirilmemiştir.

Bayraklar, bir milletin varlığının ve bağımsızlığının sembolüdür; bu yüzden atlas veya ipek gibi değerli kumaşlardan yapılmakla değil, taşıdığı mânâ ile değer kazanır. Tarih boyunca bayrağı yere düşürmemek ve düşmana bırakmamak için nice yiğit, savaş meydanlarında hiç tereddüt etmeden canını seve seve feda etmiştir.

Bayrağımızın Tarihi

Osmanlılar, çoğunlukla üç hilâlli yeşil ve kırmızı bayrağı kullanmıştır. Bir hilâl ve sekiz köşeli yıldız bulunan kırmızı bayrak, ilk defa 1793’te III. Selim Han döneminde devletin resmî bayrağı olarak kabul edilmiştir. Sultan Abdülmecid zamanında yıldızın beş köşeli olması kararlaştırılmış (1842) ve Osmanlı bayrağının şekli kesinleşmiştir. Osmanlı’nın son döneminde şekillenmiş olan bu bayrak, Cumhuriyet döneminde de kullanılmıştır. 22 Ekim 1925’te Sancak Tâlimâtnâmesi ile bayrağımızın kesin şekli belirlenmiş; 29 Mayıs 1936’da ise, 2994 numaralı Türk Bayrağı Kanunu’yla bayrağımız bugünkü hâlini almıştır.

Bayraklardaki renk ve semboller neyi ifade eder?

Bayraklar üzerindeki şekil, renk ve semboller; milletlerin inançlarını, düşüncelerini ve hafızalarında derin izler bırakan hatıralarını yansıtır. Almanya, Belçika, Hollanda, İtalya gibi bazı Avrupa devletlerinin bayrakları üç renklidir. Bu bayraklarda üç renk kullanılması, teslis inancını sembolize etmektedir. Bunun yanı sıra Danimarka, Finlandiya, İsveç, Norveç, İsviçre, Yunanistan gibi bazı devletler de bayraklarında Hristiyanlığın sembolü olan haça yer vermişlerdir. İngiliz bayrağındaki birbirine kaynaşmış üç haç şekli, İngiltere, İskoçya ve İrlanda’nın birleşik vaziyetine işarettir. Bayraklardaki renklerin de milletler için önemli mânâları vardır. Meselâ, Fransa; ihtilâlden sonra bayrağının renklerini belirlerken krallık zamanından beyazı, ihtilâlden kırmızıyı ve Paris’in eski alâmeti olarak maviyi almış ve üç renkli Fransız bayrağını oluşturmuştur. ABD’nin bayrağındaki elli yıldız, Amerika’yı oluşturan eyalet sayısını ifade etmektedir. Eski SSCB bayrağında, kızıl zemin üzerindeki orak, çiftçileri; çekiç ise, işçileri sembolize eder. Japonların, üzerinde kırmızı güneş bulunan beyaz bayrakları, Japon Budizmi’ndeki ilâh anlayışını sembolize etmektedir. İsrail bayrağındaki altı köşeli yıldız (Mühr-i Süleyman) ile, Kore bayrağındaki bir dâire içinde bulunan iç içe iki “S” de bu devletler için dinî bir mânâ taşır. Kezâ, Eski Çin bayrağındaki ejderha resmi de Çin’deki an’anevî kültürün izlerini yansıtır. Suudi Arabistan bayrağındaki ‘Kelime-i Tevhid’ ile İran bayrağındaki ‘Allah’ lâfzı da, inancın bayrakta sembolize edildiğine birer örnektir.

Hilal Ve Yıldızın Manası

Hilâl ve yıldızın mânâsına gelince; ‘haç’ nasıl Hristiyanlığın sembolü olmuşsa; ‘hilâl’ de tarih boyunca İslâm’ın, Tevhid inancının ve Müslüman toplumlarının sembolü olagelmiştir. Haçlı seferlerinin diğer adı Hilâl-Salîb (Haç) mücadelesidir ki, Tevhid-Teslis mücadelesi mânâsındadır. (‘Hilâl’ kelimesi ile ‘Allah’ lâfzı Arapça’da aynı harflerden oluşmakta ve bu yüzden de ebced hesabında karşılıkları 66’ya tekabül etmektedir.)

Yıldız, çok eskiden beri birçok toplum tarafından kullanılan bir sembol olmakla birlikte, Türk bayrağına Osmanlı’nın son döneminde girmiştir.

Bayrağımızın rengi de ‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır!’ mısraında ifade edildiği gibi, şehitlerimizin kanlarını sembolize etmektedir. ‘Al’, Türk milleti için âdeta millî bir renk olmuştur. Özellikle Osmanlılar kırmızıyı hânedan rengi kabul etmişlerdir. Buna bağlı olarak padişahın yorganı, çarşafı, yastığı hep al olurdu. Padişah kızları da kırmızı gelinlik giyerlerdi. Halk arasında da al gelinlik yaygın olarak kullanılmıştır ki, Arif Nihat Asya ‘Bayrak’ şiirinde bunu ‘Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü’ şeklinde ifade etmiştir. Günümüzde de gelinlerin duvaklarının kırmızı oluşu, hep bu rengin millî bir karakter taşımasındandır.

Hz. Muhammed’in (sas) Medine’ye girişlerinde; Alparslan’ın Malazgirt’ten Anadolu’ya geçişlerinde; Osman Gazi’nin Bursa’ya yürüyüşünde bayrağı şahit tutmaları tarihe kayıt düşülmüştür.

Bayrağın ifade ettiği mânâda buluşmak bizim kültürümüzde önemlidir. O açılıp yola koyulunduğunda millet olarak hep onun peşine düşmüşüz. Hattâ “Allah milletimizi vatansız, vatanımızı bayraksız bırakmasın.” sözleriyle bayrağı dualarımıza da nakşetmişiz. Nice yağız delikanlıyı onun ufuklarda dalgalanması uğruna şehit vermişiz. Bu hâl, bizim kanımıza öylesine işlemiştir ki; kıyamet kopup bütün insanların tekrar diriltileceği mahşer yerinde Hz. Muhammed’in (sas) sancağı altında toplanmak dilimize ve yüreğimize pelesenk olmuştur.

Allah bizleri bu bayrağı bayrak yapan değerlere ırak kılmasın ve bizi onsuz,onu bizsiz bırakmasın....Amin... Saygılarımla...

Alıntı.
 
Üst Alt