Ayrılık

Aşk ne diye soruyorlar,
Aşk;
Uğur böceğinin kırmızısında saklı,
Sevdanın adresini vermemi bekliyorlar,
Eylül yağmurlarında ıslanmadan,
Anlayamazlar sevdayı...
Beklemek diyorlar, acı değil mi ?
Acı; damarlarından kanın çekilmesi mi ?
Ruhun bedenden ayrılması mı ?
Bana kalırsa tutan elin;
Diğerini bırakması...
Boynunda sevda ilmeği, musallada sonsuz bakışın,
Gezdiğin tozlu yollarda kalmış, görünmez ayak izin.
Gökyüzünden koparttım bir tutam,
Biraz gül, çokça hüzün,
Hiç yakışmadı sevdana bu apansız gidişin...
Ayrılığın vaktiyse şuan, durma; git hadi,
Ben yarım kalan çayıma devam edeyim.
Çay işin bahanesi, muhtaç olduğum konu mankeni,
Yarım bardak çayı siper ettim, gidişini görmeyeyim...
Dur!
Gözlerin yeşilmiydi, maviye çalarmıydı ?
Gamzelerin yüzüne başka bir anlam katarmıydı ?
Hiç düşünmemiştim bak ! bana giderken kızacağını,
Allah bilir ya, hiç üşenmez sökersin,
Geçen kış bana ördüğün yeşil kazağı...
Aşk nedir diye şimdi bana soruyorlar,
Kışı kazaksız geçirenlere sorun diyorum;
Gülüyorlar...
Bir de Gülten'siz olanlara,
Anlamıyorlar...
Yoruldum...Ben de geleyim artık yanına,
Birazcık yer aç,
Turkuaz bakışlarında !..